Ajanda

ANAYASA MAHKEMESİ’NDEN TECİL FAİZİ VE HAK ARAMA HÜRRİYETİ ÜZERİNE ÖNEMLİ KARAR

02.12.2025

 

KONU: Başvuru, satılan eser nedeniyle tahsil edilen ve daha sonra iade edilen gelir vergisine tecil faizi ödenmesi talebiyle başvurunun reddi üzerine açılan davada aynı maddi olaylara ilişkin farklı kararlar verilmesi nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlâl edildiği iddiasına ilişkindir.

 

1. BAŞVURUCUNUN AÇTIĞI DAVAYLA VE BİREYSEL BAŞVURUYA KONU DAVAYLA İLGİLİ SÜREÇ

Başvurucu 2016 yılında Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi’ne eserler satmış ve kendisinden bu satış işlemi nedeniyle 30.090 TL gelir vergisi tevkifatı yapılmıştır. Başvurucu hatalı olarak yapıldığı iddiasıyla, gelir vergisi tevfikatının düzeltilmesi için 2019 yılında İdare’ye başvurmuştur. İdare, düzeltme başvurusunu kabul etmiş ve 30.090 TL’yi başvurucuya iade etmiştir. Başvurucu 17/08/2020 tarihli dilekçe ile tecil faizi ödenmesi istemiyle yeniden şikâyet başvurusunda bulunmuştur. İdare, talebi zımnen reddetmiştir.

Başvurucu 30/10/2020 tarihinde zımni ret işleminin iptali için dava açmıştır. İstanbul 4. Vergi Mahkemesi’nde görülen davanın kabulüne ve tescil faizinin ödenmesine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (“VUK”)’nun 112. maddesinin dördüncü fıkrası gereğince Davalı İdarece yersiz olarak tahsil edilen gelir vergisi nedeniyle yoksun kalınan tutarın tecil faizinin başvurucuya ödenmesi gerektiğine işaret etmiştir.

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 4. Vergi Dava Dairesi 30/11/2021 (“Daire”) tarihli kararı ile istinaf istemini kabul etmiş ve davanın reddine karar vermiştir. Daire, kararın gerekçesinde; davaya konu olayda, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden başvurucudan haksız yere fazla veya eksik istenen ya da tahsil edilen bir tecil faizi tutarı bulunmadığı, başvurucunun tecil faizi talebi hakkında VUK’un 116. ve devamı maddelerinin uygulanma imkânı bulunmadığı hususlarına işaret etmiştir. Başvurucu, nihai hükmü 03/01/2022 tarihinde öğrendikten sonra 14/01/2022 tarihinde süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

 

2. ANAYASA MAHKEMESİ’NİN ESAS İNCELEMESİ

Davaya konu olayda İdare, yersiz tahsil edilen vergiyi başvurucuya iade ettiği için başvurucu yalnızca tecil faizi talep etmiştir. Daire ise kararının gerekçesinde vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden başvurucudan haksız yere fazla veya eksik istenen ya da tahsil edilen bir tecil faizi tutarı bulunmadığı, başvurucunun tecil faizi talebi hakkında VUK’un 116. ve devamı maddelerinin uygulanma imkânı bulunmadığı hususlarına işaret etmiştir.

VUK’un 112. maddesinin dördüncü fıkrasında fazla veya yersiz tahsil edilen vergilerin tecil faizi ile birlikte iadesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Anayasa Mahkemesi, başvurucudan tahsil edilen verginin yersiz olarak alındığının İdarenin de kabulünde olduğunu ve dava konusu tecil faizinin de yersiz olarak tahsil edilen vergiye ilişkin olduğu sonucuna varmıştır.

Anayasa Mahkemesi, Daire’nin VUK’un 112. maddesinin dördüncü fıkrasının açık hükmüne olağanın dışında farklı bir anlam yüklediği, buna göre uygulama yapıldığı ve vardığı sonucun öngörülemez nitelikte olduğu kanaatine varmıştır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlâl edildiğine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

 

3. SONUÇ

Anayasa Mahkemesi tarafından, hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlâlinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Bölge İdare Mahkemesi 4. Vergi Dava Dairesi’ne gönderilmesine 23/05/2025 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.

 

İlgili Karar’ın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

 

NAZALI VERGI & HUKUK

info@nazali.com

Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, hukuki görüş ve tavsiye niteliğinde olmayıp, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir; bu sebeple belirtilen konularda bir aksiyon almadan önce, bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. NAZALI’ya işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.