Makaleler

İŞVERENLER TARAFINDAN ÇALIŞANLARA ÖDENEN ÜCRETİN VERGİLENDİRİLMESİNDE GAYRİSAFİ ÜCRET TUTARINDAN YAPILACAK İNDİRİMLER

03.05.2025

İmdat TÜRKAY/Gelir İdaresi Grup Başkanı

 

Özet: İşverenler tarafından çalışanlara yapılan ücret ödemelerinin vergilendirilmesi iki şekilde yapılmakta olup birincisi ücretten işveren tarafından vergi kesintisi yapılması, diğeri ise elde edilen ücretin yıllık beyanname ile beyan edilmesidir. İşveren tarafından ücret ödemelerinden vergi kesintisi yapılabilmesi için de en önemli konu ücretin safi tutarının tespit edilmesidir. Ücretin safi tutarı tespit edildikten sonra vergi tarifesi uygulanmak suretiyle tevkifat yani vergi kesintisi yapılmaktadır.

Anahtar kelimeler: Ücretten vergi kesintisi (tevkifat), gayrisafi ücret tutarı, ücretin safi tutarının tespitinde indirimler.

 

1. Ücret Gelirinin Tevkif Suretiyle Vergilendirilmesi

Ücret gelirleri genel olarak tevkif suretiyle vergilendirilmekte olup kesilen vergi, gelirin safi tutarı üzerinden alınmaktadır. Ücret üzerinden, yapılan gelir vergisi tevkifatı işverenler tarafından muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile beyan edilmek suretiyle ödenmektedir. Tevkifata tabi ücret geliri elde eden çalışanlar ise yıllık beyan sınırının aşılması durumunda yıllık beyanname vermektedirler. Bazı ücret ödemeleri üzerinden ise işverenler tarafından vergi tevkifatı yapılmamaktadır. Bu durumda, tevkif suretiyle vergilendirilmemiş ücret gelirleri asgari ücretin vergi matrahını aşması durumunda yıllık beyannameyle beyan edilmektedir.

İşverenler tarafından çalışanlara ödenen ücret ödemelerinde onlarca istisna söz konusu olup tüm ücretlilere uygulanan en genel ücret istisnası ise 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23/18 numaralı bendinde yer alan ve 1/1/2022 tarihinden itibaren yapılan ücret ödemelerine uygulanmak üzere yürürlüğe giren asgari ücret istisnasıdır. Buna göre, hizmet erbabının ödemenin yapıldığı ayda geçerli olan asgari ücretin aylık brüt tutarından işçi sosyal güvenlik kurumu primi ve işsizlik sigorta primi düşüldükten sonra kalan tutarına isabet eden ücretleri gelir vergisinden istisna edilmiştir.

Ücretin ödenmesi sırasında sorumlular tarafından verginin kesilerek vergi dairelerine yatırılmasına kesinti (tevkifat) usulü denilmektedir. Gerçek usulde elde edilen ücretlerin vergilendirilmesi esas olarak bu yöntemle yapılmaktadır. Ücret gelirlerinde yapılacak tevkifat, gelir vergisi tarifesi uygulanmak suretiyle hesaplanmaktadır.

2. Ücretin Safi Tutarının Tespitinde Gayrisafi Ücret Tutarından Yapılacak İndirimler

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasında, ücretin gerçek safi değerinin işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından, aynı maddede dört bent halinde sayılan indirimler yapıldıktan sonra kalan miktar olduğu hükme bağlanmıştır. Gelir Vergisi Kanununun “Gerçek Ücretler” başlıklı 63. Maddesinde yer alan hükme göre;

“Ücretin gerçek safi değeri işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından aşağıdaki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktardır.

1. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 190'ıncı maddesi uyarınca yapılan kesintilerle, Ordu Yardımlaşma Kurumu ve benzeri kamu kurumları için yapılan kanuni kesintiler,

2. Kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde belirtilen sandıklara ödenen aidat ve primler,

3. Sigortanın Türkiye'de kâin ve merkezi Türkiye'de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla; ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortası poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin %50'si ile ölüm, kaza, sağlık, hastalık, engellilik, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler

(İndirim konusu yapılacak primler toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin %15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz. Cumhurbaşkanı bu bentte yer alan oranları yarısına kadar indirmeye, iki katına kadar artırmaya ve belirtilen haddi, asgari ücretin yıllık tutarının iki katını geçmemek üzere yeniden belirlemeye yetkilidir.),

4. Çalışanlar tarafından ilgili kanunlarına göre, sendikalara ödenen aidatlar (Şu kadar ki, aidatın ödendiğinin tevsik edilmesi şarttır.),

Ücretin gerçek değerinin tayininde, gelir vergisi gibi şahsi vergiler ücretten indirilmez.

Yabancı parasıyla ödenen ücretler ödeme gününün borsa rayiciyle Türk parasına çevrilir.

Hizmet erbabına verilen ayınlar, verildiği gün ve yerdeki ortalama perakende fiyatlarına göre; konut tedariki ve sair suretle sağlanan menfaatler, konutun emsal kirasına veya menfaatin emsal bedeline göre değerlenir.”

Bu hükümlere göre; ücretin gerçek safi değeri, işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından (yani ücretin gayrisafi tutarından) belli indirimlerin yapılmasından sonra kalan miktardır. Bu durumda GVK’nın 63 ve 31. maddesinde yer alan indirimleri şöyle adlandırmak mümkündür;

  • OYAK ve benzeri kamu kurumlarınca yapılan yasal kesintiler,
  • Emekli aidatı ve sosyal sigorta primleri,
  • Sosyal güvenlik destekleme primi,
  • İşsizlik sigortası primi,
  • Hayat/şahıs sigorta primleri,
  • Sendikalara ödenen aidatlar (işçi ve memur sendikaları),
  • Engellilik indirimi.

Ücretin gerçek ve safi tutarlarının tespitinde gelir vergisi gibi kişisel vergiler ve ücret dolayısıyla ödenen damga vergisi gibi ücretle ilgili vergiler, ücretin gayrisafi tutarından indirilemez. Yabancı parasıyla ödenen ücretler ödeme gününün borsa rayiciyle Türk parasına çevrilir. Hizmet erbabına verilen ayınlar, verildiği gün ve yerdeki ortalama perakende fiyatlarına göre; konut tedariki ve sair suretle sağlanan menfaatler, konutun emsal kirasına veya menfaatin emsal bedeline göre değerlenir. Ayni ücret ve yardımların vergilendirilmesi konusunda daha önce 18.01.2024 tarihinde yayınlanan “İşverenler Tarafından Çalışanlara Yapılan Ayni Ücret Ödemeleri İle Ayni Yardımların Vergilendirilmesi” (https://nazaligundem.com/tr/yayinlar/isverenler-tarafindan-calisanlara-yapilan-ayni-ucret-odemeleri-ile-ayni-yardimlarin-vergilendirilmesi?onlyTm=&tm=) adlı çalışmaya bakılmasında fayda vardır.

Şimdi sırasıyla GVK’nın 63 ve 31. Maddelerinde yer alan gayrisafi ücret tutarından yapılacak indirimleri sırasıyla inceleyelim.

2.1. Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) ve Benzeri Kamu Kurumlarınca Yapılan Yasal Kesintiler

GVK’nın 63/1. bendi uyarınca, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 190'ıncı maddesi uyarınca yapılan kesintiler ile Ordu Yardımlaşma Kurumu ve benzeri kamu kurumları için yapılan kanuni kesintilerin ücretin vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapılacaktır.

Anılan bentte iki tür kesintiden bahsedilmekte olup birincisi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 190’ıncı maddesi 12/2/1982 tarih ve 2595 sayılı Kanunun 19/a maddesi ile yürürlükten kaldırıldığından bu kapsamda herhangi bir kesinti yapılmamaktadır. İkincisi olan OYAK (Ordu Yardımlaşma Kurumu) ise 1 Mart 1961 tarihinde 205 sayılı Kanun ile kurulmuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının yardımlaşma ve emeklilik fonu olan OYAK’ın yapılanması ve faaliyetleri 205 sayılı Kanun ile özel hukuk hükümleri ile Genel Kurul kararlarına tabidir.

OYAK, üyelerine Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü sosyal güvenlik sistemi kapsamında ve ana Sosyal Güvenlik Kurumundan ayrı güvenceler sağlamakta ve mevcut sosyal güvenlik sistemine ek olarak üyelerine ayrıcalıklı hizmet sunmaktadır. OYAK bir emeklilik fonu yöneticisi olup üye birikimlerini artırma amacına yönelik olarak iştirak yatırımları da yapan bir kurumdur. Dolayısıyla OYAK benzeri kamu kurumlarına yapılan kesintiler ana sosyal güvenlik sistemi haricinde özel bir düzenleme ile yapılmaktadır. Bu nedenle, OYAK ve benzeri kurumlar tarafından yapılan kesintiler ücretin gerçek safi değerinin tespitinde indirim konusu yapılmaktadır.

Özetle, GVK’nın 63/1. bendi uyarınca ücretin vergi matrahının tespitinde 657 sayılı DMK’nın 190. maddesine göre indirim konusu yapılabilecek bir tutar söz konusu değildir. Sadece, 205 sayılı OYAK Kanunu ile kurulan OYAK’a üyelerinin maaşlarından yapılan kanuni kesintiler ücretin vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapılacaktır.

 

2.2. Emekli Aidatı ve Sosyal Sigorta Primleri

Çalışanların sosyal güvenliklerini sağlamak amacıyla, kanunla kurulan ve tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları ve sosyal sigorta kurumlarına ödenen paralara aidat ve prim denilmektedir. Gelir Vergisi Kanununun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendine göre, kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde belirtilen sandıklara ödenen bu aidat ve primler, ücretin safi tutarının hesabında indirim konusu yapılabilmektedir. Buna göre, sadece kanunla kurulan emekli sandıkları ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde belirtilen sandıklara kanuni zorunluluklar sebebiyle ödenen aidat ve primler ücret matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınabilecektir.

GVK’nın 63/2. bendine göre indirilecek aidat ve primler; 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre ödenen aidat ve primler olup ayrıca 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. maddesi kapsamındaki sandıklara ödenen aidatlarda aynı kapsamdadır. Bu aidat ve primlerin ödenmesi kanuni zorunluluktan kaynaklanmakta ve ödenen aidat ve primlerin ücretin matrahından indiriminde herhangi bir sınır bulunmamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumuna (eski adı Emekli Sandığı ve Sosyal Sigorta Kurumlarına) ödenen borçlanma aidat ve primlerinin gayrisafi ücret matrahından ne şekilde indirilmesi gerektiği konusunda ise Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 111 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nde gerekli açıklamalar yapılmış bulunmaktadır. Belli şartları taşıyan kimselerin sosyal güvenliklerini sağlamak amacıyla, kanunla kurulan ve tüzel kişiliği haiz Emekli Sandıkları ve Sosyal Sigorta Kurumlarına ödenen paralara aidat ve prim denilmekte ve bunlar Gelir Vergisi Kanunu'nun 63'üncü maddesindeki şartlarla, ücretin gerçek safi tutarının hesabında indirim konusu yapılmaktadır (İmdat Türkay, 361 Soru ve Cevapla Ücret Ödemelerinin Vergilendirilmesi, Seçkin Yayınevi, Mart/2023, 4. Baskı, Ankara).

 

Gelir Vergisi Kanununun 63 üncü maddesinin 2 numaralı bendi uyarınca, ücretlilerin kendileri için Sosyal Güvenlik Kurumuna ödedikleri sigorta primleri, ücretin safi tutarının hesaplanmasında indirim olarak dikkate alınmaktadır. Ücretlinin eşi için Sosyal Güvenlik Kurumuna ödediği primlere anılan bent hükmünde yer verilmediğinden, bu primlerin indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Hizmet erbabının eş adına ödemiş olduğu isteğe bağlı Bağ-Kur sigorta primleri, Gelir Vergisi Kanununun 63. maddesinde sayılan indirimi yapılabilecek primler arasında yer almadığından, söz konusu ödemelerin ücretin safi tutarının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca, 5510 sayılı Kanun gereğince 25 yaşını doldurmuş (küçük çocuk kapsamında bulunmayan) çocuklar için ödenen zorunlu sağlık sigortası primlerinin, GVK’nın 63. maddesinde yer alan bentler kapsamında olmaması nedeniyle  ücretin safi tutarından indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Buna göre, kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde belirtilen sandıklara ödenen aidat ve primler ücretin gayrisafi tutarından indirilebilir. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20’nci maddesinde belirtilen sandıklar; bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların oluşturduğu birlikler personelinin malullük, yaşlılık ve ölümlerde yardım yapmak üzere tesis veya dernek olarak kurulmuş bulunan sandıklardır. Emekli Sandığı ve Sosyal Sigorta Kurumu üyelerine, çeşitli yasalarla, daha önceki dönemlerde ödenmemiş bulunan aidat veya primlerin borçlanmak suretiyle ödeme ve dolayısıyla emekliliğe esas alınacak hizmet sürelerini uzatabilme hakkı tanınmaktadır.

Emeklilik aidatı ve sosyal sigorta primlerinin gider olarak indirilmesi, yasal olarak kabul edilmiş bulunan kurumlara, yasalarında öngörülen şekilde ücretten kesilmek suretiyle ödenen borçlanma aidat ve primlerinin tutarına ve oranına bakılmaksızın, kesildiği aya ait gelir vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınmaktadır. Aidat peşin olarak toptan ödenmiş ise ödenen tutarın tamamı indirim konusu yapılıncaya kadar gayrisafi ücret tutarından indirim konusu yapılması gerekir.

Ücretin gerçek ve safi tutarının tespitinde indirim konusu yapılan aidat ve primleri, herhangi bir nedenle geri alan ve kendilerine toptan ödeme yapılanların, yeniden iştirakçi durumuna girmeleri nedeniyle ilgili kuruma peşin ya da borçlanma suretiyle iade ettikleri aidat ve primleri tekrar ücret matrahından indirim konusu yapmaları mümkün değildir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 81. maddesine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları için işçi payı prim oranı %9, genel sağlık sigortası için işçi payı prim oranı %5 olarak belirlenmiştir. Bu durumda, işverenler tarafından işçiye yapılan gayrisafi ücret tutarından yani brüt ücret tutarından %14 oranında işçi payı sigorta primi kesintisi yapılmaktadır.

Hizmet erbaplarının brüt ücret tutarı üzerinden 5510 ve 506 sayılı Kanunlara dayanarak yapılan bu aidat ve primler keyfi olarak değil yasal olarak yapıldığından gayrisafi ücret tutarından indiriminde bir sınırlama söz konusu değildir.

  • Askerlik Borçlanma Primleri (Borçlanma Aidat ve Primlerinin Gayrisafi Ücret Tutarından İndirilmesi)

Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenen borçlanma aidat ve primlerinin gayrisafi ücret matrahından ne şekilde indirilmesi gerektiği konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 111 seri no'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nde gerekli açıklamalar yapılmış bulunmaktadır. Buna göre, belli şartları taşıyan kimselerin sosyal güvenliklerini sağlamak amacıyla, kanunla kurulan ve tüzel kişiliği haiz Emekli Sandıkları ve Sosyal Sigorta Kurumlarına ödenen paralara aidat ve prim denilmekte ve bunlar Gelir Vergisi Kanunu'nun 63'üncü maddesindeki şartlarla, ücretin gerçek safi tutarının hesabında gider olarak indirilmektedir.

 

Emekli Sandığı ve Sosyal Sigorta Kurumlarından, kanunla kurulmuş olanların üyelerine çeşitli kanunlarla, daha önceki dönemlerde ödenmemiş bulunan aidat veya primleri borçlanma suretiyle ödeme ve dolayısıyla emekliliğe esas alınacak hizmet sürelerini uzatabilme hakkı tanınmaktadır. Bunun için, kanunlarla belli edilen koşullar altında borçlanılan aidat ve primlerin üyelerce ödenmesi zorunludur. Bu ödemeler de Gelir Vergisi Kanunu'nun 63/2'nci maddesinde sayılan aidat ve primler niteliğindedir ve bunların da ücretin gerçek safi tutarının hesaplanması sırasında gider olarak indirilmesi, Gelir Vergisi Kanunu'nun lafzına ve ruhuna uygun görülmektedir.

 

Bu durumda, Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenen borçlanma aidat ve primlerinin ücretin safi tutarının tespitinde, gayrisafi ücret tutarından ne şekilde indirileceği 111 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde açıklanmıştır. Buna göre;

  • Emeklilik aidatı ve sosyal sigorta primlerinin gider olarak indirilmesi kanunen kabul edilmiş bulunan kurumlara, kanunlarında öngörülen şekilde ücretten kesilmek suretiyle ödenen borçlanma aidat ve primlerinin miktarına ve nispetine bakılmaksızın, kesildiği aya ait gelir vergisi matrahının tespitinde gider olarak nazara alınması,
  • Aidat toptan ödenmişse, ödenen tutara ulaşılıncaya kadar bu miktarın ücretlerin, vergiye tâbi tutarından indirilmesi,
  • Ücretlerinin gerçek ve safi tutarlarının hesabında gider olarak indirilmek suretiyle vergi dışı bırakılmış olan aidat ve primlerini, türlü nedenlerle geri alan ve kendilerine toptan ödeme yapılanların, yeniden iştirakçi durumuna girmeleri nedeniyle ilgili kuruma peşin ya da borçlanma suretiyle iade ettikleri aidat ve primlerin tekrar gider olarak indirilmemesi,

gerekmektedir.

Örneğin, bir ücretlinin askerlik süresince ödenmeyen aidat ve primleri Sosyal Güvenlik Kurumu mevzuatı gereği borçlanarak ödemesi durumunda, ödenen aidat ve primlerin tamamının indirim konusu yapılana kadar ücretin safi tutarının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Çünkü bu ödemeler, Gelir Vergisi Kanununun 63/2'nci maddesinde sayılan aidat ve primler niteliğindedir.

Konu hakkında Gelir İdaresince verilen bir özelgede yapılan açıklamaya göre; bir şirkette çalışmakta iken 30/4/2023 tarihinde emekli olan ve 2/5/2023 tarihinde tekrar aynı şirkette işe başlayan personelin, askerlik hizmeti süresine ilişkin olarak Mart 2023 döneminde borçlanmak suretiyle Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenen ve bir kısmı Mart-Nisan/2023 döneminde ücretin safi tutarının tespitinde indirim konusu yapılan aidat ve primlerin kalan tutarın, tamamının indirim konusu yapılana kadar, ücretin safi tutarının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır (gib.gov.tr/Özelge Sistemi/İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 10.05.2024 tarih ve E-84098128-120[63-2023/3]-272597 sayılı özelgesi).

  • Yönetim Kurulu Üyelerine Ödenen Huzur Ücretinden Sigorta Primi Kesilmesi

Şirket ortakları, şirket müdürleri ve yönetim kurulu üyelerinin kanunlar açısından belirli sorumluluk ve yükümlülük bulunmaktadır. Bu kişilerin aldıkları bu sorumluluk ve yükümlülükler nedeni ile karşı karşıya kaldıkları riskleri azaltmak amacı ile belirlenen maddi karşılığa huzur hakkı denmektedir. 

Gelir Vergisi Kanununun 61. maddesinde ücretin genel tanımı yapılmış olup aynı maddenin 4’üncü bendinde ise; yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin de ücret olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır. Buna göre, huzur hakkı ödemeleri ücret olarak nitelendirilmekte ve stopaj yoluyla vergilendirilmektedir. Ücretli olarak bir işveren bünyesinde çalışan bir ücretlinin başka bir kurumda yönetim kurulu üyesi olarak görev yapması ve ikinci işverenden aldığı ücretlerin (huzur hakkı) veya tüm işverenlerden aldığı toplam ücretin yıllık toplamı beyanname verme sınırını (2025 yılı için 4.300.000/330.000 TL) aşması halinde, birinci işverenden elde edilen ücret geliri de dahil olmak üzere toplam ücret geliri yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir.

Ücret ödemelerinin büyük bir kısmından hem gelir vergisi kesintisi hem de sigorta prim kesintisi yapılmaktadır. Ancak bazı ücret ödemelerinde ise vergi kesintisi yapılırken sigorta prim kesintisi yapılmayabilmektedir. Huzur hakkı ödenecek kişi, aynı yerde 5510 sayılı Kanunun 4-1/a kapsamında çalışıyorsa bu kişiye ödenecek huzur hakkı sigorta prime tabidir.  Huzur hakkı ödenecek kişi, aynı yerde 5510 sayılı Kanunun 4-1/b kapsamında çalışıyorsa bu kişiye ödenecek huzur hakkı sigorta prime tabi değildir.

SGK mevzuatına göre ise, huzur hakkı adı altında yapılan ödemelerin prime tabii olup olmadığı hususu sigortalıların statüsüne göre belirlenecek olup kişiler, huzur hakkı ödenen veya ödenecek yerde 5510 sayılı Kanunun 4-1/a maddesi kapsamında hizmet akdine bağlı olarak çalışıyorlarsa, bu kişilere yapılan huzur hakkı ödemeleri sigorta primine tabi tutulacaktır. Ancak anılan kişiler hizmet akdi ile çalışmamakta yani 4-1/b kapsamında sigortalı iseler huzur hakkı adı altında yapılan ödemelerden sigorta primi kesilmeyecektir.

Anonim şirketlerde; yönetim kurulu üyeleri, 5510 sayılı Kanunun 4-1/a maddesi kapsamında yani hizmet akdine bağlı olarak, yönetim kurulu üyesi olduğu şirkette çalışıyorlarsa, bu kişilere yapılan huzur hakkı ödemeleri sigorta primine tabi tutulması gerekir. Anonim şirketlerde; yönetim kurulu üyeleri, 5510 sayılı Kanunun 4-1/b maddesi kapsamında yani Bağ-Kurlu ise bu kişilere yapılan huzur hakkı ödemeleri sigorta primine tabi tutulmasına gerek bulunmamaktadır.

Limited şirketler içinde 5510 sayılı Kanunun 4-1/b maddesi kapsamında müdür sıfatına sahip ortaklar ve müdür olmayan ortaklara yapılan huzur hakkı ödemeleri sigorta primine tabi tutulmasına gerek bulunmamaktadır. Limited şirketler içinde hizmet akdine bağlı olarak çalışan ve 5510 sayılı Kanunun 4-1/a kapsamında olan müdür sıfatına sahip kişilere yapılan huzur hakkı ödemelerinin sigorta primine tabi tutulması gerekmektedir (https://www.turmob.org.tr/ebulten/mevzuatsirkuleri/2020/135-2020.pdf).

 

Öte yandan, bir ödemeden sigorta primi kesintisi yapılıp yapılamayacağı konusunda, kişinin hangi kapsamda sosyal güvenliğe tabi olduğu önem taşımaktadır. Bilindiği üzere, sosyal güvenlik sistemimizde 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4’üncü maddesine göre üç tür sigortalılık hali mevcuttur. Bunlar; 4/1-a (SSK), 4/1-b (Bağ-Kur) ve 4/1-c (Emekli Sandığı) kapsamındaki sigortalılıktır. Bu kapsamda yer alan sigortalılara ilgili mevzuatlar uyarınca bir kısım ödemeler yapılmakta olup; bir toplantıya katılım sağlamaları veya yönetim kurulu üyesi sıfatıyla toplantılara katılmaları durumunda ilgili kurum, şirket veya işyeri tarafından huzur ücreti adı altında ödeme yapılabilmektedir. Başka bir ifadeyle, uygulamada bazı görevlerin komisyon, komite, idare heyeti gibi organların toplantılarına iştirak edilmek suretiyle yapıldığı ve iştirak edenlere toplantı veya saat başına huzur hakkı adı altında para ödendiği durumlar ortaya çıkabilmektedir.

Gerek özel sektör gerekse kamu sektörü işverenleri tarafından çalışanlarına (memur, sözleşmeli personel, işçi vb.) ya da vergi mükellefi olan bir gerçek kişiye yapılan huzur ücretinden prim kesilip kesilemeyeceğinin kıstası; 5510 sayılı Kanunun “prime esas kazançlar” başlığını düzenleyen 80’inci maddesinde genel kuralları ile açıklanmıştır. 5510 sayılı Kanun, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği, İşveren Uygulama Tebliği ve 2020/20 sayılı SGK Genelgesi çerçevesinde; 4/1-a (SSK) kapsamındaki sigortalılara ödenen huzur ücretinden sigorta primi kesilir. 4/1-b (Bağ-Kur) ve 4/1-c (Emekli Sadığı) kapsamındaki sigortalılara ödenen huzur ücretinin prime tabi yönü bulunmadığından prim kesilmesi söz konusu olmayacaktır (Mahmut Çolak, Yönetim Kurulu Toplantılarına Katılanlara Ödenen Huzur Ücreti SGK Primine Tabi mi?, 7.2.2021, https://www.vergisizdunya.net/yazi/yonetim-kurulu-toplantilarina-katilanlara-odenen-huzur-ucreti-sgk-primine-tabi-mi).

2.3. Sosyal Güvenlik Destekleme Primi

Gayrisafi ücret tutarından indirim konusu yapılan unsurlardan biri de sosyal güvenlik destek primi işçi payı kesintisidir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel sağlık Sigortası Kanununa bağlı olarak yayımlanan İşveren Uygulama Genel Tebliğinde yapılan açıklamalara göre; yaşlılık aylığı (emeklilik aylığı) almakta iken sigortalı olarak yeniden çalışmaya başlayanlara yapılacak ödemelerin brüt tutarı üzerinden %7,5 oranında sosyal güvenlik destek primi işçi payı olarak kesilmektedir. Dolayısıyla, %14 oranında kesilen sigorta prim kesintisi gibi sosyal güvenlik destek primi kesintisinin de gayrisafi ücret tutarından indirim konusu yapılması gerekmektedir. Çalışanın prime esas kazanç toplamı dikkate alınarak gerçekleştirilen Sosyal Güvenlik Destekleme Primi kesintisi; %2’lik Kısa Vadeli Sigorta Kolları Primi İşveren Payı, %22,5 Sosyal Güvenlik Destek Primi İşveren Payı ve %7,5 Sosyal Güvenlik Destek Primi İşçi Payı olmak üzere toplam %32’dir.

 

2.4. İşsizlik Sigortası Primi

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 49 uncu maddesi kapsamında ücretliler tarafından ödenen işsizlik sigortası primleri de ayrıca ücretin gerçek safi tutarının hesaplanması sırasında indirim unsuru olarak dikkate alınabilecektir. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun “İşsizlik sigortası primleri ile sosyal güvenlik primlerine ilişkin hükümler” başlıklı 49. Maddesinde yer alan hükümlere göre; işsizlik sigortasının gerektirdiği ödemeleri, hizmet ve yönetim giderlerini karşılamak üzere, bu Kanunun 46 ncı maddesi kapsamına giren tüm sigortalılar, işverenler ve Devlet, işsizlik sigortası primi öder. İşsizlik sigortası primi, sigortalının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 80 ve 82 nci maddelerinde belirtilen prime esas aylık brüt kazançlarından % 1 sigortalı, % 2 işveren ve %1 Devlet payı olarak alınır.

İsteğe bağlı sigortalılardan işsizlik sigortası primini ödeyenlerden ise % 1 sigortalı ve % 2 işveren payı alınır. Korumalı işyerlerinde çalışan ve iş gücü piyasasına kazandırılmaları güç olan zihinsel veya ruhsal engellilerin işsizlik sigortası işveren payı Hazine tarafından karşılanır. İşverenler, işsizlik sigortasına ilişkin prim yükümlülükleri nedeniyle sigortalıların ücretlerinden herhangi bir indirim veya kesinti yapamazlar. Herhangi bir nedenle işçinin sigortalılık durumunun sona ermesi halinde, o ana kadar işçiden ve işverenden kesilen işsizlik sigortası primleri ile Devlet payı iade edilmez. İşsizlik sigortasına işverenlerce ödenen primler kazancın tespitinde gider olarak kabul edilir, sigortalılarca ödenen primler de gerçek ücretin hesaplanmasında gelir vergisi matrahından indirilir.

Buna göre, sigortalının %1 nispetinde ödemiş olduğu işsizlik sigortası priminin, sosyal sigorta primi gibi ücret matrahından indirilmesi gerekmektedir. İşçiden yapılan %1 oranındaki işsizlik sigortası prim kesintisi tıpkı %14 oranındaki sigorta prim kesintisi gibi ücretin vergilendirilmesinde GVK’nın 63. maddesine göre gayrisafi ücret tutarından indirim yapılmaktadır.

2.5. Hayat/Şahıs Sigorta Primleri

Ücretin gerçek safi değerinin tespitinde dikkate alınacak hayat/şahıs sigorta primlerinin indirim konusu yapılması ile ilgili hükümler, Gelir Vergisi Kanunun 63. maddesinin birinci fıkrasının 3. bendinde yer almaktadır. Konu hakkında ilk olarak 09/02/1986 tarihinde yayımlanan 147 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde gerekli açıklamalar yapılmış bulunmaktadır. Daha sonra, 28/3/2001 tarihli ve 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu yürürlüğe girmiş ve 28/06/2001 tarih ve 4697 sayılı Kanunla, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında konuya ilişkin değişiklikler yapılmış ve sonrasında 13/08/2003 tarih ve 3 no.lu Gelir Vergisi Sirkülerinde kapsamlı açıklamalar yapılmıştır. Daha sonra 23/02/2007 tarih ve 59 no.lu Gelir Vergisi Sirkülerinde konu hakkında açıklamalar yapılmıştır.

Hayat ve şahıs sigorta primlerinin ücret matrahından indirimi hakkında, 23.10.2012 tarih ve 85 no.lu Gelir Vergisi Sirkülerinin “Ödenen Şahıs Sigorta Primlerinin Ücret Matrahının Tespitinde İndirimi” başlıklı bölümünde gerekli açıklamalar yapılmış bulunmaktadır. Ayrıca, şahıs sigortaları için ödenen primlerin gelir vergisi matrahının hesaplanmasında bu indirime ilişkin primlerin belgelendirilmesi konuları hakkında 09/08/2005 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 256 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde açıklamalar yapılmış bulunmaktadır.

Sigortanın Türkiye’de kâin ve merkezi Türkiye’de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla; ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortası poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin %50’si ile ölüm, kaza, sağlık, hastalık, engellilik, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler ücretin gerçek safi değerinin tespitinde indirim konusu yapılabilmektedir. İndirim konusu yapılacak primler toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz. Cumhurbaşkanı bu bentte yer alan oranları yarısına kadar indirmeye, iki katına kadar artırmaya ve belirtilen haddi, asgari ücretin yıllık tutarının iki katını geçmemek üzere yeniden belirlemeye yetkilidir.

Buna göre, ücretin safi tutarının tespitinde dikkate alınacak sigorta primleri;

• Mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait birikim priminin alındığı hayat sigortalarına ödenen primlerin %50’si,

• Ölüm, kaza, hastalık, sağlık, engellilik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primlerinin %100’ünden,

oluşmaktadır. İndirim konusu yapılacak primlerin toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacaktır. 2024 takvim yılı gelirlerine ilişkin olarak kullanılacak olan asgari ücretin yıllık brüt tutarı 240.030 TL, 2025 takvim yılı gelirlerine ilişkin olarak kullanılacak olan asgari ücretin yıllık brüt tutarı ise (26.005,50 X 12) 312.066 TL’dir.

İndirim konusu yapılacak prim tutarının tespitinde esas alınacak ücret, işveren tarafından çalışana hizmeti karşılığında ödenen aylık (maaş), prim, ikramiye, sosyal yardımlar ve zamlar gibi vergiye tabi sürekli nitelikteki ödemelerin brüt tutarlarının toplamı olacaktır. Gider karşılığı olarak ödenen tutarlar (yapılan gerçek bir giderin karşılığı olsun olmasın) dikkate alınmayacaktır (23/10/2012 tarih ve GVK-85/2012-7 sayılı Gelir Vergisi Sirküleri).

Gelir İdaresi vermiş olduğu bir özelgede; indirim konusu yapılacak primlerin toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin %15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacaktır. İndirim konusu yapılacak prim tutarının tespitinde esas alınacak ücret ise, işveren tarafından çalışana hizmet karşılığında ödenen aylık (maaş), prim, ikramiye, sosyal yardımlar ve zamlar gibi vergiye tabi sürekli nitelikteki ödemelerin brüt tutarının toplamı olacaktır. Gider karşılığı olarak ödenen tutarlar (yapılan gerçek bir giderin karşılığı olsun olmasın) dikkate alınmayacaktır.

Üniversite personeline hizmet karşılığı ödenen aylık (maaş), taban aylık, ek gösterge, yan ödeme, kıdem aylığı, tazminat, ikramiye, idari görev ödeneği, sosyal yardımlar ve zamlar gibi sürekli nitelikte olan ve üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılan ödemelerin, indirim konusu yapılacak prim tutarının tespitinde esas alınacak ücretin hesabında dikkate alınması gerektiği, gelir vergisinden istisna edilmiş olan ödemelerin ise bu hesaplamada dikkate alınmaması gerektiğini açıklamıştır (www.gib.gov.tr/Özelge Sistemi, Kırşehir Defterdarlığının 11.08.2020 tarih ve 66491453-105-E.6944 sayılı özelgesi).

Konut, taşıt ve tüketici gibi kredilerin kullanımı sırasında bu kredilere bağlı olarak ilgili bankalarca yapılan hayat sigortası poliçelerine ilişkin ödenen primler de Gelir Vergisi Kanununun 63/3. maddesi uygulamasında indirim olarak dikkate alınabilecektir. Ayrıca, ücretlilerin ödediği hayat/şahıs sigorta primlerinin ilgili olduğu ayda yasal kısıt nedeniyle ücret matrahından indirilemeyen kısmı, izleyen aylara ait ücretin matrahından indirilemeyecektir.

 

Hayat/şahıs sigorta primlerinin ücret matrahından indirimi konusunda önemli konu başlıkları aşağıda yer almaktadır.

  • Ödenen hayat/şahıs sigorta primlerinin gelir vergisinden indiriminde ücret matrahını oluşturan gelir kalemleri,
  • Şahıs/hayat sigorta primlerinin indiriminde "çocuk" veya "küçük çocuk" tabirinin kapsamı,
  • Ödenen hayat/şahıs sigorta primlerinin belgelendirilmesi, indirim konusu yapılacağı dönem ile toplu ödemelerde (defaten) indirim tutarının hesaplanması,
  • Hayat/şahıs sigorta primleri ücret matrahından düşüldükten sonra asgari ücret istisnası uygulanacaktır,
  • İşverenler tarafından çalışanları adına ödenen şahıs/hayat sigorta primleri ücret matrahından indirimi,
  • İşveren tarafından çalışanlar adına ödenen hayat/şahıs sigorta primlerinin gider yazılması,
  • İşverenler tarafından kilit personel adına yaptırılan hayat sigortası lehtarının şirket olması durumunda şirket tarafından karşılanan sigorta primlerinin gider yazılamayacağı,
  • Asgari ücretli çalışanın kendisi, eşi ve küçük çocukları için ödediği hayat/şahıs sigorta primlerinin ücret matrahından indirimi.

Bu konuda 2024 yılında yayınlanan (İmdat Türkay, İşverenler Tarafından Çalışanlar İçin Ödenen Hayat/Şahıs Sigorta Primlerinin Vergilendirilmesi, 3.5.2024, https://nazaligundem.com/tr/yayinlar/isverenler-tarafindan-calisanlar-icin-odenen--hayatsahis-sigorta-primlerinin-vergilendirilmesi?onlyTm=&tm=) çalışmaya bakılmasında fayda vardır.

 

  • İşverenler tarafından çalışanlar için ödenen tamamlayıcı sağlık sigortası primlerinin ücret matrahından indirimi

Personelin kendisi, eşi veya çocukları için yıllık olarak düzenlenen tamamlayıcı sağlık sigortası poliçesine ait primlerin işverenler tarafından ödenmesi halinde prim tutarlarının çalışana yapılan net ücret ödemesi olarak kabul edilerek her bir aya isabet eden tutarın brüte iblağ edilmesi, brüt tutarın ise ödendiği ayın bordrosuna yansıtılmak suretiyle ücret matrahına dahil edilmesi ve Gelir Vergisi Kanununun 61, 63, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi tevkifatına tabi tutularak vergilendirilmesi gerekmektedir. 

Tamamlayıcı sağlık sigortası prim tutarlarının, o ayda elde edilen ücretin %15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını (2025 yılı için 26.005,50 X 12=312.066 TL’dir) aşmaması kaydıyla Gelir Vergisi Kanununun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi uyarınca personelin vergi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınması, sigorta primlerinin yıllık olarak ödenmesi durumunda ise işlemin gerçekleştiği ay da dahil olmak üzere kalan ay sayısı toplamına bölünerek hesaplanan aylık prim tutarının ücret matrahından indirim konusu yapılmasının mümkün bulunmaktadır.

Ayrıca, hizmet erbabının maaş ve benzeri ücret ödemeleri ile tamamlayıcı sağlık sigortası ödemelerinin aylık toplamına aynı Kanunun 23/18 numaralı bendinde yer alan gelir vergisi istisnası ile 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tabloda yer alan damga vergisi istisnası uygulanabilecektir. Diğer taraftan, şirket tarafından ödenen söz konusu tamamlayıcı sağlık sigortası primleri, işle ilgili olarak ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen ücret kapsamında olduğundan, Gelir Vergisi Kanununun 40/1 numaralı bendi çerçevesinde genel gider olarak indirim konusu yapılabilecektir (www.gib.gov.tr/Özelge Sistemi, Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 29.03.2024 tarih ve E-90792880-155.01.03.99[DMG1-9]-187659 sayılı özelgesi).

2.6. Sendikalara Ödenen Aidatlar

İşçi sendikalarına ödenen aidatlar, aidatın ödendiğinin sendika tarafından verilecek bir makbuzla belgelendirilmesi kaydıyla, vergi matrahının tayininde gayrisafi ücret tutarından indirilebilecektir. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu hükümleri uyarınca kamu görevlileri sendikalarından birisine üye olup, kendisinden sendika tarafından belirlenen tutar kadar kesilen sendika aidatı ücretin safi tutarının tespitinde matrahtan indirim konusu yapılabilecektir. Sendika aidatı işverenler tarafından ücretlerden kesilmek suretiyle ödenmekte ise ve bu şekilde ödenen aidatın ücret bordrosunda gösterilmesi durumunda makbuz aranmaz.

2.7. Ücret Matrahından İndirilecek Aylık Engellilik İndirimi Tutarları

Gelir Vergisi Kanununun 31 inci maddesine göre, çalışma gücünün asgari %80’ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece engelli, asgari %60’ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece engelli, asgari %40’ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece engelli sayılır ve elde ettikleri ücret gelirlerinden her yıl belirlenen aylık engellilik indirimi tutarları indirilir.

Ücretli kişinin kendisi engelli ise engellilik indirimi tutarı gelir vergisi kesintisi yapılırken ücret matrahından indirilerek uygulanır. Bu indirimden bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan hizmet erbabı da yararlanır. Ancak, GVK’nın 36 ncı maddesine göre dar mükellefiyete tabi kimseler hakkında bu indirim uygulanmaz. Ücret matrahından indirilecek aylık engellilik indirimi tutarları, 1.1.2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.

Engellilik Derecesi

2025 Yılı Aylık İndirim Tutarları

1. Derece Engelliler İçin

(Çalışma gücünün asgari %80’ini kaybetmiş olanlar)

 

9.900 TL

2. Derece Engelliler İçin

(Çalışma gücünün asgari %60’ını kaybetmiş olanlar)

 

5.700 TL

3. Derece Engelliler İçin

 (Çalışma gücünün asgari %40’ını kaybetmiş olanlar)

 

2.400 TL

 

 

3. Sonuç

Ücret geliri dışındaki diğer gelir unsurlarında GVK’nın 94 üncü maddesine göre yapılan gelir vergisi tevkifatı brüt tutarlar üzerinden yapılırken, ücret ödemelerinde vergi tevkifatı gayrisafi ücret tutarından yapılması gereken indirimler yapıldıktan sonra bulunan safi ücret tutarı üzerinden yapılmaktadır. Ücretin hizmet erbabına ödenmesi sırasında sorumlular (işverenler) tarafından verginin kesilerek Gelir İdaresine yatırılmasına kesinti (tevkifat) usulü denilmektedir. Gerçek usulde elde edilen ücretlerin vergilendirilmesi esas olarak bu yöntemle yapılmaktadır. Ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde ilke olarak gerçek usul kabul edilmiştir. Vergi kesintisi, ücret gelirinin gerçek ve safi tutarı üzerinden yapılmaktadır.

 

Ücret gelirleri, Gelir Vergisi Kanununda veya diğer özel kanunlarda kısmen veya tamamen istisna edilmiş olup, istisna uygulamasında ücret geliri elde eden kişilerin durumu da etkili olmaktadır. İstisna kapsamında olmayan ücret gelirleri gerçek usulde tevkif suretiyle vergilendirilmektedir. Ücret geliri tevkifata tabi tutulmadan önce, ücretin safi tutarının bulunması gerekmektedir. Ücretin safi tutarı ise, işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan yararlar toplamından (yani ücretin gayrisafi tutarından) GVK’nın 63. maddesinde  belirtilen indirimlerin uygulamasından sonra kalan miktardır. Daha sonra, işverenler tarafından hizmet erbabına yapılan ücret ve ücret kapsamındaki ödemelerden tevkifat yapmak zorunda olan işverenler tarafından vergi tarifesi uygulanarak tevkifat (kesinti) yapılmakta ve sorumlu sıfatıyla muhtasar beyanname ile Gelir İdaresine beyan edilmektedir.

Ücretin gelirinin tevkif suretiyle vergilendirilmesi konusunda üçüncü bölümde, Gelir Vergisi Kanununda ve özel kanunlarda yer alan ve gelir vergisinden istisna edilen ücret ve ücret kapsamındaki ücret ödemeleri incelenecektir.

 

*Bu yazıda yapılan açıklamalar, tamamıyla yazarına ait olup, hiçbir şekilde yazarın çalıştığı kurumunu bağlamaz, kurumunun görüşü olarak kullanılamaz ve değerlendirilemez.

 

KAYNAKÇA

  1. Gelir Vergisi Kanununun 1, 2, 3, 4, 5, 15, 16, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 31, 61, 62, 63, 64, 85, 86, 89, 92, 94, 95, 96, 98, 100, 103, 104, 117 ve 121’inci Maddeleri
  2. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
  3. 111, 147, 256 ve 319 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğleri
  4. gib.gov.tr, Rehber ve Broşürler, Ücret Geliri Elde Edenler İçin Vergi Rehberi, Şubat 2025, Yayın No: 559
  5. İmdat Türkay, 361 Soru ve Cevapla Ücret Ödemelerinin Vergilendirilmesi, Seçkin Yayınevi, Mart/2023, 4. Baskı, Ankara
  6. İmdat Türkay, İşverenler Tarafından Çalışanlar İçin Ödenen Hayat/Şahıs Sigorta Primlerinin Vergilendirilmesi, 3.5.2024 (https://nazaligundem.com/tr/yayinlar/isverenler-tarafindan-calisanlar-icin-odenen--hayatsahis-sigorta-primlerinin-vergilendirilmesi?onlyTm=&tm=)
  7. 13/08/2003 tarih ve 3 no.lu, 23 /02/2007 tarih ve 59 no.lu, 23/10/2012 tarih ve 85 no.lu Gelir Vergisi Sirküleri
  8. www.gib.gov.tr/Rehber ve Broşürler, Gelir Vergisi Matrahından İndirilecek Hayat/Şahıs Sigorta Primleri, Şubat/2024, Yayın No: 510