Sirküler

213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU’NUN 359. MADDESİNE (Ç) FIKRASINDAN SONRA GELMEK ÜZERE EKLENEN DÖRDÜNCÜ FIKRASI İPTAL EDİLDİ

08.12.2023

 

KONU: 08.04.2022 tarihli ve 7394 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 4. maddesiyle 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesine (ç) fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen dördüncü fıkranın, Anayasa’nın 2., 13., 36., 40., 90. ve 125. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline ve yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi talebine ilişkindir.

  1. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ:

Kanun’un iptal konusu ifadelerin yer aldığı 4. maddesiyle 213 sayılı Kanun’un (ç) fıkrasından sonra gelmek üzere dördüncü fıkranın eklendiği 359. maddesinin ilgili kısımları aşağıdaki biçimdedir:

“Kaçakçılık Suçları ve Cezaları

Madde 359 – (Değişik: 23/1/2008-5728/276 md.)

 (Ek fıkra:8/4/2022-7394/4 md.) Bu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilir.

 (Ek fıkra:8/4/2022-7394/4 md.) Tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda verilecek ceza yarı oranında indirilir.

 (Ek fıkra:8/4/2022-7394/4 md.) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır.

  1. ANAYASA MAHKEMESİ’NİN DEĞERLENDİRMESİ

213 sayılı Kanun'un 359. maddesinde düzenlenen suçlarla ilgili olarak Kanun’un çeşitli maddelerinde cezasızlık ve cezayı hafifletici nedenler belirlenmiştir.

Söz konusu maddenin dava konusu beşinci fıkrası ise cezayı hafifleten nedenlerin uygulanması vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şartlarına bağlanmıştır.

Dava dilekçesinde özetle; dava konusu kuralla kanun koyucunun sahip olduğu takdir yetkisini hukuka uygun kullanmadığı, yasama kısıntısının oluşturulduğu, idarenin birtakım işlemlerinin yargı denetimi dışında bırakıldığı, ceza indiriminden faydalanmak isteyen kimselerin vergi yargısı yoluna başvurma imkânlarının ellerinden alındığı belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 13., 35., 36., 40., 90. ve 125. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Mahkeme, vergi kaçakçılığı suçuyla ilgili hükümlerin incelenmesinden vergi kaçakçılığı suçunun işlendiği her durumda vergi kaybının ortaya çıkmayacağını, verginin muhatabı ile vergi kaçakçılığı suçunun muhatabının farklı kişiler olabileceğini, vergi kaybının varlığı ve/veya miktarı konusunda idarenin hata yapabileceğini belirtilmiş ve bu durumlarda devletin etkin pişmanlıktan yararlanmak için ödenmiş olan vergi ve diğer kalemlerin iadesine veya idari veya yargısal yollarda uyuşmazlık konusu yapılmasına izin vermemesinin mülkiyet hakkının barışçıl kullanımına yönelik bir sınırlama olarak değerlendirildiği karara atıfta bulunmuştur. (AYM, E.2022/59, K.2022/111, 28/9/2022, §§ 30, 32, 34).

Ayrıca Anayasa Mahkemesi, bu orantısız sınırlama dolayısıyla ortaya çıkan zararı telafi etmek üzere Anayasa’nın 40. maddesine uygun idari ve/veya yargısal başvuru yolu biçiminde bir telafi mekanizmasının öngörülmediği ve yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olduğu gerekçesiyle verilecek beraat kararının kamu makamları tarafından dikkate alınmaması durumunda masumiyet karinesinin ihlâl edileceği gerekçesiyle kuralı Anayasa’ya aykırı bulduğunu vurgulamıştır (AYM, E.2022/59, K.2022/111, 28/9/2022, §§ 51, 52).

Anayasa Mahkemesi yaptığı değerlendirmeler sonucunda dava konusu kuralın Anayasa’nın 13., 35. ve 40. maddelerine aykırı olduğuna ve iptali gerektiğine hükmetmiştir.

  1. SONUÇ

08.04.2022 tarihli ve 7394 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 4. maddesiyle 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesine (ç) fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen dördüncü fıkranın, Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptal taleplerinin kabulüne 13.09.2023 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

İlgili Karar’ın tamamına buradan ulaşabilirsiniz: 

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/11/20231129-18.pdf

 

NAZALI VERGI & HUKUK

info@nazali.com

Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, hukuki görüş ve tavsiye niteliğinde olmayıp, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir; bu sebeple belirtilen konularda bir aksiyon almadan önce, bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. NAZALI’ya işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz