Duyurumuz, 09.05.2019 tarihli, 30769 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanan 19.10.2018 tarihli 2017/9 E. ve 2018/10 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurul Kararı’na ilişkindir.
Söz konusu Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda, işverenin sağlık sebebiyle haklı nedenle iş sözleşmesini feshettiği durumlardan biri olan 4857 sayılı İş Kanunu m. 25/I-b; “(a) alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar. Doğum ve gebelik hallerinde bu süre 74 üncü maddedeki sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemez.” düzenlemesi kapsamında işçinin fesihten önce savunmasının alınıp alınmayacağı tartışılmıştır.
Kurul’un toplanmasının nedeni, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ve Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin işçinin sağlık sebebiyle işe devamsızlığı nedeniyle iş sözleşmesinin feshinden önce savunma alınıp alınmaması hakkında farklı kararlar vermiş olmasıdır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 4857 sayılı İş Kanunu m. 25/II (işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller) uyarınca, işveren tarafından yapılan haklı nedenle fesihler dışındaki tüm fesihlerde savunma alınması yönünde yasal gereklilik olduğu gerekçesiyle işçinin savunmasının alınması gerektiğini kabul etmiştir. Öte yandan Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, İş Kanunu’nun geçerli nedenle feshinde kullanılan “Sözleşmenin feshinde usul” başlıklı 19. maddesindeki “Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak işverenin 25. maddenin 2. bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır.” düzenlemesi ve gerekçesi bağlamında işverenin, iş sözleşmesini “işçinin verimliliği” hariç olmak üzere “yeterliliğine” dayalı olarak feshinde savunma alınması gerekmediğini, bu nedenle İK m. 25/I-b bendi uyarınca rapor süresinin bildirim süresini altı hafta aşamasından sonra yapılacak haklı nedenle fesihte savunma alınmayacağını belirtmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre, işverenin haklı nedenle feshini düzenleyen İş Kanunu m. 25/son’da, iş güvencesi hükümleri içerisinde yer almasına rağmen sözleşmenin feshinde usulü düzenleyen 19. maddeye atıfta bulunulmamış olması nedeniyle işverenin haklı nedenle feshinde işçi, fesihten önce savunmasının alınmadığı gerekçesiyle feshin geçersiz olduğunu ileri süremeyecektir.
İş sözleşmesinin işverence haklı nedenle derhal feshinde, fesihten önce işçiden savunma alınması gerekip gerekmediği hususu öğretide tartışmalı olup çoğunluk görüşü 4857 sayılı İş Kanunu m. 25/I-b bendi kapsamında yapılan haklı nedenle derhal fesihte işçiden savunma alınmasının gerekmediği yönündedir.
İşveren, İş Kanunu’nun geçerli nedenle feshini düzenleyen 18. maddesine göre işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle süreli fesih yoluna gidip işçinin savunmasını almak zorundayken, m. 25/II bendi uyarınca işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davrandığı iddiasıyla sözleşmeyi derhal feshederse işçinin savunmasını almak zorunda değildir. İş Kanunu’nun 19. maddesinde sadece m. 25/II bendinin saklı tutulmasının nedeni, bu bentte sayılan fesih nedenlerinin işçinin davranışlarından kaynaklanmasıdır. Ancak işçinin davranışlarının ağırlığına göre sözleşme ya geçerli nedenle ya da haklı nedenle feshedilebilecektir. Öte yandan işçiden kaynaklanmayan, onunla bir ilgisi bulunmayan işletme gereği geçerli nedenle fesihlerde işçinin kendisini savunmasının bir anlamı yoktur. Bu kapsamda iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedenle derhal feshinde işçiden savunma alınmayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
İş Kanunu m. 25/I-b hükmünde düzenlenen işçinin bekleme süresini aşan işe devamsızlığı nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenle derhal feshi, işçinin davranışı ya da verimi ile ilgili olmadığı gibi, haklı nedenle fesihte, işçiden savunma alınmasını düzenleyen m. 19 uygulama alanı bulmayacağı için işverenin savunma alma zorunluluğu yoktur. İş Kanunu m. 25/I-b uyarınca ihbar süresine eklenecek altı haftayı aşan işe devamsızlık hali haklı nedenle fesih için yeterli olup işverenin bu hakkını kullanması için başka bir şart aranmamaktadır.
Sonuç itibariyle Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, 4857 sayılı İş Kanunu m. 25/I-b bendi gereğince almış olduğu sağlık raporları nedeniyle derhal fesihlerde, işçiden savunma alınmasının gerekmediğine karar vermiştir.
Söz konusu Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu Kararına aşağıdaki link aracılığıyla ulaşabilirsiniz.
www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/05/20190509-6.pdf
İşbu yazı hakkında ek bilgi gerektiğinde bizlerle irtibata geçmenizi rica ederiz.
NAZALI HUKUK |