Sirküler

MALİ TATİL UYGULAMASININ VERGİ HUKUKUNDAKİ VE YARGILAMASINDAKİ SÜRELERE ETKİSİ

03.07.2020

 

İşbu bilgi notumuzun konusunu, 1 Temmuz 2020 tarihi itibarıyla başlayan mali tatil uygulamasının vergi hukuku ve vergi yargılamasındaki sürelere etkisi hakkındaki açıklamalarımız oluşturmaktadır.

Konu hakkında ilave sorularınız ve tereddüt ettiğiniz hususlar olması durumunda bizimle temasa geçmenizi rica ederiz.

I. MALİ TATİL SÜRECİ

5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun uyarınca her yıl temmuz ayının birinden yirmisine kadar (yirmisi dahil) ülkemizde mali tatil uygulanmaktadır. Mali tatil, temmuz ayının ilk iş gününü takip eden günden başlar. Buna göre, 2020 yılı açısından mali tatil uygulaması 1 Temmuz 2020 Çarşamba günü başlamış olup, 20 Temmuz 2020 Pazartesi günü itibarıyla sona erecektir.

 

II. MALİ TATİL SEBEBİYLE UZAYAN SÜRELER

Mali tatil uygulaması ile birlikte çeşitli kanunlarda belirtilen süreler de farklı şekilde etkilenmektedir. Bu süreler ve etkileri Kanun’un 1. maddesinde belirtilmiştir.

Aşağıda belirtilen sürelerin son günü mali tatile denk geliyor ise, bu süreler mali tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılmaktadır:

  • Beyana dayalı tarhiyatta, kanuni süresinde verilmesi gereken beyannamelerin verilme süreleri.

Her ne kadar beyanname verilme süresi uzamış olsa da mükelleflerin mali tatil süresinin sonunu beklemeden beyannamelerini vermeleri mümkündür.

  • İkmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatta, vadesi malî tatile rastlayan vergi, resim ve harçlar ile vergi cezaları ve gecikme faizlerinin ödeme süresi.

Mükelleflerin mali tatil süresi içinde uzlaşma veya cezada indirim talebinde bulunmaları mümkündür.

  • Tarh edilen vergilere ve/veya kesilen cezalara karşı uzlaşma talep etme veya cezada indirim hükümlerinden yararlanmak amacıyla yapılacak başvurulara ilişkin süreler.
  • Devamlı bilgi verme hükümleri kapsamında verilmesi gereken bilgilerin verilmesine ilişkin süreler.

 

III. MALİ TATİL SÜRESİNCE İŞLEMEYEN SÜRELER

Kanun’un 1. maddesinin üçüncü fıkrasına göre;

  • Muhasebe kayıt süreleri,
  • 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (“VUK”)’nun 153-170. maddelerinde öngörülmüş bildirim süreleri,
  • Vergiyle ilgili işlemlere ilişkin dava açma süreleri

mali tatil süresince işlemeyecektir.

Belirtilmeli ki, mali tatilin sürelere olan bu etkisinin istinaf, temyiz veya itiraz süreleri için de geçerli olduğuna dair Kanun’da açık bir düzenleme olmamakla birlikte, Danıştay’ın mali tatil süresince temyiz ve itiraz sürelerinin işlemeye devam edeceği yönünde kararları bulunmaktadır[1]. Bu nedenle, başvuru sürelerinin bu süreçte de devam ettiği kabul edilerek süresi içerisinde başvuru yapılması gerekmektedir.

 

IV. MALİ TATİL SÜRESİNCE VERGİ İNCELEMESİ, DEFTER VE BELGELERİN İBRAZI

Mahkeme kararı veya Cumhuriyet Savcılıklarının talebi üzerine ya da VUK hükümlerine göre yapılan aramalı incelemeleri hariç tutan 5604 sayılı Kanun uyarınca, mali tatil süresince mükelleflerden inceleme amacıyla defter ve belgelerin ibrazı talebi mümkün olmayacak ve mükelleflerin işyerinde incelemeye başlanılamayacaktır.

Bunun yanında, mali tatil uygulamasından önce başlanılmış olan incelemelerin devamı bu süreden önce ibraz edilen defter ve belgeler üzerinden mümkün olabilecektir. Ancak, bu süre içinde ilave defter, belge ve bilgi talep edilmesi ve tutanak imzalamaya davet edilmesi mümkün değildir.

 

V. MALİ TATİL SÜRESİNCE BİLGİ ALMA VE TEBLİGAT İŞLEMLERİ

Vergi ve ceza ihbarnameleri ile mahsup taleplerine yönelik olanlar hariç tutulmak üzere mali tatil süresince bilgi isteme taleplerinin mükelleflere, vergi ve ceza sorumlularına bildirilmesi mümkün olmayacaktır.

Tebligat işlemleri mali tatil süresi içerisinde gerçekleşmiş ise, tatilin son gününden itibaren işlemeye başlayacaktır.

 

VI. MALİ TATİLİN SONA ERDİĞİ GÜNÜ İZLEYEN BEŞ GÜN İÇİNDE BİTEN KANUNİ VE İDARİ SÜRELER

Mali tatilin sona erdiği günü izleyen beş gün içinde biten kanuni ve idari süreler, tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren beşinci günün mesai saati bitiminde sona ermiş sayılacaktır.

 

VII. MALİ TATİL SEBEBİYLE BEYANNAME VERME SÜRESİ UZAYAN VERGİLERİN ÖDEME SÜRESİ

Beyana dayanan ve beyanname verme süresi mali tatil nedeniyle uzamış olan vergilerde ödeme süresi (aynı ay içerisinde kalmak kaydıyla), uzayan beyanname verme süresinin son gününü izleyen günün mesai saati bitimine kadar uzamış sayılır.

 

VIII. MALİ TATİL KAPSAMINDA OLMAYAN SÜRELER / VERGİLER

Yasal düzenleme gereği, aşağıdaki vergi, resim ve harçlar hakkında mali tatil uygulanmamaktadır:

  • Özel tüketim vergisi
  • Banka ve sigorta muameleleri vergisi
  • Özel iletişim vergisi
  • Şans oyunları vergisi
  • Gümrük İdareleri, il özel idareleri ve belediyeler tarafından tarh ve/veya tahsil edilen vergi, resim ve harçlar

 

IX. ADLİ TATİL UYGULAMASININ YANSIMA ETKİSİ

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (“İYUK”)’nun 61. maddesi ve 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 86. maddesi uyarınca her yıl bir eylülde başlamak üzere, Danıştay daireleri, bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri yirmi temmuzdan otuz bir ağustosa kadar çalışmaya ara verirler.

İYUK’un 8. maddesine göre de İYUK’ta yazılı sürelerin bitmesi adli tatil uygulamasına denk gelirse bu süreler, tatilin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzayacaktır. Böylece aşağıda belirtilen bu sürelerin son gününün adli tatile rastlaması halinde süreler, 7 Eylül tarihine kadar uzamaktadırlar:

  • İstinaf ve temyiz süresi,
  • Dava açma ve cevap verme süresi,
  • Karar düzeltme talebi süresi,
  • Yargılamanın yenilenmesi talebi süresi,
  • Yürütmenin durdurulması hakkında karara itiraz süresi.

Yukarıda yer verilen mali tatil uygulaması nedeniyle işlemeyen “vergiyle ilgili işlemlere ilişkin dava açma süreleri”, adli tatil uygulaması ile uzamaya devam edecek olup; süreler açısından iki uygulamanın birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.

Adli tatil uygulaması süresince de mükelleflerin dava açma hakkı baki olup; bu süreçte de dava açılması mümkündür.

 

X. COVID-19 NEDENİYLE DURAN SÜRELERİN YANSIMA ETKİSİ

Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilen Covid-19 salgının ülkemizde de görülmesi nedeniyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla 25.03.2020 tarihli TBMM Genel Kurul’unda kabul edilen 7226 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” uyarınca maddi hukuk, usul hukuku ve takip hukukuna ilişkin süreler durdurulmuştur.

Bu kapsamda,

  • Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikayet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dahil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler;
  • İYUK, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hakim tarafından tayin edilen süreler,
  • Arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler

13 Mart 2020 (bu tarih dahil) tarihinden 30 Nisan 2020 (dahil) tarihine kadar durdurulmuş idi.

Ancak 30 Nisan 2020 tarihli ve 31114 sayılı Resmi Gazete’de “Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Süresinin Uzatılmasına Dair Karar (Karar Sayısı: 2480)” ile durma süresi 15 Haziran 2020 tarihine kadar uzatılmıştır.

Böylelikle, VUK kapsamında cezada indirim talep etme, uzlaşma başvurusu, kanun yolundan vazgeçme süreleri, dava açma süreleri gibi bir hakkın doğumu, kullanımı ve sona ermesine ilişkin süreler de 15 Haziran 2020 tarihine kadar durmuştur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlayacaktır. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılacaktır.

Dolayısıyla durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş günden daha fazla kalan süreler bakımından 1 Temmuz 2020 tarihinde başlayan mali tatil uygulamasının göz önünde bulundurulması gerekmekte olup; dava açma süreleri bakımından her iki düzenlemenin birlikte ele alınması gerekmektedir.


[1] Danıştay 3. Dairesi’nin 30.9.2009 tarih ve E.2009/4122, K.2009/2814 sayılı karar; 23.02.2009 tarih ve E.2007/3182, K.2009/461 sayılı kararı.