Duyurumuz, 15 Şubat 2019 tarihli, 30687 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2018/71E., 2018/118K. sayı ve 27.12.2018 tarihli Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286/2/d hükmünün Anayasa’nın 36. maddesine aykırılık sebebiyle iptaline ilişkindir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (“CMK”) temyize ilişkin 286. maddesinde Bölge Adliye Mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebileceği belirtilmiş ve aynı maddenin 2/d bendinde bu kuralın istisnalarından birini teşkil eden “ İlk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları temyiz edilemez.” hükmü getirilmiştir.
Söz konusu madde hükmü yorumlandığı takdirde; iki yıla kadar hapis cezasını gerektiren suçlara ilişkin ilk derece mahkemelerinin vermiş olduğu mahkûmiyet kararları üzerine bölge adliye mahkemelerince verilen onama kararlarının ve yine ilk derece mahkemelerinin vermiş olduğu beraat kararları üzerine bölge adliye mahkemelerince verilen mahkûmiyet kararlarına karşı temyiz yoluna başvuru yolunun kapatıldığı görülmektedir.
İlk derece mahkemesinde sanık hakkında verilen beraat kararına karşı Cumhuriyet Başsavcısı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi de sanık hakkında mahkûmiyet kararı vermiştir. İlgili Ceza Dairesi tarafından aynı zamanda, CMK m. 286/2/d hükmü sebebiyle sanığın işbu mahkûmiyet kararına karşı temyiz yoluna başvuramamasının, Anayasa’nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. maddesine aykırılık taşıdığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne itiraz yoluna başvurulmuştur.
Anayasa Mahkemesi konuya ilişkin gerekçeli kararında; Anayasa m. 36’da düzenlenen hak arama hürriyetinin sağladığı güvencelerin ilk kez aleyhe hüküm kurulduğu anda işlerlik kazanacağı belirtilmiştir. Bu doğrultuda ilk derece mahkemelerinde verilen mahkûmiyet kararlarının istinaf yoluna götürülmesi durumunda, hak arama hürriyeti, verilen bu mahkûmiyet kararı karşısında kullanılmış olacağı ve dolayısıyla sonrasında temyiz yoluna gidilememesinin Anayasa’ya aykırılık taşımayacağı belirtilmiştir. Öte yandan ilk derece mahkemelerinin verdiği beraat kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulduğu ve bölge adliye mahkemelerince mahkûmiyet kararı verildiği hallerde; sanık hakkında ilk kez verilmiş olan mahkûmiyet kararına karşı temyiz yolunun kapalı olması Anayasa Mahkemesi nezdinde “hükmün denetlenmesi talep etme hakkını sınırlayıcı” bir düzenleme olarak yorumlanmıştır.
İşbu gerekçelerle Anayasa Mahkemesi itiraza ilişkin 2018/71 E., 2018/118 K. sayılı ve 27.12.2018 tarihli kararında; ilk derece mahkemelerinin mahkumiyet kararlarının onanması ile ilk derece mahkemelerinin beraat kararlarının bozularak bölge adliye mahkemelerince ilk defa mahkumiyet kararı verilmesi halleri arasında hiçbir ayrıma gitmeksizin bütün bu haller açısından temyiz yolunun kapalı olmasını öngören CMK m. 286/2/d hükmünün Anayasa m. 36 hükmüne aykırı olduğu belirtilmiş ve ilgili hüküm iptal edilmiştir. Hükmün iptaliyle birlikte kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararına karşı Yargıtay’da temyiz yoluna başvurulması mümkün kılınmıştır.
Söz konusu Anayasa Mahkemesi kararına buradan ulaşabilirsiniz.
İşbu yazı hakkında ek bilgi gerektiğinde bizlerle irtibata geçmenizi rica ederiz.
NAZALI HUKUK |