Ajanda

7143 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 4) YAYIMLANDI!

27.08.2018

7143 sayılı Kanun’un yurt dışında bulunan varlıkların Türkiye’ye getirilip bankalara bildirilmesine ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan varlıkların vergi dairesine beyan edilmesine ilişkin 10/13’üncü maddesinin uygulanmasına ilişkin ilk Tebliğ düzenlemesi, “7143 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 3) Yayımlandı” konu ve 09.07.2018 tarihli sirkülerimiz ile duyurulmuştu. 3 Seri No.lu Tebliğ ile yapılan düzenleme ile;

  • Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 30/11/2018 tarihine (bu tarih dahil) kadar Türkiye’deki banka veya aracı kurumlara bildiren ve bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişilerin, söz konusu varlıkları üzerinde serbestçe tasarruf edebilmeleri mümkün kılınmış,
  • Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan, ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların, 30/11/2018 tarihine (bu tarih dahil) kadar gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairelerine beyan edilmesi imkânı getirilmiş,
  • 31 Temmuz 2018 tarihine kadar; bildirime konu varlıkların Türkiye’ye getirilmesi, beyana konu varlıkların ise beyan edilerek kanuni defterlere kaydedilmesi şartıyla herhangi bir vergi hesaplanmaksızın bildirim ve beyanda bulanma imkanı tanınmışken, bu tarihe kadar bildirim ve beyana konu edilmeyen (veya bildirildiği halde Türkiye’ye getirilmeyen yurt dışı, beyan edildiği halde kanunide defterle kaydedilmeyen yurt içi) varlıkların 30 Kasım 2018 tarihine kadar bildirim veya beyana konu edilmeleri halinde bildirim veya beyan değeri üzerinden %2 oranında hesaplanacak vergiyi 31 Aralık 2018 tarihine kadar ödemeleri şart koşulmuş,
  • Bildirilen veya beyan edilen varlıklara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi; bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi ya da Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi kaydıyla bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaması imkânı getirilmişti.

YAPILAN DEĞİŞİKLİK

18 Ağustos 2018 tarih ve 30513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7143 sayılı Kanun’a dair 4 Seri No.lu Tebliğ ile “Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 7143 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 3)”nde değişiklik yapılmıştı. Yapılan değişiklikle 3 Seri No.lu Tebliğ’in;

  • “Yurt dışında bulunan varlıkların Türkiye’ye getirilmesi” başlıklı 4. maddesinin “7143 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin onüçüncü fıkrası kapsamında bildirilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacaktır. Bu hükümden faydalanılabilmesi için bildirilen tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi ve bildirime konu edilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır.” düzenlemesini içeren 1. fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir:

“Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak hesaba ilgili varlığın transferi işlemlerinde, bildirimde bulunan hesap sahibi ile yurtdışından varlığı transfer edenin farklı kişiler olmasının söz konusu hükümden faydalanılması açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır.”

 

  • Şirketlerin kanuni temsilcileri, ortakları veya vekilleri adına görünen varlıkların durumu” başlıklı 8. maddesinin “Şirketlerin kanuni temsilcileri, ortakları ya da şirket veya şirketin ortakları adına Kanun kapsamına giren varlıkları 18/5/2018 tarihinden önce yetkili kuruluşlarca düzenlenen bir vekalet veya temsil sözleşmesine istinaden değerlendirmeye yetkili olanların, bu tarih itibarıyla sahip oldukları ve yurt dışında bulunan varlıklarının, Tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde şirket adına bildirime konu edilerek Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi ya da Türkiye'de bulunan ancak 18/5/2018 tarihi itibarıyla kanuni defter kayıtlarında yer almayan varlıklarının Tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde şirket adına beyan edilmek suretiyle Kanun hükümlerinden yararlanılabilmesi mümkündür.” düzenlemesini içeren 1. fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki 2. fıkra eklenmiştir:

“Şirket veya şirket ortaklarına ait olduğu halde şirketin kanuni temsilcileri, ortakları veya vekilleri dışındaki kişilerce tasarruf edilen varlıklar, 7143 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin onüçüncü fıkrası hükümleri çerçevesinde şirket adına bildirim veya beyana konu edilerek bu fıkra hükmünden yararlanılabilecektir. Ayrıca, gerçek kişilere ait olduğu halde bu kişilerin ortağı veya kanuni temsilcisi oldukları yurtdışındaki şirketlerce tasarruf edilen varlıkların da ilgili gerçek kişiler adına bildirim veya beyana konu edilmesi halinde bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi mümkündür. Ancak, bildirim veya beyan dışındaki nedenlerle yapılacak inceleme esnasında söz konusu varlıkların şirket veya şirket ortaklarına ya da gerçek kişilere ait olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir.”

 

DEĞİŞİKLİĞİN SONUÇLARI

Tebliğ’de yapılan bu değişikliğin, vergi inceleme riski olmaksızın yurt dışından varlık getirebilme ve serbestçe tasarruf edebilme konusundaki bazı kısıtlamaları kaldırmak suretiyle döviz arzını artırmaya yönelik olduğu yani ekonomik konjonktür ile birebir ilintili olduğu değerlendirilmektedir. Ancak vergisiz varlık transferi için Kanun’da şart koşulan son transfer tarihi (31 Temmuz 2018) geçmiş olduğundan, bildirimde bulunulacak varlıklar üzerinden %2 oranında vergi ödenecektir.

Değişiklik öncesinde; yurt dışında sahip olunan varlıkların sadece sahipleri adına Türkiye’ye transfer edilip bildirim ve beyana konu edilmeleri kuralı vardı. Bunun bir istisnası, şirketin kanuni temsilcileri, ortakları ya da şirket veya şirketin ortakları adına 18/5/2018 tarihinden önce yetkili kuruluşlarca düzenlenen bir vekalet veya temsil sözleşmesine istinaden varlıkları değerlendirmeye yetkili olanların sahip oldukları varlıkların şirket adına beyana konu edilebilmesi idi. Dolayısıyla şirket ile bağlantısı olmayan 3. kişilerce yurt dışında sahip olunan varlıkların şirket nam ve hesabına Türkiye ye getirilmesi ve beyana konu edilmesi imkânı tanınmamıştı. Aynı şekilde yurt dışındaki şirketlerce sahip olunan varlıkların şirket ortağı gerçek kişiler adına bildirime konu edilmesi de mümkün gözükmüyordu.

4 seri no.lu Genel Tebliğ ile yapılan değişiklik ile;

  • Türkiye’ deki bankalarda açılacak hesaba transfer edilecek varlığı yurt dışından transfer eden kişi ile bildirimde bulunan kişinin farklı olması, varlık barışından yararlanılması açısından sorun olmaktan çıkarılmıştır.

 

  • Şirket ile bağlantısı olmayan (kanuni temsilci, ortak veya vekil olmayan) kişilerce tasarruf edilen ancak gerçekte şirket veya ortaklarına ait olan yurt dışı varlıkların şirket adına bildirime, yurt içi varlıkların da şirket adına beyana konu edilebilmesi mümkün hale getirilmiştir.

 

  • Sahipleri gerçek kişiler olan ancak ortağı veya kanuni temsilcisi oldukları yurt dışındaki şirketlerce tasarruf edilen (yani şirketlerin yurt dışındaki banka hesabında bulunan) varlıkların da gerçek kişiler adına bildirim ve beyana konu edilebilmeleri imkânı getirilmiştir. (Ancak aynı imkân gerçek kişilere ait olduğu halde gerçek kişilerin ortağı/kanuni temsilcisi olduğu yurt içerisinde yerleşik şirketlerce tasarruf edilen varlıkların gerçek kişi adına beyanı konusunda tanınmamıştır.)

 

Yapılan değişiklikte üzerinde durulması gereken bir nokta da; yurt dışı banka hesaplarında bulunan ve Türkiye’ye getirilip başkası (şirket veya gerçek kişi) adına beyan edilen varlığın gerçekte adına beyanda bulunulan kişiye ait olduğunu ispat yükümlülüğünün ileride aranma olasılığının varlığıdır. Ancak ispat külfetinin bildirim/beyan esnasında veya paranın transferi sonrasında hemen aranması söz konusu değildir. Yani Türkiye’ye transfer edilen paranın transfer edildiği hesabın sahibi ile Türkiye’de adına bildirimde bulunulan kişinin farklı olması halinde, banka beyanda bulunandan bu varlığın gerçekte kendisine ait olduğunu ispatlamasını istemeyecektir. Aynı şekilde namına bildirimde bulunulan kişiler haricindekiler adına kayıtlı banka hesaplarından transfer edilen varlıkların da banka tarafından vergi dairesine bildirmesi öngörülmemiştir. 7143 sayılı Kanun’un 10. maddesinin 13. fıkrası gereği bildirilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyat yapılamayacağından başkası adına beyanda bulunulan varlığın gerçekte adına beyanda bulunulan kişiye ait olduğuna ilişkin bir vergi incelemesi yapılması da söz konusu değildir. Ancak şirket veya kişiler hakkında mutad olarak yapılacak vergi incelemelerinde bildirime konu edilen varlığı tasarruf eden ile bildirimde bulunan kişilerin aynı olmadığının tespiti halinde, bildirilen varlığın gerçekte adına bildirimde bulunan kişiye veya şirkete ait olduğunun ispatı aranabilecektir.

İşbu yazı hakkında ek bilgi gerektiğinde aşağıdaki kişilerle irtibata geçmenizi rica ederiz.

Ersin Nazalı

Yönetici Ortak, Avukat, YMM

enazali@nazali.av.tr

Mükerrem Yanar

Ortak, YMM

myanar@nazali.com.tr
Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, hukuki görüş ve tavsiye niteliğinde olmayıp, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir; bu sebeple belirtilen konularda bir aksiyon almadan önce, bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. NAZALI’ya işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz