Ajanda

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU’NUN 02.10.2024 TARİH VE E.2024/3, K.2024/9 SAYILI KARARI

13.11.2024

KONU: Bir mükellefin, aynı vergi dairesi tarafından birden fazla sebepten ötürü özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınması durumunda, her sebep yönünden ayrı idari işlem tesis edildiğinin kabulünün gerektiği, dolayısıyla, her bir işlemin iptali istemiyle ayrı davalar açılması halinde açılan davalar arasında derdestliğin söz konusu olmayacağı hakkında.

 

1. AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI

 

A. Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesi’nin E.2023/1572 Sayılı Dosyasına Konu Yargılama Süreci

Davacı tarafından, hakkında sahte belge düzenleme fiili yönünden vergi tekniği raporu bulunduğundan bahisle özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. Dosya kapsamında incelemeyi gerçekleştiren Batman Vergi Mahkemesi, davacı tarafından aynı işleme karşı sekiz ayrı dava açıldığından; sebebi ve tarafları aynı olan işbu dava dosyasının derdestlik nedeniyle incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

Davacının istinaf istemini inceleyen Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesi’nin 22.12.2023 tarih ve E.2023/1572, K.2023/2065 sayılı kararında, mükellef hakkında, özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmanın dayandığı sebebin birden fazla olmasından veya aynı sebebe dayanılarak farklı tarihlerde listeye alınma kaydının oluşturulmasından ötürü mükellefler hakkında özel esaslara alınma işlemi tesis edilirken farklı tarih ve sayılı giriş kodları verilebildiği, yapılan bu farklı giriş kayıtları ile mükellefin birden çok listeye alınmadığı, dolayısıyla, böyle bir durumda dayandığı sebepler farklı olsa bile mükellef hakkında tek bir özel esaslara tabi mükellefler listesine alınma işlemi tesis edildiğinin kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesi tarafından, veri tabanında oluşturulan özel esaslara tabi mükellefler listesine alınma işleminin davacı hakkında tesis edilen tek ve nihai işlem olduğu, farklı tarih ve kodlu giriş kayıtlarının tek başına ayrı ve yeni idari işlem niteliğinin bulunmadığı ve özel esaslar işleminin bünyesinde farklı tarih ve kodlu bütün girişleri barındırması sebebiyle ayrı ayrı dava açılmasının gerekmediği, farklı giriş kodları için ayrı ayrı dava açılması durumunda tarafları, konusu ve sebeplerinin (özel esaslara tabi mükellefler listesine alınma) aynı olmasından ötürü ilk davadan sonraki davanın/davaların açılmasında hukuki yarar bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Bu gerekçeyle istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

 

B. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesi’nin E.2020/2219 Sayılı Dosyasına Konu Yargılama Süreci

Davacı tarafından, 2016 yılına ilişkin olarak özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

Kocaeli 1. Vergi Mahkemesi’nin 11.06.2020 tarih ve E.2020/499, K.2020/577 sayılı kararında, dava dosyasının, Kocaeli 2. Vergi Mahkemesi’nin E.2020/516 sayılı dava dosyası ile birlikte incelendiğinde, davacının, işbu davanın da davalısı durumunda olan İlyasbey Vergi Dairesi Müdürlüğüne karşı özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına ilişkin işlemin iptali amacıyla dava açtığı ve dosyada işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Yine Kocaeli 1. Vergi Mahkemesince, 31.03.2020 tarihinde, Kocaeli 2. Vergi Mahkemesi’nin E.2020/516 sayılı dosyasında açılan ve halen derdest olan dava ile aynı tarihte Kocaeli 1. Vergi Mahkemesi’nde açılan işbu davanın konusunun, taraflarının ve nedeninin aynı olduğu görüldüğünden, bakılan işbu davanın esasının derdestlik nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Davacının istinaf istemini inceleyen İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesi’nin 30.11.2020 tarih ve E.2020/2219, K.2020/1889 sayılı kararında, davacı tarafından, 31.03.2020 tarihinde işbu davanın da davalısı durumunda olan İlyasbey Vergi Dairesi Müdürlüğüne karşı Kocaeli 2. Vergi Mahkemesi’nin E.2020/516 sayılı dosyasında, 20180601041100003417 giriş onay kodu ile 2017 yılına ilişkin olarak özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açıldığı, aynı tarihte Kocaeli 1. Vergi Mahkemesi’nin E.2020/499 sayılı dosyasında açılan işbu istinaf istemine konu kararın verildiği davanın ise davacının 2016 yılına ilişkin olarak özel esaslara tabi mükellefler listesine alınması işleminin iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmış, dolayısıyla konusu farklı olan iki dava arasında derdestlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Diğer taraftan, 16.10.2020 tarihinde verilen ara kararı ile Davalı İdare’den, davacının 2016 yılına ilişkin olarak özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına ve/veya katma değer vergisi iade taleplerinde Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği'nin özel esaslar bölümündeki düzenlemelere tabi tutulmasına dair İdarelerince veya diğer vergi dairesi müdürlüklerince herhangi bir işlem tesis edilip edilmediği hususunda bilgi istenmiştir. Ara kararına cevaben sunulan bilgi ve belgelerden, davalı İlyasbey Vergi Dairesi Müdürlüğünce davacı hakkında 2016 yılı için "özel esaslara tabi mükellefler listesine alınma" yönünde bir işlem tesis edilmediği ancak davacının "katma değer vergisi iade taleplerinde Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği'nin özel esaslar bölümündeki düzenlemelere" tabi kılındığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, Vergi Mahkemesince, davanın konusunun, davacının 2016 yılına ilişkin olarak özel esaslara tabi mükellefler listesine alınması işlemi olduğu dikkate alınarak davacının katma değer vergisi iade taleplerinde Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği'nin özel esaslar bölümündeki düzenlemelere tâbi kılınmasına dair işlemin hangi yıla ilişkin olduğu ve hangi idarece tesis edildiği, 2016 yılında davacı hakkında farklı bir vergi dairesi müdürlüğünce özel esaslara tâbi mükellefler listesine alınma yönünde işlem tesis edilip edilmediği hususları netleştirilmek ve gerekirse hasım düzeltilmek suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

Vergi Dava Dairesi bu gerekçeyle Vergi Mahkemesi kararını kaldırmış ve yeniden karar verilmek üzere dosyayı anılan mahkemeye göndermiştir.

 

C. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 4. Vergi Dava Dairesi’nin E.2022/4282 Sayılı Dosyasına Konu Yargılama Süreci

Davacı tarafından, hakkında sahte belge düzenleme fiilinden dolayı rapor bulunan mükellefin fiiline iştirak ettiğinden bahisle özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

Kocaeli 1. Vergi Mahkemesince, davacının 31.10.2018 tarih ve 2018Z6362 giriş olay numarası ile özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle 23.06.2022 tarihinde açılmıştır. Aynı talep ve aynı dava dilekçesi ile yine aynı tarihte Kocaeli 1. Vergi Mahkemesi’nin E.2022/611 sayılı dosyasında da dava açıldığı, başka bir deyişle aynı işlem hakkında aynı gün iki ayrı davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Duruşma günü verilmiş olması nedeniyle Kocaeli 1. Vergi Mahkemesi’nin E.2022/611 sayılı dosyasında açılan davanın, yargılama safahatı bakımından işbu dava dosyasından önce tekemmül edeceği sonucuna ulaşıldığından, usul ekonomisi bakımından işbu davada incelenmeksizin ret kararı verilmesinin daha uygun olacağı gerekçesiyle mahkeme, davayı incelemeksizin reddetmiştir.

İstinaf incelemesini gerçekleştiren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 4. Vergi Dava Dairesi’nin kararında, ilk derece mahkemesince davacının sahte belge düzenleme fiilinden dolayı hakkında rapor düzenlenen mükellefin fiiline iştirak ettiğinden bahisle özel esaslara tabi mükellefler listesine alındığı tespit edilmiş ancak  Kocaeli 1. Vergi Mahkemesi’nin E.2022/611 sayılı dava dosyasında ise davacının özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına ilişkin işlemin sebebinin, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirket hakkındaki olumsuz tespitleri olduğu belirtilmiştir.

Bu sebeplerden biri yönünden özel esaslara tabi mükellefler listesine alınma işleminin iptal edilmesinin diğer sebep yönünden aynı sonucu doğurmayacağı dikkate alındığında, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan tek işleme karşı açılmış iki ayrı davadan söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Vergi Dava Dairesi bu gerekçeyle ilk derece mahkemesi kararını kaldırmış ve yeniden karar verilmek üzere dosyayı anılan mahkemeye göndermiştir.

 

2. HUKUKİ DEĞERLENDİRME

Yargılama usulüne ilişkin bir müessese olarak derdestlik, davanın görülmekte olmasını ifade eder. Davanın açılması ile başlayan derdestlik hali, tarafları, dava sebebi (vakıaları) ve dava konusu (talep sonucu) aynı olan bir davanın ikinci kez açılması durumunda, ikinci davanın esasının incelenmemesi sonucunu doğurur.

Davanın tarafları, dava sebebi ve talep sonucu bir davayı diğer bir davadan ayırmaya yarayan temel ölçütlerdir. Bu unsurların aynı olduğu bir dava ikinci kez açılmışsa ikinci davanın usulden reddi gerekir. Bu durumun usul ekonomisi ilkesinin bir gereği olmasının yanında ikinci davanın görülmesinde hukuki yarar da bulunmamaktadır. Diğer taraftan, bu yolla ikinci davanın esasının incelenmemesi sağlanarak verilebilecek çelişkili kararların da önüne geçilmektedir.

Derdestlik konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (“HMK”) "dava şartları" içinde düzenlenmiştir. HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde, "aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması" şeklinde ifade edilmiştir. HMK’nın, "Dava şartlarının incelenmesi" başlıklı 115. maddesinde, mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında re'sen araştıracağı, tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceği belirtilerek dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde davanın usulden reddedileceği düzenlenmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda (“İYUK”) derdestlik konusunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Aynı Kanun'un "Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun'un 447. maddesindeki belirleme nedeniyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu) ile Vergi Usul Kanunu'nun uygulanacağı haller" başlıklı 31. maddesinde de derdestlik yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na atıf yapılmamıştır. Ancak gerek Danıştay içtihatlarında gerekse doktrinde derdestlik durumunun ve buna bağlanan sonuçların idari yargılama usulünde de uygulanması gerektiği kabul edilmektedir.

Bu bağlamda, açılmış ve görülmekte olan birden fazla dava arasında derdestlik durumunun söz konusu olup olmadığının tespiti için açılan davaların tarafları, sebepleri ve konularına bakılarak bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Aykırılığın giderilmesi istemine konu uyuşmazlıklarda aynı vergi dairesince farklı nedenlerden dolayı özel esaslara tabi tutulan davacılar tarafından özel esaslara tabi tutulma işleminin iptali istemiyle birden fazla dava açıldığı görülmektedir.

Tarafları ve konusu aynı olan bu davalarda davacıların talep sonucunu dayandırdığı vakıaları ifade eden dava sebeplerinin farklı olduğu anlaşılmaktadır. Zira, bir mükellefin, örneğin, gerçek emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan fatura düzenleme fiili nedeniyle özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınması durumu ile kanuni temsilcisinin ortağı olduğu diğer bir mükellef hakkında olumsuz tespit bulunması nedeniyle özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınması durumunda açılacak davalarda talep sonucunun dayandırılacağı vakıalar farklılaşacağından, derdestlik bakımından dava sebebi noktasında aynılıktan söz edilemeyecektir. Keza, hakkında gerçek emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan fatura düzenlediğinden bahisle vergi tekniği raporu bulunan iki mükellef tarafından düzenlenen faturaları kayıtlarına intikal ettirdiğinden bahisle her iki mükellef yönünden de ayrı ayrı özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınan bir mükellef bakımından da aynı durum söz konusu olacaktır.

Diğer taraftan, özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınma işleminin tesis edilme nedenlerindeki farklılığın görmezden gelinerek tek işlem tesis edildiğinin kabul edilmesi halinde, mahkeme kararının icrası noktasında tereddütlere ve idari faaliyetin yürütülmesinde olumsuzluklara neden olunabilecektir.

Bu durumda, bir mükellefin, aynı vergi dairesi tarafından birden fazla sebepten ötürü özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınması durumunda, her sebep yönünden ayrı idari işlem tesis edildiğinin kabulü gerektiğinden, her bir işlemin iptali istemiyle ayrı davalar açılması halinde açılan davalar arasında derdestliğin söz konusu olmayacağı sonucuna ulaşılmıştır.

 

3. SONUÇ

Aykırılığın, bir mükellefin, aynı vergi dairesi tarafından birden fazla sebepten ötürü özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınması durumunda, her sebep yönünden ayrı idari işlem tesis edildiğinin kabulünün gerektiği, dolayısıyla, her bir işlemin iptali istemiyle ayrı davalar açılması halinde açılan davalar arasında derdestliğin söz konusu olmayacağı yönünde giderilmesine, 02.10.2024 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verilmiştir.

 

İlgili Karar’ın tamamına buradan ulaşabilirsiniz: 

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/11/20241112-7.pdf

 

NAZALI VERGI & HUKUK

info@nazali.com

Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, hukuki görüş ve tavsiye niteliğinde olmayıp, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir; bu sebeple belirtilen konularda bir aksiyon almadan önce, bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. NAZALI’ya işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz