Rekabet Kurumu, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 16. maddesi çerçevesinde uygulanacak idari para cezalarının belirlenmesine ilişkin usul ve esasları açıklayan yeni bir kılavuz yayımlamıştır. Söz konusu kılavuz, rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar, uyumlu eylemler ve kararlar ile hâkim durumun kötüye kullanılması durumlarında uygulanacak ceza politikalarının esaslarını ortaya koymaktadır.
Yeni kılavuz ile temel ceza oranının belirlenmesi noktasında ihlalin niteliği ve rekabet üzerindeki olumsuz etkileri esas alınarak bir hesaplama yöntemi benimsenmiştir. Buna göre önceki uygulamadaki “kartel” ve “diğer ihlaller” şeklinde ayrılan ceza hesaplama yöntemi terk edilerek, ihlalin rekabete etkisine göre temel ceza oranı belirlenmektedir. Temel ceza oranı, teşebbüslerin nihai karardan önceki mali yıl sonundaki yıllık gayri safi gelirlerinin %10’una kadar bir oran üzerinden hesaplanmaktadır. Buna ek olarak, ihlalin süresine bağlı olarak da ceza oranında artış uygulanabilecektir. Bu bağlamda, ihlalin süresi bir yılı geçtiği takdirde, her yıl için beşte bir oranında artırıma gidilmektedir. Beş yıl ve daha uzun süre devam eden ihlallerde ise temel ceza oranının bir katına kadar artırılması söz konusu olabilmektedir.
Ağırlaştırıcı ve hafifletici unsurlar da Kılavuz kapsamında detaylandırılmıştır. Ağırlaştırıcı unsurlar arasında, ihlalin tekerrürü, ihlalde belirleyici bir rol üstlenilmesi, rekabeti sınırlayıcı uygulamaların soruşturma süreci başladıktan sonra da sürdürülmesi gibi hususlar yer almaktadır. Özellikle, teşebbüsün ihlalin gerçekleşmesinde ve sürdürülmesinde merkezi bir rol üstlenmesi, diğer teşebbüsleri ihlale teşvik etmesi veya baskı uygulaması ağırlaştırıcı bir unsur olarak değerlendirilmiştir. Benzer şekilde, rekabet karşıtı uygulamaların teşebbüs yöneticileri tarafından aktif şekilde koordine edilmesi de ağırlaştırıcı bir faktör olarak kabul edilmektedir.
Öte yandan, hafifletici unsurlar arasında teşebbüslerin yerinde incelemeye yasal yükümlülüklerinin haricinde yardımcı olması, ihlale zorlamayla katılım sağlaması veya ihlale sınırlı düzeyde iştirak etmesi gibi faktörler bulunmaktadır. Ayrıca, ihlale konu faaliyetlerin teşebbüsün toplam gelirleri içindeki payının düşük olması da hafifletici bir unsur olarak değerlendirilmektedir. Sayılan sebepler haricinde Kılavuz’a göre, ihlalde kamu otoritelerinin teşvikinin bulunması, pazarda alıcı gücünün bulunması, idari para cezasına konu davranış hakkında henüz yerleşmiş bir içtihat olmaması ve mücbir sebeplerin varlığı gibi haller de hafifletici unsur olarak dikkate alınabilecektir.
Son olarak ihlalde belirleyici etkisi saptanan teşebbüs yöneticilerine ya da çalışanlarına, teşebbüse verilecek cezanın %5’ini aşamayacak şekilde idari para cezası verileceği belirtilmiştir. Kılavuz’a göre belirleyici etki, ihlal ve eylemler arasındaki nedensellik bağı ve ilgili yönetici ya da çalışan olmasaydı ihlalin gerçekleştirilemeyeceğinin anlaşıldığı haller açısından ortaya çıkacaktır.
Neticede Rekabet Kurumu, idari para cezalarının belirlenmesine yönelik bu yeni düzenlemeler ile ceza hesaplama yöntemine ilişkin şeffaflık ve hukuki belirliliği artırmayı hedeflemektedir. Ayrıca, cezalandırma sürecinin adil olması ve teşebbüslerin orantılı bir şekilde cezalandırılması da Kılavuzun temel amaçlarından biri olarak öne çıkmaktadır.
(Rekabet Kurumu – 19.2.2025, 25-06/136-RM (3))
NAZALI VERGI & HUKUK