Makaleler

VERGİ İDARESİNİN VERGİSEL İŞLEMLERİNE KARŞI MÜKELLEFİN HAKLARI NELERDİR?

25.08.2025

 

İmdat TÜRKAY/Gelir İdaresi Grup Başkanı

Özet: Vergi hukukunda genel kabul gören tanıma göre vergi, devletin egemenlik gücüne dayanarak kamu harcamalarını finanse etmek, ekonomik ve sosyal hayatı düzenlemek için; cebri, nihai ve karşılıksız olarak gerçek ve tüzel kişilerden aldığı parasal değerlerdir. Mükellef ise vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu yüklenilen gerçek veya tüzel kişidir. Vergi İdaresi ile mükellef arasındaki vergisel ilişkide iki temel kavram vardır biri ödev/yükümlülük diğeri ise mükellef haklarıdır.

Anahtar kelimeler: Genel mükellef hakları, özel mükellef hakları, ben bir vergi mükellefiyim.

1. Giriş

Devletlerin egemenlik gücüne bağlı olarak vatandaşlarından kamu harcamalarını karşılamak için zora dayalı olarak almış olduğu vergilerin alındığı tarihi süreç içinde her zaman mükellef hakları ön planda olmuştur. Verginin tarihsel sürecinde vergiler çeşitlenmiş, vergileme dijital boyuta taşınmış, ancak mükellef hakları da dünyadaki demokrasinin ve insan haklarının gelişimine paralel olarak sürekli gelişmiş ve yasal güvence altına alınmaya başlanmıştır.

Vergilemede mükelleflerin ödev ve yükümlülüğünün olduğu her süreçte mutlaka mükellef hakları da vardır ve olmalıdır. Vergiyi koyan güçlü devlet örgütüne karşı zayıf durumda olan mükellefi koruyan düzenlemeler yine vergi kanunlarının içinde mükellefi korumak için yasama organı tarafından konulmuştur.

Türk vergi sisteminde hemen hemen her vergi kanununda mükelleflere sağlanan haklar belirlenmiş olmakla beraber, esas mükellef hakları vergilemede tahakkuk ve tahsilatı belirleyen yani usul kanunları olan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6183 sayılı AATUHK’da yer almaktadır. Genel olarak vergi kanunlarında yer alan mükellef haklarının ne olduğu ve nasıl kullanıldığı her zaman önemlidir ve bilinmesi gerekmektedir.

Türk Gelir İdaresi Şubat/2006 yılında yayınlamış olduğu Mükellef Hakları Bildirgesi ile Türk Gelir İdaresinin mükellef odaklı, kaliteli hizmet sunma anlayışı içerisinde, saygılı ve dürüst olma temel ilkesiyle çalışmaya, vergi ödemenin sadece bir yükümlülük değil vatandaş olma ve sorgulama hakkı olduğu bilinciyle kendisinden hizmet alan herkesi memnun etmeye ve sorunları çözmeye olan bağlılığını tüm mükelleflere karşı taahhüt etmiştir.

Mükelleflerin genel kanunlara dayanarak vatandaşlıktan ileri gelen haklarına genel mükellef hakları diyebiliriz. Mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması sırasında karşılaştıkları özel durumlar ve işlemler ile ilgili olarak sahip oldukları haklar ise özel mükellef hakları kapsamında bulunmaktadır. Bu çalışmada, vergi idaresi tarafından yapılan vergisel işlemlere karşı mükellefin sahip olduğu yani yararlanma imkanı olduğu genel ve özel mükellef haklarından bahsedeceğiz.

2. Anayasada Siyasi Hak ve Ödevler Bölümünde Yer Alan Vergi Ödevi

Mükellefin genel ve özel haklarının hatta vergi kanunlarının konulmasının ve verginin ödenmesinin yasal dayanağı olan Anayasada siyasi hak ve ödevler bölümünde yer alan vergi ödevinin çok iyi anlaşılması ve benimsenmesi gerekmektedir. Günümüzde demokrasi ile yönetilen ve hukukun üstünlüğüne inanan her ülkede olduğu gibi ülkemizde de vergi hukuku alanında yapılan her düzenlemede anayasanın hukuk devleti ilkesine uygunluğunun gözetilmesi gerekmektedir.

Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan sosyal hukuk devleti, insan haklarına dayanan, kişilerin huzur, refah ve mutluluk içinde yaşamalarını güvence altına alan, kişi hak ve özgürlükleriyle kamu yararı arasında adil bir denge kurabilen, milli gelirin adalete uygun biçimde dağıtılması için gereken önlemleri alan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak sosyal adaleti ve toplumsal dengeleri gözeten devlettir.

Hukuk devletinde, vergilendirmenin temel ilkelerinin gözetilmesi, vergilendirmeye ilişkin yasalarda bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunması ve hukuk güvenliğinin sağlanması gerekir. Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti; insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir (Anayasa Mahkemesi’nin 2.7.2009 Tarihli ve Esas No: 2005/66, Karar No: 2009/102 sayılı Kararı). Vergi kanunlarının içerisinde siyah ve beyaz alanlardan ziyade gri alanlar mevcuttur. Başta mükellefler olmak üzere vergi kanunları ile bir şekilde ilgili olan kişiler bu gri alanlar dolayısıyla kanunları anlamakta ve uygulamakta zorlanmaktadırlar.

Anayasanın “Siyasî Haklar ve Ödevler” bölümünün “Vergi ödevi” başlıklı 73. maddesinde yer alan hükme göre;

  • Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
  • Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.
  • Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.
  • Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapma yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir.

Vergi hukuku üzerinde çalışanların veya kanunları yorumlama kabiliyetine sahip vergi uzmanlarının gri alanları yorumlarken dikkat etmesi gereken ilkeler mevcuttur. Bu ilkelerin belki de en önemlisi vergi kanunlarının lafzı ve ruhuyla hüküm ifade edeceği ve lafzın açık olmadığı yerde kanunun konuluş amacı, yeri ve diğer kanunlarla bağlantısının göz önüne alınacağı ilkesidir. Bu ilkenin göz ardı edilip sadece kanun lafzı dikkate alındığında zaten konuya uzaklığından ötürü anlamakta zorlanan mükelleflerin zihni daha da karışmaktadır.

Ayrıca, Anayasa’da güvence altına alınan mülkiyet hakkının mükellef hakları ile de çok yakın bir ilişkisi bulunmaktadır. 1982 Anayasasının 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkı, kişi hakları ve ödevleri bölümünde düzenlenmiştir. Uygulamaya konana her vergi ya da mali yükümlülük kişilerin mülkiyet hakkına bir müdahale edilmesini gerektirdiği için, mülkiyet ve miras hakları vergilendirme açısından çok önemlidir. Bu nedenle, yasama organı tarafından yürürlüğe alınan her vergi düzenlemesi ile Vergi İdaresinin yaptığı idari düzenlemelerin, Anayasal sınırlar içinde ve yürürlükteki vergi kanunlarına uygun olması gerekmektedir.

3. Genel Olarak Mükellef Hakları

Genel mükellef hakları, mükelleflerin genel kanunlara dayanarak vatandaşlıktan ileri gelen haklarıdır. Özel haklar (vergi kanunlarında yer alan haklar) ise; mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması sırasında karşılaştıkları özel durumlar ve işlemler ile ilgili olarak sahip oldukları haklardır. Genel haklar kapsamına her vatandaşın sahip olduğu haklar girmektedir. Genel haklardan, mükellefler dahil tüm vatandaşların sahip oldukları haklar anlaşılır. Bu haklar şöyle özetlenebilir;

  • Dilekçe Hakkı Bilgi Edinme Hakkı
  • 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun
  • 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu
  • 1905 Sayılı Kanuna göre İhbar ikramiyesi talep etme hakkı
  • Kamu Denetçisine Başvurma Hakkı
  • TBMM’ye bağlı olan Kamu Denetçiliği idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler (Anayasa 74. Madde)
  • Dava Açma Hakkı
  • 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu
  • Temsil Hakkı
  • Vergi ile ilgili işlemlerin mükelleflerin yanı sıra, vekil ya da temsilci veya 3568 sayılı Yasada sayılı meslek mensupları tarafından da yapılabilmesi
  • Eşit Muamele Görme Hakkı
  • Vergi Kanunlarında uygulama birliğinin sağlanması
  • Mükellef Memnuniyeti
  • Adil, eşit ve saygılı hizmet alma hakkı
  • Vergilemede Belirlilik Hakkı
  • Mükelleflere İlişkin Bilgilerin Gizliliği Hakkı
  • Mükellefin Dinlenilme Hakkı

Türk Vergi Hukukunda yer alan genel mükellef hakları ise şöyledir;

  • Mükellefiyet Tesis Etme Hakkı (VUK 153. Madde)
  • Kanıt Hakkı (VUK 3. Madde)
  • Mükellef Bilgilerinin Gizliliği Hakkı (VUK 5. Madde)
  • Reddi Miras Hakkı (VUK 12. Madde)
  • Mücbir Sebep Hakkı (VUK 13. Madde)
  • Kanuni ve İdari Sürelerin Uygulanmasını İsteme Hakkı (VUK 14. Madde)
  • Mücbir Sebeplerle Gecikme
    • Ölüm halinde sürenin uzaması
    • Süre verme
    • Sürelerin hesaplanması
  • Beyannamenin Verildiğini Kanıtlayıcı Belge İsteme Hakkı (VUK 25-27. Madde)
  • Takdirlerde Defter ve Belgelerindeki Bilgilerin Dikkate Alınmasını İsteme Hakkı (VUK 30. Madde)
  • Tebliğ İşlemlerinde Yasallığa Uyumu İsteme Hakkı (VUK 93-109. Madde)
  • Verginin Türkiye Sınırları İçinde Dilediği Vergi Dairesine Ödenmesi Hakkı (VUK 110. Madde)
  • Zamanaşımı Hakkı (VUK 113-114. Madde)
  • Verginin Terkinini İsteme Hakkı (VUK 115. Madde)
  • Yoklama ile İlgili Hakları (VUK 127-133. Madde)
  • Vergi İncelemesi ile İlgili Hakları (VUK 134-147. Madde)
  • Bilgi İsteme ile İlgili Hakları (VUK 148-152. Madde)
  • Defter Tutma ve Defterleri Onaylatma ile İlgili Hakları (VUK 171-226. Madde)
  • Belge Düzenleme ile İlgili Hakları (VUK 227-242. Madde)
  • Değerleme Hakkı (VUK 258-298. Madde)
  • Amortisman Hakkı (VUK 313-330. Madde)

4. Vergi Kanunlarında Yer Alan Özel Mükellef Hakları

Mükelleflerin özel hakları, mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması sırasında karşılaştıkları özel durumlar ve işlemler sırasında sahip oldukları haklardır. Özel haklar genellikle yapılan bir vergisel idari işlem sonrasında vergi sisteminde yer alan usul kanunlarında mükellefe sağlanan haklardır. Özel haklar şöyle gruplandırılabilir;

  • Verginin tahakkuku aşamasındaki haklar (213 sayılı VUK),
  • Verginin tahsilatı sırasındaki haklar (6183 sayılı AATUHK),
  • Vergi ihtilaflarının çözümü sırasındaki haklar (2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu),
  • Vergi denetimi sırasındaki haklar (Yoklama, vergi denetimleri, vergi incelemesi vb.).

Özel mükellef hakları dediğimiz haklar genellikle verginin tahakkuk ve tahsilat sürecinde usul kanunları olan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6183 sayılı AATUHK’da yer alan haklardır. Ayrıca, vergisel işlemlerde idare ile mükellef arasında yaşanan ihtilafların çözümünde 2577 sayılı Kanunda yer alan dava açmaya yönelik haklar ile vergi denetimi ve vergi incelemeleri sırasındaki haklar da özel haklar kapsamında değerlendirilmektedir. Buna göre, vergi kanunlarında yer alan özel mükellef hakları şöyledir.

Vergi Kanunlarında Yer Alan

Özel Mükellef Hakları

İlgili Vergi Kanunu

İlgili Kanun Maddeleri

Vergi Mahremiyeti Hakkı

VUK

5

Düzeltme Talebi Hakkı

VUK

120-121-122-123

Şikayet Yolu ile Müracaat Hakkı

VUK

124

Vergi İncelemesi Sırasındaki Haklar

VUK

136 ve 140

İzaha Davet Sonucunda İzahta Bulunma Hakkı

VUK

370

Pişmanlık Hakkı

VUK

371

Cezalarda İndirim Hakkı

VUK

376

Dava Hakkı

VUK

377

Kanun Yolundan Vazgeçme Hakkı

VUK

379

Özelge Talep Hakkı

VUK

413

Uzlaşma Hakkı

VUK

Ek Madde 1 ve 11

Karşılıklı Anlaşma Usulüne Başvuru Hakkı

VUK

Ek Madde 14 ila 18

Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi

GVK

Mükerrer Madde 121

Peşin Fiyatlandırma Anlaşması Başvuru Hakkı

KVK

13

Tecil Taksitlendirme Hakkı

6183 Sayılı Kanun

48 ve 48/A

Ödeme Emrine İtiraz Hakkı

6183 Sayılı Kanun

58

Bazı Hallerde Haczin Kaldırılması Hakkı

6183 Sayılı Kanun

74/A

Mahsup ve İade Talep Hakkı

GV-KDV

315-252 Seri No.lu GV Genel Tebliği-

KDV Genel Uygulama Tebliğ

 

5. Ben Vergisini Düzenli Ödeyen Bir Türk Vatandaşıyım Diyebilmek Ne Güzel Bir Eylem

Dünyamızda son çeyrek yüzyılda, insan haklarının gelişmesi sonucu demokrasi ve hukuk devletinin de gelişmesi sağlanmış ve vergi hukuku içinde yer alan mükellef hakları da demokratik bir hak olarak algılanmaya başlanmıştır.

Amerikan Başkan adayları seçim konuşmalarında halka hitap ederken “Saygıdeğer vergi mükellefleri” diye söze başlarlar ve Amerikan vatandaşlarının polis veya başka bir Devlet gücü tarafından sorguya çekildiğinde veya bir haksızlığa uğradıklarında ilk söyledikleri şey; “I am a taxpayer-ben bir vergi mükellefiyim.” cümlesidir. Amerika’da vergi konusunda var olan algı ve hassasiyeti, Amerikan filmlerinde de görmek mümkündür. Tabii ki Amerikan vatandaşlarının veya Amerikan Başkan adaylarının bu konuşmaları yapmasının sebebi, ABD’de var olan ve uzun yıllarda oluşan ve herkes tarafından benimsenen vergi bilinci ve kültürünün bir sonucudur.

Hepimizin beklentisi de ülkemizde var olan vergi kültürünün bir gün bu seviyelere gelmesidir. Ancak, bugün için bir haksızlığa uğradığında veya bir polis kontrolünde  “Ben vergisini ödeyen bir Türk vatandaşıyım” diyen bir vergi mükellefine rastlamak zor görünmektedir. Oysa kayıtdışılığın mevcut durumu ile vergi kayıp ve kaçağının mevcudiyetine baktığımızda, vergisini düzenli ve doğru beyan edip ödeyen mükelleflerin herkesten daha çok sesinin çıkması gerekmektedir. Mükelleflerin en azından ödediği vergiye sahip çıkma adına şahit olduğu vergi kayıp ve kaçağını devlete bildirmesi gerekmektedir.

2024 Yılı GİB Faaliyet Raporunda yer alan bilgiye göre, Vergi İletişim Merkezine (VİMER-189) 2024 yılında toplam 1.023.118 çağrıya yanıt vermiştir. VİMER, vergi ile ilgili konularda telefonla danışmanlık, vergi kayıp kaçağı konusunda ihbar bildirimlerini alma ve sonuç sorgulama, borç sorgulama hizmeti, elektronik uygulamaları konusunda danışmanlık yapmakta olup 2024 yılında vatandaşlardan aldığı ihbar bildirimi sayısı 103.683 adet olmuştur.

Bu kapsamda, Türkiye genelinde vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi amacıyla; telefon, Dijital Vergi Dairesi, sosyal medya hesapları, WhatsApp ve BİP kanalları kullanılarak, VİMER tarafından ihbar bildirimleri kayıt altına alınmaktadır. İhbar bildirimlerinin hızlı bir şekilde sonuçlandırılabilmesi için il düzeyinde gerekli takip ve kontrol işlemleri yürütülmektedir. Bu nedenle, vergi ödevi konusunda duyarlı olan, vergisini düzenli beyan edip ödeyen her vatandaşın/mükellefin vergi ihbarına soğuk bakmaması gerekmektedir.

6. Mükellefin Ödevleri ve Mükellef Haklarının İlişkisi

Mükellef hakları kavramına bakıldığında, 213 sayılı VUK’da mükellef haklarının tanımının yapılmadığı görülmektedir. Bununla birlikte mükellef hakları tanımının çeşitli kaynaklarda yapıldığı görülmektedir. Kısaca mükellef hakları, vergilendirme ilişkisinden dolayı devlet ile mükellef arasındaki ilişkide vergi mükellefine tanınan yetki ve menfaatlerdir. Mükelleflerde vergi bilincinin oluşturulması ve gönüllü uyumun sağlanması açısından gittikçe değer kazanan mükellef hakları, son yıllarda önem taşıyan bir konu haline gelmiştir.

Bütün vergi sistemlerinde mükelleflerin hakları ve ödevleri bulunmaktadır. Mükellef ödevleri ve hakları bir madalyonun iki yüzü gibidir. Bu iki konu birbirinden bağımsız konular değildir ve birbiri ile sürekli olarak ilişki halindedir. Genellikle mükellefin ödevleri daha çok ve sürekli olduğu için hep akılda bunlar yer alır. Oysa vergi toplama işi her devletin egemenlik gücünün bir göstergesidir ve devletler kamu harcamalarını karşılamak için zorla vatandaşlarından vergi toplar. Yani devlet güçlüdür, vergi ödeyen vatandaşlar ise zayıftır. İşte bu gerçeklik doğrultusunda tarihsel süreç içinde mükellef hakları ortaya çıkmıştır.

Öncelikle mükellef haklarına geçmeden önce çok genel olarak mükellefin ödevlerine bir bakacak olursak genel hatlarıyla şöyledir;

  • Mükellefler işe başlama, işi bırakma ve işle ilgili değişikliklerini vergi dairesine bildirmek zorundadırlar.
  • Vergi beyannamelerini zamanında ve doğru bir şekilde düzenleyip vergi dairesine göndermek ve tahakkuk eden vergiyi zamanında ödemek.
  • Mükelleflerin; vergi ile ilgili servet, sermaye ve hesap durumlarının, faaliyet ve hesap neticelerinin tespit edilmesini, vergi ile ilgili muamelelerinin belli edilmesini, kendilerinin/üçüncü şahısların vergi karşısındaki durumunun hesap üzerinden kontrol edilmesini ve incelenmesini sağlayacak şekilde defter tutmaları zorunludur.
  • Mükellefler, ticari işlemlerine ilişkin gerekli belgeleri düzenlemek, muhafaza etmek ve iptal edilmesi gereken belgeleri düzenli bir şekilde iptal etmek zorundadırlar.
  • Ticari işlemlerine ilişkin belgeleri doğru ve düzenli bir şekilde düzenlemek, muhafaza etmek ve vergi dairesinin isteği üzerine ibraz etmek.

Mükellef hakları ise çok daha özel ve ihtiyaç duyulduğunda başvurulan bir durumdur. Mükellef haklarını genel ve özel olarak ayırmak da mümkündür. Anayasadan ve diğer özel kanunlardan doğan haklara genel haklar denirken vergi kanunlarındaki vergisel işlemlere ilişkin haklara ise özel haklar denilmektedir. Mükellef haklarının bilinmesi ve etkin bir şekilde kullanılması her şeyden önce;

  • Vergiye gönüllü uyumun arttırılmasına,
  • Mükelleflerin vergi sistemiyle ilgili farkındalıklarını artırarak bilinçli hareket etmelerine,
  •  Adil, şeffaf ve etkin bir vergi sisteminin oluşmasına,
  • Vergi idaresi ile daha doğru ve etkili iletişim kurmasına,

katkı sağlamaktadır.

Genel mükellef hakları, vergi idaresi - mükellef ilişkileri sırasında vergi kanunlarının işleyişi ve geçerliliği ile ilgili bütün mükelleflere tanınan yetkileri düzenlemektedir. Özel mükellef hakları ise, vergi kanunlarındaki özel durumlar, işlemler ve uygulamalar sırasında bunlara maruz kalan mükelleflerin hangi usul kurallarını talep edebilecekleri hususunu düzenlemektedir. 

7. Vergi İdaresi Çalışanlarının Mükellef Haklarını İçselleştirmesinin Önemi

Türk Gelir İdaresi, mükellef odaklı yaklaşımla 2005 yılında yeniden yapılandırılan Gelir İdaresi Başkanlığı olarak, kaliteli hizmet sunma anlayışından ödün vermeden mükellef memnuniyeti, vergi bilinci ile gönüllü uyumu artırmayı, vergi tahsilatında etkinliği ve kayıtlı ekonomiyi teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Gelir İdaresi yeniden yapılandırma sürecinde, mükellef hizmetlerinin öneminden hareketle daha kaliteli, hızlı, etkin ve kapsamlı faaliyetler yürütmek üzere Gelir İdaresi bünyesinde Mükellef Hizmetleri Daire Başkanlığı kurulmuştur.  

Türkiye'de mükellef hakları konusu, Gelir İdaresi tarafından 2006 yılının Şubat ayında yayınlanan "Mükellef Hakları Bildirgesi" ile hızlı bir gelişim içerisine girmiştir. Mükellef hakları, mükellefler ile vergi idaresi arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi açısından son derece önemli olup, mükellef hak ve yükümlülüklerin bilinmesine yönelik düzenleme ve uygulamalar vergiye gönüllü uyumu artırma konusunda etkili olmuştur.

Bu doğrultuda, Gelir İdaresi vergi bilinci ve gönüllü uyumun artırılması, mükelleflerin vergi mevzuatından doğan hak ve ödevleri konusunda bilgilendirilmesi, hizmetler ile iletişim kanallarının hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesi, mükellef haklarının korunması için gerekli alt yapının hazırlanması ve mükellef şikâyetlerini değerlendirerek bu konuda gerekli tedbirlerin alınması gibi faaliyetler yürütülmektedir. Ayrıca, başta Defterdarlıklar olmak üzere bütün hizmet veren birimlerinde, vergi dairesi müdürlüklerinde, meslek mensuplarından, diğer paydaşlardan ve mükelleflerden alınan görüş ve öneriler değerlendirilerek hizmet kalitesinin artırılmasına yönelik faaliyetler devam etmektedir. 

Gelir İdaresi, idarenin eylem ve işlemlerine karşı vatandaşlara tanınan hakların neler olduğu, hangi mercilere başvurulabileceği ve vergilendirme sürecinde sahip olunan haklar konusunda bilgilendirme yapmak üzere Vergi İletişim Merkezini (189), Mükellef Geri Bildirim Sistemini kurmuştur. Gerçekten de vatandaşlar ve vergi mükellefleri vergiyle ilgili görüş ve önerilerini; Mükellef Geri Bildirim Sistemi, Vergi İletişim Merkezi ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) aracılığıyla iletmekte ve idare tarafından başvuru sahiplerine geri dönüş yapılmaktadır (https://www.gib.gov.tr/mukellef-haklari).

Bu kapsamda, özellikle Gelir İdaresinin çağrı merkezi olan Vergi İletişim Merkezinin 17 yıldır genelde topluma ve özelde mükelleflere sunmuş olduğu hizmetlerden bahsetmekte yarar vardır. VİMER, mükellef odaklı hizmet anlayışını benimseyen uzman ve yetkin personeliyle; vergi ile ilgili konularda telefonla danışmanlık, vergi kayıp kaçağı konusunda ihbar bildirimlerini alma ve sonuç sorgulama, borç sorgulama hizmeti, elektronik uygulamaları konusunda danışmanlık, mükelleflerin ilettikleri talep ve önerileri ilgili birimlere iletme, yabancı uyruklu kişilere ve kurumlara vergi ile ilgili konularda e-posta aracılığıyla İngilizce olarak danışmanlık, gib.gov.tr adresi üzerinden yapay zekâ destekli Dijital Vergi Asistanı (GİBİ) uygulaması ile gelen soruları cevaplama ve yönlendirme hizmeti vermektedir.

Vergi İletişim Merkezi, kurulduğu 2007 yılından bu yana vatandaşlara vergi mevzuatı hakkında danışmanlık hizmeti sunmakta, vergi ihbarlarının alınması, borç sorgulama ve elektronik uygulamalarla ilgili konularda rehberlik etmektedir. Kamu sektörünün ilk profesyonel çağrı merkezi olan Vergi İletişim Merkezi (189), vatandaşların vergi bilincini artırmayı ve mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu sağlamaya yönelik olarak 2024 yılında 1 milyonu aşan çağrıyı cevaplamıştır. Toplumsal vergi bilinci ve vergiye gönüllü uyuma büyük katkı sunan VİMER, günlük ortalama 5 bin çağrı alarak vatandaşların vergiye dair tüm sorularına cevap vermektedir.

Öte yandan, vergisel işlemlerde vergi dairesi çalışanlarının mükellefe sahip oldukları genel ve özel haklarını her an anlatması ve mükellefin bu haklarını kullanmasını sağlaması gerekmektedir. Mükelleflerin yapılan vergisel işlemler karşısında nerelere başvuruda bulunacağı, hangi süreçleri ve yöntemleri izleme hakkına sahip olduğu çalışanlar tarafından sistematik olarak mutlaka mükelleflere anlatılmalıdır. Mükellef hakları konusunda Gelir İdaresinin merkez ve taşra teşkilatındaki tüm personeli aynı hassasiyeti gösterdiği oranda mükellefler kendilerini güvende hissedecek ve vergiyi öderken daha istekli davranacaklardır.

Gelir İdaresi Başkanlığına dijital ortamlarda sunduğu tüm hizmetlerin (özellikle vergi dairesinde yapılan hizmetlerin yapılabildiği Dijital Vergi Dairesi gibi) yanında, kendisine bağlı 81 il Defterdarlığındaki tüm birimler ile beşyüzün üzerindeki vergi dairesinde çalışan yaklaşık 42 bine yakın personeli ile verginin tarhiyatından tahsilatına kadar mükelleflerin tüm vergisel işlemlerinde, mükelleflerin sahip oldukları hakları anlatmakta ve onların bu haklarını kullanmalarına yardımcı olmaktadır. Esasen Gelir İdaresi tarafından yapılan mükellef ve meslek mensubu memnuniyet anketlerine baktığımızda genel memnuniyet oranının yüksek olduğu görülmektedir ki vergi gibi zor bir konuda bu memnuniyet oranı son derece yüksektir.

Şöyle ki;

-Gelir İdaresinin yeni teşkilat yapısını hayata geçirdiği 2005 yılının hemen ardından 2006 yılında Gelir İdaresi üniversite işbirliği içinde yapılan “Vergi Uygulamaları Karşısında Mükellef Eğilimleri Araştırmasına” göre; ankete katılan 6.546 mükellefin %81,2’si, vergi ödememeyi ahlaksızlık olarak görmektedir. 2015 yılında yapılan mükellef ve meslek mensubu memnuniyet anketine göre; sunulan vergilendirme hizmetlerinden mükellef memnuniyet oranı %76,94, meslek mensuplarının ise %74,22 olmuştur.

-2017 yılında yapılan Gönüllü Uyum Anketine göre (AB Projesi); ankete katılan 6.000 işyeri ve hanedeki kişilerin %97’si gelirin tam ve eksiksiz beyan edilmesi vicdani ve ahlaki bir sorumluluk olduğunu, %95’i vergi ödemenin bir vatandaşlık görevi olduğunu düşündüklerini ve %97’si ise bir mükellefin gelirini eksik göstermesi Devletten çalması demek olduğunu belirtmiştir.

-Yine 2019 yılında, Mükellef ve Meslek Mensubu Hizmet Memnuniyet Anketi düzenlenmiş ve mükellef ve meslek mensupları nezdinde profesyonel bir araştırma şirketi tarafından gerçekleştirilen anket sonuçlarına göre, mükellef memnuniyet oranı %78,24 ve meslek mensubu memnuniyet oranı %77 olarak tespit edilmiştir. Ankette, mükelleflere ve meslek mensuplarına kurumsal algı, elektronik hizmetler, vergi dairesi hizmetleri, vergi bilinci ve mükellef hakları gibi farklı alanlarda sorular yöneltilirken verilen cevaplar doğrultusunda gerekli analizler yapılmıştır.

-Son olarak Gelir İdaresi Başkanlığı, hizmet kalitesinin arttırılmasının sağlanmasına yönelik olarak mükellef memnuniyetinin ölçülmesi ve hizmet yol haritasının ortaya konulması amacıyla hizmet noktalarının farklı yöntemlerle değerlendirilip kalite sonuçlarının hesaplanabilmesi için bütünsel ve sistematik bir model olan “Mükellef Deneyimi Yönetim Modeli”ni 2020-2021 yıllarında yapmıştır. Mükellef ile temasın yoğun olarak gerçekleştiği ölçüm yapılacak alanlar olarak Vergi Daireleri, İnteraktif Vergi Dairesi, Vergi İletişim Merkezi, Defter Beyan Sistemi, Hazır Beyan Sistemi, e-defter ve e-fatura belirlenmiştir. Bu anket sonuçlarında da memnuniyet oranı %75 civarında gerçekleşmiştir (https://nazaligundem.com/tr/yayinlar/kayitli-ekonomiyi-ve-vergi-kulturunu-toplum-olarak-benimsemenin-gerekliligi?).

8. Sonuç

Vergi konusunda anonim bir deyişde de söylendiği gibi vergi mükellefleri/vergi sorumluları/meslek mensupları; devletin tatil izni, hastalık izni ve resmi izni olmayan çalışanlarıdır. İdari bir işlem olan vergisel işlemlerde vergi mükelleflerinin sahip olduğu haklar bilindiği ve kullanıldığı sürece vergiye gönüllü uyum daha kolay sağlanacaktır.

Son çeyrek yüzyılda dünya genelinde mükellef haklarının gelişmesi insan haklarında yaşanan gelişmelere paralel olarak artarak devam etmektedir. 1946 yılından bu yana faaliyetini sürdüren Gelirler Genel Müdürlüğü, 2005 yılında “Mükellef Odaklı” yaklaşımla yeniden yapılanmış ve Gelir İdaresi Başkanlığı olarak faaliyetini sürdürmektedir. Bu yaklaşımın sonucunda Gelir İdaresi bünyesinde kurulan Mükellef Hizmetleri Daire Başkanlığı toplumsal vergi bilincinin artırılması, mükellefleri mevzuat konusunda bilgilendirme, mükellef haklarının korunması, mükellef şikayetlerini değerlendirme ve mükellef memnuniyetini ölçme gibi konularda çalışmalar yapmaktadır. Mükellef haklarının korunması konusunda OECD ve Avrupa Birliği ülkelerinde var olan mevcut düzenlemeler de Ülkemizdeki uygulamaları yönlendirmektedir.

Özellikle son yıllarda gerek kamu mali yönetiminde yaşanan şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleri gerekse internet ve sosyal medya yoluyla toplumsal iletişimin çok güçlü olması nedeniyle diğer kamu idarelerinde olduğu gibi Gelir İdaresi de mükellefin sahip olduğu genel ve özel hakları korumak ve gözetmek durumundadır. Çünkü, Vergi İdareleri tarafından vergisel işlemlere ilişkin olarak yapılacak tüm idari işlemlerde mükellef haklarına riayet edildiği, mükellefle saygılı ve eşitlik ilkesi doğrultusunda iletişim kurulduğu ölçüde mükelleflerin vergiye gönüllü uyumları artacaktır.

Bu nedenle, mükellef hakları konusunda 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yapılacak yasal düzenleme ile iç ve dış paydaşların görüşlerini de alarak hem Gelir İdaresini hem de mükellefleri memnun edecek bir çalışmanın yapılmasında fayda vardır. Sonuç olarak mükellef hakları konusunda yapılacak yasal düzenlemede, mevcut vergi kanunlarında var olan hakların sistematik olarak sayılması değil; bu hakların ihlal edildiği durumlarda vergisel işlemleri yapan idarenin sorumluluklarının da açık olarak ortaya konması ve mükelleflerin yasal güvenceye kavuşturulması gerekmektedir.

Sonuç olarak Vergi İdaresi tarafından vergi incelemesi dahil tüm vergi mevzuatı çerçevesinde mükellefiyetin başlangıcından sona ermesine kadar geçen tüm süreçte mükelleflerin sahip oldukları haklar, yararlanabilecekleri elektronik hizmetlere ilişkin uygulamalar, yerine getirmek zorunda oldukları yükümlülükler ve karşılaşabilecekleri yaptırımlar merkez ve illerdeki personel, çağrı merkezi, mükellef geri bildirim sistemi, mükellef e-posta iletişim sistemi gibi onlarca iletişim kanalları ile mükelleflere iletilmekte ve onların vergiye gönüllü uyumları sağlanmaktadır. Mükelleflerin var olan genel ve özel hakları kolay ve hızlı bir şekilde kullanıldığı ölçüde memnuniyet artacak ve vergiye gönüllü uyum sağlanacaktır.

*Bu yazıda yapılan açıklamalar, tamamıyla yazarına ait olup, hiçbir şekilde yazarın çalıştığı kurumunu bağlamaz, kurumunun görüşü olarak kullanılamaz ve değerlendirilemez.

 

KAYNAKÇA

  1. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu
  2. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun

  3. Mükellef Hakları Bildirgesi, Şubat/2006, https://gib.gov.tr/kurumsal/politikalar/mukellef-haklari-bildirgesi
  4. İmdat Türkay, Mükellef Hakları Kapsamında İzaha Davet Müessesesinin Mükellefe Sağladığı Hakların Değerlendirilmesi, Vergi Dünyası, Kasım 2020
  5. İmdat Türkay, Türk Vergi Sisteminde Mükellef Hakları I-II-III-IV-V, Yaklaşım Dergisi, 2018
  6. Gelir İdaresi Başkanlığı, Mükelleflerin Hakları Ve Ödevleri Elektronik Uygulamalar Cezai Müeyyideler, Aralık/2022, Yayın No:448, https://www.gib.gov.tr/mukellef-haklari
  7. İmdat Türkay, Kayıtlı Ekonomiyi Ve Vergi Kültürünü Toplum Olarak Benimsemenin Gerekliliği, 24.08.2024, https://nazaligundem.com/tr/yayinlar/kayitli-ekonomiyi-ve-vergi-kulturunu-toplum-olarak-benimsemenin-gerekliligi?