Makaleler

ARABULUCULUK SÖZLEŞMELERİNİN SOSYAL GÜVENLİK MEVZUATI AÇISINDAN SONUÇLARI İLE SGK PRİM TEŞVİK VE DESTEKLERİNE ETKİSİ

18.02.2021

Hülya YORGANLI

Müdür, Sosyal Güvenlik Hukuku Hizmetleri

 

ÖZET

İşçi-işveren uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk uygulaması 2018 yılında hayatımıza girmiştir. Arabuluculuk görüşmeleri sonucunda imzalanan arabuluculuk sözleşmelerinin hukuki sonuçlarının yanı sıra sosyal güvenlik mevzuatına yansımaları da gündeme gelmektedir.

 

İşbu makalede arabuluculuk sözleşmelerinde ücret mahiyetinde bir ödemenin yer alması hâlinde bu ödemenin SGK’ya bildirilme durumu ile arabuluculuk sözleşmelerinin sosyal güvenlik mevzuatında yer alan prim teşviki ve desteklerine etkisi üzerinde durulacaktır.

 

Anahtar Kelimeler: 5510 Sayılı Kanun, Arabuluculuk Sözleşmesi, SGK Prim Teşviki ve Destekleri.

 

GİRİŞ

İş uyuşmazlıklarında arabuluculuk uygulaması 2018 yılı itibarıyla zorunlu hâle getirilmiştir. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, “İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır.”

 

Bu çerçevede, arabuluculuk görüşmeleri sonunda imzalanacak sözleşmenin işverene yüklediği hukuki yükümlülükler arasında sosyal güvenlik mevzuatına ilişkin yükümlülükler de bulunmaktadır. Sosyal güvenlik mevzuatı kapsamındaki yükümlülükler bakımından arabuluculuk sözleşmesi ile yapılan ödemelerin Sosyal Güvenlik Kurumu (“SGK”)’na bildirilme hususu ve bu bildirimlerin yapılmaması hâlinde işverenin karşılaşacağı sonuçlar gündeme gelmektedir.  

 

  1. ARABULUCULUK SÖZLEŞMESİNE İSTİNADEN SGK’YA YAPILACAK BİLDİRİMLER

 

Arabuluculuk süreci hayata geçmeden önce, işçi-işveren arasındaki uyuşmazlıklar dava yolu ile çözülmekte ve bu durum fesih tarihi ile mahkeme kararının kesinleştiği tarih arasında uzun süreler geçmesine neden olmaktaydı. Yargıya intikal eden ve mahkeme tarafından feshin geçersiz olduğu yönünde verilen kararlarda 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir.

 

Arabuluculuk sürecinin başlamasıyla fesih tarihi ile arabuluculuk sözleşmelerinin imzalandığı tarihler arasında nispeten daha kısa süreler olduğundan boşta geçen süre ücretinin ödenip ödenmeyeceği konusunda tereddütler oluşmaktadır.

 

4857 sayılı İş Kanunu’nun 21.maddesinde, “Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların, işçinin işe başlatılması konusunda anlaşmaları hâlinde;

 

a) İşe başlatma tarihini,

b) Üçüncü fıkrada düzenlenen ücret ve diğer hakların parasal miktarını,

c) İşçinin işe başlatılmaması durumunda ikinci fıkrada düzenlenen tazminatın parasal miktarını,

 

belirlemeleri zorunludur. Aksi takdirde anlaşma sağlanamamış sayılır ve son tutanak buna göre düzenlenir. İşçinin kararlaştırılan tarihte işe başlamaması hâlinde fesih geçerli hâle gelir ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.” denilmektedir.

 

Buradan hareketle, işçinin işe başlatılması yönünde anlaşma sağlanması hâlinde SGK nezdinde yapılacak işlemler tutanakta belirlenen tarihler ve yapılan ödemeler çerçevesinde şekillenmektedir. İşçinin işe başlatılmaması yönünde anlaşma sağlanması hâlinde işçiye yapılacak ödemeler ve boşta geçen sürenin durumu için kanun maddesinden bir sonuca ulaşılamamaktadır.

 

Bu kapsamda, Sosyal Güvenlik Kurumu Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü tarafından 28.02.2019 tarihinde yayımlanan “genel yazı” ile arabuluculuk faaliyeti sonucu imzalanan sözleşmelerde işe başlatılmaması yönünde anlaşma sağlanması hâlinde, yapılması gereken iş ve işlemler açıklanmıştır. Buna göre, arabuluculuk görüşmeleri sonucunda işçinin işe başlatılmaması yönünde anlaşmaya varılması hâlinde fesih geçerli sayılacağından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi gereği en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenmesi söz konusu olmayacak bununla birlikte iş akdinin feshinden sonraki süre için işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na aylık prim ve hizmet belgesi/muhtasar prim ve hizmet beyannamesi verme yükümlülüğü de bulunmayacaktır.

 

  1. ARABULUCULUK SÖZLEŞMESİ İLE YAPILAN ÖDEMELERİN SGK PRİMİNE TABİ TUTULMA DURUMU

 

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (“5510 sayılı Kanun”)’nun “Prime Esas Kazançlar” başlıklı 80. maddesinin (a) bendinde,

 

 “Prime esas kazançların hesabında;

1) Hak edilen ücretlerin,

2) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların,

3) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamı esas alınır”

 

denilmekte ve maddenin (b) bendinde ise istisnalara yer verilmiş olup “Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmaz” hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin (c) bendinde ise, “(b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz.” hükmü yer almaktadır.

 

İlgili kanun maddesinde prime tabi tutulacak ve tutulmayacak kazançlar tek tek açıklanmıştır. Bu kapsamda arabuluculuk sözleşmelerinde yapılacak ödemelerin mahiyeti ile ödenecek tutarların ayrı kalemler hâlinde yahut toplu olarak tek bir kalem hâlinde belirtilmesi prime esas kazanca tabi tutulup tutulmayacağını belirleyecektir.

 

Arabuluculuk sözleşmesinde fazla mesai, yıllık izin ücreti, ulusal bayram, genel tatil ücreti, prim, ikramiye, ek ödeme vb. nitelikte ödemelerin yer alması hâlinde bu ödemelerin prime tabi tutulması gerekmektedir. Ancak, arabuluculuk sözleşmesinde ödemelerin mahiyetinin ayrı kalemler şeklinde belirtilmeksizin toplam bir ödeme olarak yer alması hâlinde bu ödemenin karşılıkları tek tek belirlenememekte ve prime tabi tutulması gereken kalemler de tespit edilememektedir.

 

Örneğin, arabuluculuk sözleşmesinde ayrı kalemler hâlinde net 500 TL fazla çalışma, 300 TL hafta tatili ücreti, 2.000 TL kıdem tazminatı ve 1.000 TL de ihbar tazminatı gibi ödemeler bulunuyor ise bu ödemelerden prime tabi tutulması gereken fazla mesai ve hafta tatili ücreti brütleştirilerek işçinin çalıştığı son ayın kazancına eklenmeli ve bu dönem için SGK’ya sıfır (0) gün ve brüt tutarı üzerinden ek bildirge verilmelidir. Ancak yapılan ödeme tek kalem hâlinde 3.800 TL olarak belirtilmiş ise bu ödemenin hangi kalemler üzerinden yapıldığı bilinemediğinden SGK’ya bildirilecek tutarın tespit edilmesi mümkün olmayacaktır.

 

  1. ARABULUCULUK SÖZLEŞMESİNE İSTİNADEN SGK’YA VERİLEN AYLIK PRİM VE HİZMET BELGELERİNİN İŞLEME ALINMASI VE SONUÇLARI

 

Arabuluculuk sözleşmesinde belirtilen ücret mahiyetindeki ödemeler için SGK’ya verilecek aylık prim ve hizmet belgeleri, arabuluculuk sözleşmesine istinaden herhangi bir inceleme olmaksızın işleme alınmaktadır. Aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi dışında verilmesi durumunda, 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesi uyarınca belgenin asıl olması hâlinde aylık asgari ücretin beşte biri tutarında; belgenin ek olması hâlinde ise aylık asgari ücretin sekizde biri tutarında idari para cezası uygulanmaktadır. Ancak sosyal güvenlik merkezleri arasında uygulama birlikteliği olmamakla birlikte arabuluculuk sözleşmesi mahkeme kararı niteliğinde kabul edilerek asgari ücretin iki katı üzerinden ceza uygulanması söz konusu olabilmektedir. Nitekim, SGK tarafından yayımlanan 21.11.2017 tarihli genel yazıda, “6325 Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa istinaden işveren-işçi ilişkisinden kaynaklanan, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebine ilişkin bir uyuşmazlığın arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma ile sona ermesi durumunda, taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesinin icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılması gerektiğinden, imzalanan arabuluculuk anlaşma tutanağının mahkeme kararı niteliğinde sayılarak Kurum iş ve işlemlerinde mahkeme ilamı vasfında kabul edilerek işlem yapılması gerekmektedir.” hükmü yer almakta olup bu hüküm doğrultusunda işçi, işveren ve avukatları tarafından ayrı ayrı imzalanmış arabuluculuk sözleşmeleri mahkeme ilamı niteliğinde kabul edilerek asgari ücretin iki katı üzerinden ceza uygulanabilmektedir.

 

Arabuluculuk sözleşmesinin mahkeme ilamı niteliğinde kabul edilmesinin bir başka sonucu ise işverenin aylık prim ve hizmet belgesi verdiği yıla ait asgari ücret desteği tutarlarının iptal edilmesi riskidir. Asgari ücret desteğinin uygulama esaslarına ilişkin olarak yayımlanan 2016/4, 2017/9, 2018/20, 2019/8 ve 2020/10 sayılı genelgelerde, denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan soruşturma ve incelemelerde veya mahkeme kararları neticesinde ya da kamu kurum ve kuruluşlarından alınan yazılardan ilgili dönemler için çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği ya da prime esas kazancını eksik bildirdiği veya bildirdiği sigortalıları fiilen çalıştırmadığı tespit edilen işverenlerin destekten yararlanmasının mümkün bulunmadığı belirtilmektedir. Arabuluculuk sözleşmesi işçi ve işverenin karşılıklı anlaşması hâlinde ortaya konan bir belge olup bu belge nedeniyle SGK’ya verilen aylık prim ve hizmet belgeleri için denetim, mahkeme kararı veya kamu kurumundan alınan bilgiler neticesinde bir tespit söz konusu olmadığından asgari ücret desteği tutarlarının iptalini gerektirecek bir husus olmadığı görülmektedir. Bu kapsamda, arabuluculuk sonucu verilen aylık prim ve hizmet belgeleri için işverenin asgari ücret desteği tutarlarının faiziyle geri talep edilmesi asgari ücret desteği genelgelerine uygun bir uygulama olmayıp işverenlerin mağduriyetine neden olmaktadır.

 

SONUÇ

İşçi-işveren uyuşmazlıklarında, iki yıldan uzun bir süredir iş mevzuatında olan arabuluculuk sözleşmeleri için hâlâ bazı açılardan aydınlatılamayan hususlar olduğu görülmektedir. Bu süreçte sorun yaşanmaması adına işverenlerin arabuluculuk sözleşmelerinde yazılan ödeme kalemlerine ve bu ödemelerin prime tabi olup olmadığına dikkat etmeleri gerekmektedir. Diğer taraftan, arabuluculuk sözleşmesine istinaden verilen aylık prim ve hizmet belgelerinin işleme alınmasında SGK’nın tereddüt edilen noktaları aydınlatması ve kurum nezdindeki işlemlerde yeknesaklığı sağlaması sürecin pürüzsüz bir şekilde işlemesine katkı sağlayacak, aynı zamanda sürecin sonuçlarını işverenler nezdinde netleştirmiş olacaktır.