Duyurumuz, 14/10/2020 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 17/09/2020 karar tarihli ve 2016/13010 başvuru numaralı bireysel başvuru kararına ilişkindir. Başvuru, özel bir şirkette çalışan başvurucunun kurumsal e-posta hesabı içeriğinin işveren tarafından incelenmesi ve bu yazışmalar gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
I. Uyuşmazlığın Bireysel Başvuru Öncesinde Geçtiği Aşamalar
Başvurucu, kurumsal bir avukatlık ortaklığı bünyesinde avukat olarak çalışmaya başlamıştır. Başvurucu’ya ait kurumsal e-posta hesabının bilgi, trafik ve içerikleri işverene ait sunucu üzerinde saklı tutulmaktadır. Diğer işçilerin şikayetleri üzerine, Avukatlık ortaklığınca Başvurucu’nun kurumsal e-posta yazışmaları incelemeye alınmış ve yazışmaların içeriklerine erişim sağlanmıştır. Yapılan inceleme sonucunda Başvurucu’nun iş akdinin feshedilmesine karar verilmiştir. Noter aracılığıyla gönderilen fesih bildiriminde, Başvurucu hakkında yapılan şikâyette yer alan iddiaların araştırılması amacıyla e-posta yazışmalarının incelendiği belirtilmiştir.
Başvurucu, işveren aleyhine ilk derece mahkemesine dava açmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından, Başvurucu’nun görevi gereği kendisine verilen ve işveren tarafından da ulaşılabilecek mail adresini kullanmak suretiyle işverenin diğer işçilerine karşı hakarete varan sözler sarf ettiği vurgulanarak işçinin bir başka işçiye sataşmasının işveren açısından haklı fesih nedeni oluşturacağı ve işverence yapılan feshin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karar Başvurucu tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay tarafından işçiye işveren tarafından tahsis edilen bilgisayar ve kurumsal e-posta hesaplarının her zaman denetlenebileceği vurgulanarak karar onamıştır. Ancak, Başvurucu tarafından onama kararının maddi hataya dayalı olarak verildiği iddia edilmiş, bunun üzerine, Başvurucu’nun davranışlarının haklı fesih ağırlığında olmadığı ancak Başvurucu’nun davranışlarının iş yerinde huzursuzluğa yol açan ve çalışma barışını bozan nitelikte olduğu, bu nedenle feshin geçerli nedene dayandığını yönünde Yargıtay tarafından değerlendirmede bulunulmuştur. Akabinde, Başvurucu tarafından bireysel başvuruda bulunulmuştur.
II. Başvurucu’nun Anayasa Aykırılık İddiası
Başvurucu, kurumsal e-posta hesapları üzerinden gerçekleştirdiği kişisel yazışmalarının rızası olmaksızın işveren tarafından incelenmesi ve işçilerin e-postalarının incelenebileceğine ilişkin iş yerinde yazılı ya da sözlü bir kural mevcut olmaması gözetildiğinde, ilk derece mahkemesi ve temyiz mahkemesinin bu yazışmaları tatmin edici gerekçeler sunmaksızın delil olarak kabul edip hüküm kurmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek adil yargılanma hakkı ile haberleşme hürriyeti ve özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
III. Anayasa Mahkemesi’nin Değerlendirmesi
Mahkeme, Başvurucu’nun başvurusunu haberleşme hürriyeti ve özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı çerçevesinde incelemiştir.
Anayasa Mahkemesi, esas yönünden yapmış olduğu incelemede;
SONUÇ
Somut başvuruda, Anayasa Mahkemesi tarafından, Başvurucu’nun kurumsal e-posta yazışmalarının işveren tarafından incelenmesi ve bu yazışmaların feshe dayanak yapılması dolayısıyla açılan davanın reddedilmesi nedeniyle kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ve haberleşme hürriyetinin ihlâl edildiğine ilişkin iddialar incelenmiş olup; kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ve haberleşme hürriyetinin ihlâl edildiğine karar verilmiştir.
Söz konusu Karar’a aşağıdaki link aracılığıyla ulaşabilirsiniz.
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/10/20201014-5.pdf
NAZALI VERGI & HUKUK |