Ajanda

İCRA TAKİBİNDE ALACAKLI VE MÜLKİYET HAKKI SAHİBİ ARASINDAKİ MENFAAT DENGESİNE İLİŞKİN ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

15.11.2018

Borçlu hakkında başlatılan icra takibi akabinde, borçlunun kendisine ait taşınmaz hisselerini mal kaçırmak ve alacaklıyı zarara uğratmak maksadıyla, satış bedelinin altındaki bir bedelle kardeşine devretmesi sebebiyle açılan tasarrufun iptali davasında, itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan İlk Derece Mahkemesi, işbu kuralların iptali ve yürürlüklerinin durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur.

2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (“İİK”) m.277/f.1 hükmünde, iptal davasının “İİK 278., 279. ve 280. maddelerinde yazılı tasarruflar nedeniyle açılabileceği” belirtilmiştir.

Takip borçlusuna karşı açılabilecek iptal davasına konu olabilecek işlemler maddi hukuk bakımından tamamen geçerli olan ve alacaklıları zarara sokan işlemlerdir. Örneğin; takip borçlusunun “alacağın temliki işlemi”nin, “bağışlama işlemi”nin, “borç ikrarında bulunması”nın, “ticari işletmesini üçüncü bir kişiye devretmesi”nin iptali için iptal davası açılabilmektedir.

İvazsız tasarrufların butlanı” başlığını taşıyan İİK m.278 uyarınca “mütat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar” batıldır. Maddenin 3. fıkrası altında sayılan 1, 2 ve 3 no.lu bentlerde yazılı haller ise “bağışlama hükmünde” kabul edilmiş ve bu hallerin iptal davasına konu edilebileceği belirtilmiştir.

Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesi, yapmış olduğu başvuruda, İİK’nın 278. maddesinin 3. fıkrası altında sayılan 1 ve 2 no’lu bentlerin Anayasa’nın 2., 10., 13., 35. ve 36. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İtiraz konusu kuralda “İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde öngörülen iptal davası yönünden borçlunun neseben üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) hısımları ile yaptığı ivazlı tasarrfuların bağışlama gibi kabul edileceği” düzenlenmiştir.

Anılan düzenleme ile takip borçlusunun, haciz, iflas yahut aciz durumunun başlamasından iki yıl önceye kadar yapmış olduğu ve bedeli mukabilinde gerçekleştirilmiş işlemlerinin bağışlama sayılmasında takip alacaklılarının menfaati ve takip borçlularının mal kaçırma ihtimaline karşın, bedel ödeyen ve işlemin karşı tarafı sıfatına sahip kişinin ihlal edilen mülkiyet hakkı arasındaki menfaat dengesinin sağlanıp sağlanmadığı kararda şu şekilde tartışılmıştır;

Neseben üçüncü dereceye kadar hısımlar (soybağı) arasında yapılan ivazlı tasarrufların, başka hiçbir koşula bağlı olmaksızın bağışlama gibi olduğu, aksinin iddiası ve ispatı mümkün olmayan bir olgu olarak kabul edilmiştir. Bu bakımdan tasarruf konusu malın değerinin tam olarak veya fazlasıyla ödenmiş olması, tasarruf işleminin borçlunun alacaklılarının menfaatine bulunması, alacaklıların tasarruf işlemi dolayısı ile zarar görmemesi, alacaklıların alacağı tahsil ve cebri icra imkanlarının zorlaştırılmamış hatta kolaylaştırılmış olması sonucu değiştirmeyecektir. Neseben üçüncü dereceye kadar hısımlar arasında gerçekleşen ivazlı tasarruflara kesin olarak bağışlama sonucunu bağlayan itiraz konu düzenleme, taraflara belirtilen hususlarda iddia ve savunmada bulunma, bu hususların ispatı yönünden delil, bilgi ve belge sunma imkanı vermemektedir. Bu yönüyle mülkiyet hakkına yapılan müdahale ile ulaşılmak istenen amaç arasında gözetilmesi gereken makul dengeyi malik aleyine bozen düzenlemenin ulaşılmak istenen amaç ile orantılı olduğu söylenemez.”

Netice olarak, Anayasa Mahkemesi, 2018/84 Karar No. ile vermiş olduğu kararında; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 278. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “neseben veya...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. Hüküm, 15.08.2019 tarihinde etki ve sonuçlarını doğuracaktır.

Kararın tam metnine ulaşmak için tıklayınız.

İşbu yazı hakkında ek bilgi gerektiğinde aşağıdaki kişilerle irtibata geçmenizi rica ederiz.

Ersin Nazalı

Yönetici Ortak, Avukat, YMM

enazali@nazali.av.tr

Hatice Zümbül

Direktör, Dava ve Uyuşmazlık Çözümü

hzumbul@nazali.av.tr

Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, hukuki görüş ve tavsiye niteliğinde olmayıp, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir; bu sebeple belirtilen konularda bir aksiyon almadan önce, bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. NAZALI’ya işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz