Makaleler

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI TARAFINDAN DÖVİZLE SÖZLEŞME YASAĞINA GETİRİLEN YENİ İSTİSNALAR

29.11.2018

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI TARAFINDAN DÖVİZLE SÖZLEŞME YASAĞINA GETİRİLEN YENİ İSTİSNALAR

 

     Hatice ZÜMBÜL                                                Alper Örnek

Kıdemli Avukat                                                   Avukat

 

I. GİRİŞ

85 No.lu Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri birtakım sözleşme tiplerinde yer alan bedel ve diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden yahut dövize endeksli olarak belirlenmesinin yasaklanmasının akabinde, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 06.10.2018 tarihinde yayımlanan Tebliğ ile düzenlenen hususlar, 16.11.2018 tarihinde, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Tebliğ ile yeniden düzenlenmiştir. 

 II. SÖZLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜ

Hukuki bir sonuç doğurmak amacıyla, iki ya da daha fazla kişinin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile gerçekleştirilen hukuki işleme sözleşme denir. Kural olarak, hak ve fiil ehliyeti bulunan herkes, emredici hükümlere aykırı edimler içermemesi kaydıyla, her türlü sözleşme ilişkisine girmeye muktedirdir.

Bu durum Anayasa’nın “Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti” başlıklı 48. maddesinde şöyle ifade edilmiştir;

Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir.

Anayasa’nın tanımış olduğu sözleşme hürriyeti, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) “Sözleşme Özgürlüğü” başlıklı 26. maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır;

Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.

 

III. SÖZLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRLANMASI VE 32 SAYILI KARAR İLE TEBLİĞ(LER)

Kişilerin sahip olduğu sözleşme özgürlüğünün ancak kanun ile öngörülen çerçevede sınırlandırılabileceği TBK’nın 26. maddesi ile sabittir. Ancak, 12.09.2018 tarihinde yayımlanan 85 no.lu Cumhurbaşkanı Kararı ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar’ın (“32 sayılı Karar”) 4. maddesine eklenen (g) bendi ile kişilerin sözleşme özgürlüğüne doğrudan müdahale edilmiştir;

g) Türkiye’de yerleşik kişilerin, Bakanlıkça belirlenen haller dışında, kendi aralarındaki menkul ve gayrimenkul alım – satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama, leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz.

32 Sayılı Karar, 11.08.1989 tarihinde yayımmlanarak yürürlüğe girmiş bir Bakanlar Kurulu Kararıdır. Bakanlar Kurulu’nun karara ilişkin yetkisi, 1267 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’a dayanmaktadır. İlgili yetki artık Cumhurbaşkanı tarafından kullanılmaktadır.

Cumhurbaşkanı Kararı’nın genel düzenleyici işlem statüsünde olduğu ve normlar hiyerarşisinde kanunlarla eşit sırada olmadığı aşikardır. Bu nedenle aslında idari bir işlem olan Cumhurbaşkanı Kararı ile TBK’da yer alan bir hükme aykırı bir durum oluşturulması ve hatta kanuni düzenlemenin ilga edilmesi kabul edilemezdir. Bunun yanında 32 sayılı Karar’ın 4. maddesinin (g) bendine getirilen yeni hüküm ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’na da kanunu ilga eder nitelikte Tebliğ[1] çıkartma yetkisi verilmiştir.

Kararın ve tebliğin normlar hiyerarşisindeki yeri nedeniyle, kanunlara, anaysaya ve hukukun genel ilkelerine aykırı düzenlemeler öngörmesi mümkün değilse de, böyle bir düzenleme bulunması halinde söz konusu Karar iptal edilmediği müddetçe yürürlükte olacak ve hatta hukuka uygunluk karinesinden yararlanacaktır[2].

 

IV. KARARA UYGUNLUK SÜRESİ

12.09.2018 tarihinde yayımlanan 85 no.lu Cumhurbaşkanı Kararı ile 32 sayılı Karar’a aşağıda tam metni verilen Geçici 8. madde eklenmiştir;

Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde, söz konusu bentte belirtilen ve daha önce akdedilmiş yürürlükteki sözleşmelerdeki döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedeller, Bakanlıkça belirlenen haller dışında; Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenir.

Bu hüküm ile, bir önceki bölümde anılan sözleşmelerde yer alan bedellerin ve diğer ödeme yükümlülüklerinin 32 sayılı Karar’a eklenen Geçici 8. madde doğrultusunda 13.10.2018 tarihine kadar Türk Lirası cinsinden belirlenmesi zorunluluğu tesis edilmiştir.

Uygulayıcıların, mevcut ve akdedilecek sözleşmeleri, sadece 32 sayılı Karar’ın 4. maddesinin (g) bendi kapsamında incelemesinin önüne geçilmesi ve döviz yasağına tabi olan ve olmayan sözleşmelerin açıklığa kavuşturulması adına Hazine ve Maliye Bakanlığınca çalışmalara başlanmış ve 06.10.2018 tarihinde Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Tebliğ No: 2018-32/52-1) yayımlanmıştır.

Yayımlanan Tebliğ kapsamında getirilen düzenlemeler uygulayıcılar arasında tartışma yaratabilecek muğlak ifadeler barındırdığından, yine Hazine ve Maliye Bakanlığınca konuya el atılmış ve 32 sayılı kararın 4. maddesinin (g) bendinde belirtilen “Bakanlıkça belirlenen haller” kapsamında ikinci bir Tebliğ çıkartılmış ve ilk Tebliğ hükümleri kısmen değiştirilmiş ya da kaldırılmış ve ilk Tebliğde öngörülmeyen yeni hükümler getirilmiştir.

 

V. 16.11.2018 TARİHLİ TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ’DE (TEBLİĞ NO: 2008-32/34) DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2018-32/52)

28.02.2008 Tarih ve 26801 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebiğ No: 2008-32/34)’in 8. maddesini değiştiren Tebliğ, sözleşme bedeli ve diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden belirlenebileceği ve belirlenemeyeceği sözleşme tiplerini sınırlı sayıda saymıştır.

Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında yapacakları birtakım sözleşme tiplerinde yer alacak bedel ve diğer ödeme yükümlülükleri hakkında değişiklikler getiren Tebliğ’in doğru bir şekilde uygulanabilmesi için öncelikle “Türkiye’de yerleşik kişi” ifadesinden de ne anlaşılması gerektiği açıklığa kavuşturulmalıdır.

a. Türkiye’de Yerleşik Kişi

32 Sayılı Karar’ın “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin (b) bendinde Türkiye’de yerleşik kişi; “Yurtdışında işçi, serbest meslek ve müstakil iş sahibi Türk vatandaşları dahil Türkiye’de kanuni yerleşim yeri bulunan gerçek ve tüzel kişiler” olarak sayılmıştır.

Bunun yanında 16.11.2018 tarihli Tebliğ’in 23. fıkrasında yer alan; “Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışındaki; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, işlettiği veya yönettiği fonlar, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirkeler 32 sayılı Karar’ın 4. maddesinin (g) bendinin uygulaması kapsamında Türkiye’de yerleşik kişi olarak değerlendirilir.” ifadeleri ile 32 sayılı Karar’ın 4. maddesinin (g) fıkrası uygulaması kapsamında 32 sayılı Karar’da sayılmamış kişiler de dahil edilmiştir.

Tebliğ’in aynı fıkrası devamında “Ancak, sözleşmenin yurt dışında ifa edilmesi durumunda bu fıkra hükmü uygulanmaz.” denilerek yurt dışında ifa edilmek üzere ve fakat 32 sayılı Karar’ın 4. maddesinin (g) fıkrası uyarınca Türkiye’de yerleşik kişi olarak değerlendirilen kişiler arasında imzalanmış sözleşmelere Tebliğ’in 8. maddesinin 23. fıkrası uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.

b. Döviz Cinsinden Belirlenemeyecek ve Belirlenebilecek Sözleşmeler

32 Sayılı Karar’ın 4. maddesine eklenen (g) bendi doğrultusunda “menkul ve gayrimenkullere ilişkin alım – satım sözleşmeleri”, “taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkulü konu alan kiralama sözleşmeleri” ve “leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşmeleri”nde yer alan bedellerin yahut diğer ödeme yükümlülüklerinin kural olarak döviz cinsinden yahut dövize endeksli şekilde belirlenemeyeceği aşikardır. Tebliğ ancak ve ancak mezkur sözleşme tipleri kapsamında yapılan sınırlamaları düzenlemektedir.

i. 16.11.2018 Tarihli Tebliğ Uyarınca Sözleşme Bedeli ve Diğer Ödeme Yükümlülüklerinin Döviz Cinsinden veya Dövize Endeksli Olarak Belirlenemeyecek Sözleşme Tipleri

Tebliğ uyarınca Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri aşağıda anılan sözleşme tiplerinde yer alan sözleşme bedeli ve diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları yasaktır.

  • Konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dahil gayrimenkul satış sözleşmeleri,
  • Konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dahil gayrimenkul kiralama sözleşmeleri,
  • İş sözleşmeleri,
  • Danışmanlık, aracılık ve taşımacılık dahil hizmet sözleşmeleri,
  • Döviz cinsinden maliyet içermeyen eser sözleşmeleri,
  • Taşıt satış sözleşmeleri,
  • Taşıt kiralama sözleşmeleri,
  • Bilişim teknolojileri kapsamında yurtiçinde üretilen yazılımlara ilişkin satış sözleşmeleri,
  • Bilişim teknolojileri kapsamında yurtiçinde üretilen donanım ve yazılımlara ilişkin lisans ve hizmet sözleşmeleri.

ii. 16.11.2018 Tarihli Tebliğ Uyarınca Sözleşme Bedeli ve Diğer Ödeme Yükümlülüklerinin Döviz Cinsinden veya Dövize Endeksli Olarak Belirlenebilecek Sözleşme Tipleri

Tebliğ uyarınca Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri aşağıda anılan sözleşme tiplerinde yer alan sözleşme bedeli ve diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

  • Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin veya Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin veya ortak kontrol ve/veya kontrolüne sahip bulundukları şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin alıcı veya kiracı olarak taraf olarak taraf oldukları gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama sözleşmeleri,
  • Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinin işletilmesi amacıyla kiralanmasıyla ilgili gayrimenkul kiralama sözleşmeleri,
  • Gümrüksüz satış mağazalarının kiralanmasına ilişkin gayrimenkul kiralama sözleşmeleri,
  • Yurtdışında ifa edilecekler ile gemi adamlarının taraf oldukları iş sözleşmeleri,
  • Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin taraf oldukları hizmet sözleşmeleri,
  • İhracat, transit ticaret, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,
  • Türkiye’de yerleşik kişilerin yurtdışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,
  • Türkiye’de başlayıp yurtdışında sonlanan, yurtdışında başlayıp Türkiye’de sonlanan veya yurtdışında başlayıp yurtdışında sonlanan hizmet sözleşmeleri,
  • Döviz cinsinden maliyet içeren eser sözleşmeleri,
  • Taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmeleri,
  • Taşıt kiralama sözleşmeleri dışında kalan menkul kiralama sözleşmeleri,
  • Bilişim teknolojileri kapsamında yurtdışında üretilen yazılımlara ilişkin satış sözleşmeleri,
  • Bilişim teknolojileri kapsamında yurtdışında üretilen donanım ve yazılımlara ilişkin lisans ve hizmet sözleşmeleri,
  • 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda tanımlanan gemilere ilişkin finansal kiralama (leasing) sözleşmeleri,
  • 32 sayılı Karar’ın 17 ve 17/A maddeleri kapsamında yapılacak finansal kiralama (leasing) sözleşmeleri,
  • Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin taraf olduğu iş sözleşmeleri,
  • Kamu kurum ve kuruluşlarının veya Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin taraf olduğu gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama dışında kalan sözleşmeler,
  • Kamu kurum ve kuruluşlarının taraf olduğu döviz cinsinden veya dövize endeksli ihaleler, sözleşmeler ve milletlerarası andlaşmaların ifası kapsamında gerçekleştirilecek olan projeler dahilinde; yükleniciler veya görevli şirketlerin ve bunların sözleşme imzaladığı tarafların üçüncü taraflarla akdededceği veya bahsi geçen projeler çerçevesine akdedilebilecek, gayrimenkul satış sözleşmeleri ve iş sözleşmeleri dışında kalan sözleşmeler,
  • 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmeler ve bu işlemlerle ilgili olarak bankaların taraf olduğu sözleşmeler,
  • 32 sayılı Karar hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırımcı fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım – satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülükler,
  • Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin veya ortak kontrol ve/veya kontrolüne sahip bulunduğu şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin işveren veya hizmet alan olarak taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmeleri,
  • Türkiye’de yerleşik yolcu, yük veya posta taşıma faaliyetinde bulunan ticari havayolu işletmeleri; hava taşıma araçlarına, motorlarına ve bunların aksam ve parçalarına yönelik teknik bakım hizmeti veren şirketler; sivil havacılık mevzuatı kapsamında havalimanlarında yer hizmetleri yapmak üzere çalışma ruhsatı alan veya yetkilendirilen kamu ya da özel hukuk tüzel kişiliği statüsündeki kuruluşlar ile söz konusu kuruluşların kurdukları işletme ve şirketler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayelerinde en az yüzde elli hisse oranına sahip olduğu ortaklıkların Türkiye’de yerleşik kişilerle taraf olduğu ve gayrimenkul satış, gayrimenkul kiralama ve iş sözleşmeleri haricindeki sözleşmeler.

iii. Ödeme Araçlarının Tebliğ Karşısındaki Durumu

Tebliğ uyarınca, sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayacak sözleşmeler kapsamında düzenlenecek kıymetli evrakta yer alan bedellerin de döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmesi mümkün olmayacaktır. Bunun yanında uluslararası piyasalarda fiyatı döviz cinsinden belirlenen kıymetli madenlere ve/veya emtiaya endekslenen ve/veya dolaylı olarak dövize endekslenen sözleşmeler de dövize endeksli olarak değerlendirilecektir.

Ancak, 13.09.2018 tarihinden önce düzenlenmiş ve dolaşıma girmiş bulunan bu kapsamdaki kıymetli evrak (bono, poliçe, çek) yukarıda belirtilen durumdan istisnadır.

iv. İstisnalar

Tebliğ hükümleri uyarınca, sözleşme bedeli ve diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden yahut dövize endeksli olarak kararlaştırılabileceği belirtilen ve fakat 13.09.2018 tarihinden önce akdedilmiş bulunan sözleşmeler, 32 sayılı Karar’ın Geçici 8. maddesi hükmünden istisna olacak ve bu kapsamda sözleşme bedellerinin yahut diğer ödeme yükümlülüklerinin Türk Lirası cinsinden yeniden belirlenmesi gerekmeyecektir.

13.09.2018 tarihinden önce akdedilmiş bulunan taşıt kiralama ve yolcu taşıma amaçlı ticari taşıt satış sözleşmelerinde yer alan sözleşme bedeli ve diğer ödeme yükümlülüklerinin de Geçici 8. madde uyarınca Türk Lirası cinsinden yeniden belirlenmesi gerekmemektedir.

Sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde tahsili yapılmış veya gecikmiş alacaklar ile gayrimenkul kira sözleşmeleri kapsamında verilen depozitolar ve sözleşmelerin ifası kapsamında dolaşıma girmiş kıymetli evraklar için Türk Lirası cinsinden yeniden belirleme zorunluluğu gündeme gelmeyecektir.

Son olarak, 13.09.2018 tarihinden önce akdedilmiş bulunan menkul ve gayrimenkullere ilişkin finansal kiralama sözleşmelerinde yer alan sözleşme bedeli ve diğer ödeme yükümlülüklerinin de Geçici 8. madde uyarınca Türk Lirası cinsinden yeniden belirlenmesi gerekmemektedir.

v. 06.10.2018 Tarihli Tebliğ’den Farkları

06.10.2018 tarihli Tebliğ ile 16.11.2018 tarihli Tebliğ hükümlerini karşılaştırıldığında, ikinci Tebliğ ile aşağıda yer alan değişikliklere gidildiği görülmüştür;

  • Serbest bölgelerde yer alan gayrimenkulleri konu alan yahut alacak kira ve satış sözleşmelerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenebilmesinin önü açılmıştır (ki bu düzenleme, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun 6. Maddesinde yer alan “Bu bölgelerde gümrük ve kambiyo mükellefiyetine dair mevzuat hükümleri uygulanmaz.” hükmüne de uygundur.).
  • Gemi adamları ile akdedilecek iş sözleşmelerinin döviz cinsinden yahut dövize endeksli olarak yapılabileceği açıklığa kavuşturulmuştur.
  • Yurt dışında başlayıp yurt dışında sonlanan hizmet sözleşmelerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapılabileceği madde metnine eklenmiştir.
  • Ancak yurt dışında üretilen donanım ve yazılımlara ilişkin lisans ve hizmet sözleşmelerinin döviz cinsinden veya döviez endeksli olarak yeniden belirlenebileceği ortaya konulmuştur.
  • Kamu kurum ve kuruluşlarının taraf olduğu döviz cinsinden veya dövize endeksli ihaleler, sözleşmeler ve milletlerarası andlaşmaların ifası kapsamında gerçekleştirilecek olan projeler dahilinde, yüklenicilerin yanında “görevli şirketlerin” de üçüncü taraflarla akdedeceği gayrimenkul satış, gayrimenkul kiralama ve iş sözleşmeleri dışında kalan sözleşmelerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenebileceği hüküm altına alınmıştır.
  • Hazine ve Maliye Bakanlığının 28.03.2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirdiği işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmeler yanında “ilgili işlemlere ilişkin bankaların taraf olduğu sözleşmeler”in de döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenebileceği ifade edilmiştir,
  • Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan ve “ortak kontrol veya kontrolüne sahip oldukları şirketlerin” taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmelerinin döviz cinsinden belirlenebileceği düzenlemesi getirilmiştir.

 

VI. SONUÇ

Kanaatimiz; yukarıda açıklanan yeni düzenlemelerin, uygulamada sorun yaşanan konular üzerine hususiyetle yapılmış bir çalışma akabinde getirildiğidir. Zira, dövizle sözleşme yasağı kapsamına giren sözleşmelerin tarafları arasında 06.10.2018 tarihli Tebliğ hükümlerine ilişkin yaşanan yorum tartışmaları, ilgili sözleşmelere ait bedel ve diğer ödeme yükümlülüklerinin Türk Lirası cinsinden yeniden belirlenmesinin önüne geçmekte idi. Dikkat çeken tek konu ise, “döviz ile ödeme” hususunun çıkartılan son Tebliğ ile de açıklığa kavuşturulmamış olmasıdır. Her ne kadar birtakım sözleşme tiplerine ait bedel ve diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden yahut dövize endeksli olarak belirlenemeyeceği öngörülmüş ise de, 16.11.2018 tarihli Tebliğ’de de, Türk Lirası cinsinden belirlenen sözleşme bedellerinin, nakden döviz ile ödenmesine karşı alınmış bir tedbir yahut getirilmiş bir düzenlemeye rastlanılmamıştır.

 


[1] 32 Sayılı Karar’ın 4. maddesinin (g) bendi kapsamında Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 06.10.2018 tarihli ve 16.11.2018 tarihli olmak üzere iki farklı Tebliğ çıkartılmıştır.
[2] Prof. Dr. Zekeriya KÜRŞAT, “1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Kanunu Hakkında 32 sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ve Uygulaması Hakkında Tebliğ Hakkında Değerlendirme”
https://www.academia.edu/37636896/1567_SAYILI_T%C3%9CRK_PARASI_KIYMET%C4%B0N%C4%B0_KORUMA_KANUNU_HAKKINDA_32_SAYILI_KARARDA_DE%C4%9E%C4%B0%C5%9E%C4%B0KL%C4%B0K_YAYILMASINA_DA%C4%B0R_KARAR_BUNUN_UYGULANMASI_HAKKINDA_TEBL%C4%B0%C4%9E_HAKKINDA_DE%C4%9EERLEND%C4%B0RME (23.11.2018)