18.12.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 25.10.2018 tarihli 2014/17196 başvuru numaralı Anayasa Mahkemesi Başkanlığının Genel Kurul Kararı ile; Hesna Funda Baltalı ve Baltalı Gıda Hayvancılık San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin (“Başvurucular”) ihtiyati haciz kararı verilmesi ve bu ihtiyati haczin uzun süredir devam etmesinin mülkiyet hakkını ve yargılamanın uzun sürmesinin de adil yargılanma hakkını ihlal ettiği iddialarına ilişkin 27.10.2014’te yapmış oldukları başvuru incelenmiştir.
Öncelikle Alacaklı hamil G.B., Borçluları lehdar K.E. ve keşideci C.A.’ya karşı bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatmış; takibin kesinleşmesi üzerine Borçlu tarafından menfi tespit davası açılmış ve bu davada bononun geçerli olduğuna karar verilmiştir.
Alacaklı G.B. ise; C.A. ve E.B. ile Başvurucular aleyhine tasarrufun iptali davası açmıştır. İşbu dava bodrumlu dubleks mesken niteliğindeki bağımsız bölümün satışına ilişkindir. Davacı Alacaklı, Borçlu C.A.’nın keşide ettiği senet borcunu ödemediğini, keşide tarihinden itibaren üç (3) gün sonra Borçlu’nun söz konusu bağımsız bölümü değerinin çok altında bir fiyata tapuda diğer Davalı E.B.’ye sattığını, senedin ödeme günü yaklaştığında ise bu kişinin taşınmazı eşi Başvurucu Hesna Funda Baltalı’ya hibe ettiğini iddia etmiştir. Ayrıca icra takibinin henüz kesinleşmeden de bu kişinin taşınmazı aslında kendisinin de eşiyle birlikte ortağı olduğu diğer Başvurucu Baltalı Gıda Hayvancılık San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne (“Şirket”) sattığını belirtmiştir.
Ayrıca Davacı Alacaklı, tasarrufun iptali davasında bahse konu taşınmazın tapu kaydına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir ve Mahkemece ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir. İhtiyacı haciz kararının kaldırılması talep edilse de Mahkemece kanuna uygun olarak ihtiyati haciz kararı verildiği belirtilmiştir.
Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde; Başvurucunun temel iddiasının, ihtiyati haciz kararı verilmesi ve bu sürecin uzun sürmesi üzerine mülkiyetinden yararlanma ve tasarruf etme yetkisinin kısıtlanması nedeniyle mülkiyet hakkına ilişkin olduğu belirtilmiştir. Başvurucunun taşınmazı ile ilgili olarak uygulanan ihtiyati haczin yaklaşık on (10) yıldır devam etmesinin mülkiyet hakkını sınırlandırdığı, bunun Başvurucuyu makul olandan daha fazla bir zarara uğrattığı ve bundan doğan zararın giderilmediği gözetilerek uygulanan tedbirin Başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklediği ifade edilmiştir.
Tüm bu sebeplerle, Başvurucunun Anayasa’nın 35. maddesi ile güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
İlgili Anayasa Mahkemesi Kararına buradan ulaşabilirsiniz.
İşbu yazı hakkında ek bilgi gerektiğinde aşağıdaki kişilerle irtibata geçmenizi rica ederiz.
Ersin Nazalı Yönetici Ortak, Avukat, YMM enazali@nazali.av.tr |
Hatice Zümbül Direktör, Dava ve Uyuşmazlık Çözümü hzumbul@nazali.av.tr |