İmdat TÜRKAY/Mükellef Hizmetleri Grup Başkanı
Özet: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre mükelleflerin, Gelir İdaresinden veya İdarenin yetkili kıldığı makamlardan vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından müphem (belirsiz) ve tereddüt duydukları hususlar hakkında izahat istemeleri sonucunda yetkili mercilerce kendilerine yazılı olarak cevap verilmektedir. Özelgelerin doğurduğu hukukî sonuca göre, mükellefin kendisine verilen cevap yönünde işlem yapması halinde, bu işlemin mevzuata aykırı olduğu sonradan anlaşılsa bile mükellefe vergi cezası kesilmemektedir. Gelir İdaresi tarafından on yıl önce uygulamaya konulan özelge otomasyon sistemi ile mükellefe kısa zamanda doğru ve net cevap verilmesi, muhatabın teke indirilmesi, başvuruların ve cevapların bir standarda kavuşturulması, mükellefin uyum maliyetinin azaltılması, bürokrasi ve kırtasiyeciliği azaltarak kaynakların verimli kullanılması ve internetten özelgelerin yayınlanması suretiyle büyük oranda şeffaflık sağlanmıştır. Ancak, hala özelge sistemi konusunda iyileştirmeye açık alanların olduğu da bir gerçektir.
Anahtar kelimeler: Mükelleflerin izahat talebi, özelge (mukteza), sirküler, özelge talep formu, özelge otomasyon sistemi.
GİRİŞ
Gerek uluslararası vergi hukukunda gerekse Türk vergi hukukunda özelgenin çok farklı tanımları mevcut bulunmaktadır. Ülkemizdeki maliye camiasında özelge, mukteza ve görüş aynı manada kullanılmakta olup bu kullanım yanlış da değildir. Bir mükellefin Vergi İdaresinden özelge istedim, mukteza talep ettim veya görüş istedim dediğinde aslında aynı şeyi söylemek istemektedir. Özelge, Türk Dil Kurumunda, bir konudaki görüşü ve yapılması gereken uygulamayı bildiren yazı olarak tanımlanmaktadır. Arapça bir kelime olan muḳteza ise gerekli veya bir iş yapılırken gerekli işlemlerin bütünü olarak tanımlanmıştır. Vergi Usul Kanununda geçen özelge (mukteza) kelimesinden, mükelleflerin müphem ve tereddüt duydukları hususlar hakkında izahat istemeleri sonucunda Gelir İdaresi tarafından kendilerine yazılı olarak cevap verilmesi anlaşılmaktadır. Peki nedir bu müphem kelimesinin anlamı diye soracak olursak, Arapça bir kelime olan mübhem, sıfat olarak belirsiz, zarf olarak açık ve belirgin olmayan anlamında kullanılan bir kelimedir.
Vergi dünyasında gerek mükellefler gerekse meslek mensupları tarafından vergisel süreçlere ilişkin en sıklıkla konuşulan konulardan biri de Gelir İdaresine yapılan özelge başvuruları hakkındadır. Çünkü özelge talepleri, konunun mahiyetine göre bazen hızlı bir şekilde sonuçlandırılırken bazen de çok uzun zaman alabilmektedir. Özelge ve sirküler konusunda gelinen noktada büyük bir yol alındığı söylenebilir ancak hangi meslek mensubuna sorsanız özelge konusunda mutlaka bir veya birkaç tane iyileştirmeye açık alan olduğunu söylemektedir. Meslek mensuplarının, Vergi İdaresinin mükelleflerin özelge taleplerine çok geç cevap verdiğinden şikâyet ettikleri bilinen bir durumdur.
Özelge öyle bir şeydir ki mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından, kendilerince açık olmayan ve tereddüt ettikleri konular hakkında yazılı olarak açıklama talebinde bulunmaları üzerine yetkili makamlarca kendilerine verilen yazılı bir hukuki görüştür. Bir şekilde mükellefin idareye sorununu anlatması ve idarenin de ona cevap vermesi aslında mükellefle idarenin bir şekilde karşılıklı konuşması yani iletişime geçmesidir.
Sirküler de benzer şekilde, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından açık olmayan ve tereddüt edilen konular hakkında aynı durumda olan tüm mükellef ve vergi sorumluları için uygulamaya yön vermek ve açıklık getirmek üzere Gelir İdaresince yayımlanan görüşlerdir. Yani özelgenin bir sonraki adımı olan sürküler de aslında aynı sorunu yaşayan mükellefleri rahatlatmak için herkesin benzer konularda özelge başvurusu yapmaması için geliştirilen bir uygulamadır.
Mükellefler özelge talepleri için Gelir İdaresinin merkez birimine doğrudan başvurma imkanı bulunmamakta olup özelge taleplerinin özelge talep formu ile Vergi Dairesi Başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı bulunmayan illerde Defterdarlıklara yapılması gerekmektedir. Bu çalışmada, özelge ve sirküler konusunda mevcut süreç ve sisteme yönelik olarak yapılması gerekenler hakkında açıklamalar yapılacaktır.
1. ÖZELGE/SİRKÜLERİN YASAL DAYANAĞI VE KAPSAMI
Mükelleflerin izahat talep hakkı Türk Vergi Sistemine 1949 yılında girmiş ve bazı değişikliklerle günümüze kadar varlığını korumuştur. Özelge ve sirküler, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Mükelleflerin izahat talebi” başlıklı 413 üncü maddesinde düzenlenmektedir. Bahsi geçen maddede 2010 yılında 6009 sayılı Kanunla değişiklikler yapılmış ve bugünkü özelge sistemi oluşturulmuştur. Sirküler ve özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde, Gelir İdaresi Başkanı veya tevkil edeceği bir başkan yardımcısının başkanlığında en az üç daire başkanından müteşekkil bir komisyon marifetiyle oluşturulur. Söz konusu Komisyonda oluşturulmuş sirküler veya özelgeler ile konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından tamamen aynı mahiyeti taşıyan bir hususta izahat talebinde bulunulması halinde, Komisyon tarafından oluşturulan sirküler veya özelgelere uygun olmak şartıyla vergi dairesi başkanlıkları ve defterdarlıklar tarafından özelgeler verilebilmektedir. Ayrıca, 6009 sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesi 213 sayılı Kanunda özelgelerin yayımlanmasına ilişkin bir hüküm bulunmaz iken, 2010 yılından buyana sirküler ve vergi mahremiyetine ilişkin hükümler göz önünde bulundurulmak şartıyla özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığınca internet ortamında yayımlanmaktadır.
Gerek Gelir İdaresinin kuruluş kanunu olan 5345 sayılı Kanunda, gerekse 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde “Gelir mevzuatının uygulanmasına yönelik görüş oluşturmak ve ortaya çıkan tereddütleri gidermek.” hükmü ile aynı görev Gelir İdaresi Başkanlığına verilmiştir. Gelir İdaresi Başkanlığı bu hüküm kapsamında özelge verilmesiyle ilgili görevini, 213 sayılı Kanunun “Mükelleflerin izahat talebi” başlıklı 413 üncü maddesinde yer alan esaslar ve bu hususa ilişkin diğer düzenlemeler çerçevesinde yerine getirmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 413 üncü maddesinde “Mükelleflerin izahat talebi” hakkındaki hükümlere göre;
“Mükellefler, Gelir İdaresi Başkanlığından veya bu hususta yetkili kıldığı makamlardan, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında yazı ile izahat isteyebilir. Gelir İdaresi Başkanlığı, kendisinden istenecek izahatı özelge ile cevaplandırabileceği gibi, aynı durumda olan tüm mükellefler bakımından uygulamaya yön vermek ve açıklık getirmek üzere sirküler de yayımlayabilir.
Sirküler ve özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde, Gelir İdaresi Başkanı veya tevkil edeceği bir başkan yardımcısının başkanlığında en az üç daire başkanından müteşekkil bir komisyon marifetiyle oluşturulur. Söz konusu komisyonda oluşturulmuş sirküler veya özelgeler ile konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından tamamen aynı mahiyeti taşıyan bir hususta izahat talebinde bulunulması halinde, komisyon tarafından oluşturulan sirküler veya özelgelere uygun olmak şartıyla Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatı tarafından da özelgeler verilebilir.
Sirküler ve vergi mahremiyetine ilişkin hükümler gözönünde bulundurulmak şartıyla özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığınca internet ortamında yayımlanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 413 üncü maddesi uyarınca özelge, mükelleflerin veya vergi sorumlularının, kendi vergi durumları ve vergi uygulamaları ile ilgili olarak tereddüt ettikleri hususlar hakkında yetkili makamlardan izahat istemeleri üzerine yetkili mercilerce kendilerine verilen yazılı cevaptır. Özelgenin doğurduğu hukukî netice, mükellefin kendisine verilen cevap yönünde işlem yapması halinde, bu işlemin mevzuata aykırı olduğunun sonradan anlaşılması üzerine mükellefe vergi cezası kesilmemesidir.
Mükellefler özelge başvurularını, Gelir İdaresi Başkanlığı ve vergi dairesi başkanlıkları internet sitelerinde yer alan “Özelge Sistemi” sayfaları ile İnteraktif Vergi Dairesi “Özelge Talebi Dilekçesi” üzerinden yapmaktadırlar. Özelgeleri belli bir standarda kavuşturan, özelge vermeye yetkili makamlar bakımından uygulama birliğini sağlayan Yeni Özelge Sistemi Projesi ve buna ilişkin yasal düzenlemeler 2010 yılında hayata geçirilmiştir. Bu değişiklik öncesi uygulamada, özelge talebi başvuruları, Gelir İdaresi Başkanlığı yetkili kılınan taşra teşkilatına yapılmakta ve taşra birimlerince cevaplandırılmakta iken yapılan değişiklikle, sirküler ve özelgelerin Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde oluşturulan bir Komisyon marifetiyle oluşturulması esası getirilmiştir.
2. MÜKELLEFLERİN İZAHAT TALEPLERİNİN CEVAPLANDIRILMASINA DAİR YÖNETMELİK
213 sayılı VUK’nın 413 üncü maddesine istinaden, mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında yazı ile isteyecekleri izahatın özelge tayin edilmek veya sirküler yayımlanmak suretiyle cevaplanmasına ilişkin usul ve esaslar “Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik”te belirlenmiştir. Bu kapsamda Yönetmelikte; özelge, sirküler ve Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde oluşturulan Komisyon tanımlanmış, Komisyonun teşekkülü ile çalışma usul ve esasları, özelge talebinin kapsamı, özelge talep edebilecekler, özelge talep edilecek merci, taleplerin değerlendirilmesi ve özelge tayini ile Özelge Otomasyon Sistemi kurulmasına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir. Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmeliğin “Özelge talebinin kapsamı” başlıklı 8 inci maddesine göre özelge; mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkındaki izahat taleplerine ilişkin olarak verilir.
Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik’te özelge; mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından, kendilerince açık olmayan ve tereddüt ettikleri konular hakkında yazılı olarak açıklama talebinde bulunmaları üzerine yetkili makamlarca kendilerine verilen yazılı görüş olarak tanımlanmaktadır. Aynı Yönetmeliğe göre, mükelleflerin aşağıdaki başvuruları özelge kapsamında değerlendirilmez:
Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmeliğin 9 uncu maddesinde özelge talebinde bulunacaklar; mükellefler, vergi sorumluları ile bunların mirasçıları, yetki belgesine sahip kanuni temsilcileri veya vekilleri olarak tahdit edilmiştir. Mükellefin dar veya tam, sürekli veya süreksiz mükellef statüsünde bulunmasının, gerçek veya tüzel kişi olmasının, gerçek kişi mükellefler için Türk vatandaşı veya başka bir ülke vatandaşı olmasının özelge talep etme hakkına sahip olma açısından bir önemi bulunmamaktadır.
3. ÖZELGE KONUSUNDA YAPILAN İKİNCİL MEVZUAT DÜZENLEMELERİ
400 sıra no.lu VUK Genel Tebliğinde, 213 sayılı Kanunun 6009 sayılı Kanunla değişik 369 uncu maddesi uygulamasına ilişkin açıklamalar yapılmış ve 413 üncü maddede yer alan mükelleflerin izahat taleplerine dair hükümlerin uygulanmasının, Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre yapılacağı belirtilmiştir.
Ayrıca, Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların, vergi kanunlarıyla ilgili kararname, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı vergi inceleme raporu düzenleyemeyecekleri, mükelleflerin inceleme elemanına özelge ibraz etmesi durumunda, özelgenin inceleme tutanağına dâhil edileceği ve özelgenin mükellefin durumunu açıklayıp açıklamadığı hususunun, inceleme elemanı tarafından düzenlenen raporda değerlendirileceği belirtilmiştir.
425 sıra no.lu VUK Genel Tebliği Tebliğde, 213 sayılı VUK’nın 140 ıncı maddesinin özelge ve sirkülerin vergi incelemelerinde dikkate alınmasına dair hükümlerinin uygulama usul ve esaslarına ilişkin açıklamalarda bulunulmuştur. Buna göre, vergi inceleme raporlarının intikal ettirildiği Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu ile diğer rapor değerlendirme komisyonları, raporları değerlendirirken ilgili mevzuata ilave olarak Gelir İdaresi Başkanlığınca verilmiş olan özelgelere uygunluk kıstasını da tatbik edeceklerdir. Rapor değerlendirme komisyonları raporları özelgelere uygunluk yönünden değerlendirirken eleştiri konusu yapılan hususla ilgili olan ve Gelir İdaresi Başkanlığınca verilmiş özelgeleri dikkate alacak ve varsa adına rapor düzenlenen mükellefe verilmiş özelge ile sınırlı kalmayacaktır. Ayrıca, rapor değerlendirme komisyonunun dikkate alacağı özelgenin ilgili konuda Gelir İdaresi Başkanlığınca verilmiş en güncel özelge olması gerekmektedir.
2013 yılında yayımlanan 63 No.lu Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde, 425 sıra no.lu VUK Genel Tebliğinin içeriğine ilişkin olarak, vergi inceleme raporlarının intikal ettirildiği Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu ile diğer rapor değerlendirme komisyonlarınca, özelgelere uygunluk kriteri uygulanırken, Özelge Komisyonu marifetiyle oluşturulan özelgeler gibi Komisyon tarafından oluşturulmuş sirküler veya özelgeler ile konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından tamamen aynı mahiyeti taşıyan bir hususta bunlara uygun olarak Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatı tarafından doğrudan verilen özelgelerin de bu kapsamda dikkate alınacağı belirtilmiştir.
3.1. Kişi/Kurumlar Tarafından Vergiye İlişkin Konulardaki Görüş İsteme/Öneride Bulunmaya İlişkin Müracaatların Durumu
Mükellefler veya vergi sorumluları tarafından Vergi Usul Kanunu’nun 413 üncü maddesi uyarınca yapılan izahat talepleri, özelge sistemine göre cevaplandırılacak, bunun dışındaki diğer kişi veya kurumlarca vergiye ilişkin konulardaki görüş isteme veya öneride bulunmaya ilişkin müracaatlar, özelge sistemine dâhil edilmeksizin Gelir İdaresi Başkanlığının yetkili birimlerince yazılı olarak cevaplandırılmaktadır. Bu kapsamda;
4. ÖZELGE OTOMASYON SİSTEMİNİN İŞLEYİŞİ
Özelge Sistemi uyarınca; talep edilen konuya ilişkin emsal özelge bulunmaması durumunda Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık tarafından oluşturulan özelge taslakları Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde oluşturulan Özelge Komisyonunun onayından geçtikten sonra mükellefe verilmekte (ilk kez oluşturulan özelgeler), talep edilen konuya ilişkin aynı kapsam ve konuda emsal bir özelgenin bulunması durumunda ise Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık tarafından emsale uygun özelge hazırlanarak mükellefe verilmektedir (emsalden oluşturulan özelgeler). Gelir İdaresi Başkanlığı’nca uygulamaya konulan yeni özelge sistemi ile büyük ölçüde şeffaflık sağlanmış bulunmaktadır. Bu amaçla, mükelleflerin özelge taleplerine ilişkin işlemlerin daha kısa süre içinde sonuçlandırılabilmesi ve uygulama birliğinin sağlanabilmesi amacıyla Başkanlık bünyesinde “Özelge Otomasyon Sistemi” kurulmuştur. Bu doğrultuda, yetkili makamlarca verilen özelgeler (Vergi mahremiyeti ile ilgili hükümler de göz önünde bulundurularak) herkese açık hale gelmiştir.
Buna göre, mükellefler veya vergi sorumluları tarafından Vergi Usul Kanununun 413 üncü maddesi uyarınca yapılan izahat talepleri, Başkanlık bünyesinde oluşturulan özelge sistemine göre cevaplandırılmakta, bunun dışındaki diğer kişi veya kurumlarca vergiye ilişkin konulardaki görüş isteme veya öneride bulunmaya ilişkin müracaatlar, özelge sistemine dâhil edilmeksizin Gelir İdaresi Başkanlığının yetkili birimlerince yazılı olarak cevaplandırılmaktadır.
5. ÖZELGE TALEPLERİNİN AZALTILMASI İÇİN SİRKÜLERİN DAHA SIKLIKLA KULLANILMASININ GEREĞİ
Vergi İdaresi, özelge talep eden mükellefe verdiği görüş ile olayın/konunun vergi mevzuatı karşısındaki durumunu açıklığa kavuşturmakta, mükellefin ödevini yerine getirmesini kolaylaştırmakta, bir nevi mükellefe; yol göstermekte ve danışmanlık hizmeti vermektedir. Bu görüş sonradan değişse ya da yanlış olduğu anlaşılsa bile mükellef bu görüşe uygun hareket ettiğinde vergi cezası kesilmemekte ve verginin süresinde tahakkuk ettirilmemesi nedeniyle alınan gecikme faizi de uygulanmamaktadır. Bu imkandan daha çok mükellefin yararlanması için aynı konuda belli sayıya ulaşan özelge talepleri konusunda hemen sirküler yayınlanması çok daha yararlı olacaktır. Son yıllarda 213 sayılı Kanunun 413 üncü maddesi kapsamında sirküler çıkarılmadığı/sirküler düzenlenmesinin tercih edilmediği görülmektedir. Bu kapsamda;
faydalı olacaktır.
6. ÖZELGE SİSTEMİNİN İŞLEYİŞİ VE ÖZELGE TALEP FORMUNUN DOLDURULMASINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Mükellefler özelge talep başvurularını “Özelge Talep Formu” doldurarak elden/posta veya İnteraktif Vergi Dairesi aracılığıyla bağlı bulundukları vergi dairesi başkanlıkları/defterdarlıklara yapmaktadır. Özelge talebi; Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık tarafından 213 sayılı VUK’nın 413 üncü maddesi ve Yönetmelik kapsamında incelenmekte, talebin özelge kapsamında olmadığı değerlendirilirse reddedilmekte, talebin özelge kapsamında olduğunun değerlendirilmesi durumunda ise başvuruyla aynı kapsam ve konuda havuzda emsal bir özelgenin bulunması şartıyla Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık (ilk başvuru noktasında) tarafından Özelge Otomasyon Sisteminde emsale uygun özelge hazırlanarak mükellefe verilmektedir.
Örnek havuzunda emsal özelge bulunmayan talepler hakkında ise Özelge Otomasyon Sisteminde özelge taslağı hazırlanılarak Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde oluşturulan Özelge Komisyonuna sunulmak üzere Gelir İdaresi Başkanlığında ilgili birimine gönderilmektedir. Gelir İdaresinin ilgili birimleri tarafından değerlendirilip, özelge taslağı bir başkan yardımcısının başkanlığında en az üç daire başkanından oluşan Komisyona sunulmaktadır. Komisyonca onaylanan özelge taslakları ilgili birime gönderilmekte, ilgili birim nihai hale gelen özelgeyi sistem üzerinden alan ilgili Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık, imza sürecinden geçen özelgeyi mükellefe tebliğ etmektedir. Öte yandan, hem Vergi Dairesi Başkanlığı ve Defterdarlıklar hem de GİB süreçlerinde ilgili birimlerden görüş alınması gerekiyorsa görüş isteme/verme yazıları da yine sistem üzerinden yazılmaktadır. Dolayısıyla, gerek emsalden gerekse ilk defa merkez komisyondan gelen bir özelgeyi mükellefe tebliğ eden taraf, özelge başvurusunun ilk yapıldığı vergi daire başkanlığı veya defterdarlık olmaktadır.
Özelge talebinin özelge sistemi üzerinden özelge talep formu ile yapılması gerekmektedir. Özelge talep formu vergi dairesi ve malmüdürlüğü mükellefleri için ayrı ayrı olmak üzere doldurulması gerekmektedir. İnteraktif vergi dairesi aracılığı ile özelge talebinde bulunmak mümkün bulunmaktadır. Bazı durumlarda, özelgeyi hükümsüz kılan unsurlar da söz konusu olabilmektedir. Şöyle ki, verilen özelgeler, özelgenin talep edildiği ilgili vergilendirme döneminde yürürlükte olan kanunlar çerçevesinde geçerlidir. Olayın gerçek mahiyetinin mükellefin özelge talebinde belirttiği hususlardan farklı olduğunun anlaşılması durumunda ve Özelge Talep Formunun ve eklerinde yer alan bilgilerin gerçeği yansıtmadığının tespiti durumunda verilmiş olan özelge geçersiz olabilmektedir. Ayrıca, aşağıdaki hallerde Vergi İdaresi özelge talebini reddedebilmektedir:
7. ÖZELGE TALEPLERİNİN CEVAPLANMA SÜRESİ
Mükellefin vergiye uyumunu sağlama, mükellefin tereddüt ettiği hususlara açıklık getirme, benzer nitelikteki durumlar için bir şekilde uygulama birliği sağlama ve diğer mükelleflere emsal olma gibi faydaları olan özelge verme hizmetinin tamamen kişisel bir hizmet olduğu söylense de sirkülere dönüşmesi durumunda veya internet sayfasında yayınlanması durumunda verilen hizmet genel nitelikli bir hizmete dönüşebilmektedir. Ancak, tamamen başvuran mükellefin kendine özel sorununa cevap veren özelge olayında verilen görüş sadece başvuran mükellef için verildiği unutulmamalıdır.
Mevcut vergi sistemimize göre özelge hizmetinin belirli bir sürede verilmesine yönelik herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte, geçmiş dönemlerde başbakanlık bünyesinde tüm kamu kurumları için belirlenen kamu hizmet standartlarında; “Vergi Dairesi Başkanlığı Kamu Hizmet Standartları Tablosu” ile Defterdarlık bünyesinde özelge taleplerini yöneten “Gelir Müdürlüğü Kamu Hizmet Standartları Tablosu”nda “Özelge Taleplerinin Cevaplandırılması” hizmeti için 45 günlük tamamlanma süresi belirlenmişti. Ancak, şuan için mevcut düzenlemelere göre özelge verilmesinde standart bir süre belirlemesi yoktur.
Mükellefin izahat talep hakkının idarece karşılanmasında temel yöntemlerden biri olan özelge uygulaması, pek çok ülke vergi sisteminde yer almaktadır. Nitekim OECD tarafından yapılan bir araştırmada, araştırmaya konu 56 ülkeden 51’inde, başka bir deyişle yüzde doksanında, özelge uygulamasının bulunduğu görülmüştür (OECD, Tax Administrations 2015, OECD Publishing, Paris, 2015, s. 288). Öte yandan, bu ülkelerin birçoğunda bu hizmetin yerine getirilmesinde kanuni ya da idari süre belirlenmiş bulunmaktadır. Esasen özelgeler mükellefin özel bir durumunun vergisel yönden değerlendirilmesini ortaya koyduğu için süre konusunda bir standart belirlemenin de güç olduğu vergi camiasında herkesin bildiği bir konudur. Özelge konusunda belli bir sürede belirlense dahi bazı durumlarda birden çok vergi kanununu ilgilendiren hususlarda bu sürenin uzayabileceği bilinen bir durumdur.
Şeffaflık ilkesinin bir gereği olarak Gelir İdaresi tarafından verilen özelgelerin internet sayfasında özelge sisteminde yayınlanması gerçekten büyük bir hizmettir. Bugün için özelge sisteminin daha etkin yürütülmesi için yapılması gereken özelge başvurularının cevaplama süresinin standart hale getirilmesi olacaktır. Bir özelge bir ayda, diğer bir özelge 3 veya altı ayda, başka bir özelge ise bir yıldan sonra verilebiliyorsa, çok kaliteli bir hizmet de verseniz zaman açısından geç verilen her hizmet mükellefin gönüllü uyumunu, meslek mensuplarının da iş şevkini kıracaktır.
8. VERİLEN ÖZELGELERİN HUKUKİ SONUÇLARI
Vergi Usul Kanununun 413 üncü maddesi uyarınca özelge, mükelleflerin veya vergi sorumlularının, kendi vergi durumları ve vergi uygulamaları ile ilgili olarak tereddüt ettikleri hususlar hakkında yetkili makamlardan izahat istemeleri üzerine yetkili mercilerce kendilerine verilen yazılı cevaptır. Özelgenin doğurduğu hukukî netice, mükellefin kendisine verilen cevap yönünde işlem yapması halinde, bu işlemin mevzuata aykırı olduğunun sonradan anlaşılması üzerine mükellefe vergi cezası kesilmemesidir. Özelge ve/veya sirküler mükellefe;
gibi faydalar sağlamaktadır.
Görüldüğü üzere özelgeler, mükelleflere hem cezaya karşı koruma sağlarken, hem de gecikme faizine karşı koruma sağlamaktadır. Buna göre, alınan özelge doğrultusunda hareket eden mükelleflerin vergi cezası ve gecikme faiziyle karşılaşması söz konusu değildir.
8.1. Özelgenin Yanlış Verilmesi Halinde Hukuki Sonuçları
Özelgenin, yanlış verilmesi halinde hukuki sonucu ve bağlayıcılık etkisine ilişkin hükümler 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Yanılma ve görüş değişikliği” başlıklı 369 uncu maddesinde belirlenmiş olup buna göre; yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde vergi cezası kesilmez ve gecikme faizi hesaplanmaz. Bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların genel tebliğ veya sirkülerde değişiklik yapmak suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi halinde, oluşan yeni görüş ve kanaate ilişkin genel tebliğ veya sirküler yayımlandığı tarihten itibaren geçerli olup, geriye dönük olarak uygulanamaz. Şu kadar ki, bu hüküm yargı mercileri tarafından iptal edilen genel tebliğ ve sirküler hakkında uygulanmaz.
Vergi incelemesi sürecinde özelgelerin hukuki etki ve sonuçları ise VUK’nın “İncelemede uyulacak esaslar” başlıklı 140 ıncı maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddenin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, vergi incelemesi yapanların, vergi kanunlarıyla ilgili Cumhurbaşkanı kararı, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı vergi inceleme raporu düzenleyemeyecekleri, ancak bu düzenlemelerin vergi kanunlarına aykırı olduğu kanaatine varırlarsa bu hususu bağlı oldukları birimler aracılığıyla Gelir İdaresi Başkanlığına düzenleyecekleri bir rapor ile bildirecekleri hükme bağlanmıştır.
Aynı maddede yer alan hükümlere göre; vergi müfettişleri ile vergi müfettiş yardımcıları tarafından düzenlenen vergi inceleme raporları, işleme konulmak üzere ilgili vergi dairesine tevdi edilmeden önce, meslekte on yılını tamamlamış en az üç vergi müfettişinden oluşturulacak Rapor Değerlendirme Komisyonları tarafından vergi kanunları ile bunlara ilişkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, sirküler ve özelgelere uygunluğu yönünden değerlendirilir. İncelemeyi yapanla komisyon arasında uyuşmazlık oluşması halinde uyuşmazlığa konu vergi inceleme raporları üst değerlendirme mercii olarak, Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen tutarları aşan tarhiyat önerisi içeren vergi inceleme raporları ise doğrudan, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı bünyesinde bir başkan yardımcısının başkanlığında dört grup başkanından oluşan beş kişilik merkezi rapor değerlendirme komisyonu tarafından vergi kanunları ile bunlara ilişkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, sirküler ve özelgelere uygunluğu yönünden değerlendirilir. İncelemeyi yapanlar, bu komisyon tarafından yapılacak değerlendirmeye uygun olarak düzenleyecekleri vergi inceleme raporlarını işleme konulmak üzere bağlı oldukları birime tevdi ederler.
Merkezi rapor değerlendirme komisyonu ile diğer rapor değerlendirme komisyonları yaptıkları değerlendirme sırasında, verilmiş bir özelgenin VUK’nın 369 uncu maddenin birinci fıkrası kapsamında olduğu kanaatine varmaları halinde, söz konusu özelge, merkezi rapor değerlendirme komisyonundan üç üye ile VUK’nın 413 üncü maddeye göre oluşturulan komisyondan iki üyenin katılımıyla oluşturulacak beş kişilik bir komisyon tarafından değerlendirilir. Bu komisyonca verilen kararlar, ilgili rapor değerlendirme komisyonu ile incelemeye yetkili olanı bağlar.
9. GİB İNTERNET SİTESİNDE YAYIMLANAN/YAYIMLANMAYAN ÖZELGELER
Gelir İdaresinin internet sayfasında (https://gib.gov.tr/ozelge-sistemi/genel-bilgi) yer alan “Özelge Sistemi” bölümünde; Genel Bilgi (İnteraktif Vergi Dairesi aracılığı ile özelge talebinde bulunmak için), Özelge Arama (Anahtar kelime ile özelge, sirküler, iç genelge, tebliğ vb. arama), Özelge Talep Formu (Vergi Daireleri ve mükellefleri için), İlgili Mevzuat (Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik ve 400 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği) ve Duyurular (özelge sistemine ilişkin duyurular) kısımları yer almaktadır. Kamuoyuna açık olan bu bölümden sistemde yer alan tüm özelgeler görülebilmektedir.
Özelgelerin kamuoyuna açık bir şekilde yayımlanması, daha fazla şeffaflık ile yasama denetimini teşvik etmek ve özelgenin kesinliği ile tutarlılığını sağlamaya yönelik genel hedefleri daha da desteklemek için en iyi uygulama olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle gerek ilk defa verilen gerekse emsalden bakılarak oluşturulan özelgelerin Gelir İdaresinin internet sayfasında daha fazla yayınlanması hem özelge başvurularını azaltacak hem de İdarenin iş yükünü azaltacaktır. Özelgelerin internet sayfasında yayımlanması Gelir İdaresinin iyi uygulama örneklerinden biridir. Mükellef hizmetleri açısından daha fazla özelgenin internet sayfasında yayınlanması mükellef ve meslek mensubu memnuniyetini artıracaktır.
10. ÖZELGE VE SİRKÜLER SİSTEMİNİN İYİLEŞTİRİLMESİ İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Özelge sisteminin hayata geçirilmesinin üzerinden on yıldan fazla bir sürenin geçmesine rağmen hala mükellefler tarafından eksik, hatalı ve özelge kapsamında değerlendirilmeyecek çok fazla sayıda özelge talebinin yapıldığı bilinen bir durumdur. Bu durum, özelge sistemini ve buna ilişkin sürecin hızlı ve etkin şekilde işleyişini olumsuz etkilemekte, İdarenin iş yükünü ve maliyetlerini artırmaktadır. Bu nedenle, Vergi İdaresinin mükellefleri; özelge sistemine yönelik temel bilgiler, hangi durumların özelge kapsamında değerlendirilemeyeceği, başvuruların ne şekilde yapılması, başvuru yapılırken nelere dikkat edilmesi ve nelerden sakınılması gerektiği konularında daha fazla bilgilendirmesi gerekmektedir. Gelir İdaresinin birçok konuda çok iyi yaptığı gibi özelge sistemi konusunda da sosyal medya hesaplarında ve internet sayfalarında mükelleflerde farkındalık yaratması ve bilgilendirme yapmasında büyük fayda vardır.
İlk defa verilen bir özelgenin illerden gelen talepler doğrultusunda merkezde vergi kanunlarına ilişkin ikincil mevzuatı yazan ve vergi uygulamalarına yön veren uzmanlaşmış kişi ve birimler tarafından verilmesi son derece uygun olup uygulama birliği açısından Gelir İdaresi merkez biriminde ilk özelgelerin verilmesi işlem süreçlerini uzatsa da doğru bir uygulamadır. Her özelgenin kişiye ve olaya özgü bir görüş verme olayı olduğu unutulmamalıdır. Her şeyden önce özelge kişisel olarak bir konuya veya olaya yönelik bir görüş verme olayıdır. Özelge havuzunda kendi durumuna benzer bir özelgeyi gören diğer bir mükellefin aynı veya benzer koşullar mevcut olsa bile, bundan yasal hak elde edemeyeceğini asla unutmaması gerekir.
OECD ülkesinin neredeyse tamamında özelge sistemi bulunmakta olup bazı ülkelerde özelge verilmesi karşılığında bir bedel alınmaktadır. Birçok ülkede ise Ülkemizde olduğu gibi özelge verilmesi karşılığında bir bedel talep edilmemektedir. Açıkçası kayıtdışı ekonominin büyüklüğü, toplumsal vergi bilincinin yeterli olmadığı ülkemizde vergisel bir işlem için bedel alınmasını düşünmek ve önermek doğru değildir. Bu tarz söylemler ve uygulamalar ülkemizde vergiye gönüllü uyumu azaltacaktır. Bazı ülkelerdeki özelge uygulamalarına ilişkin bilgiler şöyledir.
Tablo: Çeşitli Ülkelerde Özelge Uygulamalarına İlişkin Özet Tablo
Ülke |
Yasal Özelge Sistemi |
Özelgeyi Hazırlayan Birim |
Bağlayıcı |
Dava Açma Hakkı |
Bedel |
Hollanda |
Evet |
Vergi idaresi |
Evet |
İstem reddedildiğinde ya da aleyhte Özelge olduğunda |
Hayır |
Yem Zelanda |
Evet |
Vergi İdaresi |
Evet |
Hayır |
Evet |
Norveç |
Hayır |
Maliye B. |
Veren idareye göre değişir. |
Hayır |
Evet |
Pakistan |
Evet |
Vergi İdaresi |
Evet |
Sınırlı durumlar |
Hayır |
Portekiz |
Evet |
Vergi İdaresi |
Evet |
Hayır |
Evet |
Güney Afrika |
Hayır, fakat idarenin yazılı açıklamaları bağlayıcıdır. |
Vergi idaresi |
Yazılı olanlar |
Takdir yetkisinin kullanımına dava açabilir |
Hayır |
İspanya |
Evet |
Vergi İdaresi |
Konuya göre değişir |
Yalnızca tarhiyata |
Hayır |
İsveç |
Evet |
Özelge Konseyi |
Evet |
Evet |
Evet |
İsviçre |
Evet |
Vergi İdaresi |
Evet |
Evet |
Hayır |
Tayvan |
Evet |
Vergi İdaresi |
Evet |
Hayır |
Evet |
Birleşik Krallık |
Hayır |
Vergi İdaresi |
Evet |
Aleyhte olanlara |
Hayır |
ABD |
Evet |
Vergi İdaresi |
Evet |
Bazılarına |
Evet |
Kaynak: International Guide to Advance Ruling IBFD, 1999
Ülkemizde özelge talebi için öncelikle bir mükellef olunması gerekmektedir. Gerçek ve tüzel kişi mükellefler vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından tereddüt ettikleri konularda özelge talebinde bulunabilmektedirler. Dolayısıyla, ülkemizde mükellef olmak isteyen bir kişinin önceden özelge talebinde bulunması mümkün değildir. Yani kişi vergi ödevini yerine getirmeden önce tahminler ve varsayımlar üzerinden özelge talebinde bulunamaz. Bu konuda bir esneklik sağlanabilir mi tartışmakta fayda vardır. Çünkü kişilerin bilgi edinme hakları vardır ve vergisel konularda başlarına ne geleceğini önceden bilmeleri en doğal haklarıdır. Bu nedenle, henüz gerçekleşmemiş vergisel olay öncesinde Vergi İdaresinden bilgi almalarında bir mahsur yoktur diye düşünmekte mümkündür.
“Özelge Konusunda Uluslararası Kılavuz” da istem üzerine mükellefe (ya da potansiyel mükellefe) belirli bir olay ya da koşulların, ileride yapılacak ya da yapılmakla birlikte henüz vergisi tarh edilmemiş işlemler için vergi idaresinin vermiş olduğu görüşler olarak tanımlanmıştır (Romano, Carlo, 2002, Advance Tax Ruling and Principle of Law, Towards a European Tax Ruling System?, Amsterdam, IBFD). Örneğin, Kanada’da mükelleflerce yapılması öngörülen yani henüz gerçekleştirilmemiş işlemlere yönelik önceden özelge istenebilirken, İtalya’da vergi ödevlerinin yerine getirilmesinden önce özelge istenebilmektedir. İtalya Gelir İdaresinin resmi sitesinde, özelge sisteminin amacının vergi mükelleflerine, belirli vergi hükümlerinin doğru şekilde uygulanmasını sağlamak üzere İtalyan Gelir İdaresinden önleyici ve yazılı bir görüş alma imkânı vermek olduğu ve özelge talebinin vergi hükmü uygulanmadan önce (örneğin, vergi beyannamesi verilmeden, stopaj vergisi uygulanmadan, fatura düzenlenmeden önce vb.) yapılmasının bir ön şart olduğu belirtilmiştir.
Özelge vermek bir vergi idaresinin iş işlemi gibi görünse de mükelleflerin başvurusu ile başlayan bir süreç olduğu için İdarenin en temel faaliyetlerinden biridir. Bu nedenle, hem mükelleflerin memnuniyetini hem de idarenin performansını yakından ilgilendiren bir konu olan özelge sistemine ilişkin olarak idarenin stratejik planlarında, performans programlarında ve yıllık faaliyet raporlarında özelge istatistiklerine son yıllarda yer verilmelidir. Özelgeler hakkında, Gelir İdaresinin 2019-2023 Stratejik Planında internet sitesinde yayımlanan özelge sayısı hedef ve gerçekleşmeleri ile bunlara ilişkin oranlara yer verilmekle beraber, son yıllarda yayınlanan faaliyet raporlarında ve performans programlarında söz konusu özelge sayılarına ilişkin veriler yer almamaktadır.
Özelge uygulamasında öncelikle, vergi durumları ve vergi uygulamaları bakımından 213 sayılı Kanunun 413 üncü maddesinde yer alan “müphem” ve “tereddüdü mucip” ifadelerinden ne anlaşılması gerektiği mükelleflerin anlayacağı bir şekilde anlatılmalıdır. Yine Yönetmelikte yer alan “Somut bir olaya dayanmayan, teorik hususlara ilişkin bilgi ve izahat talepleri” ifadesinden ne anlaşılmasının gerektiği örneklerle anlatılmasında fayda vardır. Böylece, İdarenin işyükü ve mükelleflerin özelge talepleri azalabilir. İnternet sayfasında yer alan mevcut özelgelerin çeşitliliğinin artırılması ve özellikle son yıllarda verilen özelgelerin ön plana çıkarılmasında fayda vardır.
Öyle konular vardır ki hem kurumlar ve gelir vergisini, hem KDV’ni hem de vergi usul kanununu ilgilendirebilmektedir. Bu şekilde birden fazla vergi kanununu ilgilendiren konulara ilişkin özelgelerin ayrı bir bölümde mükelleflerin erişimine açılmasında fayda vardır. Özellikle yurtdışından elde edilen ücret ödemlerinin vergilendirilmesinde hem iç mevzuat hükümlerinin hem de uluslararası mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğinden, uluslararası çifte vergilemeyi önleme anlaşmaları ile birlikte değerlendirilmek suretiyle verilen özelgelerin ayrı bir kısımda mükelleflerin erişimine açılmasında fayda vardır.
Özelge niteliği itibarıyla, mükellef veya vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından açık olmayan/belirsiz ve tereddüt oluşturan konularda verilmesi gereken bir izahat olmakla birlikte, kanunlarda veya ikincil mevzuatta herhangi bir tereddüt oluşturmayacak açıklıktaki konular hakkında da özelge talep edilebilmekte olup mükellef tarafından gelen her özelge talebinin mutlaka cevaplandırılması vergiye gönüllü uyum açısından son derece yararlı bir durumdur.
Mevcut durumda Özelge Otomasyon Sistemine ilişkin olarak hala meslek mensupları ve mükellefler tarafından şikayet ve öneriler yapılmaktadır. Özellikle yeni tarihli emsal özelgelerin çok geç eklendiği, emsal özelge sayısının çok az olduğu, arama motorunun çok daha etkin olması gerektiği gibi bir çok talep ve şikayet ifade edilmektedir. Özellikle, emsal özelge araması sonucunda en çok örnek alınan özelgelere üst sıralarda yer verilmesine yönelik sistemsel güncellemenin yapılması gerektiği belirtilmektedir. Ayrıca, özelge başvurularının cevaplanması konusunda standart bir sürenin belirlenmesi mükellef memnuniyeti açısından son derece yerinde olacaktır. Belki çok yalın ve açık olan konularda 1, 3, 6 ay gibi bir süre verilebilir; birden fazla vergi kanununu ilgilendiren karmaşık konularda talep edilen özelgelerde ise bir yıla kadar süre verilebilir.
ABD’de başta olmak üzere birçok ülkede var olan hızlı özelge verme uygulaması belli şartlarla Gelir İdaresi tarafından da uygulanabilir. Mükelleflerin kısa sürede özelge verilmesini istemesi halinde, idarece, bazı ülkelerde olduğu gibi üçüncü tarafların, piyasa koşullarının, ekonomik anlamda zor durumda kalınması halleri dikkate alınarak karşılanabilir. Ancak, hızlı özelge verme usulü mükellefin gereksinimlerine göre ve konuya göre sınırlandırılabilir. Mükellefin çok ani karar vermesi gereken bir konuda talep ettiği özelge altı ay veya bir yılda cevaplanması durumunda bahsedilen konu geçerliliğini yitirebilmekte ve zamanından sonra gelen cevabın bir anlamı bazen kalmayabilmektedir.
SONUÇ
Gelir İdaresi son on yıllık süreçte, benimsemiş olduğu mükellef odaklı yaklaşım ve sürekli gelişim ilkesi doğrultusunda, internet ve bilişim teknolojilerini çok etkin bir şekilde kullanmaktadır. Kamu hizmetlerinde her alanda yaşanan elektronik hizmetlere paralel olarak Vergi konusunda da fark edilir bir şekilde dijital dönüşüm yaşanmakta ve yeni hizmet seçenekleri ile mükelleflerin vergiye gönüllü uyumu her geçen yıl daha da artırılmaktadır. Özelge sistemi de Gelir İdaresinin sunduğu elektronik vergi hizmetlerinden bir tanesidir.
Mükellefler, vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından belirsiz ve tereddüt doğuran konular hakkında, Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan veya bakanlığın bu hususta yetkili kıldığı makamlardan izahat isteyebilmekte olup yetkili makamlar yazıyla istenen izahatı, yazı veya sirkülerle cevaplandırmak zorundadır. Yetkili makamların cevabı doğrultusunda hareket eden mükellefler daha sonra gerçekleştirilecek incelemelerde, izahat alınan konunun tenkit edilmesi ve cezayı gerektirmesi halinde ceza kesilmeyecek, yetkili makamlarca yazı ile yanlış izahat verilmesi halinde gecikme faizi de hesaplanmayacaktır. Özelge sürecinin hızlı ve etkin bir şekilde işlemesi hem mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunun artmasında etkili olmakta hem de Vergi İdaresinin iş yükünü azaltmaktadır.
OECD bünyesinde mükellef hakları konusunda yapılan çalışmalarda mükellefin bilgilendirilme hakkı, temel mükellef hakları arasında sayılmakta olup mükelleflerin özelge talebi de mükellef hakları kapsamında değerlendirilmektedir. Türk Vergi Sistemindeki usul kanunlarından biri olan Vergi Usul Kanununda düzenlenen özelge, mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından, kendilerince açık olmayan ve tereddüt ettikleri konular hakkında yazılı olarak açıklama talebinde bulunmaları üzerine yetkili makamlarca kendilerine verilen yazılı görüşü ifade etmektedir. Sirküler ise vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından açık olmayan ve tereddüt edilen konular hakkında aynı durumda olan tüm mükellef ve vergi sorumluları için uygulamaya yön vermek ve açıklık getirmek üzere Gelir İdaresi Başkanlığınca yayımlanan görüşü ifade etmektedir. Özelge süreci, mükelleflerin başvurusu ile başlamakta ve Komisyon tarafından onaylanarak mükellefe verilen özelgelerin internet sayfasında yayınlanması ile sona ermektedir. Bu süreci kısaltacak tüm iyileştirmeler hem mükelleflerin hem de Vergi İdaresinin lehine olacaktır.
On yılı aşkın bir süredir uygulanmakta olan ve Gelir İdaresinin çok önemli hizmetlerinden biri olan Özelge Otomasyon Sistemi ile mükelleflere verilen özelgeler belli bir standarda kavuşturulmuş ve özelge vermeye yetkili makamlar bakımından uygulama birliği sağlanmıştır. Özelge taslaklarının hazırlanması/özelge verilmesi ve özelge taslaklarının değerlendirilmesine ilişkin bütün işlemler Özelge Otomasyon Sistemi üzerinden yapılmaktadır. Bu kapsamda, danışmanlık faaliyeti kapsamında diğer ülke ve uluslararası örgütlerde özelge sistemine ilişkin yaklaşım ve uygulamalar da incelendiğinde, özelge verilmesine ilişkin ülkemizdeki mevzuatın ve oluşturulan sistemin iyi uygulama örneklerinden biri olduğu söylenebilir. Mükellef dostu olan bu hizmetin vergiye gönüllü uyumu daha da artırması için yeni özelgelerin havuza atılma sürecinin hızlandırılması ve aynı konuda verilen özelgelerinde daha çok Sirküler halinde yayınlanmasında fayda vardır.
KAYNAKLAR
"Bu yazıda yapılan açıklamalar, tamamıyla yazarına ait olup, hiçbir şekilde yazarın çalıştığı kurumunu bağlamaz, kurumunun görüşü olarak kullanılamaz ve değerlendirilemez."
NAZALI VERGI & HUKUK