Ajanda

MAHKEMEYE ERİŞİM HAKKI KAPSAMINDA KANUN YOLUNA BAŞVURU SÜRESİNE DAİR ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

23.10.2019
Nihal Uslukol (“Başvurucu”) tarafından yapılan 2016/73086 sayılı başvuru kapsamında verilen Anayasa Mahkemesi Kararı, 23 Ekim 2019 tarihli ve 30927 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanmıştır.
 
Başvurucu Bilecik 2. İcra Hukuk Mahkemesi (“Yerel Mahkeme”) nezdinde ihalenin feshi talepli dava açmıştır. Yerel Mahkeme davayı süre yönünden reddetmiş; ancak Yargıtay 12. Hukuk Dairesi hükmü bozmuştur. Bunun üzerine Yerel Mahkeme, 09.12.2015 tarihli kararı kapsamında davayı esastan reddetmiştir. Gerekçeli karar 30.12.2015 tarihinde Başvurucu’ya tebliğ edilmiş olup Başvurucu 11.01.2016 tarihinde temyize başvurmuştur. İlgili Hukuk Dairesi’nin 24.03.2016 tarihli kararı uyarınca, Başvurucu’ya 09.12.2015 tarihinde tefhim edilen kararın yasal süre dolduktan sonra temyiz edildiği gerekçesiyle temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir. Nihayetinde Başvurucu, mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğinden bahisle bireysel başvuruda bulunmuştur. 
 
Anayasa Mahkemesi’ne göre somut olayda değerlendirilmesi gereken mesele, başvurucunun temyiz talebinin süre aşımı sebebiyle incelenmemesinin, Anayasa’nın 36. maddesi ile güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün bir unsuru olan mahkemeye erişim hakkına orantısız bir müdahale oluşturup oluşturmadığı hususudur. 
 
Başvuru konusu kararın verildiği tarihte yürürlükte olan 2004 sayılı Kanun’un değiştirilmeden önceki 363. maddesinde ihalenin feshi davalarında, temyiz süresinin kararın tefhim veya tebliğ tarihinden başlayacağı öngörülmüştür. Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 321.maddesinde kararın tefhiminin ancak mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşeceği düzenlenmiştir.
 
Somut olayda Yerel Mahkeme’nin kısa ve gerekçeli kararında “…. kısa karar açıklanıp gerekçeli karar açıklanmadığından, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal süre içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer İcra Hukuk Mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere davacının huzurunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” denilerek temyiz süresinin kararın tebliğinden başlayacağının belirtilmesine ve başvurucunun gerekçeli kararın tebliğ edildiği tarihe göre süresi içinde temyiz talebinde bulunmuş olmasına rağmen Yargıtay, kısa kararın tefhim edildiği tarihe göre yasal süre içinde talepte bulunulmadığı belirtilerek talebi reddetmiştir. Anayasa Mahkemesi mahkemelerin kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü altında olduğu kuralı ışığında, Başvurucu tarafından İlk Derece Mahkemesi’nin kısa ve gerekçeli kararında belirtildiği üzere gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal süre içinde temyiz yoluna başvurulmuş olmasının makul görülmesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır. Bu doğrultuda, temyiz merciin somut olayın koşullarında temyiz süresinin ilk derece mahkemesi tarafından gerekçeli açıklanmadığı halde tefhimden itibaren başlamasına ilişkin yorumunun yapılan müdahaleyi ölçülü olmakta çıkardığı ve Başvurucu’nun hakkının ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.
 
Daha detaylı bilgi için kararı buradan inceleyebilirsiniz.
 

NAZALI HUKUK

info@nazali.com

Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, hukuki görüş ve tavsiye niteliğinde olmayıp, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir; bu sebeple belirtilen konularda bir aksiyon almadan önce, bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. NAZALI’ya işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz