Birleşik Krallık yolsuzluk ofisi, Serious Fraud Office (“SFO”); uyum programlarının değerlendirilmesinde şeffaflığın sağlanması amacıyla kurum içerisinde kullanılmak üzere iç değerlendirme yönergesi niteliğinde olan “Uyum Programlarının Değerlendirilmesine İlişkin Rehber” (“Rehber”) yayınladı.
Uyum programları SFO tarafından; şirketlerin hukuki gerekliliklere, mevzuatlara ve şirket içi talimatlara ve yönergelere uyumunu sağlamak adına kullanılan bir araç olarak tanımlanmaktadır. Rehber’de uyum programlarının etkin bir şekilde uygulanması gerektiğine vurgu yapılmakta, bu programların şirkete özgü, ölçülü, risk değerlendirmesine dayalı ve düzenli kontrol mekanizmasına haiz bir şekilde tasarlanması gerektiği ifade edilmektedir.
Rehber’e göre; savcılar, şirketlerin uyum programlarını değerlendirirken bu programın; suçun gerçekleştiği andaki tasarımı, güncel tasarımı ve ilerleyen dönemdeki tasarımını ayrı ayrı değerlendirmelidir.
Buna göre suçun işlendiği anda şirketin etkili bir uyum programı mevcut değil ise; savcının soruşturma yapmasında kamu yararı faktörü bulunmaktadır. Bununla beraber, eğer yolsuzluğun gerçekleştiği/suçun işlendiği anda şirket, şirket ile alakalı kişilerin yolsuzluk yapmasını önlemek amaçlı yeterli önlemi almış ise savunma hakkı olacaktır. Şirketin yolsuzluğu engellemek için belli bir çaba ortaya koyduğu ancak bu çabanın yetersiz kaldığı durumlarda ise; bu durum ceza belirlenirken dikkate alınmalıdır.
Diğer yandan, suçun işlendiği an ile suçlamaların yapıldığı an arasında şirket tarafından uyum programlarında değişiklik yapılmış olabilir. Suçun gerçekleştiği anda yeterli önlemleri almamış olan bir şirket, suçlamalar yapılana kadar önlemlerini arttırmış olabilir. Bu durumda savcı tarafından, şirketin iyileştirici aksiyonlar alıp almadığı ve etkili bir uyum programı yaratmaya çalışıp çalışmadığı değerlendirilmelidir. Böyle bir durumda kamu davasının ertelenmesi gerektiğinin düşünülmesi halinde uyum programlarının güncel durumu nazara alınmalıdır. Şirketin uyum programlarını süreç içerisinde geliştirmiş olması bu tür bir erteleme kararının verilmesinde önemli bir etken olarak değerlendirilmelidir. Mahkeme, böyle bir durumda karar verirken, şirkete vereceği para cezasının şirketin etkili uyum programları uygulamasını engelleyici nitelikte olup olmadığını değerlendirmesi gereklidir.
Son olarak da kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı, bir uyum programının nasıl kurulacağını veya mevcut programın nasıl geliştirilebileceği hakkında yönergeler ve talimatlar içerebilir. Bu durumda, şirketin uyum programlarının gelecekteki durumu da değerlendirilmelidir. Böyle bir durumda, bu karar aynı zamanda bu değişikliklerin yapılıp yapılmadığının nasıl gözlemleneceğine dair hususları da ihtiva etmelidir.
Yukarıdakilere ek olarak soruşturma yapılırken uyum programlarının denetlenmesine hemen başlanmalı ve birçok farklı kaynaktan elde edilen veriler ve deliller ile, her bir somut olaya özel şekilde yaklaşım sergilenmelidir.
Söz konusu Rehber’in tamamına aşağıdaki buradan ulaşabilirsiniz.
NAZALI UYUM |