ANAYASA MAHKEMESİNİN 22 MAYIS 2024 TARİHLİ VE 2022/31465 BAŞVURU NUMARALI KARARI HAKKINDA DUYURU
24.10.2024
23 Ekim 2024
Duyurumuz, 22 Ekim 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin (“AYM”) 22 Mayıs 2024 tarihli ve 2022/31465 başvuru numaralı kararını (“Karar”) konu almaktadır.
Karar’a konu başvuru, ortaklığın giderilmesi davasında dava dilekçesinde davalıların gösterilmeyen adreslerinin ve T.C. kimlik numaralarının bildirilmesi için verilen kesin süreye rağmen eksikliğin tamamlanmamasından dolayı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
I. Uyuşmazlığın Bireysel Başvuru Öncesinde Geçtiği Aşamalar
Başvurucu, davalılar ile birlikte hissedar olduğu taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ilişkin Gümüşhane Sulh Hukuk Mahkemesinde (“Mahkeme”) dava açmıştır. Mahkeme, davalıların bir kısmının T.C. kimlik numaralarının ve adreslerinin dava dilekçesinde gösterilmemesine ilişkin eksikliğin tamamlanması adına bir haftalık kesin süre vermiş olup kesin süre içerisinde eksiklik tamamlanmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Başvurucu tarafından söz konusu karara karşı yapılan istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
II. Başvurucunun Anayasa’ya Aykırılık İddiası
Başvurucu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 119. maddesine göre, (i) dava dilekçesinde davalıların T.C. kimlik numaralarının bildirilmesinin zorunlu olmadığı, (ii) bu hususta verilen kesin sürenin hukuka aykırı olduğu, (iii) davalıların açık adreslerinin belli olmaması durumunda Mahkeme’nin adres araştırması yapabileceği ve (iv) ilgili eksikliğin Mahkeme tarafından tamamlanamamasından dolayı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin mahkemeye erişim hakkı ile gerekçeli karar hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir.
III. AYM’nin Değerlendirmesi
Başvuru, AYM tarafından adil yargılanma hakkı güvenceleri arasında yer alan mahkemeye erişim hakkı kapsamında değerlendirilmiş olup Karar’da dikkate alınan başlıca hususlar aşağıda özetlenmiştir:
- HMK’nın 119. maddesi uyarınca dava dilekçesinde bulunması zorunlu olmayan ve buna rağmen başvurucudan tamamlanması istenen bilgilerden biri, davalıların T.C. kimlik numaralarıdır. Karar’da, ilgili bilginin (i) 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 3. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilginin ve AYM’nin önceki kararlarında belirtildiği üzere bireyin sadece kimliğini ortaya koyan bilgilerin değil kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm verilerinin kişisel veri tanımı kapsamında değerlendirildiği ve (ii) ilgili fıkranın (e) bendi uyarınca, kişisel verilerin tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hale getirilmesi, sınıflandırılması ya da kullanılmasının engellenmesi vasıtasıyla veriler üzerinde gerçekleştirilen her türlü işlemin kişisel verilerin işlenmesi kapsamında değerlendirildiği ifade edilmiştir.
- AYM tarafından Mahkeme’nin başvurucuya dava dilekçesinde davalıların açık adreslerinin yanı sıra T.C. kimlik numaralarının bildirilmesi için ek süre vermesi ve kesin süre içinde bu eksikliklerin tamamlanmaması nedeniyle HMK’nın 119. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davanın açılmamış sayılmasına yönelik kararı, HMK’nın aynı maddesinin 1. fıkrası kapsamında T.C. kimlik numarasının, dava dilekçesinde bulunması zorunlu olan unsurlar arasında sayılmaması sebebiyle, kanuniliğe aykırı bulunmuştur.
- Mahkeme’nin adres bilgisi talebi bakımından ise, (i) Anayasa’nın 36. maddesinde adil yargılanma hakkı için herhangi bir sınırlama nedeni öngörülmemiş olmakla birlikte ilgili hakkın hiçbir suretle sınırlandırılması mümkün olmayan mutlak bir hak olduğu düşünülemeyeceği ve (ii) HMK’nın 119. maddesi uyarınca adres bilgisinin dava dilekçesinde yer alması zorunlu unsurlardan biri olduğu ve anılan bilginin eksikliğinin bir haftalık kesin süre içinde tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlemeleri gözetildiğinde, ilgili düzenlemelerin yargılamanın zaman kaybedilmeden sonuçlandırılması amacına yönelik olduğu ifade edilmiş olup bu bağlamda taraflarca hazır edilme ilkesi çerçevesinde kişinin dava açarken davalıların adreslerini göstermesinin istenmesinin, Mahkeme’nin usuli eksikleri tamamlamak yerine uyuşmazlığın esası ile ilgili etkili bir yargılama yapmasını sağlayacağı gerekçesiyle müdahalenin meşru bir amacı bulunduğu tespit edilmiştir.
- AYM tarafından Karar kapsamında tapu kayıtlarında yaptığı araştırma sonucunda bir kısım davalının adreslerini bildiren, diğer bir kısım davalının adreslerini tespit edemediği için bildiremeyen başvurucuya davanın niteliği de gözetildiğinde ağır bir külfet yükletildiği ve bu külfetin hedeflenen meşru amaçla orantısız olduğu, dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı değerlendirilmiştir.
Karar'a BURADAN ulaşabilirsiniz.
NAZALI VERGI & HUKUK
info@nazali.com
Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, hukuki görüş ve tavsiye niteliğinde olmayıp, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir; bu sebeple belirtilen konularda bir aksiyon almadan önce, bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. NAZALI’ya işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.