Anayasa Mahkemesinin (“AYM”) 15.10.2025 tarihli ve 33048 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 17.06.2025 tarihli ve 2024/193 E., 2025/136 K. sayılı kararı ile 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’un (“Kanun”)
Kanun’un 1. maddesinin 1954’ten bu yana döviz işlemleri, sermaye hareketleri ve kambiyo senetlerine ilişkin düzenlemelerin üst normu niteliğinde olduğu ve bu hükme dayanılarak Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar, bu Karar’a ilişkin 2008-32/34 sayılı Tebliğ ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sermaye Hareketleri Genelgesi gibi pek çok ikincil düzenlemeden oluşan kambiyo mevzuatının yürürlüğe konulduğu dikkate alındığında, söz konusu kararın ekonomik ve hukuki anlamda önemli etkiler doğuracağı değerlendirilmektedir.
İptal edilen 1. madde, Cumhurbaşkanı’na döviz, kıymetli madenler ve çeşitli finansal araçlara ilişkin ithalat ve ihracata yönelik geniş bir düzenleme alanı tanımaktaydı. 2018 yılında yapılan değişiklikle bu yetki Bakanlar Kurulu’ndan Cumhurbaşkanı’na geçmiş ve dövizle sözleşme yasağı dahil olmak üzere ekonomik hayatı etkileyen çeşitli düzenlemeler bu hükme dayanılarak yürürlüğe girmişti. AYM, bu yetkinin Anayasa’ya aykırılığını aşağıdaki gerekçelerle tespit etmiştir:
Karara ekli karşı oyda, kambiyo alanının ani gelişmelere duyarlı ve teknik nitelikte olduğu, bu nedenle düzenlemelerin kanunda tek tek sayılmasının mümkün olmadığı; yetkinin “Türk parasının kıymetini koruma” amacıyla sınırlı olduğu ve Anayasa’ya aykırılık bulunmadığı görüşü ileri sürülmüştür.
AYM, iptal kararının derhâl yürürlüğe girmesinin kamu yararı açısından hukuki boşluk yaratacağı kanaatiyle yürürlük tarihini dokuz ay ertelemiş ve kararın 15 Temmuz 2026’da yürürlüğe gireceğini belirtmiştir. Bu süre içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (“TBMM”), yalnızca kambiyo işlemleri değil, Kanun’un 1. maddesine dayanılarak yürürlüğe konulan tüm ikincil düzenlemelere açık ve belirli bir kanuni dayanak sağlayacak yeni bir düzenleme yapması beklenmektedir. Söz konusu düzenleme yapılmadığı takdirde mevcut ikincil mevzuat, kanuni dayanaktan mahrum kalacaktır.
Bu çerçevede AYM kararı, kambiyo düzenlemelerinin dayandığı temel kanuni yapının ortadan kalkması nedeniyle, yeni yasal çerçevenin oluşturulacağı dönemin piyasalar, finansal kuruluşlar ve düzenleyici otoriteler tarafından yakından takip edilmesi gereken kritik bir süreç olacağını göstermektedir.
NAZALI VERGI & HUKUK