REKABET KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILDI
17.06.2020
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun Teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 16.06.2020 tarihli oturumunda kabul edilerek yasalaşmıştır. Yasalaşan teklifte önem arz eden değişiklikler şunlardır:
1. İsteğe Bağlı Muafiyet Başvurusu Rejimindeki Hukuki Belirsizlikler Giderilmiştir:
4054 sayılı Kanun’un muafiyeti düzenleyen 5’inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Aşağıda belirtilen şartların tamamının varlığı halinde, teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği kararları 4’üncü madde hükümlerinin uygulanmasından muaftır:
a) Malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması,
b) Tüketicinin bundan yarar sağlaması,
c) İlgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması,
d) Rekabetin (a) ve (b) bentlerindeki amaçların elde edilmesi için zorunlu olandan fazla sınırlanmaması.”
İlgili teşebbüs veya teşebbüs birlikleri, 4’üncü madde kapsamındaki anlaşma, uyumlu eylem veya teşebbüs birliği kararının muafiyet şartlarını taşıdığının Kurul tarafından tespit edilmesi amacıyla Kuruma başvuruda bulunabilir.”
Böylelikle muafiyet düzenlemesinde, isteğe bağlı muafiyet başvurusu rejimi netleştirilmiş ve hukuki belirsizlikler giderilmiştir.
2. Birleşme Devralma Denetiminde Test Değişikliği
Kanunun 7’nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bir ya da birden fazla teşebbüsün başta hakim durum yaratılması ya da mevcut bir hakim durumun güçlendirilmesi olmak üzere ülkenin bütünü yahut bir kısmında herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki etkin rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde birleşmeleri veya herhangi bir teşebbüsün ya da kişinin diğer bir teşebbüsün mal varlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmını ya da kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçları, miras yoluyla iktisap durumu hariç olmak üzere, devralması hukuka aykırı ve yasaktır.”
Bu değişiklikle birlikte birleşme ve devralmaların esasa ilişkin değerlendirmesinde yasaklama koşulu olarak hakim duruma gelme ya da hakim durumu güçlendirme testi yerine hibrit bir modele geçilmiş ve “etkin rekabetin önemli ölçüde azaltılması” testi hayat geçirilmiştir. Böylelikle hakim duruma ulaşılamayan birleşme ve devralma açısından pazardaki etkiler nedeniyle yasaklama kararının mümkün olduğu yeni bir dönem başlamıştır.
3. Yapısal Tedbir Yetkisi:
Kanun’un 9. Maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
“Kurul, ihbar, şikayet ya da Bakanlığın talebi üzerine veya resen Kanunun 4’üncü, 6’ncı veya 7’nci maddelerinin ihlal edildiğini tespit ederse, ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerine rekabetin tesisi için yerine getirilmesi ya da kaçınılması gereken davranışları ve teşebbüslerin belirli faaliyetlerini yahut ortaklık paylarını ya da malvarlıklarını devretmeleri şeklindeki yapısal tedbirleri nihai kararında bildirir. Davranışsal ve yapısal tedbirler, ihlalle orantılı ve ihlalin etkili biçimde sona erdirilmesi için gerekli olmalıdır. Yapısal tedbirlere ancak daha önce getirilen davranışsal tedbirlerin sonuç vermediği hallerde başvurulur.”
Böylelikle Rekabet Kurumu’nun ihlal tespit ettiği durumlarda davranışsal tedbirlerin yanı sıra yapısal tedbirler de alabileceği hususu netliğe kavuşturulmuştur.
4. Dijital Ortamlara İlişkin Yerinde İnceleme Yetkisi
Kanunun 15’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“a) Defterlerini, fiziki ve elektronik ortam ile bilişim sistemlerinde tutulan her türlü verilerini ve belgelerini inceleyebilir, bunların kopyalarını ve fiziki örneklerini alabilir,”
Rekabet Kurumu’nun elektronik verilere ve dijital ortamlara ilişkin yerinde inceleme yetkilerine açıklık getirilmiştir.
5. De Minimis Uygulaması
Kanunun 41 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Kurul; pazar payı ve ciro gibi ölçütleri esas alarak rakipler arasında fiyat tespiti, bölge veya müşteri paylaşımı ve arz miktarının kısıtlanması gibi açık ve ağır ihlaller hariç olmak üzere, piyasada rekabeti kayda değer ölçüde kısıtlamayan anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği karar ve eylemlerini soruşturma konusu yapmayabilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından çıkarılan tebliğ ile belirlenir.”
Bu uygulamanın hayata geçmesiyle birlikte Rekabet Kurumu’na belirli türdeki açık ve ağır ihlaller haricindeki ihlallerde soruşturma açmama konusunda takdir hakkı verilmiştir.
6. Uzlaşma ve Taahhüt
Kanunun 43’üncü maddesinin başlığı “Soruşturmaya Başlanması, Taahhüt ve Uzlaşma” şeklinde, üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Yürütülmekte olan bir önaraştırma ya da soruşturma sürecinde 4’üncü veya 6’ncı madde kapsamında ortaya çıkan rekabet sorunlarının giderilmesine yönelik olarak ilgili teşebbüs ya da teşebbüs birliklerince taahhüt sunulabilir. Kurul söz konusu taahhütler yoluyla rekabet sorunlarının giderilebileceğine kanaat getirirse bu taahhütleri ilgili teşebbüs ya da teşebbüs birlikleri açısından bağlayıcı hale getirerek soruşturma açılmamasına veya açılmış bulunan soruşturmaya son verilmesine karar verilebilir. Rakipler arasında fiyat tespiti, bölge veya müşteri paylaşımı ya da arz miktarının kısıtlanması gibi açık ve ağır ihlallerle ilgili olarak taahhüt kabul edilmez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından çıkarılan tebliğ ile belirlenir.”
Kurul üçüncü fıkraya göre bir karar verdikten sonra aşağıdaki hallerde tekrar soruşturma açabilir:
a) Karar alınmasına temel teşkil eden herhangi bir unsurda esaslı değişiklik olması.
b) İlgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin verdikleri taahhütlere aykırı davranmaları.
c) Kararın taraflarca sunulan eksik, yanlış veya yanıltıcı bilgiye dayanılarak verilmiş olması.
Soruşturmaya başlanmasından sonra Kurul, ilgililerin talebi üzerine veya resen, soruşturma sürecinin hızlı bitirilmesinden doğacak usuli faydaları ve ihlalin varlığına veya kapsamına ilişkin görüş farklılıklarını göz önüne alarak uzlaşma usulünü başlatabilir. Kurul, hakkında soruşturma başlatılan ve ihlalin varlığı ile kapsamını kabul eden teşebbüs veya teşebbüs birlikleri ile soruşturma raporunun tebliğine kadar uzlaşabilir.
Bu çerçevede Kurul, hakkında soruşturma açılan taraflara, ihlalin varlığını ve kapsamını kabul ettikleri bir uzlaşma metni sunmaları için kesin bir süre verir. Verilen süre geçirildikten sonra yapılan bildirimler dikkate alınmaz. İhlalin tespitinin ve idari para cezasının yer aldığı bir nihai kararla soruşturma sonlandırılır.
Uzlaşma usulü sonucunda idari para cezasında yüzde yirmi beşe kadar indirim uygulanabilir. Bu madde uyarınca idari para cezası tutarlarında indirim uygulanmış olması 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17’nci maddesinin altıncı fıkrası kapsamında indirim yapılmasına engel teşkil etmez.
Sürecin uzlaşma ile neticelenmesi halinde, idari para cezası ve uzlaşma metninde yer alan hususlar uzlaşmanın taraflarınca dava konusu yapılamaz.
Uzlaşmaya ilişkin diğer usul ve esaslar Kurul tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.”
Uzlaşma ve taahhüt müesseseleri yürütülen soruşturmalarda usul ekonomisi sağlanması ve piyasalardaki rekabetin mümkün olan en erken aşamalarda yeniden tesisi konusunda katkı sağlayacaktır.