Duyurumuz, 14.06.2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin (“Mahkeme”) 2021/62 Esas ve 2023/89 Karar sayılı kararına ilişkindir. Başvuru, 5953 Sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un (“Kanun") 6. maddesinin birinci fıkrası ile yedinci fıkrasının ikinci cümlesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (“Anayasa”) 2., 5., 10., 11., 13. ve son olarak 48. maddelerine aykırılığı nedeniyle iptaline ilişkindir.
Kanun’un 6. maddesinin itiraza konu hükümleri şu şekildedir:
“Meslekte en az beş yıl çalışmış olan gazetecilere kıdem hakkı tanınır. (…)Hizmetine bu madde hükümlerine göre son verilen gazeteciye feshi ihbar edilen mukavelenin taallük ettiği her hizmet yılı veya küsuru için, son aylığı esas ittihaz olunmak suretiyle her yıl için bir aylık ücreti miktarında tazminat verilir. Ancak, yıllık hizmetin altı aydan az kısmı nazara alınmaz. (…)”
Mahkeme’nin Değerlendirmeleri
6. maddenin 1. fıkrası yönünden yapılan incelemede, başvuru, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 35. maddesi yönünden de incelenmiştir. Anayasa’nın anılı maddesi kişilerin mülkiyet hakkını güvence altına almakta olup bu kapsamda, mülkiyet hakkı, ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her türlü malvarlığı hakkını ifade etmektedir. İlgili hüküm Kanun kapsamında çalışan basın işçilerinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için gerekli şartları düzenlemekte olduğundan, Mahkeme tarafından mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilmiştir. Anılı kural, Kanun kapsamında çalışan basın işçilerinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için gazetecilik mesleğinde en az beş yıl çalışma şartını aramaktadır.
Bununla birlikte, Anayasa’nın 10. maddesi kanun önünde eşitlik ilkesini düzenlemekte olup bu madde kapsamında kanun önünde eşitlik ilkesi hukuksal durumu aynı olanlar için uygulama alanı bulmaktadır. Bununla beraber, kıdem tazminatı hesabına ilişkin olarak 4857 sayılı Kanun’a tabi işçiler bakımından 1475 Sayılı mülga İş Kanunu’nun halen yürürlükte olan 14. maddesi gereğince bir yıl yeterli görülmektedir. Mahkeme tarafından yapılan değerlendirmede, basın sektöründe çalışan gazetecilerin kıdem süresinin beş yıl olarak düzenlendiği dikkate alındığında, Kanun’a tabi basın işçileri ile diğer işçiler arasında farklılık yaratıldığı sonucuna varılmıştır.
Devamında, Mahkemece; basın mesleğine ilk girdiği tarihten itibaren öngörülen beş yılın dolmasıyla kıdem tazminatına hak kazanan ve söz konusu tazminatı alması ile önceki çalışma dönemini tasfiye edilen basın işçisi yönünden, çalışacağı Kanun kapsamındaki iş yerlerinde geçen süreler için alacağı kıdem tazminatının yeniden beş yıl üzerinden hesaplanmasının, basın işçileri aleyhine açık bir dengesizlik oluşturarak aşırı bir külfete neden olduğu, dolayısıyla farklı muamelenin ölçüsüz olduğu yönünde değerlendirmede bulunulmuş ve kuralın Anayasa’nın 10. ve 35. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmiştir.
6. maddenin 7. fıkrası yönünden yapılan incelemede, başvuru, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 35. Maddesi kapsamında mülkiyet hakkı yönünden incelenmiştir. Kanun’un 6. maddesinin 7. fıkrasında, anılan Kanun kapsamında çalışan gazetecilerin toplam kıdeminin her bir yılı için bir aylık ücret ödeneceği düzenlenmiş ve kıdem tazminatının altı aydan az artık süre dikkate alınmadan hesaplanacağı öngörülmüştür. Ancak 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalışan işçiler yönünden bu neviden bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu itibarla, Mahkemece, Kanun’a tabi basın işçileri ile diğer işçiler arasında kıdem tazminatının hesabı yönünden basın işçileri aleyhine bir farklılığın yaratıldığı değerlendirilmiş, kuralın mülkiyet hakkı yönünden eşitlik ilkesine aykırı olduğu sonucu varılmış ve iptaline karar verilmiştir.
İlgili karar için erişim linki aşağıdadır:
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/06/20230614-6.pdf
NAZALI VERGI & HUKUK