ANAYASA MAHKEMESİ’NİN ELEKTRONİK BELGE OLARAK DÜZENLENMESİ GEREKİRKEN KAĞIT OLARAK DÜZENLENEN BELGELERE İLİŞKİN KARARI
10.02.2021
KONU: Anayasa Mahkemesi’nin 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 24/6/1994 tarihli ve 4008 sayılı Kanun’un 17. maddesiyle başlığı ile birlikte değiştirilen 353. maddesinin birinci fıkrasının 21/3/2018 tarihli ve 7103 sayılı Kanun’un 12. maddesiyle değiştirilen (1) numaralı bendinin “…bu belgelerin elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken Maliye Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller hariç olmak üzere kâğıt olarak düzenlenmesi…” bölümünün Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine hükmetmiş olduğu, 10/12/2020 tarih ve E.2020/51, K.2020/73 sayılı Kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.
09 Şubat 2021 tarih ve 31390 sayılı Resmi Gazete’de Sivas Vergi Mahkemesi’nin itiraz yolu başvurusuna ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 10/12/2020 tarih ve E.2020/51, K.2020/73 sayılı Kararı yayımlanmıştır.
Sivas Vergi Mahkemesi, elektronik fatura düzenleme yükümlülüğü bulunan davacıya kâğıt fatura düzenlemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezalarının iptali talebiyle açılan davada itiraz konusu kural olan, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 24/6/1994 tarihli ve 4008 sayılı Kanun’un 17. maddesiyle başlığı ile birlikte değiştirilen 353. maddesinin birinci fıkrasının 21/3/2018 tarihli ve 7103 sayılı Kanun’un 12. maddesiyle değiştirilen (1) numaralı bendinin “…bu belgelerin elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken Maliye Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller hariç olmak üzere kâğıt olarak düzenlenmesi…” bölümünün Anayasa’nın 35. maddesine aykırılığını ileri sürerek iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İtirazın gerekçesini, elektronik fatura yerine kâğıt fatura düzenleyen mükellefin bu eylemi dolayısıyla itiraz konusu kural gereğince özel usulsüzlük cezası ile cezalandırıldığı, elektronik fatura düzenleme yükümlülüğüne uyulmasa da Kanun’a uygun kâğıt fatura ile vergiye tabi işlemlerin belgelendirildiği, buna rağmen elektronik fatura düzenlenmediği gerekçesiyle fatura bedelinin %10’u oranında ceza kesilmesinin mülkiyet hakkına yönelik bir müdahale oluşturduğu, kesilen ceza dolayısıyla mükellefe yüklenen külfet ile ceza hükmünün koruduğu hukuki ve maddi menfaat birlikte değerlendirildiğinde kuralla mükellefe aşırı külfet yüklemesi ve kamu yararı ile mükellefin mülkiyet hakkı arasında olması gereken adil dengenin bozulması nedeniyle Anayasa’nın 35. maddesine aykırılık teşkil etmesi oluşturmaktadır.
Söz konusu istem doğrultusunda inceleme gerçekleştiren Anayasa Mahkemesi tarafından,
- Kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamındaki düzenlemeleri yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlı olduğu; bu ilkenin ise elverişlilik, gereklilik ve orantılılık olmak üzere üç alt ilkeden oluştuğu,
- 213 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri değerlendirildiğinde vergi kabahati oluşturan eylemlerin hukuka aykırılık düzeyleri ve vergi kaybına sebep olma ihtimalleri bakımından derecelendirildiği, buna göre kabahatin türünün ve ceza miktarının belirlendiği ve faturanın elektronik olarak düzenlenmesi gerekirken kâğıt olarak düzenlenmesi eyleminin de Kanun’un 353. maddesinin birinci fıkrasının (l) numaralı bendinde kabahat olarak düzenlendiği,
- Bilişim teknolojilerindeki gelişime uyum sağlama ve elektronik dönüşümün sağlayacağı faydalardan yararlanma isteği ile vergilendirme sürecine ilişkin kayıt, defter ve belgelerde de elektronik uygulamalara geçilmeye başlandığı ve bu kapsamda elektronik belge uygulamasına ilişkin zorunluluklar getirildiği,
- Söz konusu uygulamalarla hem vergi idaresi hem de mükellefler açısından önemli yararlar amaçlandığı ve dolayısıyla kanun koyucunun belirtilen yararları gerçekleştirmek için öngördüğü elektronik belge kullanma zorunluluğunun kamu yararı amacıyla öngörüldüğü,
- Elektronik belge yerine kâğıt belge düzenleme kabahatini işleyenlere özel usulsüzlük cezası uygulanmasının elektronik belge düzeninin sağlanması suretiyle ekonomik aktivitelerin elektronik ortamda izlenmesi, analiz edilmesi, raporlanması, elektronik ortamda denetim alt yapısının oluşturulması, kâğıt defter ve belge kullanımından kaynaklanan maliyetlerin azaltılması, belgelerde standart formatın oluşturulması, düzenlenen belgenin tarafları arasında güvenli, zaman ve maliyet tasarrufu sağlayan bir sistemin kurulması, kamu hizmeti kalitesi ile mükelleflerin işlem yapma hızının artırılması ve kayıt dışılığın izlenerek önlenmesi biçimindeki amaçlara ulaşma bakımından elverişli ve gerekli olmadığının söylenemeyeceği,
- Kabahat için öngörülen cezanın oranı, cezalandırmada yıllık olarak üst sınırların öngörülmesi ve verilen cezalara karşı yargısal denetimin mümkün olması hususları birlikte değerlendirildiğinde kuralla kişilere aşırı bir külfet yüklendiğinin de değerlendirilemeyeceği, bu bağlamda kabahat ile ceza arasında bulunması gereken makul dengenin gözetildiği, dolayısıyla kuralın orantısız bir sınırlamaya neden olmadığı
yönünde hukuki değerlendirmede bulunulmuştur.
Yapılan hukuki değerlendirmeler doğrultusunda, Anayasa Mahkemesi tarafından itiraza konu olan kuralın, Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar verilmiştir.
İlgili Karar’ın tamamına buradan ulaşabilirsiniz:
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/02/20210209-6.pdf
Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, hukuki görüş ve tavsiye niteliğinde olmayıp, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir; bu sebeple belirtilen konularda bir aksiyon almadan önce, bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. NAZALI’ya işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz