İmdat TÜRKAY/Gelir İdaresi Grup Başkanı
Özet: Ülkemize yatırım yapmak isteyen yabancı kuruluşlar ve iç kamuoyunda merakla beklenen 2024-2026 dönemi Orta Vadeli Program (OVP) 6 Eylül 2023 tarihinde yayınlandı. Söz konusu program aynı zamanda 2024 yılı ve merkezi yönetim bütçesi hazırlık sürecini de başlatmaktadır. Bilindiği üzere OVP; bir ülkenin makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri, gelecek üç yıla ilişkin toplam gelir ve gider tahminlerini, bütçe dengesi ve borçlanma durumu ile kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren temel politika dokümanıdır. OVP’de 2024 yılında GSYH’ya oran olarak 1,6 puan artışla %24,5’e yükselmesi beklenen toplam vergi yükünün Program dönemi sonunda ise %24,4 olması ve orta vadede doğrudan vergilerin payının artırılması öngörülmektedir.
Anahtar kelimeler: Orta vadeli program, makroekonomik hedefler ve politikalar, kamu maliyesi politika ve tedbirler, OVP’de vergi düzenlemeleri ve kayıt dışılıkla mücadele.
GİRİŞ
Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 16. maddesi gereğince, Cumhurbaşkanlığı her yıl merkezî yönetim bütçe kanunu teklifini hazırlamakta ve merkezî yönetim bütçesinin hazırlanma süreci ise Orta Vadeli Programın (2024-2026) Cumhurbaşkanı tarafından en geç Eylül ayının ilk haftası sonuna kadar Resmî Gazete’de yayımlanması ile başlamaktadır.
Bu kapsamda, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca üç yıllık bir perspektif ile hazırlanan 2024-2026 dönemi OVP, 6.9.2023 tarihli ve 7597 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ekinde Resmi Gazete’nin 6.9.2023 tarihli ve 32301 mükerrer sayısında yayımlanmıştır. Gelecek üç yıllık süreçte kamu kurumlarının bütçelerinin hazırlanmasında, yasal ve idari düzenlemelerin gerçekleştirilmesinde, karar alma ve uygulama süreçlerinde OVP’de yer verilen amaç ve önceliklere uyulması gerekmektedir.
OVP’de yapılan mevcut durum analizleri sonucunda belirlenen makroekonomik hedefler ile ekonomik ve sosyal alanlarda izlenecek politikalar sadece iç kamuoyuyla paylaşılmakla kalmamakta, ülkemizde yatırım yapacak olan yabancı kuruluşların karar alma süreçlerini de etkilemektedir. Kısaca OVP, gerek kamu kesimi gerekse özel kesim için öngörülebilirliği ve şeffaflığı artıran bir yol haritası niteliği taşımaktadır.
2024-2026 dönemi OVP’ye baktığımızda; makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirmeyi, yüksek katma değerli üretimi teşvik etmeyi, yeşil ve dijital dönüşüm odağıyla verimlilik ve ihracat artışı yoluyla büyümeyi ve cari işlemler dengesinde kalıcı iyileşme sağlamayı, enflasyonu orta vadede tek haneye düşürmeyi, iş ve yatırım ortamını iyileştirmeyi ve afetlerle etkin mücadele ederken mali disiplini korumayı esas alan politika zeminini tesis etmeyi amaçladığı görülmektedir.
OVP’de yer alan öncelikli politikalara yönelik Programın ilk yılı olan 2024 yılında uygulanacak somut tedbirlere ayrıntılı olarak 2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında yer verilecek ve ilk uygulaması başlayacaktır. Çalışmamızda, 2024-2026 dönemi OVP’de yer makroekonomik hedefler ve politikalardan biri olan kamu maliyesine ilişkin politika ve tedbirler arasında bulunan vergi düzenlemelerine ilişkin öngörüler incelenecektir.
2024-2026 dönemi OVP’de öncelikle dünya ekonomisindeki gelişmelere yer verildikten sonra Türkiye ekonomisi; büyüme, istihdam, fiyat istikrarı, ödemeler dengesi, finansal istikrar ve kamu maliyesi yönüyle incelenmiş ve mevcut durum analizi yapılmıştır. OVP (2023-2025)’de, 2023 yılı merkezi yönetim bütçe açığının GSYH’ya oranla %3,5 olacağı öngörülmüştür. Bununla birlikte, 2023 yılı Şubat ayında meydana gelen Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinin yol açtığı hasarın onarımına yönelik harcamalar bütçeye ciddi bir yük getirmiştir. Ayrıca, enflasyonun öngörülenin üzerinde seyretmesi hem harcamalar hem de gelirlerde artışa neden olmuştur.
Bu kapsamda ortaya çıkan ilave ödenek ihtiyacını karşılamak üzere 2023 yılı Temmuz ayında ek bütçe uygulamaya konulmuştur. Bu gelişmeler doğrultusunda, 2023 yılında merkezi yönetim bütçe açığının GSYH’ya oranının OVP (2023-2025)’de öngörülen %3,5’lik hedefin 2,9 puan üzerinde %6,4 oranında gerçekleşmesi beklenmektedir. Depremde hasar gören bölgelerin yeniden ihyası ve imarı ile depremin etkilerinin ortadan kaldırılması amacıyla 2023 yılında 762 milyar TL harcama yapılacağı tahmin edilmektedir. Söz konusu harcamalar hariç 2023 yılsonunda bütçe açığının GSYH’ya oranının %3,4 olacağı öngörülmektedir. 2023 yılında, bir önceki yıla göre, genel devlet toplam gelirlerinin GSYH’ya oranının 2,4 puan, genel devlet toplam harcamalarının ise 8,0 puan artması beklenmektedir.
2023 yılında 2022 yılına göre; genel devlet cari giderlerinin 2,3 puan, transfer harcamalarının 5,5 puan, yatırım harcamalarının ise 0,2 puan artması beklenmektedir. Bu çerçevede, GSYH’ya oran olarak genel devlet açığının bir önceki yıla göre 5,7 puan artarak %6,5, genel devlet faiz dışı açığının ise %3,9 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. 2023 yılında kamu kesimi genel dengesinin GSYH’nın %6,4’ü oranında açık vermesi, AB tanımlı genel yönetim borç stokunun GSYH’ya oranının ise %33,3 olması beklenmektedir.
2. OVP’DE KAMU MALİYESİ ALANINDAKİ MAKROEKONOMİK HEDEFLER VE POLİTİKALAR
Enflasyonla mücadele kapsamında gelecek üç yıllık dönemde (2024-2026) uygulanacak programda para politikası yanında kamu maliyesi alanında da yapılması gerekenler çok etkili olacaktır. Üç yıllık OVP döneminde, kamu maliyesi alanında başta deprem kaynaklı harcamalar olmak üzere gerekli ihtiyaçlar süratle karşılanırken mali disiplinin ekonomide güven ve istikrarı artıran bir çıpa olarak korunması ve güçlendirilmesi için tüm adımların atılacağı belirtilmiştir. Para, maliye ve gelirler politikaları arasındaki eşgüdüm güçlendirilecektir. Gelirler artırılarak ve kaynak tahsisi etkinleştirilerek sürdürülebilirliği güçlendirilen kamu maliyesi, makroekonomik istikrarın sağlanmasında ve kalkınmada stratejik bir araç olarak kullanılacaktır. Gelir ve harcama politikaları, yeşil ve dijital dönüşümü desteklemek için gerekli kaynak dağıtımını sağlayacak şekilde uygulamaya konulacaktır.
Borçlanma politikası iç ve dış piyasa koşulları ve maliyet unsurları göz önüne alınarak belirlenen makul risk düzeyi çerçevesinde, finansman ihtiyacının orta ve uzun vadede mümkün olan en uygun maliyetle karşılanması ve borç stoku yapısının güçlendirilmesi ilkeleri kapsamında stratejik ölçütlere dayalı olarak yürütülecek, kamu borçlanmalarında kaynak ve pazar çeşitliliğini artırmaya yönelik çalışmalar yapılmaya devam edilecektir.
Kamu kesimi genel dengesinin 2024 yılında GSYH’nın %5,9’u oranında açık vermesi ve söz konusu açığın Program dönemi sonu itibarıyla %2,6 seviyesine gerilemesi öngörülmektedir. 2024 yılı sonunda GSYH’ya oran olarak %3,6 olan program tanımlı kamu kesimi açığının dönem sonunda %0,3 fazlaya dönmesi beklenmektedir. 2024 yılı sonunda GSYH’ya oran olarak %6,0 olması öngörülen genel devlet açığının Program dönemi sonunda %2,5 seviyesinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. GSYH’ya oran olarak 2024 yılında %31,2 olması öngörülen genel devlet toplam gelirlerinin program dönemi sonunda aynı seviyede gerçekleşmesi, genel devlet toplam harcamalarının ise aynı dönemde %37,2 seviyesinden %33,7’ye gerilemesi beklenmektedir.
Merkezi yönetim bütçe açığının GSYH’ya oran olarak 2024 yılında %6,4, Program dönemi sonunda %2,9 olarak gerçekleşeceği, faiz dışı dengenin 2024 yılında %3,4 açık vereceği, Program dönemi sonunda ise %0,7 fazlaya döneceği öngörülmektedir. 2024 yılında, GSYH’ya oran olarak 1,6 puan artışla %24,5’e yükselmesi beklenen toplam vergi yükünün Program dönemi sonunda ise %24,4 olması öngörülmektedir. GSYH’ya oranla, 2024 yılında %35,2 olarak gerçekleşmesi beklenen AB tanımlı genel yönetim borç stokunun Program dönemi sonunda %33,2’ye düşürülmesi hedeflenmektedir.
Merkezi yönetim bütçe giderlerinin GSYH’ya oranının 2024 yılında %26,9, merkezi yönetim bütçesi faiz hariç bütçe giderlerinin GSYH’ya oranının ise %23,9 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Merkezi yönetim bütçe gelirleri ise, makroekonomik tahminler ile gelir politikalarının bütçe gelirlerine etkileri, ulusal ve uluslararası piyasalardaki gelişmeler ve gelirlerin geçmiş yıllarda gösterdiği eğilimler dikkate alınarak belirlenmiştir. Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin GSYH’ya oranının 2024 yılında %20,5, genel bütçe vergi gelirlerinin GSYH’ya oranının ise %8 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.
2.1. Vergi Uygulamalarına ve Kayıt Dışılıkla Mücadeleye İlişkin Politika ve Tedbirler
2024-2026 dönemi OVP’de kamu maliyesi kısmında yer alan vergi uygulamaları ve kayıt dışılıkla mücadeleye ilişkin politika ve tedbirler şöyledir:
Yukarıda yer alan vergi uygulamalarına ilişkin politika ve tedbirlerden en dikkat çekici olanlardan biri de vergi istatistikleri ve bu alandaki raporların daha kapsamlı bir şekilde yayımlanmasının sağlanacağı konusundaki öngörüdür. Son üç yılda yayınlanan Orta Vadeli Programlarda vergi istatistikleri ile ilgili olarak mutlaka politika tedbirine yer verilmiştir. Aynı politika tedbirine 2024 yılı OVP’de de yer verilmiş bulunmaktadır. Aslında vergi dünyasının saygın isimlerinden biri olan Sayın TAŞ’ın da belirttiği gibi bu o kadar da gerçekleştirilmesi güç bir politika tedbiri değildir. Vergilerin tahakkuk ve tahsilat bilgilerinin özet halinde kamuoyuna yayınlanması sağlanması çok önemlidir. Söz konusu istatistiki bilgiler ülkenin vergi gelirleri bakımından performansını gösterdiği gibi özellikle Gelir İdaresinin performansı ve diğer ülke gelir idareleri ile karşılaştırılabilmesi bakımından önemli bilgilerdir. Ayrıca bunlar Gelir İdaresinin uhdesinde olan ve kolaylıkla çıkarılabilecek bilgilerdir. Bu bilgiler kamuya aittir ve kamunun; kimden ne kadar, hangi oranda vergi toplandığı, ne kadar verginin ödenmediği, İdarenin tahsilat ve denetimde ne derece etkin olduğu gibi bilgileri bilmesi en temel hakkıdır (Bülent TAŞ, 08.09.2023, vergialgi.com/vergi-istatistikleri-ve-vatandasin-bilme-hakki).
2.2. Kamu Maliyesine İlişkin Diğer Politika ve Tedbirler
2024-2026 dönemi OVP’de kamu maliyesine ilişkin diğer politika ve tedbirler ise şöyledir:
3. MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖDENEK TEKLİF TAVANLARI VE BÜTÇE SÜRECİNE İLİŞKİN HUSUSLAR
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 16. Maddesi gereğince, Cumhurbaşkanlığı merkezî yönetim bütçe kanunu teklifini hazırlar ve bu amaçla ilgili kamu idareleri arasında koordinasyonu sağlar. Bu kapsamda, OVP’de yer alan makroekonomik hedefler ve politikalardan biri de üç yıllık süreçte, “Merkezi Yönetim Bütçesi Ödenek Teklif Tavanları ve Bütçe Sürecine İlişkin Hususların” belirlenmiş olmasıdır. 5018 sayılı Kanun gereğince, söz konusu Kanuna ekli (I) ve (II) sayılı cetvellerde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ve özel bütçeli idarelerin 2024, 2025 ve 2026 yıllarına ilişkin ödenek teklif tavanları OVP ekinde bulunan Ek 2’de yer almaktadır. 2024, 2025 ve 2026 yılları bütçe teklifleri, kamu kurum ve kuruluşları tarafından 5018 sayılı Kanuna uygun olarak çok yıllı bütçeleme anlayışı ile uyumlu bir şekilde hazırlanması gerekmektedir. Ayrıca, idarelerin bütçe tekliflerini hazırlarken 2021/14 sayılı Tasarruf Tedbirleri ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesinde yer alan düzenlemelere uymaları gerekmektedir. Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler, Bütçe Çağrısı ve eki Bütçe Hazırlama Rehberi ile Yatırım Genelgesi ve eki Yatırım Programı Hazırlama Rehberindeki esas ve usuller çerçevesinde 2024-2026 yıllarını kapsayan bütçe tekliflerini hazırlayarak 30.09.2023 tarihine kadar Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığına teslim edeceklerdir.
SONUÇ
OVP’nin ilk uygulama yılı olan 2024 yılında, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin GSYH’ya oranının %20,5, genel bütçe vergi gelirlerinin GSYH’ya oranının ise %8 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. 2024-2026 dönemi OVP’de yer alan kamu maliyesi alanındaki vergi uygulamalarına ilişkin politika ve tedbirlere baktığımızda özetle;
öngörülmektedir.
Ayrıca, aynı üç yıllık OVP’de; kayıt dışılıkla mücadelenin, teknolojik imkânlardan daha çok faydalanılarak tüm tarafların etkin katılımıyla yürütüleceği, dijital faaliyetlerdeki kayıt dışılığı kavrayacak ve yatırım ortamının cazibesini artıracak vergi uygulamalarının geliştirileceği, dijital olarak alınıp satılabilen ve transfer edilebilen, dijital bir değeri temsil eden sanal varlıklar kullanılarak yapılan işlemlere yönelik mevzuat çalışmalarının sürdürüleceği, yurtiçi tasarrufların artırılması için alternatif araçlar geliştirme ve sermayenin tabana yayılmasını destekleme perspektifiyle çalışmalara hız verileceği belirtilmiştir.
*Bu yazıda yapılan açıklamalar, tamamıyla yazarına ait olup hiçbir şekilde yazarın çalıştığı kurumunu bağlamaz, kurumunun görüşü olarak kullanılamaz ve değerlendirilemez.