Ajanda

ANAYASA MAHKEMESİ KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINI İSTEME HAKKININ İHLAL EDİLDİĞİNE KARAR VERDİ

17.12.2024

Anayasa Mahkemesi (“AYM”), kişinin kendisi hakkındaki verilere erişim talebinin reddedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin yapılan bireysel başvuru kararında, Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. İlgili karar kapsamında öne çıkan hususlar aşağıda özetlenmiştir:

  • Dışişleri Bakanlığında görev yapan başvurucu, (i) meslek hayatında yaşamış olduğu olumsuz durumların özlük dosyasında yer alan sicil, değerlendirme ve bilgi notları nedeniyle gerçekleştiğini, (ii) özlük dosyasındaki birtakım bilgileri bilgi edinme hakkı çerçevesinde talep etmesine karşın hukuka aykırı gerekçelerle ilgili talebinin reddedildiğini ve (iii) talep etmiş olduğu bilgilerin verilmemesi nedeniyle açmış olduğu davalarda da savunma hakkını etkili şekilde kullanamadığını ileri sürmüştür.
  • AYM, (i) başvurucunun şikayetinin özlük dosyasında yer alan sicil, değerlendirme ve bilgi notlarının kendisine verilmemesine dair işlemler bütününe yönelik olduğunu, (ii) Dışişleri Bakanlığında görev yapan başvurucu hakkında özlük dosyasında yer alan ve sicil amirleri tarafından düzenlenen bilgi ve değerlendirme notlarının başvurucunun mesleki faaliyetlerine ilişkin olduğunu, (iii) sicil raporlarında devlet memurunun dönem içinde disipline riayeti, sorumluluk duygusu, verimlilik ve çalışkanlığı, görevine bağlılığı, iş heyecanı, mesleki bilgisi, tarafsızlığı, iş arkadaşlarına, amirlerine ve iş sahiplerine karşı tutumu ve benzeri konuların yer aldığını, (iv) sicil raporlarının bu kapsamda taşıdığı önem ve içeriği sebebiyle kişisel veri niteliğinde olduğunda tereddüt bulunmadığını ve (v) başvurucunun şikayetinin Anayasa’nın 20. maddesinde koruma altına alınan özel hayata saygı hakkı ile bağlantılı olduğunu değerlendirerek başvuruyu bu kapsamda incelemiştir.
  • AYM ilgili kararda, (i) kamu hizmetlerinin etkin bir şekilde görülebilmesi için kamu personelinin faaliyetlerinin değerlendirildiği sicil raporlarının düzenlenmesi, tutulması ve muhafaza edilmesinin kamu yararı bakımından gerekli görülebildiği ve fakat kamu makamları tarafından çalışanların mesleki faaliyetlerine ilişkin söz konusu bilgilerin tutulması ve saklanması sırasında Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının korunmasına ilişkin gerekliliklere uygun hareket edilmesinin beklendiğini, (ii) kamu görevlilerinin haklarında düzenlenen mesleki sicil raporlarının tutulması ve saklanması sırasında gizliliğe riayet edilmesi ve söz konusu verilere ilgisiz kişilerin erişiminin engellenmesi gerektiğini, (iii) 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca bilgi edinme hakkı çerçevesinde kişisel verilere erişimin kolaylaştırılmasının sağlanmasına yönelik düzenlemenin mevcut olduğunu ve (iv) Ankara 4. İdare Mahkemesinin (“İdare Mahkemesi”) gerekçeli kararında yer vermiş olduğu 15/4/2011 tarihli ve 27906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kamu Personel Tebliği'nin (D) bendinin "Özlük dosyalarının tutulması ve muhafazasında özel hayatın gizliliği ilkesine riayet edilir. Özlük dosyası içeriği hakkında soruşturma ve kovuşturmaya yetkili merciler dışındakilere açıklama yapılamaz, bilgi verilemez. Ayrıca kişinin rızası olmaksızın özlük dosyasındaki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak kişi hakkında yayında bulunulamaz" doğrultusundaki dokuzuncu fıkrasını kişilerin kendileri hakkındaki bilgilere erişim talepleri yönünden de sınırlama getirdiği şeklinde yorumlayarak başvurucunun kişisel verilere erişim talebini başkaca herhangi bir değerlendirme yapmadan reddetmesinin isabetli olmadığını değerlendirmiştir.
  • Yapılan değerlendirme neticesinde, (i) somut olayda başvurucunun özlük dosyasındaki sicil ve değerlendirme notlarına yönelik erişim talebinin başvurucunun bizzat kendisi hakkındaki kişisel verilere erişimi kapsamında olduğu, (ii) İdare Mahkemesi tarafından verilen gerekçeli karar bakımından ise, bahsi geçen düzenlemelerde öngörülen normların kapsamına girmediği anlaşılan bir işlem ve eylemi hatalı olarak o normun kapsamında gören bir yargısal yorumun öngörülebilirlik şartını sağlamadığı ve (iii) bu doğrultuda, başvuru konusu müdahalenin Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen kanunilik şartını karşılamadığı yönündeki gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

İlgili karara buradan ulaşabilirsiniz.