İmdat TÜRKAY/Gelir İdaresi Grup Başkanı
Özet: 2025 yılında elde edilen yedi gelir unsuru için yıllık gelir vergisi beyannamesi vermesi gereken kişilerin yıl sonuna yaklaştığımız bu günlerde, beyan edecekleri gelir tutarından indirim imkanı olan harcamalara ilişkin olarak gerekli hesaplamaları yapmaları ve harcamaya ilişkin fatura ve benzeri belgeleri de temin etmeleri gerekmektedir.
Anahtar kelimeler: Yıllık beyan, yılsonu işlemleri, eğitim ve sağlık harcamaları, hayat/şahıs sigorta primleri, bağış ve yardımlar, gider/harcama indiriminin şartları.
1.Giriş
Gelir Vergisi Kanununa göre, 2025 yılında elde edilen gelirler için yıllık beyanname verilmesi gerekiyorsa, beyan dönemi olan Mart/2026 ayı gelmeden önce; beyanname verme sınırlarını bilmeleri, beyan edilecek gelirlerini tespit etmeleri, kanunen izin verilen harcamaları/giderleri beyan edilecek gelirden indirilebilmeleri için yıl bitmeden bazı belgeleri hazırlamaları ve indirim tutarını hesaplamaları gerekmektedir.
Özellikle mali müşaviri olmayan ücret, gayrimenkul sermaye iradı (kira), menkul sermaye iradı, ile diğer kazanç ve iratlar için yıllık beyanname verecek olanlar için yıllık beyanname verilip verilmeyeceğinin tespiti ve gelir sahibinin kendisi, eşi ve küçük çocukları için hangi harcamaların beyan edilen gelirden indirim konusu yapılacağı ve hangi belgelerin olması gerektiği önemli hale gelmektedir.
Gelir vergisi mükelleflerinin vereceği yıllık beyannamede; yıl içinde kesilen vergiler mahsup edilebilmekte, şartlar sağlanıyorsa %5 vergi indirimi uygulanmakta, yurtdışında ödenen vergiler belli şartlarla beyannamede mahsup edilebilmekte, benzer şekilde yurtdışı zararların mahsubu söz konusu olmakta, özellikle yıllık beyannamede belli oranda mahsubuna izin verilen eğitim ve sağlık harcamaları beyan edilen gelirden düşülebilmekte, yine yıl içinde ödenen geçici vergi mahsup edilebilmekte, geçmiş yıl zararları yine beş yıl süre ile mahsup edilebilmektedir. Onun için her yılsonu bir hesap yapma ve beyan dönemi olan mart ayına hazırlık süreci gerektirmektedir.
Bazen de istisna kapsamında elde edilen bir kazanç için yıllık olarak beyan sınırı belirlenmekte ve belirlenen sınırın aşılması durumunda ise yıllık beyanname verilmektedir. Mesken kira gelirinde 2025 yılı için mesken istisna tutarı 47.000 TL olup bu tutarın altındaki kira geliri için yıllık beyanname verilmemekte, bu tutarın aşılması durumunda ise yıllık beyanname verilmektedir.
Yine GVK’nın 18’inci maddesi kapsamında elde edilen telif kazançları istisnası uygulamasında, 2025 yılı için belirlenen 4.300.000 TL’yi aşan kazançlar için istisnadan yararlanılması mümkün bulunmamakta ve söz konusu tutarı aşması halinde, elde edilen kazançların tamamı yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Aynı durum beş yıllık gayrimenkul satışlarında hesaplanan değer artışı kazançları içinde geçerli bulunmaktadır.
İşte tüm bu hesaplamaların yapılacağı dönem Aralık/2025 ayıdır. Zira bazı indirimlerde veya mahsuplarda belgeye ihtiyaç duyulabilmektedir. Onun için yılsonu bunların temini önemlidir.
2. 2025 Yılı Gelirleri İçin Yıllık Beyanname Vermek Zorunda Olanlar
Gelir Vergisi Kanununa göre, gerçek kişiler tarafından elde edildiğinde gelir vergisine tabi olan gelir unsurları; ticarî kazanç, ziraî kazanç, ücret, serbest meslek kazancı, gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve iratlardan oluşmaktadır.
Gelir Vergisi Kanununa göre gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabi bulunmakta olup gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır. Mükellefler, yedi gelir unsurundan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratlar için Gelir Vergisi Kanununda aksine bir hüküm olmadığı sürece yıllık beyanname verirler. 2025 yılında gerçek kişilerin elde ettiği gelirler, şartlar sağlanıyorsa mutlaka yıllık gelir vergisi beyannamesi ile Mart/2026 ayında beyan edilmesi gerekiyor.
Ancak, 193 sayılı GVK’nın 86/1-a bendine göre kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısmı için yıllık beyanname verilmeyecektir. Gelir vergisinden istisna edilen kazanç ve iratlar için yıllık beyanname verilmez ve diğer gelir unsurları için beyanname verilmesi halinde de istisna edilen tutarlar yıllık beyannameye dahil edilmez. Kazanç ve iratların istisna hadleri bazı kazanç ve iratlarda elde edilen gelirin tamamını kapsarken, bazıları ise belli limitler (mesken istisnasında olduğu gibi) dahilinde istisna edilmiştir.
Gelir Vergisi Kanununun “Toplama Yapılmayan Haller” başlıklı 86. Maddesinde yer alan hükümlere göre; maddede belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dâhil edilmez.
3. 2025 Yılında Elde Edilen Ve İstisna/Beyan Sınırının Üzerinde Olup Yıllık Beyanname Verilmesi Gereken Gelirler
Gelirin toplanması ve beyanı ile toplama yapılmayan haller Gelir Vergisi Kanununun 85 ve 86. maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre mükellefler, yedi gelir unsurundan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için Kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu Kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur. Tacirlerle çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile yıllık beyanname verirler. Bu hüküm şirketlerin faaliyet ve tasfiye dönemlerine ait olmak üzere kollektif şirket ortakları ile komanditeler hakkında da uygulanır.
Dar mükelleflerde tıpkı tam mükellefler gibi şartları sağlıyorsalar 2025 yılında elde ettikleri beyana tabi gelirleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeleri gerekmektedir. Ancak, gelirin toplanması ve beyanı ilkesinin aksine, çeşitli gerekçelerle bazı kazanç ve iratlar beyan dışında tutulmuştur. Örneğin GVK’nın 86/2. Maddesine göre, dar mükellefiyette tevkifata tabi tutulmuş ücret, menkul ve gayrimenkul sermaye iradı, diğer kazanç ve iratlar ve serbest meslek kazançları için yıllık beyanname verilmemektedir.
Diğer taraftan, çalışma veya oturma izni alarak altı aydan daha fazla bir süre yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar bakımından dar mükellefiyet esasında vergilendirilmektedir. Örneğin, tıpkı tam mükelleflerde olduğu gibi tevkif yoluyla vergilendirilmemiş konut kira geliri elde eden dar mükellef gerçek kişiler, mesken kira gelirinin 2025 yılı için istisna tutarı olan 47.000 TL’yi aşması halinde yıllık beyanname verilecektir.
Yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlar, mükellefin bunları Türkiye'de hesaplarına intikal ettirdiği yılda; Türkiye'de hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde, mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda elde edilmiş sayılmaktadır. 2025 yılında elde edilen aşağıdaki gelirler için (istisna hadleri içinde kalan kısımları hariç) yıllık beyanname verilmesi gerekmektedir. Ticari ve gerçek usulde tespit edilen zirai kazançlar ile serbest meslek kazançları ile ilgili olarak bu faaliyetlerden zarar edilmiş olsa dahi yıllık beyanname verilmesi gerekmektedir.
Buna göre, tam mükellef gerçek kişiler tarafından 2025 yılında elde edilen aşağıda yer alan kazanç ve iratlar için Mart/2026 ayında yıllık beyanname verilmesi gerekmektedir.
4. Yıllık Beyannamede İndirilmesi Mümkün Olan Harcamalar ve Sınırları
Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinde, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince beyannamede bildirilecek gelirlerden/kurum kazancından indirim konusu yapılabilecek unsurlar tek tek sayılmıştır. Beyan edilecek gelir tutarından yapılacak söz konusu indirimler vergi matrahını azaltacağından hesaplanan gelir vergisini de azaltacaktır.
Yıllık beyanname ile bildirilecek gelirlere ilişkin yapılacak indirimler Gelir Vergisi Kanunu ile diğer kanunlarda belirtilmiştir. Gelir vergisi matrahının tespitinde gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden izin verilen indirimlerin yapılabilmesi için yıllık beyanname ile bildirilecek bir gelirin bulunması ve yapılacak indirimlerin ilgili mevzuatta belirtilen şartları taşıması gerekmektedir. İndirim konusu yapılacak tutarın hesaplamasında beyan edilen gelir olarak, yıllık gelir vergisi beyannamesinde yer alan indirimler ve geçmiş yıl zararları düşülmeden önceki tutar esas alınacaktır.
Buna göre, yıllık beyannamede indirim konusu yapılabilecek hususlar GVK’nın 89. Maddesinde belirtilmiş olup gelir sahipleri tarafından en sık kullanılan bazı indirimler şöyledir: hayat/şahıs sigorta primleri, eğitim ve sağlık harcamaları, beyan edilecek gelirden sınırlı olarak indirilebilecek bağış ve yardımlar ile tamamı indirilebilecek bağış ve yardımlar, sponsorluk harcamaları, Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdi bağışlar, iktisadi işletmeleri hariç Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımlar, bireysel katılım yatırımcısı indirimi, diğer kanunlara göre tamamı indirilecek bağış ve yardımlar.
İndirim hakkından, gelirlerini yıllık beyanname ile beyan eden mükellefler yararlanabilmektedirler. Bu nedenle ticarî, ziraî ve meslekî kazanç sahipleri yanında, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları, değer artışı kazançları ile arızî kazançları ve ücretleri dolayısıyla yıllık gelir vergisi beyannamesi veren mükelleflerin de bu uygulamadan yararlanması mümkündür. Buna karşılık bu uygulamadan vergiye tabi gelir elde eden, ancak geliri istisna sınırı içinde kalanlar veya gelirleri stopaj yoluyla vergilendirilen ve beyanname verme hakkı bulunmayanlar yararlanamazlar.
Mükellefler tarafından 2025 yılına ilişkin olarak Mart/2026 ayında verilen yıllık gelir vergisi beyannamesinde GVK’nın “Diğer indirimler” başlıklı 89. maddesi ve geçici 82. maddesi ile 5746 sayılı Kanunun 3 ve 3/A maddesinde ve diğer bazı özel kanunlarda yer alan indirim konusu yapılabilecek hususların toplu olarak şöyledir;
Mükellefler tarafından her yıl mart ayında verilen yıllık gelir vergisi beyannamesinde GVK’nın “Diğer indirimler” başlıklı 89. maddesi ve diğer bazı özel kanunlarda yer alan indirim konusu yapılabilecek hususlardan bazılarını kısaca inceleyelim.
GVK’nın 89/1 inci bendinde yer alan hükme göre; beyan edilen gelirin %15'ini ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla (Bu şartın tespitinde işverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ile 63 üncü maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ve bu bent kapsamında indirim konusu yapılacak prim ödemelerinin toplam tutarı birlikte dikkate alınır.) mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortalarına ödenen primlerin %50'si ile ölüm, kaza, hastalık, sağlık, engellilik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primlerinin tamamı (%100’ü) beyan edilen gelir toplamından indirim konusu yapılabilmektedir.
Sigortanın Türkiye'de kâin ve merkezi Türkiye'de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması, prim tutarlarının gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olması ve ücret geliri elde edenlerin ücretlerinin safi tutarının hesaplanması sırasında ayrıca indirilmemiş bulunması şartıyla, eşlerin veya çocukların ayrı beyanname vermeleri halinde, bunlara ait prim kendi gelirlerinden indirilir. İndirim konusu yapılacak primlerin toplamı, beyan edilen gelirin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacaktır (2025 takvim yılı asgari ücretin yıllık brüt tutarı olan 312.066 TL’dir.).
Hayat ve şahıs sigorta primlerinin ücret matrahından indirimi hakkında 23.10.2012 tarih ve 85 nolu Gelir Vergisi Sirkülerinin “Ödenen Şahıs Sigorta Primlerinin Ücret Matrahının Tespitinde İndirimi” başlıklı bölümünde; vergiye tabi ücret matrahının tespitinde dikkate alınacak sigorta primleri, sigortanın Türkiye'de kâin ve merkezi Türkiye'de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla;
oluşmaktadır. İndirim konusu yapılacak primlerin toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin %15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacaktır. Yıl içinde asgari ücret tutarında meydana gelebilecek değişiklikler, indirim yapılacak tutarların hesabında dikkate alınacaktır.
Buna göre, gelirlerini yıllık beyanname ile beyan eden mükellefler, kendileri, eşi ve küçük çocukları adına ödedikleri birikim priminin alındığı hayat sigortası poliçeleri için primlerin %50’sini, birikimli sigortalar dışında kalan yaşam teminatı içeren sigorta primlerinin tamamını (%100’ü) gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerinden indirmeleri, beyan edilen gelirin %15'ini ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmaması halinde mümkündür. Ayrıca, mükelleflerce ödenen primlerin yıllık beyanname ile beyan edilen gelirden indirebilmesi için, bu primlerin yıl içinde ücretin safi tutarının tespitinde ayrıca indirilmemiş olması gerekmektedir.
Sigorta prim harcamaları, beyan edilen gelirin %15’i ve asgari ücretin yıllık tutarı ile sınırlı olarak beyanname üzerinden indirilmekte olup indirilemeyen kısım gelecek yıla devredilemez. İndirim konusu yapılacak tutarın hesaplanmasında beyan edilen gelir, yıllık gelir vergisi beyannamesinde yer alan indirimler ve geçmiş yıl zararları düşülmeden önceki tutardır. Konut, taşıt ve tüketici gibi kredilerin kullanımı sırasında bu kredilere bağlı olarak ilgili bankalarca yapılan hayat sigortası poliçelerine ilişkin ödenen primler, indirim olarak dikkate alınabilir. İşveren ya da ücretli tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları, vergiye tabi ücret matrahının tespitinde hiçbir surette indirim konusu yapılamaz. Yıllık beyanname veren mükellefler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları da yıllık beyannamede, gelir vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılamaz.
Öte yandan, yaygın olarak mükellefler tarafından kendisi, eşi ve çocukları için düzenlenen özel sağlık poliçeleri (limitli-limitsiz, ayakta ya da yatarak tedavi giderlerinin yer aldığı sigorta poliçeleri) için primler ödenmektedir. Mükelleflerin kendileri, eşi ve küçük çocuklarına ait yapmış oldukları özel sağlık sigortası primine ilişkin tutarlar GVK’nın 89/1. bendine göre, beyan edilen gelirin %15'i sınırı dahilinde gelir vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir. Özel sağlık sigortası priminin, GVK’nın 89/2. bendinde yer alan sağlık harcamaları kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
193 sayılı GVK’nın 89/2. bendine göre; gelir vergisi mükellefleri, verecekleri gelir vergisi beyannamesinde belli şartlar ve sınırlamalar çerçevesinde yıl içinde yapmış oldukları eğitim ve sağlık harcamalarını beyan edilen gelir toplamından indirebileceklerdir. Aşağıda belirtilen şekilde yapılan eğitim ve sağlık harcamaları beyan edilen gelirin %10’unu aşmaması şartıyla yıllık beyanname ile bildirilecek gelirlerden indirilebilecektir.
Bu indirim hakkından, gelirlerini yıllık beyanname ile beyan eden tüm mükellefler yararlanabilmektedirler. Bu nedenle ticarî, ziraî ve meslekî kazanç sahipleri yanında, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları, değer artışı kazançları ile arızî kazançları ve ücretleri dolayısıyla yıllık gelir vergisi beyannamesi veren mükelleflerin de bu uygulamadan yararlanması mümkündür.
255 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “Eğitim Giderleri” başlıklı bölümünde;
eğitim gideri kapsamında değerlendirilmiştir. Anılan Tebliğde belgelerin mükelleflerin kendisi, eşi ve küçük çocukları adına düzenlenmiş olması gerekmektedir. Ayrıca, bu harcamaların bir kısmının başkaları tarafından karşılanması durumunda, mükellefin kendisinin karşıladığı harcama tutarını esas alması gerekmektedir.
Yine 255 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde “Sağlık giderleri”;
harcamalar olarak tanımlanmıştır. Yapılan sağlık harcamalarının bir kısmının başkaları tarafından (Sosyal Güvenlik Kurumu, işverenler veya sağlık sigortası kapsamında) karşılanması halinde, mükellef kendisi tarafından karşılanan sağlık harcamasını beyan ettiği gelirden indirebilir. Sağlık harcamaları kapsamında tansiyon ölçme cihazı ve kan şekeri ölçme cihazı nedeniyle yapılan harcamalar sağlık harcaması olarak kabul edilecek olup, güneş kremleri ve vitaminler için yapılan harcamalar ise söz konusu krem ve vitaminlerin Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğlerinde belirtilen tedavilerde kullanılmak üzere reçetelendirilmesi şartıyla, söz konusu Tebliğlerin ekinde yer alan listelerde yer alan fiyatlarla sınırlı olmak üzere sağlık harcaması olarak dikkate alınabilecektir.
Mükellefin eşinin Türkiye’de bulunan özel bir hastanede doğum yapması veya küçük çocuğunun ameliyat olması halinde, hastanenin gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olması ve harcamanın belgelendirilmesi şartıyla, beyan edilen gelirin %10’nu tutarındaki sağlık harcaması indirim konusu yapılacaktır.
Bu şartların birlikte oluşması halinde yapılan eğitim ve sağlık harcamaları yıllık beyannamede bildirilecek gelir toplamından indirilebilecektir. Bu bağlamda beyannameyi verenin tam veya dar mükellef gerçek kişi olmasının indiriminden faydalanılması açısından bir önemi bulunmamaktadır. Bu nedenle Kurumlar Vergisi Kanununun 4. maddesi ve kendi özel kanunlarında yer alan hükümlerde, kurumlar vergisinden muaf olan kurumlara yapılan harcamalar bu indirim imkanından yararlanamazlar.
Yine genel ve özel bütçeli kurumlara yapılan eğitim ve sağlık harcamaları da indirime konu edilemeyecektir. Örneğin, Sağlık Bakanlığına veya üniversitelere bağlı hastanelerin döner sermayelerine ödenen paralar indirim kapsamı dışındadır. Örneğin, Ankara’da bulunan bir üniversitenin tıp fakültesinde hocaya muayene olmak için 2025 yılında hastanenin döner sermayesine banka/kredi kartı ile örneğin 850 TL para ödeyen kişi, karşılığında makbuz almıştır. Gelir vergisi mükellefi olan bu kişi yıllık beyannamesinde bu sağlık harcamasını indiremeyecektir. Çünkü üniversite döner sermayesi kurumlar vergisi mükellefi değildir.
Bu harcamaların beyannamede indirim konusu yapılabilmesi için Türkiye'de yapılması şarttır. Bu nedenle Türkiye gümrük bölgesi dışı sayılan yerlerde, örneğin gümrüksüz satış mağazalarında (free-shop) yapılan harcamalar kapsam dışındadır. Aynı şekilde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yapılan harcamalar da kapsama girmez. Bedeli bankalar aracılığı ile transfer edilmek suretiyle dışarıdan posta ile veya başka şekilde getirtilen ilâç ve kitaplara ilişkin giderlerin de indirimden yararlanması mümkün değildir. Ancak bu malların Türkiye’ye bir ithalatçı tarafından getirtilmesi ve ondan satın alınması halinde, bu uygulanamadan yararlanmak mümkündür.
Türkiye’de yapılan harcamaların dahî, vergiye tâbi olmayan şahıs ve kuruluşlardan sağlanan eğitim ve sağlık mal ve hizmetleri ile ilgili olması veya Vergi Usul Kanunu’nda yazılı belgelerle tevsik edilememesi halinde, kazançtan indirilmesi mümkün değildir. Yurt dışı eğitim giderleri ve yurt dışında alınan sağlık hizmetleri yukarıda da değinildiği üzere harcamanın Türkiye’de yapılmamış olması nedeniyle indirimi mümkün değildir.
Örneğin, çocuğunu yurtdışındaki bir okula gönderen mükellef, okul ücretini buradan alacağı fatura ve/veya fatura benzeri bir belge ile tevsik etmesi halinde indirimden yararlanamaz. Türkiye’de yapılacak eğitim ve sağlık harcamasının gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerden alınacak fatura, serbest meslek makbuzu, perakende satış fişi veya ödeme kaydedici cihaz fişi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.
Kanuni düzenlemeye göre; gelir toplamından eğitim ve sağlık harcamalarının indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyeti olmayan kooperatif, dernek, vakıf gibi kurumlardan alınan harcama belgelerinin gider indirimine konu edilmesi mümkün değildir.
Ancak, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kurumlar vergisi mükellefleri olduklarından, bunlardan alınan harcama belgeleri gider indirimine konu olacaktır. Ayrıca ilgili yılda indirilemeyen eğitim ve sağlık harcamalarının sonraki yıllarda indirilmesi mümkün değildir. İndirim konusu yapılacak tutarın hesaplamasında beyan edilen gelir olarak, yıllık gelir vergisi beyannamesinde yer alan indirimler ve geçmiş yıl zararları toplamından önceki tutar esas alınacaktır.
Özetle belirtmek gerekir ki eğitim ve sağlık harcamalarının gelir toplamından indirilebilmesi için harcamaların; mükellefin kendisi, mükellefin eşi ve mükellefin küçük çocukları için yapılması gerekmektedir. Eşe ait eğitim ve sağlık harcamalarının indiriminde, eşin çalışıyor olup olmamasının ve gelir durumunun bir önemi bulunmamaktadır.
Gelir İdaresince konu hakkında verilen bir görüşe göre; çocuk için yapılan ve beyan edilecek gelirin %10'luk kısmını aşmayan eğitim harcamalarının; çocuğun 25 yaşını doldurmamış olması, Türkiye'de yapılması, harcamanın yapıldığı eğitim kurumunun gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişiliğe haiz kurumlardan olması ve bu kurumlardan alınacak belgelerle tevsik edilmesi şartıyla yıllık beyanname ile bildirilecek gelirden indirilebilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, vakıflar tarafından kurulan üniversiteler kurumlar vergisinden muaf olduklarından, anılan kurumlara çocuk için ödenmiş olan tutarların gelir vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır (www.gib.gov.tr/Özelge Sistemi/İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 21.05.2013 tarih ve 62030549-120[89-2013/140]-744 sayılı özelgesi).
Özellikle sağlık harcamaları konusunda gelir sahibinin kendisi, eşi ve küçük çocukları için yazılan reçeteye göre eczanelerden alınan ilaç için yapılan ödeme sonucunda eczanenin vermiş olduğu ödeme kaydedici cihaz fişlerinin beyan edilen gelirden indirimi mümkün bulunmamaktadır.
193 sayılı GVK’nın 89/3. bendine göre; serbest meslek faaliyetinde bulunan engellilerin beyan edilen gelirlerine, 31 inci maddede yer alan esaslara göre hesaplanan yıllık indirim. Bu indirimden bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan serbest meslek erbabı ile hizmet erbabı (tevkifat matrahı dahil) da yararlanır.
Gelir Vergisi Kanununun 31. Maddesine göre;
• Birinci derece engelli, çalışma gücünün asgari %80’ini kaybetmiş bulunanlar,
• İkinci derece engelli, çalışma gücünün asgari %60’ını kaybetmiş bulunanlar,
• Üçüncü derece engelli, çalışma gücünün asgari %40’ını kaybetmiş bulunanlar,
engelli sayılmaktadır.
Engellilik indirimi, çalışma gücü kaybı olanların ücret ve/veya serbest meslek kazançlarına, girecekleri derecelere göre belirlenen miktarda indirimin uygulanmasıdır. Bu tutarlar, engelli ücretlilerde ve bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan ücretlilerde aylık gelir vergisi matrahından indirilir. Serbest meslek faaliyetinde bulunan engelliler ile bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan serbest meslek erbabının beyan edilecek yıllık gelirlerinden aylık olarak belirlenen tutarlar yıllık olarak hesaplanarak indirilir.
Gelir Vergisi Kanununa göre, gelir vergisi matrahlarının hesaplanmasında engellilik indiriminden şu kişiler yararlanır:
• Engelli olarak çalışan ücretli (hizmet erbabı)
• Bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan ücretli
• Engelli serbest meslek erbabı
• Bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan serbest meslek erbabı
Bakmakla yükümlü olunan kişi; engelli kişinin tabi olduğu çalışma mevzuatı veya bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik Kurumunun mevzuatına göre bakmakla yükümlü sayılan anne, baba, eş, çocukları ifade etmektedir. Çocuklarda yaş sınırlamasına gidilmeksizin işlem yapılacaktır. Gelir Vergisi Kanununa göre dar mükellefiyete tabi kimseler hakkında engellilik indirimi uygulanmaz. Engelli sayılanların çalışma gücü kayıp oranlarına göre belirlenen dereceler itibariyle tespit edilen 2025 yılına ilişkin aylık engellilik indirimi tutarları şöyledir.
|
ENGELLİLİK DERECESİ |
AYLIK İNDİRİM |
YILLIK İNDİRİM |
|
Birinci derece engelliler için (Çalışma gücünün asgari %80’ini kaybetmiş olanlar) |
9.900 TL |
118.800 TL |
|
İkinci derece engelliler için (Çalışma gücünün asgari %60’ını kaybetmiş olanlar) |
5.700 TL |
68.400 TL |
|
Üçüncü derece engelliler için (Çalışma gücünün asgari %40’ını kaybetmiş olanlar) |
2.400 TL |
28.800 TL |
Ücretli kişinin kendisi engelli ise engellilik indirimi tutarı gelir vergisi kesintisi yapılırken ücret matrahından indirilerek uygulanır. Bu indirimden bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan hizmet erbabı da yararlanır. Ancak, dar mükellefiyete tabi kimseler hakkında bu indirim uygulanmaz. Serbest meslek faaliyetinde bulunan engelliler ile bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan serbest meslek erbabının beyan edilecek yıllık gelirlerinden yukarıda aylık olarak belirlenen tutarlar yıllık olarak hesaplanarak indirilir.
Bu tutarlar, engelli ücretlilerde ve bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan ücretlilerde aylık gelir vergisi matrahından indirilir. Ücret gelirlerini yıllık beyanname ile beyan eden ve bakmakla yükümlü ücret gelirlerini yıllık beyanname ile beyan eden ve bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan hizmet erbabı, engellilik indiriminden yararlanabilecektir. Ancak, yıl içinde ücret matrahından indirim konusu yapılan engellilik indirimi tutarının ikinci kez yıllık beyannamede indirim konusu yapılması mümkün değildir.
Gelir Vergisi Kanununun 89/4. bendinde, gelir vergisi mükelleflerince yıllık beyannamede bildirilecek gelirlerden indirim konusu yapılabilecek bağış ve yardımlar düzenlenmiştir.
Mükelleflerin yıllık beyannamede beyan edecekleri gelir toplamından indirilebilecekleri bağış ve yardımlar iki gruba ayrılmakta olup birinci gruba tamamı yani %100’ü indirim konusu yapılabilen bağış ve yardımlar, ikinci gruba ise belli sınırlamalar çerçevesinde indirimi mümkün olan bağış ve yardımlar girmektedir. Gelir vergisi matrahının tespitinde, beyannamede bildirilecek gelirden bağış ve yardımlar indirilebilir. Bir kısım bağış ve yardımlar, belirli bir hadle sınırlı olarak, ikinci gruptakiler ise herhangi bir sınır olmaksızın indirim konusu yapılabilir.
Bazı bağış ve yardımların tamamı, bazılarının ise mükelleflerce beyan edilen gelirin/kurum kazancının %5’ini (gelir vergisine münhasır olmak üzere kalkınmada öncelikli yöreler için %10’u) aşmayan kısmı matrahtan indirim konusu yapılabilmektedir. Bağış ve yardımlar; gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek suretiyle indirilebilmekte ve indirim konusu yapılacağı yılda mükelleflerin beyana tabi gelirinin/kurum kazancının bulunması gerekmektedir. İndirim konusu yapılabilecek bağış ve yardım tutarları her hal ve takdirde beyan edilen gelir/kurum kazancı ile sınırlıdır. İndirilemeyen kısım izleyen yıllara nakledilemez.
Özellikle tamamı indirim konusu yapılacak bağış ve yardımların bilinmesinde fayda vardır. Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler, kamu yararına çalışan dernekler, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve bilimsel araştırma faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan ya da Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen veya desteklenmesi uygun görülen çalışmalara ilişkin harcamalar ile bu amaçla yapılan her türlü bağış ve yardımların tamamı beyan edilen gelirden indirim konusu yapılabilecektir.
Ayrıca, aşağıdaki bağış ve yardımlar da beyan edilen gelir tutarından indirim konusu yapılabileceklerdir;
Bağış ve yardımların matrahtan indirilmesi için; mevzuatta belirtilmiş olan kurum ve kuruluşlara yapılması, makbuz karşılığı olması, karşılıksız yapılması, sadece ilgili dönem gelir ve kurum kazancından indirilmesi, gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde ayrıca gösterilmesi gerekmektedir. Gelir sahiplerinin bu konuda Gelir İdaresi tarafından kapsamlı olarak hazırlanmış olan “Vergi Mevzuatı Yönünden Bağış ve Yardımlar Rehberine” bakılmasında büyük fayda vardır.
(https://www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/beyannamerehberi/2024/vm_bagisyardim.pdf)
5. 2025 Yılında Telif Hakları Ve İhtira Beratı Kazanç İstisnasından Yararlanan Kişilerin Yıllık Beyanname Verme Sınırını Yılsonu Hesaplamaları Gerekmektedir
Serbest meslek kazançları istisnasını düzenleyen GVK’nın 18. Maddesindeki düzenlemeye göre; müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video bant, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat gelir vergisinden istisnadır.
Serbest meslek kazanç istisnası kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla GVK 94 üncü maddesinde sayılanlar tarafından yapılan ödemelerden %17 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılır. İstisna kapsamındaki kazançların toplamı Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2025 takvim yılı için 4.300.000 TL) aşmamalıdır. Bu tutarı aşanlar serbest meslek kazanç istisnasından faydalanamazlar ve yıllık beyanname vermeleri gerekmektedir.
İşte gelir vergisi tarifesinin dördüncü gelir diliminde yer alan tutar olan 2025 yılı için 4,3 milyon liranın aşılıp aşılmadığı, 2025 yılı Aralık ayı sonu itibarıyla (takvim yılı sonu itibarıyla) yapılacaktır. İstisna kapsamında elde edilen hasılat, her yıl için belirlenen bu tutarı aşması halinde eser sahipleri bu kazançlarını yıllık beyanname ile beyan edeceklerdir. İlgili takvim yılında istisnadan yararlanılamaması sonraki yıllarda istisnadan yararlanılmasına engel değildir. Konuya ilişkin detaylı açıklamalar ve örnekler 311 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer almaktadır.
Bu nedenle, GVK’nın 18. Maddesinde yer alan ve istisna kapsamındaki kazançların 2025 yılı sonu itibarıyla toplanması ve 4,3 milyon lirayı aşıyorsa takip eden Mart/2026’da yıllık beyanname verilmesi gerekmektedir. Yıllık beyanname verilmesi durumunda yıl içinde yapılan ödemelerden yapılan gelir vergisi kesintileri yıllık beyannamede hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecektir.
5. Mükelleflerin İndirime Konu Harcamalara İlişkin Belgeleri Saklama Süresi
213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre defter tutmak mecburiyetinde olanlar, tuttukları defterler ile vesikaları, ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecburdurlar. Anılan Kanuna göre defter tutmak mecburiyetinde olmayanlar, almaya mecbur oldukları fatura ve benzeri belgelerini düzenlenme tarihini takip eden takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecburdurlar.
Örneğin kira geliri için yıllık beyanname veren ve gerçek gider yöntemini seçen mükelleflerin, yaptıkları giderlere ilişkin belgeleri ilgili bulundukları yılı takip eden yıldan başlayarak 5 yıl süresince saklamaları ve vergi dairesince istendiğinde ibraz etmeleri gerekmektedir.
Dolayısıyla, mükelleflerin Türkiye’de gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden aldıkları eğitim ve sağlık harcamalarına dair belgeleri, defter tutmak mecburiyetinde olanlar, ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile defter tutmak mecburiyetinde olmayanlar ise düzenlenme tarihini takip eden takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecburdurlar.
Söz konusu harcama belgelerinin beyannameye eklenmesi gerekmemekle beraber elektronik ortamda gönderilen beyannamede söz konusu harcama belgelerinin listelenmesi talep edilmektedir. Bu kapsamda örneğin 2025 yılı gelirlerinden indirim konusu yapılan bir harcama belgesinin 31.12.2030 tarihine kadar gelir sahibi tarafından saklanması ve Gelir İdaresi tarafından istendiğinde ise ibraz edilmesi gerekmektedir.
6. Sonuç
Gelir Vergisi Kanununa göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur. Tacirler, çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile yıllık beyanname verirler. Kira, ücret, menkul sermaye iratları ve diğer kazanç ve iratları elde eden kişilerin ise istisna tutarları ve yıllık beyanname verme sınırları dikkate alınarak gelir sahiplerinin beyanname verip vermeyecekleri tespit edilmektedir.
Gelir sahiplerinin her gelir unsuru için varsa yıllık olarak belirlenen istisna kazançları ve indirimleri bilmeleri, ödenecek verginin doğru hesaplanması açısından çok önemlidir. Özellikle beyan edilecek gelir tutarından indirim konusu yapılacak harcamaların doğru tespiti ve indirimi çok önemlidir. Mükelleflerin eksik beyanları ve/veya haksız yere yapacakları indirimlerin Vergi İdaresi tarafından tespiti halinde ziyaa uğratılan verginin faizi ile birlikte vergi ziyaı cezası da uygulanmak suretiyle geri alınacağı unutulmamalıdır.
Gelir Vergisi Kanununa göre, 2025 yılında elde edilen yedi gelir unsuru için yıllık beyanname verilmesi gerekiyorsa, Mart/2026 ayında mutlaka yıllık gelir vergisi beyannamesinin verilmesi gerekmektedir. 2025 yılında beyana tabi gelir sahibi olan kişilerin yıllık beyanname verip vermeyecekleri konusunda tereddüte düştüklerinde mutlaka bir meslek mensubuna danışmaları, Gelir İdaresinin çağrı merkezi olan Vergi İletişim Merkezini (189) aramaları ve her gelir unsuru için hazırlanmış olan rehber ve broşürleri gib.gov.tr adresinden takip etmelerinde fayda vardır.
*Bu yazıda yapılan açıklamalar, tamamıyla yazarına ait olup, hiçbir şekilde yazarın çalıştığı kurumunu bağlamaz, kurumunun görüşü olarak kullanılamaz ve değerlendirilemez.
KAYNAKÇA