Ajanda

6728 SAYILI KANUN İLE BÖLGESEL YÖNETİM MERKEZLERİNE GETİRİLEN AVANTAJLAR

18.08.2016

Bölgesel yönetim merkezleri, uluslararası şirketlerin diğer ülkelerdeki faaliyetlerini yürütmek için Türkiye’de oluşturdukları merkezlerdir.

Uluslararası yatırımcıların bölgesel yönetim merkezi kurabilmelerinin alt yapısının oluşturulmasına, Ekonomi Bakanlığı tarafından 03.07.2012’de çıkarılan yönetmelikle başlanmıştır. Bu yönetmelik ile, bölgesel yönetim merkezlerinin irtibat bürosu olarak Türkiye’de ticari faaliyette bulunmamak şartı ile koordinasyon ve yönetim amacıyla sınırlı konularda hizmet verebilmelerine imkan sağlanmıştır.

6728 Sayılı “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile uluslararası sermayeyi Türkiye’ye daha fazla çekebilmek ve uluslararası şirketlerin Türkiye’yi bölgesel yönetim merkezi olarak tercih etmelerini teşvik etmek amacıyla Kurumlar Vergisi Kanunu ve Gelir Vergisi Kanunu’nda yeni düzenlemeler yapılmıştır. Söz konusu düzenlemelere ilişkin açıklamalarımız aşağıda yer almaktadır.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nda Yapılan Düzenleme

Muafiyet

6728 Sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun muafiyetleri düzenleyen 4’üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenerek bölgesel yönetim merkezleri muafiyeti ihdas edilmiştir:

“ö) Tüm giderlerinin kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması ve söz konusu giderlerin Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi veya kârından ayrılmaması kaydıyla, Ekonomi Bakanlığından alınan izne istinaden kurulan bölgesel yönetim merkezleri (Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun, bölgesel yönetim merkezinin yönetimi altında bulunması muafiyet hükmünün uygulamasına engel teşkil etmez.).”

Söz konusu düzenlemeye göre muafiyetten yararlanabilme şartları şunlardır:

  • Bölgesel yönetim merkezinin Ekonomi Bakanlığı’ndan alınan izne istinaden kurulması gerekmektedir.
  • Tüm giderleri kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanmalıdır.
  • Söz konusu giderler, Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemeli veya kârından ayrılmamalıdır.

Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurum, bölgesel yönetim merkezinin yönetimi altında bulunsa bile bu durum muafiyet hükmünün uygulamasına engel teşkil etmeyecektir.

Söz konusu hüküm, 09.08.2016 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.

Gelir Vergisi Kanunu’nda Yapılan Düzenleme

Ücretlerde İstisna

Türkiye dışında elde edilen kazançlar üzerinden döviz olarak ödenmesi kaydıyla, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerce bölgesel yönetim merkezlerinde münhasıran merkezin faaliyet izni kapsamında istihdam edilen hizmet erbabına ödenen ücretler istisna kapsamına alınmaktadır.

6728 Sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu’nun ücretlerde istisnalara ilişkin 23. maddesinin birinci fıkrasının (14) numaralı bendine aşağıda yer alan (b) alt bendi eklenmiştir:

“14. b) Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin, Ekonomi Bakanlığından alınan izne istinaden kurulan bölgesel yönetim merkezlerinde münhasıran merkezin faaliyet izni kapsamında istihdam ettikleri hizmet erbabına Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler;”

Buna göre istisnadan yararlanılabilmesi için,

  • Hizmet erbabı, Ekonomi Bakanlığı’ndan alınan izne istinaden kurulan bölgesel yönetim merkezlerinde çalışıyor olmalıdır.
  • Hizmet erbabının merkezin faaliyet izni kapsamında istihdam ediliyor olması gerekmektedir.
  • Hizmet erbabı, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerce istidam ediliyor olmalıdır.
  • Ödenen ücretin Türkiye dışında elde edilen kazançlar üzerinden ve döviz olarak ödeniyor olması gerekmektedir.

Söz konusu hüküm, 01.09.2016 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.

Saygılarımızla. NAZALI

Sirküler içeriği hakkında ek bilgi gerektiğinde bizimle irtibata geçmenizi rica ederiz.

Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, hukuki görüş ve tavsiye niteliğinde olmayıp, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. NAZALI’ya işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Sirkülerde belirtilen konularda bir aksiyon almadan önce, bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz.