Sirküler

DANIŞTAY 9. DAİRESİ'NİN TAPU HARCI İSTİSNASI KAPSAMINA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

06.03.2024

KONU: 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun (“6306 sayılı Kanun”) kapsamında inşa edilen bağımsız bölümün satışı sırasında ödenen tapu harcının riskli yapı maliklerine iadesinin istisna kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine ilişkindir.

A. DAVA KONUSU İSTEM

Riskli yapı maliki olan davacılar tarafından 6306 sayılı Kanun kapsamında inşa edilen bağımsız bölümün 10/07/2020 tarihinde satışı sırasında ödenen tapu harcının iadesi talebiyle yapılan düzeltme- şikâyet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali ve ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir.

B. KANUN YARARINA TEMYİZ EDİLEN KARARIN ÖZETİ

Kırıkkale Vergi Mahkemesi, aşağıdaki gerekçelerle davanın kabulü yönünde hüküm tesis etmiştir.:

  • 492 sayılı Harçlar Kanunu (“492 sayılı Kanun”) kapsamında gayrimenkullerin ivaz karşılığında devir ve iktisabının harca tabi olduğu;
  • 6306 sayılı Kanun kapsamında inşa edilen bağımsız bölümün 10/07/2020 tarihinde davacılar tarafından yapılan satışına ilişkin olarak anılan Kanun'un 7/9. maddesi kapsamında ilk satış işlemlerinin harçtan istisna olduğundan bahisle ödenen tutarın iadesi talebiyle düzeltme şikâyet başvurusunda bulunulduğu, zımnen reddi üzerine de bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı;
  • 6306 sayılı Kanun'un amacının riskli yapıların yıkılarak yerine standartlara uygun yeni binaların yapılmasını teşvik etmek olduğu sonucuna varıldığı;
  • Uyuşmazlıkta, taşınmaz maliki davacıların, 6306 sayılı Kanun kapsamında inşa edilen bağımsız bölümü ilk satışla dava dışı üçüncü bir kişiye devrettikleri, Kanun'un amacına paralel olacak şekilde bu satışın tapu harcından istisna tutulması gerektiği;
  • Taşınmazla hukuki bağı daha sonra kurulan müteahhitin satışının istisna kapsamına alınıp taşınmaz sahiplerinin satışının alınmamasının eşitlik ve hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğu;
  • Taşınmaz maliklerinin satışının evleviyetle tapu harcından istisna olması gerektiği, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı.

 

C. HUKUKİ DEĞERLENDİRME

Kararda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; 492 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri uyarınca gayrimenkullerin ivaz karşılığında devir ve iktisabının tapu harcına tabi olduğu, özel Kanun niteliğindeki 6306 sayılı Kanun kapsamında yapılacak devir ve tesciller için vergi ve harç istisnasının hangi durumlarda uygulanması gerektiğinin ise Kanun’da yapılan ve 10/12/2018 tarihinden itibaren geçerli olan değişiklik öncesi ve sonrası dönemler için ayrı ayrı incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

6306 sayılı Kanun'un, "dönüşüm gelirleri" başlıklı 7. maddesinin 9. fıkrasının ilk halinde, Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamaların tapu harcından istisna olduğu belirtilmiş olup Kanun'un Uygulama Yönetmeliği’nin 16. maddesinin 9. fıkrasına 25 Temmuz 2014 tarihinde eklenen (ç) bendi ile de .... Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapıların ilk satışı, devri ve tescili işlemlerine vergi, harç ve ücret muafiyetinin uygulanacağı kuralı getirilmiştir. Kanun'un ve Uygulama Yönetmeliği’nin ilgili maddelerinde, kentsel dönüşüm uygulamaları ile oluşturulan bağımsız bölümlerin, işi yüklenen müteahhit ya da dönüşüm uygulaması öncesinde riskli taşınmazın maliki tarafından satılmasıyla ilgili olarak satış işlemine ilişkin ödenen tapu harcı istisnası yönünden bir ayrıma gidilmediği görülmüştür. Bu durumda, riskli yapı niteliği taşıyan taşınmazların yıkılarak 6306 sayılı Kanun kapsamında yeniden inşasına ilişkin kentsel dönüşüm uygulamalarının, Kanun'un amacını gerçekleştirmeye yönelik olduğu, uygulama sonrasında inşa edilen konutların üçüncü kişilere ilk satış işlemlerinin de bu Kanun kapsamında değerlendirilerek Kanun'un 7. maddesinin 9. fıkrası uyarınca vergi ve harçtan istisna olması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Kanun'un vergi ve harç istisnasıyla ilgili 7. maddesinin 9. fıkrasında uygulamada yaşanan tereddütlerin giderilmesi amacıyla yapılan ve 10/12/2018 tarihinden itibaren geçerli olan değişiklikle 6306 sayılı Kanun kapsamında hangi vergi, harç ve ücretlerin istisna olduğu ve bu istisnalardan kimlerin ve hangi şartlarda faydalanacağının açıkça düzenlendiği görülmektedir. Yapılan değişiklik ile Kanun'un 7. maddenin 9. fıkrasının (c) bendinde, Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapıların işi yüklenen müteahhit, Bakanlık, TOKİ, İller Bankası Anonim Şirketi, İdare ve bunların iştirakleri tarafından gerçekleştirilecek ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri ile bu bentlerde belirtilen yapıların dönüşümüne ilişkin olarak Kanun uyarınca yapılacak diğer işlemlerin tapu harcından istisna olduğu hüküm altına alınmıştır. Madde metninde de açıkça görüldüğü üzere, değişiklik öncesi madde içeriğinden farklı olarak dönüşüm uygulamaları sonrasında meydana gelen bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere ilk satış işlemlerinin kimler tarafından yapılması durumunda istisna uygulanacağı tek tek sayılarak belirtilmiş olup riskli yapı malikleri tarafından yapılan ilk satış işlemleri ise bu kapsamda değerlendirilmemiştir. Bu durumda riskli yapı malikleri tarafından 10/12/2018 tarihinden sonra satışı gerçekleşen bağımsız bölümlere ilişkin tapu harcı istisnasının uygulanamayacağı sonucuna varılmıştır.

Olayda, yıkılarak yerine yeni bağımsız bölümler inşa edilen taşınmazın 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı olduğu dosyaya sunulan belgelerden anlaşılmaktadır. Bu hususta taraflar arasında da ihtilaf bulunmamaktadır.

6306 sayılı Kanun'un 7/9. maddesi uyarınca 10/12/2018 tarihinden itibaren geçerli olan değişiklik sonrası dönemler için, riskli yapı malikleri tarafından üçüncü kişilere ilk satış işlemlerine ilişkin olarak malik adına tahakkuk eden tapu harcının Kanun'un açık lafzı ve gerekçesi karşısında istisna hükümleri kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Anılan maddede tanınan istisnanın kapsamının yorum yoluyla genişletilmesi hem Kanun koyucunun amacına hem de Anayasa'nın 73. maddesinde yer bulan "verginin kanuniliği" ilkesine ters düşecek olup vergilendirme alanında belirsizlik ve keyfiliğe yol açacaktır.

Bu durumda, riskli yapı maliki davacılar tarafından dava konusu bağımsız bölümün üçüncü kişiye 10/07/2020 tarihli satış işlemi 6306 sayılı Kanun’un 7/9. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan hali uyarınca istisna kapsamında olmadığından yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar veren Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

 

SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcılığı’nın kanun yararına temyiz isteminin kabulüne, Kırıkkale Vergi Mahkemesi’nin 27/12/2021 tarih ve E.2021/164, K.2021/177 kararının, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca, hükmün sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına, 30.10.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.

 

İlgili Karar’ın tamamına buradan ulaşabilirsiniz:

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/03/20240306-9.pdf

 

NAZALI VERGI & HUKUK

info@nazali.com

Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, hukuki görüş ve tavsiye niteliğinde olmayıp, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir; bu sebeple belirtilen konularda bir aksiyon almadan önce, bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. NAZALI’ya işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz