İmdat TÜRKAY/Gelir İdaresi Grup Başkanı
Özet: Arabuluculuk faaliyeti şahsen ve tarafsız olarak yerine getirilmesi gereken bir meslek olması, şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması ve ihtisasa dayanan bir faaliyet olması nedeniyle elde edilen gelir serbest meslek kazancı olarak vergilendirilmektedir. Uygulamada, arabuluculuk faaliyeti serbest avukatlık faaliyetinin yanında ayrıca ücretli olarak başka bir işverenin yanında çalışan ve şartları sağlayan hukuk fakültesi mezunları tarafından da yapılabilmektedir.
Anahtar kelimeler: Arabuluculuk faaliyeti, serbest meslek faaliyeti, arabuluculuk ücret tarifesi, serbest veya işverene bağlı yapılan arabuluculuk, arabuluculuk faaliyetinde defter/belge düzeni, KDV oranı.
1. Giriş
Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununu ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği kapsamında arabuluculuk faaliyetini yürüten ve Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenen arabulucular siciline kaydedilmiş bulunan gerçek kişiye arabulucu denmektedir.
Arabuluculuk; sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemidir.
Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri arasında yer alan arabuluculuk faaliyeti ile taraflar arasındaki uyuşmazlıkların sulh yoluyla, daha kısa sürede, daha düşük maliyetle ve gizli kalarak çözümlenmesi sağlanmakta, bu sayede yargının iş yükü de azalmaktadır. Hukuk sistemimizde, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği ile hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesi usul ve esasları düzenlenmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu gereğince bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçi ve işveren alacak ve tazminatı ile işe iade taleplerinde dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı olarak getirilmiştir. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında, "Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." hükmü yer almaktadır.
Bilindiği üzere, 1.1.2018 tarihinden itibaren bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak getirilmiştir. İş Mahkemeleri Kanunu ile getirilen en radikal düzenlemelerden birisi İş Kanunu kapsamında iş sözleşmesinin geçersiz feshi için açılan davalarda yani işe iade davalarından önce, arabulucuya başvuru şartının getirilmiş olmasıdır.
Bu çalışmada, serbest olarak yapılan arabuluculuk faaliyeti ile bir işverene bağlı olarak ücretli çalışanların yaptığı arabuluculuk faaliyetinin ne şekilde vergilendirileceği konusu yasal mevzuat, tebliğler ve özelgeler kapsamında incelenmiştir.
2. 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununda Arabulucu ve Arabuluculuk
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 2 nci maddesinde; "(1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Arabulucu: Arabuluculuk faaliyetini yürüten ve Bakanlıkça düzenlenen arabulucular siciline kaydedilmiş bulunan gerçek kişiyi,
b) Arabuluculuk: Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemini”
-7 nci maddesinde, " (1) Arabulucu yapmış olduğu faaliyet karşılığı ücret ve masrafları isteme hakkına sahiptir. Arabulucu, ücret ve masraflar için avans da talep edebilir.
(2) Aksi kararlaştırılmadıkça arabulucunun ücreti, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan Arabulucu Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir ve ücret ile masraf taraflarca eşit olarak karşılanır…”
-9 uncu maddesinde, "(1) Arabulucu görevini özenle, tarafsız bir biçimde ve şahsen yerine getirir."
-14 üncü maddesin de “(1) Başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular taraflarca seçilir…” hükümleri yer almıştır.
Öte yandan konu ile ilgili olarak 02/06/2018 tarihli ve 30439 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinde, bu Yönetmelikte geçen;
-Adliye arabuluculuk bürosu: Arabuluculuğa başvuranları bilgilendirmek, arabulucuları görevlendirmek ve kanunla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere Bakanlıkça adliyelerde kurulan birimi,
-Arabuluculuk bürosu: Arabulucunun işlerini yürüttüğü yeri,
ifade etmektedir. Yönetmeliğin 23, 24, 25 ve 26 ncı maddelerinde dava şartı olarak arabuluculuğa başvuru şartı ve ödemelere ilişki açıklamalara yer verilmiştir.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinde; arabuluculuk yoluyla hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esaslar, arabuluculuk eğitimi verecek kuruluşların denetlenmesi, eğitimin süresi, içeriği ve standartları ile ilgili hususları ve yapılacak olan yazılı ve uygulamalı sınavın ilke ve kurallarının belirlenmesi, arabulucular sicilinin düzenlenmesi ve arabulucularda aranacak koşullarla, arabulucuların denetlenmesi ve izlenmesi ile ilgili hususları ve Arabuluculuk Daire Başkanlığı ile Arabuluculuk Kurulunun çalışma usul ve esaslarına ilişkin konularda düzenlemeler yapılmıştır.
Mevcut uygulamada arabulucu adayları, şartlan taşımaları ve Adalet Bakanlığınca yapılan yazılı ve uygulamalı sınavda başarılı olduktan sonra, talepleri halinde arabulucular siciline kaydedilmekte ve arabulucu unvanını kazanmaktadırlar. Adalet Bakanlığı ile arabulucular arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi bulunmamaktadır. Arabulucular 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında çalışmadıkları gibi arabulucuların görevlendirilmesi tarafların serbest seçimleri ile olmakta ve Adalet Bakanlığının görevlendirmesi bulunmamaktadır. Ayrıca, yapılan arabuluculuk hizmeti karşılığında taraflar ücretlerini doğrudan arabuluculara ödemektedirler. Adalet Bakanlığında arabuluculuk ücreti ile ilgili bir kayıt tutulmamaktadır. Arabuluculara yapılan ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılmamaktadır.
2.1. Arabuluculuk yapmak için gerekli olan şartlar ve başvuru
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 20. Maddesine göre; sicile kayıt, ilgilinin Daire Başkanlığına yazılı olarak başvurması üzerine yapılır.
Arabulucular siciline kaydedilebilmek için;
a) Türk vatandaşı olmak,
b) Mesleğinde en az beş yıllık kıdeme sahip hukuk fakültesi mezunu olmak,
c) Tam ehliyetli olmak,
ç) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıldan fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık, gerçeğe aykırı bilirkişilik yapma, yalan tanıklık ve yalan yere yemin suçlarından mahkûm olmamak,
d) Terör örgütleriyle iltisaklı veya irtibatlı olmamak,
e) Arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve mesleğinde yirmi yıl kıdeme sahip olanlar hariç Bakanlıkça yapılan yazılı sınavda başarılı olmak,
gerekir. Arabulucu, sicile kayıt tarihinden itibaren faaliyetine başlayabilir. Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesine ilişkin her türlü arabuluculuk faaliyeti ile arabuluculuğa ilişkin usul ve esasları Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinde düzenlenmiştir.
Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda; arabuluculuğun esasları, süreci ve hukuki sonuçları hakkında aydınlatıp, arabuluculuk yoluyla uyuşmazlığın çözülmesinin sosyal, ekonomik ve psikolojik açıdan faydalarının olabileceğini hatırlatarak onları teşvik edebilir. Ancak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki ön incelemeye ilişkin düzenlemeler saklıdır. Aksi kararlaştırılmadıkça, taraflardan birinin arabulucuya başvuru teklifine otuz gün içinde olumlu cevap verilmez ise bu teklif reddedilmiş sayılır.
3. Arabuluculuk Faaliyetinin Serbest Meslek Faaliyeti Kapsamında Değerlendirilmesi
Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesine göre ücret; işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.
Gelir Vergisi Kanununun 61/5 bendine göre; bilirkişilere, resmî arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler ücret sayılmaktadır.
GVK’nın 62 nci maddesinde ise iş verenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir. Aynı maddeye göre, ücret sayılan ödemeleri yapanlar bu kanunda yazılı ödevleri yerine getirmek bakımından işveren hükmündedir.
Bunun yanı sıra, Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinin üçüncü fıkrasında ücret sayılan ödemeler dışında bir ödemenin ücret olarak vergilendirilip vergilendirilmeyeceği hususu aşağıda açıklanan üç unsura göre tespit edilmekte olup, bu üç unsur birlikte varsa elde edilen gelir ücret olarak vergilendirilmekte, aksi takdirde ücretten söz etmek mümkün olmamaktadır.
1- Bir işverene tabi olma: Herhangi bir ödemenin ücret olarak kabul edilebilmesi için gerekli olan ilk unsur çalışanın işverene tabi olmasıdır. İşveren, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir. Çalışanın işverene bağlılığı, fiili olabileceği gibi kanun, tüzük, yönetmelik veya sözleşmelerle de saptanmış olabilmektedir.
2- Belli bir iş yerine bağlı olma: İş yeri ticari, sınai, zirai ve mesleki bir faaliyetin yürütülmesi için tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerlerdir. Bu yerlere bağlılık, hukuki anlamda bir bağlılıktır. Hizmetin mutlaka fiilen iş yerinde yapılması zorunlu değildir.
3- Hizmetin karşılığı olarak bir ödemenin yapılması: Ödeme bir hizmet karşılığı değilse ücret sayılmasına imkân yoktur. Hizmet karşılığı olarak yapılan ödeme, nakit (haftalık, aylık v.b.), ayın (hizmet karşılığının mal olarak verilmesi) veya para ile temsil edilebilen menfaatler (konut, araç sağlanması gibi) şeklinde olabilir.
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesine göre; her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.
Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseselerinin, iktisadî kamu müesseselerinin, sair kurumların, ticaret şirketlerin, iş ortaklıklarının, derneklerin, vakıfların, dernek ve vakıfların iktisadî işletmelerinin, kooperatiflerin, yatırım fonu yönetenlerin, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabının, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır.
Aynı maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı bendine göre, yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (Noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemeler hariç);
-GVK’nın 18 inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden %17,
-Diğerlerinden %20,
oranında tevkifat yapılacağı düzenlemesine yer verilirken, Kanunun 96 ncı maddesinde de, vergi tevkifatının, ücretler dışında kalan ödemelerde gayrisafi tutarlar üzerinden yapılacağı, kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde bu verginin, bilfiil ödenen miktar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanacağı hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununda yer hükümlere göre;
-Arabulucu: Arabuluculuk faaliyetini yürüten ve Bakanlıkça düzenlenen arabulucular siciline kaydedilmiş bulunan gerçek kişiyi ifade eder.
-Arabuluculuk: Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemini ifade etmektedir.
-Arabulucu yapmış olduğu faaliyet karşılığı ücret ve masrafları isteme hakkına sahiptir. Arabulucu, ücret ve masraflar için avans talep edebilir.
-Aksi kararlaştırılmadıkça arabulucunun ücreti, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan Arabulucu Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir ve ücret ile masraf taraflarca eşit olarak karşılanır.
-Arabulucu görevini özenle, tarafsız bir biçimde ve şahsen yerine getirir.
-Başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular taraflarca seçilir.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinde yapılan açıklamaya göre; arabuluculuk yoluyla hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esaslar, arabuluculuk eğitimi verecek kuruluşların denetlenmesi, eğitimin süresi, içeriği ve standartları ile ilgili hususları ve yapılacak olan yazılı ve uygulamalı sınavın ilke ve kurallarının belirlenmesi, arabulucular sicilinin düzenlenmesi ve arabulucularda aranacak koşullarla, arabulucuların denetlenmesi ve izlenmesi ile ilgili hususları ve Arabuluculuk Daire Başkanlığı ile Arabuluculuk Kurulunun çalışma usul ve esaslarına ilişkin konularda düzenlemeler yapılmıştır.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre;
- Arabuluculuk faaliyetinin şahsen yerine getirilmesi gereken bir faaliyet olması, arabulucular ile Adalet Bakanlığı arasında bir hizmet sözleşmesi bulunmaması, ücretlerin taraflarca doğrudan arabulucuya ödenebilmesi, bu ücret ödemeleri ile ilgili herhangi bir kayıt tutulmaması ve söz konusu ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapılmaması hususları göz önüne alındığında, elde edilen gelirin ücretin tüm unsurlarını taşımadığı anlaşıldığından "ücret" olarak vergilendirilmemesi gerekir.
- Arabuluculuk faaliyetinin şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması ve ihtisasa dayanması nedeniyle bu faaliyet "serbest meslek faaliyeti" olarak değerlendirilmekte olup, söz konusu faaliyet için serbest meslek kazanç mükellefiyeti tesis ettirilerek elde edilen serbest meslek kazancının yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
- Arabuluculuk ödemelerinin tevkifat yapmakla sorumlu olanlarca yapılması halinde, Gelir Vergisi Kanununun 94/2-b maddesine göre %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir (Antalya Vergi Dairesi Başkanlığının 13.06.2017 tarih ve 77058783-105[VUK.ÖZ.16.51] – 81099 sayılı özelgesi).
3.1. Arızi olarak yapılan arabuluculuk faaliyetinin vergilendirilmesi
193 sayılı GVK’nın 82 nci maddesine göre; arızî olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla tahsil edilen hâsılat vergiye tâbi arızi kazanç olarak vergilendirilmektedir. Faaliyetin devamlılık arz edecek şekilde ve mutat meslek haline getirmeden yapılması halinde ise bu faaliyet arızi serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmakta olup, adı geçen Kanunun 82 nci maddesine göre bir takvim yılında arızi kazanç dolayısıyla elde edilen gelirlerin toplamının (329 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2025 yılı gelirlerine uygulanmak üzere) 280.000 TL’lik kısmı gelir vergisinden müstesna tutulacaktır.
GVK’nın 82 nci maddesinde yer alan arızi kazançlara ilişkin istisna tutarı 2024 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere 200.000 TL, 2025 yılı için 280.000 TL olarak belirlenmiştir. Yıllık olarak belirlenen bu tutarın altında kalan arızi kazançlar için yıllık beyanname verilmeyecek, ancak bu tutarın aşılması halinde yıllık beyanname verilecek ve istisna tutarı beyan edilen gelirden düşülecektir.
Bu durumda, arabuluculuk faaliyetinin arızi olarak yapılması halinde ise söz konusu faaliyetin arızi serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Arızi olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla elde edilen kazançların 2025 yılı için 280.000 TL'yi aşması halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Gerek devamlılık arz edecek şekilde serbest meslek faaliyetinde bulunulması ve gerekse arızi olarak serbest meslek faaliyetinde bulunulması durumunda da yapılan ödemelerden tevkifat yapmakla sorumlu olanlarca Gelir Vergisi Kanununun 94/2-b maddesine göre %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.
4. Stajyer Avukatın Yapmış Olduğu Arabuluculuk Faaliyetinin Vergilendirilmesi
Serbest çalışan bir avukatın yanında stajyer olarak çalışan ve ücret geliri elde eden kişinin aynı zamanda arabuluculuk faaliyeti de yapması durumunda, yapmış olduğu arabuluculuk faaliyeti sonucunda elde ettiği kazancın ücret mi yoksa serbest meslek kazancı mı olduğu konusunda verilen bir özelge şöyledir.
Arabuluculuk faaliyetinin şahsen ve tarafsız olarak yerine getirilmesi gereken bir meslek olması, şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması ve ihtisasa dayanan bir faaliyet olması nedeniyle söz konusu faaliyetin serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, stajyer avukat olarak arabuluculuk faaliyetinde bulunmanız söz konusu faaliyetin serbest meslek faaliyeti olma niteliğini değiştirmeyecektir. Dolayısıyla arabuluculuk faaliyetinden elde edilen gelirin serbest meslek kazancı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, arabuluculuk faaliyetinin arızi olarak yapılması halinde ise söz konusu faaliyetin arızi serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Gerek devamlılık arz edecek şekilde serbest meslek faaliyetinde bulunulması ve gerekse arızi olarak serbest meslek faaliyetinde bulunulması durumunda, yapılan ödemelerden tevkifat yapmakla sorumlu olanlarca Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2/b) maddesine göre %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.
Stajyer avukat olarak yapılan arabuluculuk faaliyetinin serbest meslek faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi ve söz konusu faaliyetin devamlılık arz edecek şekilde yapılması halinde mükellefiyet tesis ettirilerek yapılan ödemeler için serbest meslek makbuzu düzenlenmesi, faaliyetin arızi olarak yapılması halinde ise mükellefiyet tesis ettirilmemesi ve söz konusu faaliyetten elde edilen kazançların yıllık olarak belirlenen istisna tutarını aşması halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir (Muğla Vergi Dairesi Başkanlığının 2.1.2023 tarih ve E-19579043-105[2021]-362 sayılı özelgesi).
5. Ücretli Olarak Serbest Çalışan Bir Avukatın Yanında Çalışan Avukatın Arabuluculuk Faaliyeti Sonucu Elde Ettiği Gelirin Vergilendirilmesi
1136 sayılı Avukatlık Kanununun uygulamasında meslek mensupları kendi nam ve hesabına çalışabilecekleri gibi başka bir avukatın yanında ücretli olarak da çalışmaları mümkün bulunmaktadır. Diğer yandan, avukatların başka bir avukatın yanında ücretli olarak çalışmasına ilişkin olarak yayımlanan 196 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, "Buna göre, serbest avukatlık faaliyetinden dolayı mükellefiyeti olan bir avukatın yanında diğer bir avukatın ücretli olarak çalışması halinde, ücretli olarak çalışan avukatlara yapılan ücret ödemeleri üzerinden Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerine göre vergi tevkifatı yapılması kaydıyla, ücretli olarak çalışan avukatların serbest meslek erbabı olarak mükellefiyet kaydının yapılmaması uygun görülmüştür. Ayrıca, ücretli olarak çalışan avukatlara yapılan ücret ödemelerinin emsali durumdaki avukatlara ödenen ücretlerden düşük olmamasının gerekeceği tabiidir. Öte yandan; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8. maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, bir avukata, bağlı ve ücretli olarak çalışması nedeniyle serbest meslek erbabı olarak mükellefiyet kaydı gerekmeyen avukatlara vekaletname verildiği takdirde, vekalet alan avukatın adı ve soyadı ile birlikte, bağlı olarak çalıştığı işveren avukatın adı, soyadı (unvanı), bağlı bulunduğu vergi dairesi ve vergi numarasının da vekaletnameye yazılması zorunluluğu getirilmiştir." açıklaması yer almaktadır.
Arabuluculuk faaliyetinin şahsen ve tarafsız olarak yerine getirilmesi gereken bir meslek olması nedeniyle, avukat yanında ücretli olarak çalışan avukatların arabuluculuk faaliyetinde bulunmalarının yasal yönden mümkün görülmesi durumunda, arabuluculuk faaliyetinin "serbest meslek faaliyeti" kapsamında değerlendirilmesi ve bu faaliyetten elde edilen kazancın da serbest meslek kazancı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
Serbest çalışan bir avukatın yanında ücretli avukat olarak çalışan bir avukatın aynı zamanda şahsi olarak arabuluculuk faaliyeti yapması durumunda, bu faaliyeti nedeniyle elde edilen kazançların nasıl vergilendirileceği hususunda Gelir İdaresince verilen bir özelge özetle şöyle olmuştur. Gelir Vergisi Kanununun 61, 65 ve 94. Maddelerinde yer alan hükümlerden bahsedilmiş ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununda tanımlanan arabulucu ve arabuluculuktan bahsedilerek, arabulucunun görevini özenle, tarafsız bir biçimde ve şahsen yerine getireceği belirtilmiştir.
Sonuç olarak, arabuluculuk faaliyetinin şahsen ve tarafsız olarak yerine getirilmesi gereken bir meslek olması nedeniyle, avukat yanında ücretli olarak çalışan avukatların arabuluculuk faaliyetinde bulunmalarının yasal yönden mümkün görülmesi durumunda, yapılan arabuluculuk faaliyetinin "serbest meslek faaliyeti" kapsamında değerlendirilmesi ve bu faaliyeti sonucu elde edilen kazancın da serbest meslek kazancı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 21.12.2018 tarih ve 38418978-120[65-18/1]-E.500198 sayılı özelgesi).
Ancak, serbest avukat olarak serbest meslek faaliyetinde bulunan avukatın yanında ücretli olarak çalışmaya devam edilmesi ve bu avukattan ücret alınarak hizmetin görülmesi halinde ise elde edilen bu gelirin ücret olarak vergilendirilmesine devam edilecektir.
6. Avukatlık Adi Ortaklığında Ortaklardan Birinin Arabuluculuk Faaliyetinden Elde Ettiği Kazancın Vergilendirilmesi
Avukatlık adi ortaklığında ortaklardan birinin arabuluculuk faaliyeti yapması durumunda, elde ettiği kazancın ne şekilde vergilendirileceği konusunda Gelir İdaresince verilen bir özelgede yapılan açıklamalara göre;
- Arabuluculuk faaliyetinin şahsen yerine getirilmesi gereken bir faaliyet olması, arabulucular ile Adalet Bakanlığı arasında bir hizmet sözleşmesi bulunmaması, ücretlerin taraflarca doğrudan arabulucuya ödenebilmesi, bu ücret ödemeleri ile ilgili herhangi bir kayıt tutulmaması ve söz konusu ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapılmaması hususları göz önüne alındığında, elde edilen gelirin ücretin tüm unsurlarını taşımadığı anlaşıldığından "ücret" olarak vergilendirilmemesi gerekir.
- Arabuluculuk faaliyetinin şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması ve ihtisasa dayanması nedeniyle bu faaliyet "serbest meslek faaliyeti" olarak değerlendirilmekte olup, söz konusu faaliyet için serbest meslek kazanç mükellefiyeti tesis ettirilerek elde edilen serbest meslek kazancının yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
- Arabuluculuk ödemelerinin tevkifat yapmakla sorumlu olanlarca yapılması halinde, Gelir Vergisi Kanununun 94/2-b maddesine göre %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.
-213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172 nci maddesi ile serbest meslek erbabına defter tutma mecburiyeti getirilmiş, 210 uncu maddesinde serbest meslek erbabının serbest meslek kazanç defteri tutacağı hüküm altına alınmış, 236 ncı maddesinde ise, serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteri de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir.
-Bu itibarla serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilen arabuluculuk faaliyetini icra edenlerin Vergi Usul Kanununun yukarıda açıklanan hükümleri uyarınca serbest meslek kazanç defteri tutması ve mesleki faaliyetine ilişkin her türlü tahsilatı için serbest meslek makbuzu düzenlemesi gerekmektedir.
Bu çerçevede, adi ortaklığın ortaklarından sadece birinin arabuluculuk hakkını elde etmesi durumunda, arabuluculuk faaliyetinin adi ortaklık kurmak suretiyle yürütülmesinden bahsedilemeyecek olup adı geçen tarafından verilen arabuluculuk hizmetine ilişkin tahsilatları için kendi adına bastırdığı serbest meslek makbuzunu düzenlemesi ve yine kendi adına tasdik ettirdiği serbest meslek kazanç defterini kullanması icap etmektedir (Antalya Vergi Dairesi Başkanlığının 13.06.2017 tarih ve 77058783-105[VUK.ÖZ.16.51] – 81099 sayılı özelgesi).
7. Avukatlık Faaliyetinden Dolayı Serbest Meslek Mükellefiyeti Olan Avukatın Aynı Zamanda Arabuluculuk Faaliyetinden Kazanç Elde Etmesi Durumunda Vergilendirme
Avukatlık faaliyetinden dolayı serbest meslek mükellefiyeti bulunan bir avukatın aynı zamanda arabuluculuk siciline kayıtlı olduğundan bahisle, arabuluculuk faaliyetinden dolayı mükellefiyet kaydının açılıp açılmayacağı, bu faaliyetin arızi olarak gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği, arızi olarak gerçekleştirilmesi halinde vergi kaydı yaptırıp yaptırılmayacağı hususlarında özelge talep edilmesi üzerine verilen görüş şöyle olmuştur.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65, 94, 82. Maddelerinden bahsedilmiş ve daha sonra 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununda arabulucu ve arabuluculuk hakkında yer alan hükümlere yer verilmiştir. Bu hükümlere göre, arabuluculuk faaliyetinin şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması ve ihtisasa dayanması nedeniyle bu faaliyetin "serbest meslek faaliyeti" olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda, avukatlık faaliyeti nedeniyle serbest meslek kazancı yönünden mükellefiyet kaydı olan bir avukatın bu faaliyetinin yanı sıra arabuluculuk faaliyetinden elde ettiği kazançların da serbest meslek kazancına dâhil edilerek, ilgili geçici ve yıllık vergilendirme dönemlerinde beyan edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla avukata yapılan ödemelerden, tevkifat yapmakla sorumlu olanlarca Gelir Vergisi Kanununun (94/2-b) maddesine göre %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir (Ordu Defterdarlığının 09.09.2019 tarih ve 25953680-045.02[2018-22]-E.48014 sayılı özelgesi).
8. Arabuluculuk Faaliyetinde Defter Tutma Ve Belge Düzeni
213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 155 inci maddesinde, serbest meslek erbabı için işe başlama gösteren haller sayılmıştır. Ayrıca, aynı Kanunun 172 nci maddesi ile serbest meslek erbabına defter tutma mecburiyeti getirilmiş, 210 uncu maddesinde serbest meslek erbabının serbest meslek kazanç defteri tutacağı hüküm altına alınmış, 236 ncı maddesinde ise serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim atmak ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteri de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir.
Bu itibarla, serbest meslek faaliyeti kapsamında verilen arabuluculuk hizmetine ilişkin işlemlerin/muamelelerin de serbest meslek kazanç defterine kaydının yapılması ve faaliyete ilişkin her türlü tahsilat için serbest meslek makbuzu düzenlenmesi gerekmektedir.
Bunun yanı sıra, mükelleflerin bildirim yükümlülüklerine (işe başlama, işi bırakma, adres değişikliği gibi) ilişkin düzenlemeler Kanunun 153 ila 170 inci maddeleri arasında yer almakta olup, söz konusu düzenlemeler kapsamındaki durumların/değişikliklerin öngörülen süreler dahilinde bağlı olunan vergi dairesi müdürlüğüne bildirilmesi icap etmektedir (Ordu Defterdarlığının 09.09.2019 tarih ve 25953680-045.02[2018-22]-E.48014 sayılı özelgesi).
9. Avukatlık ve Arabuluculuk Faaliyetinde Bulunan Avukatın Şube İşyeri Açması
1136 sayılı Avukatlık Kanununun "Büro edinme zorunluluğu" başlıklı 43 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hükme göre; bir avukatın birden fazla bürosu olamaz. Birlikte çalışan avukatlar ayrı büro edinemezler. Avukatlık ortaklığı yurt içinde şube açamaz. Bu bağlamda, arabuluculuk faaliyetinin şahsen ve tarafsız olarak yerine getirilmesi gereken bir meslek olması nedeniyle serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi ve söz konusu faaliyetten elde edilen kazancın avukatlık faaliyetinden elde edilen kazançlarla birlikte serbest meslek kazancı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, avukatlık ve arabuluculuk faaliyetlerinin serbest meslek faaliyeti olması, mesleki bilgiye ve ihtisasa dayanması, şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yürütülmesi gerektiğinden, serbest meslek erbabının iş yerine ilave olarak şube açması mümkün bulunmamaktadır (Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı 17.07.2019 tarih ve 70280967-105-E.75347 sayılı özelgesi).
10. Arabuluculuk Hizmetinde KDV Oranı
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir. Buna göre, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu kapsamında mutat olarak verilen arabuluculuk hizmeti serbest meslek faaliyeti kapsamında KDV’ye tabi tutulacaktır.
Aynı maddenin;
- İkinci fıkrasında, bu faaliyetlerin devamlılığı, kapsam ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre, Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tespit edileceği,
- Üçüncü fıkrasında ise, bu faaliyetlerin kanunların veya resmi makamların gösterdiği gerek üzerine yapılması, bunları yapanların hukuki statü ve kişilikleri, Türk tabiiyetinde bulunup bulunmamaları, ikametgâh veya iş yerlerinin veyahut kanuni merkez veya iş merkezlerinin Türkiye'de olup olmamasının işlemlerin mahiyetini değiştirmeyeceği ve vergilendirmeye mani teşkil etmeyeceği,
hükme bağlanmıştır. Buna göre, 6325 sayılı Kanun kapsamında verilen arabuluculuk hizmeti, serbest meslek faaliyeti kapsamında KDV'ye tabi tutulacaktır (Ordu Defterdarlığının 09.09.2019 tarih ve 25953680-045.02[2018-22]-E.48014 sayılı özelgesi).
Mal ve hizmetlere uygulanan KDV oranları, 3065 sayılı KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, maddede yer alan sınırlar dahilinde, 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişmeden önce Bakanlar Kurulu, değişiklik sonrasında ise Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmektedir.
Bilindiği üzere en son olarak 7346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile değişen ve 10/07/2023 tarihinden itibaren yürürlüğe giren düzenlemeye göre, mal teslimleri ile hizmet ifalarına uygulanacak katma değer vergisi oranları;
-Ekli listelerde yer alanlar hariç olmak üzere, vergiye tabi işlemler için % 20,
- Ekli (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1,
- Ekli (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 10,
olarak tespit edilmiştir.
Avukatlık hizmetlerinde KDV oranı;
1594 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla 02.10.2019 tarihinden itibaren;
- Aile mahkemeleri, tüketici mahkemeleri ve çocuk mahkemelerinin görev alanına giren davalar ve işler,
- Vesayet davaları ve işleri,
- Yukarıda belirtilen davalara ilişkin kanun yolları,
- İş uyuşmazlıklarında dava şartı olarak arabuluculuk,
- Yukarıda sayılanlara bağlı ilamlı icra takipleri,
kapsamında verilen avukatlık hizmetlerinin KDV oranı %8 (7346 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 10.07.2023 tarihinden itibaren %10) olarak uygulanmakta iken, 4862 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 2007/13033 sayılı BKK eki (II) sayılı listenin 32 nci sırasının kapsamı genişletilerek 01.12.2021 tarihinden itibaren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununda yer alan adli yardım ve adli müzaharet hükümleri kapsamında verilen avukatlık hizmetleri de indirimli oran kapsamına alınmıştır. (https://www.gib.gov.tr/yardim-ve-kaynaklar/sikca-sorulan-sorular).
Yukarıda sayılanlar dışındaki avukatlık hizmetlerinde ise genel oranda (%20) KDV uygulanmalıdır (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 05.05.2020 tarih ve 39044742-130[Özelge]-E.351562 sayılı özelgeside bu yöndedir).
Arabuluculuk hizmetlerinde KDV oranı;
1594 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla iş uyuşmazlıklarıyla ilgili dava şartı olarak arabuluculuk sürecinde kendisini avukatla temsil eden taraf avukatının verdiği avukatlık hizmetinin KDV oranı %8 (7346 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 10.07.2023 tarihinden itibaren %10) olarak tespit edilmiş olup, Kararda arabuluculuk hizmetine yönelik herhangi bir belirleme bulunmamaktadır. Bu çerçevede;
-Avukat arabulucu (veya avukat sıfatı olmayan arabulucu) tarafından verilen iş uyuşmazlıklarında dava şartı olan arabuluculuk hizmetinin, ilgili BKK eki (II) sayılı listenin 32 nci sırası kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından genel oranda (%20),
- İş uyuşmazlıklarıyla ilgili dava şartı olarak arabuluculuk sürecinde kendisini avukatla temsil eden taraf avukatının düzenleyeceği serbest meslek makbuzunda ise %10 oranında,
KDV hesaplanması gerekmektedir. (https://www.gib.gov.tr/yardim-ve-kaynaklar/sikca-sorulan-sorular).
Konu hakkında Gelir İdaresince verilen bir görüşte yapılan açıklamaya göre; 1594 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla iş uyuşmazlıklarıyla ilgili dava şartı olarak arabuluculuk sürecinde kendisini avukatla temsil eden taraf avukatının verdiği avukatlık hizmetinin KDV oranı %8 (7346 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 10.07.2023 tarihinden itibaren %10) olarak tespit edilmiş olup, Kararda arabuluculuk hizmetine yönelik herhangi bir belirleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla, serbest avukat arabulucu tarafından verilen iş uyuşmazlıklarında dava şartı olan arabuluculuk hizmetleri anılan Cumhurbaşkanı Kararı ile belirlenen % 10 oranında KDV uygulanacak hizmetler kapsamına girmemektedir.
Buna göre, avukat arabulucu olarak Arabuluculuk Bürosunun dosyası üzerinden, başvurucu taraf ile karşı taraf arasında yürütülen arabuluculuk hizmetinin, ilgili BKK eki (II) sayılı listenin B/32 nci sırası kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, bu hizmetin genel oran olan % 18 (7346 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 10.07.2023 tarihinden itibaren %20) KDV'ye tabi tutulması gerekmektedir (İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 17.03.2020 tarih ve 21152195-130[28-2019/2632]-E.118974 sayılı özelgesi).
10.1. Arabuluculuk faaliyetinden dolayı düzenlenecek faturada Katma Değer Vergisi tevkifatının yapılıp yapılmayacağı
Konu hakkında Gelir İdaresine sorulan bir soruda; hukuki arabuluculuk faaliyeti ile iştigal edildiği belirterek dava şartı olan arabuluculuk faaliyetinden dolayı zorunlu arabuluculuk hizmeti olarak bir ilin Cumhuriyet Başsavcılığına düzenlenecek faturalarda katma değer vergisi tevkifatı uygulanıp uygulanmayacağı hususunda görüş talep edilmesi üzerine verilen özelgede yapılan açıklamalar şöyle olmuştur.
3065 sayılı KDV Kanununun;
-1/1 inci maddesinde, Türkiye'de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,
- 9 uncu maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, iş yerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,
hüküm altına alınmıştır. KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1) bölümünde kısmi tevkifat uygulayacak alıcılar, (I/C-2.1.3.2) bölümünde kısmi tevkifat uygulanacak hizmetler, (I/C-2.1.3.3) bölümünde kısmi tevkifat uygulanacak teslimler belirtilmiştir.
Anılan Tebliğin;
- "Yukarıda Belirlenenler Dışındaki Hizmetler" başlıklı (I/C-2.1.3.2.13.) bölümünde; "KDV mükellefleri tarafından, 5018 sayılı Kanuna ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruluşlara ifa edilen ve yukarıda belirtilmeyen diğer bütün hizmet ifalarında söz konusu idare, kurum ve kuruluşlar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanır.",
- "Tevkifat Uygulamasında Sınır" başlıklı (I/C-2.1.3.4.1.) bölümünde, "…Kısmi tevkifat uygulaması kapsamına giren her bir işlemin KDV dahil bedeli 1.000 TL'yi aşmadığı takdirde, hesaplanan KDV tevkifata tabi tutulmaz. Sınırın aşılması halinde ise tutarın tamamı üzerinden tevkifat yapılır…"
açıklamaları yer almaktadır.
Buna göre; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu kapsamında verilen arabuluculuk hizmetine ilişkin bedelin KDV dahil 1.000 TL'yi aşması durumunda, 5018 sayılı Kanuna ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruluşlar tarafından, Tebliğin (I/C-2.1.3.2.13) bölümü uyarınca, hesaplanan KDV tutarı üzerinden (5/10) oranında tevkifat uygulanması gerekmektedir (Konya Vergi Dairesi Başkanlığının 12.8.2020 tarih ve 37009108-130[242841]-E.63884 sayılı özelgesi).
Bilindiği üzere, kısmi tevkifat uygulaması kapsamına giren her bir işlemin KDV dahil bedeli işlemin yapıldığı yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesine göre belirlenen fatura düzenleme sınırını aşmadığı takdirde, hesaplanan KDV tevkifata tabi tutulmayacaktır. Sınırın aşılması halinde ise tutarın tamamı üzerinden tevkifat yapılacaktır.
Kısmi tevkifat uygulaması kapsamına giren her bir işlemin KDV dahil bedeli 01/03/2024 tarihinden itibaren uygulanmak üzere işlemin yapıldığı yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanununun 232. maddesine göre belirlenen fatura düzenleme tutarını (2025 yılı için 9.900 TL, bu tutar dahil) aşmadığı takdirde, hesaplanan KDV tevkifata tabi tutulmaz. Sınırın aşılması halinde ise tutarın tamamı üzerinden tevkifat yapılır. Bu sınır 29/02/2024 tarihine kadar 2.000 TL olarak uygulanmaktaydı. Dolayısıyla 2025 yılı için kısmi tevkifat uygulamasındaki sınırın bu tutar dahil 9.900 TL olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Arabuluculuk ücretinden yapılan KDV tevkifatı 2 No'lu KDV beyannamesi ile beyan edilip ödenmekte ve 1 No'lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılmaktadır. 2 No'lu KDV Beyannamesi sadece tevkifata tabi işlemlerin olduğu dönemlerde verilmektedir. Genel bütçeli idareler, tevkif ettikleri KDV için sorumlu sıfatıyla beyanname vermezler ve tevkif edilen KDV doğrudan bunların muhasebe birimlerince gelir kaydedilir.
11. Arabuluculuk Faaliyetinin Şirket Bünyesinde Gerçekleştirilmesi Halinde Vergilendirme
Arabuluculuk faaliyetinin anonim şirket aracılığıyla yapılıp yapılamayacağı hususunda Gelir İdaresine sorulan bir soruya, konu hakkında Gelir İdaresi olarak bir değerlendirme yapılmasının mümkün bulunmadığını belirtmiş olup ancak, arabuluculuk faaliyetinin ilgili mevzuatına göre anonim şirket aracılığıyla yapılmasının mümkün olması halinde;
- Şirkete yapılan ödemelere konu arabuluculuk hizmetine ilişkin olarak genel hükümler çerçevesinde anonim şirket tarafından fatura (fatura düzenlenme zorunluluğunun bulunmadığı durumlarda perakende satış vesikası) düzenleneceği ve yapılan ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapılmayacağı,
- Vermiş oldukları arabuluculuk hizmetleri için ortağı olan avukatlara şirket tarafından yapılan ödemeler için ise ortaklar tarafından serbest meslek makbuzu düzenleneceği ve yapılan ödemelerden Gelir Vergisi Kanununun 94/2-b maddesi uyarınca gelir vergisi tevkifatı yapılacağı,
belirtilmiştir (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 2.8.2021 tarih ve 27575268-105[236-2019-511]-231185 sayılı özelgesi).
12. 2025 Yılı Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi
2025 Yılı Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi, 25.12.2024 tarihli ve 32763 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Adalet Bakanlığı tarafından yayımlanan “2025 Yılı Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi” 1/1/2025 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Özel hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesinde, arabulucu ile uyuşmazlığın tarafları arasında geçerli bir ücret sözleşmesi yapılmamış olan veya ücret miktarı konusunda arabulucu ile taraflar arasında ihtilaf bulunan durumlarda, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu, 26/1/2013 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği ve bu Tarife hükümleri uygulanacaktır. Arabuluculuk ücretinin takdirinde, arabuluculuk faaliyetinin sona erdiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınacaktır.
Belirlenen Tarifede yazılı arabuluculuk ücreti, uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözüme kavuşturulmasını sağlamak amacıyla, arabuluculuk faaliyetini yürüten arabulucular siciline kayıtlı kişiye, sarf ettiği emek ve mesainin karşılığında, uyuşmazlığın taraflarınca yapılan parasal ödemenin karşılığıdır.
2025 Yılı Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi iki kısımdan oluşmakta olup aşağıda yer alan Birinci Kısımda; “Konusu Para Olmayan veya Para ile Değerlendirilemeyen Hukuki Uyuşmazlıkların Arabuluculuk Yoluyla Çözüme Kavuşturulmasının Sağlanmasında Arabulucuya Ödenecek Ücretler” yer almaktadır.
Tarifenin aşağıda yer alan İkinci Kısmında ise; “Konusu Para Olan veya Para ile Değerlendirilebilen Hukuki Uyuşmazlıkların Arabuluculuk Yoluyla Çözüme Kavuşturulmasının Sağlanmasında Arabulucuya Ödenecek Ücretler” yer almaktadır.
Bu Tarifede belirlenen ücretlerin altında arabuluculuk ücreti kararlaştırılamaz. Aksine yapılan sözleşmelerin ücrete ilişkin hükümleri geçersiz olup, ücrete ilişkin olarak bu Tarife hükümleri uygulanır. Arabuluculuk faaliyeti süresince arabulucu tarafından düzenlenen evrak ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez. Arabulucu, arabuluculuk süreci başlamadan önce arabuluculuk teklifinde bulunan taraf veya taraflardan ücret ve masraf isteyebilir. Bu fıkra uyarınca alınan ücret arabuluculuk süreci sonunda arabuluculuk ücretinden mahsup edilir. Arabuluculuk sürecinin başlamaması halinde bu ücret ve masraf iade edilmez. Arabulucu, arabuluculuk sürecine ilişkin olarak belirli kişiler için aracılık yapma veya belirli kişileri tavsiye etmenin karşılığı olarak herhangi bir ücret talep edemez.
Arabuluculuk ücretinin ödenmesine ilişkin olarak Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinde yapılan açıklamalara göre;
13. Avukatın Arabuluculuk Faaliyetine İlişkin Almış Olduğu Eğitim Giderlerinin Serbest Meslek Kazancından İndirimi
193 sayılı GVK’nın 65. maddesine göre; her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır. GVK’nın 67. maddesine göre; serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır.
GVK’nın “Mesleki giderler" başlıklı 68. maddesinde ise serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilecek giderler bentler halinde sayılmış olup maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderlerin serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilebileceği hükme bağlanmış olup söz konusu genel giderlerin serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi için kazancın elde edilmesi ve idamesi ile açık ve doğrudan bir bağının bulunması, yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması gerekmektedir.
Öte yandan, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa göre, bu kanunun uygulanmasında arabulucu; arabuluculuk faaliyetini yürüten ve Bakanlıkça düzenlenen arabulucular siciline kaydedilmiş bulunan gerçek kişiyi ifade etmektedir. Aynı Kanunda "Arabulucular siciline kayıt şartları" başlıklı 20 nci maddesine göre; sicile kayıt, ilgilinin Daire Başkanlığına yazılı olarak başvurması üzerine yapılır. Arabulucular siciline kaydedilebilmek için; arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve Bakanlıkça yapılan yazılı sınavda başarılı olmak gerekmektedir. Arabulucu, sicile kayıt tarihinden itibaren faaliyetine başlayabilmektedir.
Bu durumda, hukuk ve avukatlık hizmetleri nedeniyle serbest meslek kazancı yönünden mükellefiyet kaydı olan serbest meslek erbabının avukatlık faaliyetinin yanı sıra arabuluculuk faaliyeti ile iştigal edilmesi halinde, söz konusu faaliyetten elde edilen kazancın da serbest meslek kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.
Buna göre, aynı takvim yılı içerisinde mükellefiyet tesis ettirilmeden alınan hukuk uyuşmazlıkları ve arabuluculuk eğitime ait giderlerin, işe başlanılmasını müteakip 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan süreler içerisinde yasal defterlere kaydedilmesi halinde, söz konusu eğitime ait giderlerin serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
Konuyla ilgili olarak Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin "III/C-1. Vergi İndirimi" başlıklı bölümünde;
"7104 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle, 3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikle 1/1/2019 tarihinden itibaren indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilecektir.
Buna göre, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı içinde defterlere kaydedilen belgelerde yer alan tutarların gelir veya kurumlar vergisi açısından dönemsellik ilkesi gereği vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği hesap dönemine ilişkin kazancın tespitinde dikkate alınması mümkün olup bu belgelerde gösterilen KDV, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı içinde defterlere kaydedilmesi halinde indirim konusu yapılabilir.
Bu hükme göre, 2018 takvim yılına ilişkin mal ve hizmet alımlarına (vergiyi doğuran olayı 2018 yılında gerçekleşen) ait belgelerin 2019 takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili defterlere kaydedilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen KDV tutarları indirim konusu yapılabilecektir." açıklamaları yapılmıştır.
Bu itibarla, Katma Değer Vergisi Kanununda vergi indirim hakkından yararlanılabilmesi için faaliyetle ilgili mal ve hizmet alımlarının mükellefiyet tesis ettirilmesinden önce veya sonra yapılması gibi bir düzenleme bulunmadığından, mükellefiyet tesisinden önce satın alınan mal ve hizmetler ile diğer giderlere ait olan belgelerin, işe başlanılmasını müteakip Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca öngörülen sürede yasal defterlere kaydedilmesi ve vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, söz konusu belgelerde yer alan katma değer vergisi tutarlarının genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılması mümkündür (İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 5.3.2024 tarih ve E-84098128-120[94-2022/11]-134083 sayılı özelgesi).
14. Sonuç
Arabuluculuk faaliyetinin şahsen ve tarafsız olarak yerine getirilmesi gereken bir meslek olması, şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması ve ihtisasa dayanan bir faaliyet olması nedeniyle söz konusu faaliyetin serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, söz konusu faaliyetin, ihtiyari veya dava şartı olarak arabuluculuk şeklinde yapılması ile ödemenin taraflarca ya da Adalet Bakanlığı birimlerince yapılması, serbest meslek faaliyeti olma niteliğini değiştirmeyecektir.
Arabuluculuk faaliyetinin şahsen yerine getirilmesi gereken bir faaliyet olması, arabulucular ile Adalet Bakanlığı arasında bir hizmet sözleşmesi bulunmaması, ücretlerin taraflarca doğrudan arabulucuya ödenebilmesi, bu ücret ödemeleri ile ilgili herhangi bir kayıt tutulmaması ve söz konusu ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapılmaması hususları göz önüne alındığında, elde edilen gelirin ücretin tüm unsurlarını taşımadığı anlaşıldığından elde edilen gelirin ücret olarak vergilendirilmesi mümkün değildir.
Arabuluculuk faaliyetinin şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması ve ihtisasa dayanması nedeniyle bu faaliyet "serbest meslek faaliyeti" olarak değerlendirilmekte olup, söz konusu faaliyet için serbest meslek kazanç mükellefiyeti tesis ettirilerek elde edilen serbest meslek kazancının yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, serbest meslek faaliyeti kapsamında verilen arabuluculuk hizmetine ilişkin işlemlerin/muamelelerin de serbest meslek kazanç defterine kaydının yapılması ve faaliyete ilişkin her türlü tahsilat için serbest meslek makbuzu düzenlenmesi gerekmektedir.
Arabuluculuk faaliyetinin arızi olarak yapılması halinde ise söz konusu faaliyetin arızi serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Arızi olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla elde edilen kazançların 2025 yılı için 280.000 TL'yi aşması halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Gerek devamlılık arz edecek şekilde serbest meslek faaliyetinde bulunulması ve gerekse arızi olarak serbest meslek faaliyetinde bulunulması durumunda, yapılan ödemelerden tevkifat yapmakla sorumlu olanlarca Gelir Vergisi Kanununun 94/2-b maddesine göre %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir. Ayrıca, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu kapsamında mutat olarak verilen arabuluculuk hizmeti serbest meslek faaliyeti kapsamında KDV’ye tabi tutulacaktır.
*Bu yazıda yapılan açıklamalar, tamamıyla yazarına ait olup, hiçbir şekilde yazarın çalıştığı kurumunu bağlamaz, kurumunun görüşü olarak kullanılamaz ve değerlendirilemez.
KAYNAKÇA