Makaleler

ÇOK TARAFLI SÖZLEŞME (MLI)’NİN TÜRKİYE UYGULAMASI

14.07.2020

ÇOK TARAFLI SÖZLEŞME (MLI)’NİN TÜRKİYE UYGULAMASI

Beste KÜÇÜKŞAHİN

Avukat

 

 

ÖZET

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (“OECD”) tarafından 2013 yılında proje haline getirilen Matrah Aşındırılması ve Kar Kaydırma (“BEPS”) Eylem Planı’nın 15. Eylem çalışmaları neticesinde oluşturulan “Matrah Aşındırılmasını ve Kar Kaydırmayı Önlemede Vergi Tedbirleri Geliştirmek Amaçlı Bir OECD Çok Taraflı Enstrüman (Multilateral Instrument-MLI)” 07.06.2017 tarihinde imzaya açılmış olup günümüze dek ülkemizin de aralarında bulunduğu 94 ülke tarafından imzalanmıştır.[1]

İşbu sözleşme Türkiye Cumhuriyeti adına imzaya açıldığı tarih itibariyle imzalanmış olmakla birlikte, beyan ve çekinceler ile 02.06.2020 tarihi itibariyle sözleşmenin onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulmuştur. Bu makalede Çok Taraflı Sözleşmenin uygulanmasına ilişkin hususlara yer verilecektir.

Anahtar Kelimeler: Çok Taraflı Sözleşme, MLI, Matrah Aşındırılması ve Kar Kaydırma (BEPS)

 

GİRİŞ

Globalleşen dünyada çok uluslu şirketlerin ödeyecekleri vergileri en aza indirmeyi hedefleyen faaliyetleri neticesinde oluşan matrah aşındırma ve kar kaydırma operasyonları ülkelerin defaatle zarara uğraması ile neticelenmiş olup söz konusu kayıpların yıllık olarak 100 milyar ila 250 milyar dolar arasında olduğu düşünülmektedir. G20 ülkelerinin girişimleri ile OECD’nin geliştirdiği “Matrahın Aşındırılması ve Kar Kaydırma” (Base Erosion and Profit Shifting- BEPS) Eylem Planı kabul edilmiş ve ülkeler matrahın aşındırılması ve karın kaymasına neden olan faaliyetlerini ortadan kaldırmak amacı ile mevzuatlarında gerekli değişiklikleri yapma yükümlülüğü altına girmiştir.

Bu kapsamda Türkiye tarafından 07.06.2017 tarihinde Paris’te imzalanan Çok Taraflı Sözleşme (“MLI”), 02.06.2020 tarihinde TBMM’ye “Matrah Aşındırma ve Kâr Kaydırmanın Engellenmesine Yönelik Vergi Anlaşmaları ile İlgili Önlemlerin Uygulanmasına İlişkin Çok Taraflı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi” ile sunulmuştur. MLI, Türkiye tarafından iç hukuka uygun olarak onaylandıktan kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girecektir.

İşbu teklif kapsamında sözleşmeye taraf olan ülkelerin imzaladığı Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları(“ÇVÖA”)’nın özüne dokunmadan bu anlaşmalarda Hazine gelirlerinin azalmasına neden olmayacak değişikliklerin yapılması ve söz konusu anlaşmaların uluslararası standartlara uygun hâle getirilmesi amaçlanmaktadır.

 

I. ÇOK TARAFLI SÖZLEŞME (MLI) NEDİR?

Dünya çapında sayısı 3000’i aşan ÇVÖA’ların BEPS aksiyon planları kapsamında yeniden müzakere edilmesindeki zorluklar sebebiyle OECD konuyu Ceza Hukuku alanında imzalanmış uluslararası anlaşmalardan esinlenerek MLI hazırlamak suretiyle çözme yolunda adımlar atmıştır.

MLI’nın iki temel amacı bulunmakta olup bunlar;

  • BEPS projesi kapsamında anlaşma temelli getirilen önlemleri mevcut ikili veya çok taraflı vergi anlaşmalarına aktarmak,
  • Çifte vergilendirmeyi ihtilaflarını çözüme kavuşturmak amacıyla zorunlu ve bağlayıcı yeni kurallar ortaya koymaktır.

MLI, tek müzakere ve imza süreci sunarak ÇVÖA’lara kıyasla hızlı çözüm sunmakta, değişikliklerin eş zamanlı yapılabilmesini sağlamakta, değişikliklerin uyumlu bir şekilde yapılabilmesine imkân tanımaktadır.

Ayrıca MLI, BEPS aksiyonlarının amacına ulaşması için kullanılacak bir tür araç olma özelliği taşımakta olup, zararlı vergi uygulamaları, anlaşmaların kötüye kullanımı, transfer fiyatlandırması ve uyuşmazlıkların çözümü gibi BEPS projeleri kapsamında geliştirilen asgari standartlara ilişkin zorunlu ve zorunlu olmayan hükümler içeren bir sözleşme niteliğini haizdir.

MLI, vergi anlaşmalarını doğrudan değiştirmeyip, daha çok ilgili maddelerde MLI hükümleri esas tutulmak suretiyle vergi anlaşması metni ile birlikte uygulanacak bir sözleşmedir. Ancak ülkeler, vergi anlaşmalarına MLI hükümlerinin derç edildiği konsolide vergi anlaşmaları versiyonlarını, kendi iç uygulamalarında kolaylık sağlamak adına geliştirme imkanına da sahiptirler.

İlaveten, MLI ÇVÖA’lar ile beraber uygulanacak olan bir sözleşme olup, ÇVÖA’ların geçerliliğine halel getirmemektedir. MLI’nın imzalanmasının ardından ÇVÖA metinlerinde herhangi bir değişiklik yapılmayacaktır. MLI’nın ÇVÖA’lar üzerinde herhangi bir “dondurucu” bir etkisi de bulunmamaktadır. Ancak Akit Devletler ÇVÖA’larının herhangi bir maddesinde değişiklik yapma hakkına sahip olmaya da devam edeceklerdir.

Toplamda 1575 adet ÇVÖA, MLI düzenlemesinin doğrudan kapsamına alınmıştır. MLI sisteminin işleyişi ülkelerin öncelikli olarak hangi vergi anlaşmalarının MLI kapsamında olduğunu bildirmelerine dayanmaktadır. Bir anlaşmanın MLI kapsamında revize edilebilmesi için tarafların her biri ilgili anlaşmayı OECD’ye MLI kapsamında olduğu yönünde bildirmeleri gerekmektedir.

Ülkeler, egemenlik anlayışları uyarınca bazı ÇVÖA’ları kapsam dışında bırakmayı tercih edebilecektir. Ülkemiz tarafından MLI kapsamında bildirilen ikili vergi anlaşması sayısı 90 olup işbu husus yürürlükte olan ve henüz onaylanmamış tüm vergi anlaşmalarının MLI kapsamına alınmak istendiği şeklinde yorumlanabilecektir.

MLI kapsamında yürütülen müzakereler sonucunda belirlenen maddeler yönüyle ülkelere seçimlik haklar tanınmıştır. Bu doğrultuda, ülkelerin bazı maddelere yönelik rezervasyon hakkını kullanarak bu maddeleri kapsam dışı bırakma hakkı bulunmaktadır. Bu sayede, ilgili konuya ilişkin ikili müzakereler esas alınarak düzenleme yapılması mümkün olacaktır.

Türkiye, sözleşmenin;

  • 4. maddesinde düzenlenen çifte mukimlik durumuna,
  • 5. maddesinde yer verilen çifte vergilemeyi önleme metotlarının uygulanmasına,
  • 8. maddede düzenlenen kâr payı transfer işlemlerine,
  • 9. maddede yer verilen esas değeri taşınmaz iktisabından kaynaklanan bir işletmeye ait payların devrinden doğan sermaye kazançlarına ilişkin düzenlemenin birinci paragrafına,
  • 10. maddede yer alan üçüncü bir ülkede bulunan işyerinin kötüye kullanımına,
  • 11. maddede yer alan vergi anlaşmalarının taraflardan birinin kendi mukimlerini vergilendirme hakkını sınırlandırmak üzere uygulanması,
  • 14. madde düzenlemesi olan sözleşmelerin bölünmesi,
  • 17. maddede düzenlenen karşı taraf düzeltmesi,
  • 35/4. maddede düzenlenen devam eden davalar bakımından sözleşmenin yürürlüğü,

maddelerine ilişkin rezerv koymuştur.

MLI’a onay verilerek akit devletlerden birisi olunması halinde, devam eden ÇVÖA’lar, akit devletlerin MLI’da kabul ettiği ve rezerv koyduğu maddeler bir arada değerlendirildiğinde, özellikle mükellefler bakımından, bir uygulama karmaşası çıkması öngörülmektedir.

Öncelikle iki hukuk düzenini ilgilendiren bir işlem mevcut olduğunda iki ülke arasında ÇVÖ anlaşmasının yanında;

  • MLI’ın uygulanabilir olması,
  • İki ülke tarafından da söz konusu ÇVÖ anlaşmasının MLI kapsamında bildirilmesi ve
  • MLI’ın uygulanabilirliği açısından da iki ülkenin kabul ettiği ve rezerv koyduğu maddelerin birbiriyle eşleşmesi

gerekmektedir.

Yukarıda bahsi geçen ve sözleşmenin uygulanmasında ortaya çıkabilecek aksaklıkları engellemek için OECD iki program geliştirmiş olup bunlar “matching data base” ve “tool kit” olarak tanımlanmaktadır. Matching data base uygulaması ile iki akit devlet açısından MLI’ın uygulanabilirliği karşılaştırmalı olarak incelenecektir.  İlaveten, hazırlanan liste sayesinde de ülkelerin çekince koyduğu ve kabul ettiği maddeler bir arada görülebilecektir. MLI toolkit ise açıklayıcı akış şemaları ile MLI uygulamasına ilişkin rehberlik sağlayan dokümanlardan oluşmaktadır.

BEPS eylem planlarının devreye girmesi ile birlikte uyuşmazlık çözüm usulleri olan karşılık anlaşma usulü ve tahkimin önemi ve etkinliğinin artması beklenmektedir. MLI’ın buradaki önemi özellikle bu usullerin uygulanmasına yönelik getirdiği yeni düzenlemelerin, özellikle de tahkim uygulamasının ÇVÖA’ların zorunlu parçası haline gelmesi ile ortaya çıkması beklenmektedir.

 

SONUÇ

Türk Vergi mevzuatında yakın zamanda yürürlüğe girmesi beklenen MLI kapsamında ortaya çıkması beklenen değişikliklerin çok uluslu şirketlerin ve yabancı yatırımları olan Türkiye mukimi şirketlerin sözleşmeye uyumluluğunun sağlanması açısından dikkate alınması ve sözleşme yorumlarının bu doğrultuda revize edilmesi ilerleyen süreçte önem arz edecektir.

 


[1] “Signatories And Parties To The Multilateral Convention To Implement Tax Treaty Related Measures To Prevent Base Erosion And Profit Shifting”, Erişim Tarihi: 05.07.2020, Erişim Adresi:  https://www.oecd.org