Ajanda

ENFLASYON DÜZELTMESI HESAPLAMALARINIZI KOLAYLIKLA YAPABİLİRSİNİZ.

11.10.2022

Bilindiği üzere, gerek Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) açıklamaları çerçevesinde bağımsız denetime tabi mali tablolara gerekse Vergi Usul Kanunu’nda yapılan düzenleme çerçevesinde yasal mali tablolara, 2023 yılı sonunda Enflasyon Muhasebesi uygulanması gerekmektedir. Buna göre söz konusu uygulama 31.12.2023 tarihli mali tablolara tatbik edileceğinden, ilk adımda 01.01.2022 tarihli açılış kaydının (ve doğal olarak 31.12.2021 tarihli bilançoların) restated (düzeltilmiş) değerler üzerinden hesaplanması icap etmektedir.

Enflasyon düzeltmesi uygulamasının yıllar sonra ilk defa yapılacak olması karşısında firmaların bu uygulamayı rahatça yapabilmesi için öncelikle kendi bilanço yapılarını dikkatli bir şekilde analiz ederek parasal olmayan kalemleri tespit etmeleri, bu kalemlerdeki bakiyeleri yıllar içerisinde oluşturan işlemlere ve tarihlere dönerek ilgili tarihlerden ileri tarihlere endeksleme yapılabilecek bir çalışma dosyası hazırlamaları gerekmektedir. Bu çalışma dosyasında endeksleme ve düzeltme hesaplamaları yapılarak enflasyon düzeltme kayıtlarının oluşturulması ve bunlar dikkate alınarak da ilgili mali tabloların enflasyon muhasebesine göre düzeltilmiş hallerine ulaşılmalıdır.

Sürecin mali işler departmanları üzerindeki mevcut iş yüküne ciddi bir atış getireceği şüphe götürmez bir gerçektir. Bunu yanında, uygulamanın birçok gri alan içermesi nedeniyle de uzmanlar tarafından doğru bir süzgeçten geçirilerek hesaplamaların yapılması ve muhafazası da gerekmektedir.

NAZALI olarak, sizlere bu süreçte hali hazırda bazı müşterilerimiz ile çalışmaya başladığımızı ve sizlere de benzer hizmetleri sunarak destek olabileceğimizi iletmek isteriz. Konunun Vergi Usul Kanunu ve Türkiye Muhasebe Standartlarına göre detaylı açıklaması aşağıda yer almaktadır.  

Enflasyon Muhasebesine Vergi Usul Kanunu ve TMS29’un Bakış Açısı

Enflasyon Muhasebesi – Vergi Usul Kanunu

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) Mükerrer 298’inci maddesinde yapılan düzenlemeye göre, fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dahil, son üç hesap döneminde %100’den ve içinde bulunan hesap döneminde %10’dan fazla olması halinde mali tablolar enflasyona tabi tutulur. Her iki koşulda gerçekleşmediğinde ise enflasyon muhasebesi sona erer.

Son Açıklama

2021 yılı Aralık ayında enflasyon muhasebesinin uygulanması için Vergi Usul Kanunu’nda aranan tüm şartlar gerçekleşmiş bulunmaktaydı. Yİ-ÜFE artışı içinde bulunulan dönem dahil üç yıl için Aralık 2021 itibariyle %103’e ulaşmış, bir yıllık Yİ-ÜFE ise %35 olmuş ve Gelir İdaresi Başkanlığı enflasyon düzeltmesine ilişkin VUK Genel Tebliğ Taslağı’nı 7 Ocak 2022 tarihinde kamuoyu ile paylaşmış bulunmaktaydı.

Vergi Usul Kanunu’na 20 Ocak 2022 tarih ve 7352 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile eklenen “Geçici Madde 33” ile, geçici vergi dönemleri de dahil olmak üzere 2021 ve 2022 hesap dönemleri ile 2023 hesap dönemi geçici vergi dönemlerinde mükerrer 298 inci madde kapsamındaki enflasyon düzeltmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığına bakılmaksızın mali tabloların enflasyon düzeltmesine tabi tutulmayacağı hükmü ihdas edilmiştir. Daha basit bir anlatımla, VUK’ta yer alan enflasyon düzeltmesine ilişkin maddenin uygulaması iki yıl süreyle imkansız hale getirilmiştir.

Enflasyon Muhasebesi – Türkiye Muhasebe Standartları 29

Yüksek enflasyonist ortamda paranın satın alım gücü öyle bir oranda değer kaybeder ki farklı zamanlarda meydana gelen işlemlerin karşılaştırılması, aynı hesap döneminde bile yanıltıcı olur. Yüksek enflasyon, bir ülkenin, bunlarla sınırlı kalmamak üzere aşağıdakileri de içeren ekonomik özelliklerince belirlenir:

(a) Nüfusun çoğunluğu servetini parasal olmayan varlıklarda ya da nispeten istikrarlı bir yabancı para biriminde tutmayı tercih eder. Elde tutulan yerel para, satın alma gücünü korumak üzere hemen yatırıma dönüştürme vb suretiyle değerlendirilir.

(b) Nüfusun çoğunluğu parasal tutarları yerel para biriminden değil nispeten istikrarlı bir döviz cinsinden dikkate alır. Fiyatlar da bu döviz cinsinden belirlenebilir.

(c) Kredili satış ve satın almalardaki fiyatlar süre kısa bile olsa, kredi süresi boyunca satın alma gücünde beklenen zararları karşılayacak şekilde belirlenir.

(d) Faiz oranları, ücretler ve fiyatlar bir ‘fiyat endeksi’ne bağlıdır.

(e) Son üç yılın kümülatif enflasyon oranı %100’e yaklaşmakta ya da aşmaktadır.

2021 yılı sonunda enflasyon muhasebesi uygulayacak ülkeler, Arjantin, İran, Lübnan, Güney Sudan, Sudan, Venezuela, Zimbabve, Yemen ve Surinam’dır. Henüz enflasyon muhasebesi gerekliliğini sağlamayan ancak yakın takibe alınmış ülkeler ise Angola, Haiti, Liberya, Afganistan ve Suriye’dir.

Enflasyon muhasebesinde amaç, finansal tabloların raporlama tarihindeki paranın satın alma gücünden gösterilmesidir. Bunun için de parasal ve parasal olmayan kalemler katsayıyla çarparak raporlama tarihindeki değere getirilir. Yüksek enflasyon dönemi sona erdiğinde ve işletme finansal tablolarının hazırlanması ve sunumunu bu standarda göre yapmayı bıraktığında, önceki raporlama döneminin cari ölçüm birimine göre ifade edilen dönem sonu tutarları, izleyen finansal tablolarda defter değerleri için esas alınır.

Böyle bir ortamda finansal tabloların düzeltmeye tabi tutulmaması, finansal tabloların temel özelliklerinden “İhtiyaca Uygunluk ve Gerçeğe Uygun Sunum” ile destekleyici özelliklerden “Karşılaştırılabilirlik” özelliğini taşıyamayacak ve kullanıcılar için faydalı finansal bilgiler içermeyecektir. Bu durum finansal tablolardan beklenen fonksiyonları yerine getirememesine yol açacağından, finansal tablolarda yer alan rakamların (önceki döneme ait finansal tablolarda dahil) enflasyon düzeltmesi yöntemi ile güncellenmesi gerekmektedir.

Enflasyon muhasebesini elen alan TMS 29 “Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama Standardı” ülkedeki yüksek enflasyonun varlığına ilişkin kesin bir oran tanımlamıyor. Enflasyon muhasebesinin uygulandığı 2004 yılında enflasyon muhasebesine geçişte gösterge olarak alınan Yİ-ÜFE -Yurt içi Üretici Fiyat Endeksi son üç yılında %100’ü geçmesi TMS 29 için tek başına kriter değildir. Bu Standart, geçerli para birimi yüksek enflasyonlu bir ekonominin para birimi olan işletmelerin, konsolide finansal tabloları da dahil olmak üzere, tüm temel finansal tablolarında uygulanır.

Yüksek enflasyonlu ekonomi demek, mali tablolardaki rakamların raporlama tarihindeki satın alma gücünü göstermemesi demektir. Bu nedenle finansal tablolar endekslenerek bugünkü /raporlama tarihindeki değerlerine getirilir.

Bilançodaki parasal kalemler (kasa,mevduattaki para vb.) hali hazırda raporlama dönemi sonundaki cari ölçüm birimine göre ifade edildiklerinden düzeltilmezler ancak endekse bağlı tahviller ve krediler gibi çeşitli anlaşmalarla fiyat değişikliklerine bağlanmış olan hesaplar anlaşma şartları çerçevesinde düzeltilebilir. TMS 29 uyarınca, finansal tablolarda tarihi maliyet veya cari maliyetten duran kalemlerin cari ölçüm birimine yani raporlama tarihindeki satın alma gücüne getirilmesi gerekir.

Maliyet değerinden taşınan parasal olmayan kalemler (stoklar, sabit kıymetler, şerefiye, maddi olmayan duran varlıklar, kullanım hakkı varlıkları gibi) kayıtlara giriş tarihinden başlamak üzere endekslemeye tabi tutulur. Kâr-zarar tablosu, diğer kapsamlı kâr-zarar tablosu, nakit akışı, dipnotları ve hatta karşılaştırmalı geçmiş dönemin finansal tabloları da endekslenmelidir.

Son Açıklama

Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, Türkiye Finansal Raporlama Standartları, Büyük ve Orta Boy İşletmeler için Finansal Raporlama Standardı Kapsamında Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlamanın Uygulanması hakkında açıklama yapmışve ilgili açıklamayla 2021 yılına ilişkin mali tablolarda uygulanmasına gerek bulunmadığını belirtmiştir.

“Ülkemizde 2021 yılı Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksindeki (Yİ-ÜFE) yıllık artış %79,89; Tüketici Fiyat Endeksi’ndeki (TÜFE) yıllık artış ise %36,08 olarak gerçekleşmiştir. Bu durum Türkiye Finansal Raporlama Standartlarını (TFRS) uygulayan işletmelerin 2021 yılı finansal raporlama döneminde TMS 29 Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama’yı (IAS 29 Financial Reporting in Hyperinflationary Economies) uygulayıp uygulamayacakları konusunda tereddütlerin oluşmasına yol açmıştır.

İlgili Standartta esasen hiperenflasyonun (Bu terim, TMS 29’da “yüksek enflasyon” olarak çevrilmiştir.) mevcut olduğu ekonomiler ele alınarak bir ekonomide hiperenflasyonun mevcut olup olmadığının belirlenmesinde esas alınacak eşik değere yer verilmekte ve geçerli para birimi hiperenflasyonlu bir ekonominin para birimi olan işletmelerin finansal tablolarının enflasyona göre nasıl düzeltileceği açıklanmaktadır. TMS 29’un 3’üncü paragrafında bir ekonomide son üç yılın kümülatif enflasyon oranının %100’e yaklaştığı veya bu oranı aştığı durumlarda söz konusu ekonomide hiperenflasyonun mevcut olduğu ifade edilmektedir. Bununla birlikte, TMS 29’un 37’nci paragrafında söz konusu eşik değerin belirlenmesi hususunda genel satın alım gücündeki değişiklikleri yansıtan bir fiyat endeksinin kullanılması gerektiği belirtilmektedir.

Uluslararası uygulamalarda, satın alım gücündeki değişiklikleri yansıtan genel fiyat endeksi olarak tüketici fiyat endeksi esas alınmaktadır. Başka bir ifadeyle ilgili Standardın 37’inci paragrafına göre TFRS’yi uygulayan işletmelerimizin TMS 29’u uygulayıp uygulamayacağı konusunda da genel satın alım gücündeki değişiklikleri yansıtan TÜFE oranlarını esas almaları gerekmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan TÜFE oranlarına göre son üç yılın genel satın alım gücündeki kümülatif değişiklik %74,41 olarak gerçekleşmiştir. Bu itibarla, TFRS’yi uygulayan işletmelerimizin 2021 yılına ait finansal tablolarında TMS 29 kapsamında herhangi bir düzeltme yapmalarına gerek bulunmamaktadır.”

Kaynakça

www.kgk.gov.tr

www.muhasebetr.com

www.tuik.gov.tr

www.karekod.org

 

NAZALI VERGI & HUKUK

info@nazali.com

Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, hukuki görüş ve tavsiye niteliğinde olmayıp, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir; bu sebeple belirtilen konularda bir aksiyon almadan önce, bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. NAZALI’ya işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz