Duyurumuz, 5271 Sayılı Kanun’un 251. Maddesinde düzenlenmiş bulunan Basit Yargılama Usulünün uygulama alanını daraltmakta olan aynı Kanunun Geçici 5. Maddesinin 1. Fıkrasının (d) bendinin, Anayasa’nın 36. ve 38. Maddelerine aykırılık oluşturduğu iddiasıyla yapılmış olan iptal başvurusu hakkındaki Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2020 tarih, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararına ilişkindir. İşbu karar19.08.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararı öncesinde, 5271 Sayılı Kanun’un 5. Maddesinin 1. Fıkrasının (d) bendinde düzenlenmiş bulunan hüküm 1/1/2020 tarihinde önce kovuşturma aşamasına geçilmiş olan dosyalarda basit yargılama usulü uygulanamamasına neden olmaktaydı.
Adana 20. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yukarıda belirtilmiş olan Kanun maddesine karşı Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuruda ilgili Kanun maddesinin yargılama usulüne ilişkin bir düzenleme içermesi sebebiyle yürürlüğe girdiği tarihte lehe veya aleyhe olduğuna bakılmaksızın derhal ve eşit olarak uygulanması gerektiğinden ve basit yargılama usulünün dörtte bir oranında indirim öngörmesi sebebiyle lehe hüküm niteliği de taşıdığından bahisle Anayasa’nın 36. ve 38. maddelerine aykırı olduğu belirtilerek iptali istenmiştir.
Anayasa Mahkemesi tarafından, 5271 Sayılı Kanunun Geçici 5. Maddesinin 1. Fıkrasının (d) bendinin “kovuşturma evresine geçilmiş … dosyalarda … basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde düzenlenmiş bulunan kısmının Anayasa’nın 38. Maddesine aykırı olması sebebiyle iptal edilmesine oyçokluğu ile karar verilmiştir.
Netice olarak basit yargılama usulünün uygulanmasına ilişkin kısıtlamalar artık tamamen ortadan kaldırılmış olup 1/1/2020 tarihinden önce kovuşturma aşamasına geçmiş olsun olmasın tüm dosyalarda Kanuni şartların sağlanması ile birlikte basit yargılama usulü uygulanabilecektir.
Basit yargılama usulüne kısaca değinmek gerekirse 5271 Sayılı Kanun’un 251. Maddesinde düzenlenmiştir. Basit yargılama usulü, asliye ceza mahkemesince iddianamenin kabul edilmesinden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda uygulanabilmektedir. Mahkeme tarafından, işbu usulün uygulanmasına karar verilmesi halinde sanık hakkında beraat kararı verilebileceği gibi duruşma açılmaksızın mahkumiyet hükmü de kurulabilmektedir. Ancak bu halde sonuç cezadan dörtte bir oranında indirim yapılması gerekmektedir.
NAZALI VERGI & HUKUK
|