RİSK DEĞERLENDİRMESİ YAPILIRKEN SIK YAPILAN HATALAR VE HUKUKİ SONUÇLARI
Halil Kale
Makine Mühendisi, Hukukçu, E. İş Müfettişi
ÖZET
Risk değerlendirmesi 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile gelen en önemli değişikliklerdendir. 2013 yılında İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile birlikte işverenlerin yaptıkları işlerin risklerini değerlendirmeleri, risklerle mücadele etmeleri ve bu işlemleri dökumante etmeleri zorunlu hale gelmiştir. İşverenlerin risk değerlendirmesi yapmadan önce, dökumante ederken ve dökumante ettikten sonra yaptıkları çeşitli hatalar ceza ve tazminat davalarında aleyhlerine delil olarak kullanılabilmekte ve 6331 sayılı Kanun’un risklerle mücadele ilkesini etkisiz hale getirerek iş kazalarına ve meslek hastalıklarına neden olabilmektedir. Bu çalışmada risk değerlendirmesi aşamalarında yapılan çeşitli hatalar ve bu hataların hukuki sonuçları ele alınacaktır.
GİRİŞ
Risk değerlendirmesi en basit ifade ile işyerinde zarar verebilecek tehlike kaynaklarını tespit edip tehlikenin zarara dönüşmesinden önce yok edilmesi veya zarar verme ihtimalinin düşürülmesidir. Peter L. Bersntein’e göre risk yönetimi ve riskin tarihi Antik Yunanlılar ve Araplar tarafından oynan kemik ve zar oyunlarına dayanmaktadır. Bersntein söz konusu oyunların haçlı seferleri ile Avrupa’ya geldiğini hatta Arapçada altı anlamına gelen “al zahr” kelimesinden “hazard” yani tehlike kelimesinin türediğini ifade eder.[1]
Terje Aven ise modern anlamda risk değerlendirmesinin temel kurallarının 1970 ve 1980 yıllarında belirlendiğinden bahsetmekte ve günümüzde ekolojiden, çevreye, iş güvenliğinden, hukuka birçok konuda risk analizi yöntemlerinin uygulandığından bahsetmektedir.[2]Risk analizi, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (“İSG Kanunu”)’nun sistematiğinin de en önemli parçasını oluşturmaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 2013 yılında yürürlüğe girmesinin ardından İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği (“Yönetmelik”) çıkarılmış ve İSG Kanununda çerçevesi çizilen risk değerlendirmesinin ayrıntıları belirlenmiştir. Risk değerlendirmesi ve yönetimi konularında günümüzde yapılmış birçok çalışma bulunmakta olup; söz konusu yöntemleri anlatan ISO 31000 ve ISO 31010 numaralı uluslararası standartlar da bulunmaktadır. Risk ve tehlike tanımları, risk değerlendirmesi çalışmalarına başlanmadan önce çok iyi bilinmesi gereken terimlerdir. Yönetmeliğe göre risk; tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimali şeklinde tanımlanmış olup; söz konusu tanım, standartlarda ve uluslararası dokümanlardaki risk tanımına yakın bir tanımdır.
Yönetmelik’te tehlike ise; işyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyeli şeklinde tanımlanmıştır. Yönetmelikte risk değerlendirmesinin aşamaları tüm işyerleri için tasarım veya kuruluş aşamasından başlamak üzere tehlikeleri tanımlama, riskleri belirleme ve analiz etme, risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması, dokümantasyon, yapılan çalışmaların güncellenmesi ve gerektiğinde yenileme belirtilmiştir.
Tehlikeleri Tanımlama
OSHA (Occupational Safety and Health Administration) işyerlerinde kazaya neden olan en önemli etkenlerin başında işyerinde bulunan tehlikelerin tespit edilememesini göstermektedir.[3] Risk değerlendirmesi işlemlerinin ilk safhası tehlikeleri belirleme safhasıdır. Yukarıda da belirtildiği üzere tehlike tanımına uygun şekilde işyerinde var olan tehlikeleri belirlemek gerekmektedir. Bunun için Yönetmelik’te tehlikelerin tanımlanması için hangi bilgilerin toplanacağı belirtilmiştir. Tehlikelerin belirlenmesini en basit şekliyle HSE (Health and Safety Executive)’nin yayınlamış olduğu risk değerlendirmesi rehberinde işyeri içerisinde gezinin ve nelerin işçilere zarar verebileceğini düşünün şeklinde anlatmıştır. Bunun yanında üretici tarafından verilen makine bilgilerine, geçmişteki iş kazası ve meslek hastalığı kayıtlarına, rutin olmayan (bakım tamirat gibi) işlemlere ve uzun dönemde sağlık açısından zararlı etkenlere (gürültü, tehlikeli tozlara maruziyet gibi) bakılmasını önermektedir.[4] Yönetmeliğin 8. maddesinde ise tehlikelerin belirlenmesi için nerelere bakılması gerektiği asgari olarak sayılmıştır. Risk değerlendirmesi yapılmadan önce 8. maddede belirtilen hususlar kontrol edilerek tehlikelerin belirlenmesi gerekmektedir.
Risklerin Belirlenmesi ve Analizi
Tehlikeler belirlendikten sonra yapılacak işlem risklerin belirlenmesi ve analizi işlemi olup; Yönetmelik’te bu işlem şöyle tanımlanmıştır: “Tespit edilmiş olan tehlikelerin her biri ayrı ayrı dikkate alınarak bu tehlikelerden kaynaklanabilecek risklerin hangi sıklıkta oluşabileceği ile bu risklerden kimlerin, nelerin, ne şekilde ve hangi şiddette zarar görebileceği belirlenir. Bu belirleme yapılırken mevcut kontrol tedbirlerinin etkisi de göz önünde bulundurulur.”
Buna göre risklerden;
Risk analizi yapılırken seçilecek yöntemler işverene bırakılmış olup; yöntem seçilirken göz önüne alınacak kriterler ise şunlardır;
ya da
Risk Analizi Konusundaki Standartlardan bazıları şunlardır;
Ülkemizde risk değerlendirmesi yapılırken genelde kanitatif yöntemler kullanılmakta olup; çoğunlukla kullanılan yöntemler 5x5 veya 4x4 matris yöntemi ve Fine Kinney metodudur. Bunlar yanında Karar Matrisi Yöntemi, Hata Ağacı Analizi Yöntemi, Hata Türü Etki Analizi Yöntemi, Kontrol Listesi Yöntemi, Eğer Olursa Yöntemi, Olay Ağacı Analizi Yöntemi ve Neden Sonuç Analizi yöntemleri de bilinen yöntemlerdendir.[5]
Risk analizi yapılırken seçilecek yöntemler işverene bırakılmış olsa da seçilecek yöntemde kimlerin, nelerin, hangi şiddette etkileneceği belirlenmelidir. Risk genellikle hata ihtimali ile hatanın sonucunun çarpılması şeklinde hesaplanır. Yönetmelik yukarıda da belirtildiği gibi buna kimlerin veya nelerin etkileneceğinin de eklenmesini istemektedir.
Risklerle Mücadele
Riskler belirlendikten sonra söz konusu risklerin kabul edilebilir seviyelere indirilmesi gerekmektedir. Yönetmelik kabul edilebilir seviyeyi; yasal yükümlülüklere ve işyerinin önleme politikasına uygun, kayıp veya yaralanma oluşturmayacak risk seviyesi şeklinde tanımlamıştır. Kabul edilebilir risk seviyesi kayıp veya yaralanma oluşturmayacak seviyedir. Risklerle mücadele süreci Yönetmeliğe göre planlama, risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması, risk kontrol tedbirlerinin uygulanması, uygulamaların izlenmesi adımlarıyla uygulanmaktadır. Planlama evresinde riskler önem derecesine göre sıralı hale getirilmeli mücadele için plan yapılmalıdır. Risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması evresinde alınacak tedbirler öncelikle tehlike veya kaynağının ortadan kaldırılması bu yapılamıyorsa tehlikesiz bir yöntem, kimyasal veya ekipman seçilmesi, bu da yetersizse tehlikenin zarar vermeme ihtimalinin engellenmesi gerekmektedir. Daha sonra belirlenen kontrol tedbirleri uygulanmalı bu uygulama aşamasında özellikle işyerinde tedbirleri uygulayacak kişiler belirlenmelidir, bu husus ileride meydana gelebilecek kazalarda sorumluların tespiti için önem arz etmektedir. Tedbirler uygulanırken önlemin iş ve işlem basamakları, işlemi yapacak kişi ya da işyeri bölümü, başlama ve bitiş tarihi bilgiler mutlaka belirlenmelidir. Uygulamaların izlenmesi evresinde ise uygulama adımlarının işveren tarafından düzenli olarak izlenmesi ve denetlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Dokümantasyon ve Güncelleme
Tehlikelerin belirlenmesi, risklerin analizi ve mücadelesi aşamalarının dokümante edilmesi de gerekmektedir. Yönetmelik risk değerlendirmesinin dokümantasyonunda mutlaka olması gereken bilgileri belirtmiş olup bunlar;
şeklindedir.
Yapılan Hatalar
Risk değerlendirmesi hazırlık tehlikelerin belirlenmesi, risklerle mücadele, dokümantasyon safhalarında işverenler çeşitli hatalar yapabilmekte bu hatalar idare veya mahkemeler karşısında işvereni dezavantajlı duruma sokabilmektedir. Risk değerlendirmesi aşamalarında yapılan hatalara ve olası sonuçlarına bakılacak olursa;
Tehlikeleri tanımlama aşaması;
Risklerin Belirlenmesi ve Analizi aşaması;
Risklerle Mücadele aşaması;
Dokümantasyon ve Yenileme aşaması;
Sonuç
Yukarıda belirtilen risk değerlendirmesi aşamalarında yapılan hatalar işverenlerin, işveren vekillerinin iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimlerinin sorumluluklarını artırmakta, idari denetimlerde söz konusu eksikliklerden dolayı idari para cezaları uygulanabilmektedir. İş kazası veya meslek hastalığı sonucu açılan davalarda ise belirtilen eksiklikler nedeni ile sorumluların eksiklikleri bilmesine rağmen önlem almadığı algısı oluşturmakta ve bu durum işverenlerin, işveren vekillerinin iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimlerinin kusur oranlarını önemli ölçüde artırmaktadır. Söz konusu eksikliklerin işverenler tarafından risk değerlendirme dokümanları bu gözle incelenip giderilmesi de işverenin yükümlülüklerindendir.
[1] Bernstein, P.L. (1996) Against the Gods: The Remarkable Story of Risk. New York: John Wiley & Sons. S.25-26
[2] Aven T., (2015) Risk assessment and risk management: review of recent advances on their foundation, European Journal of Operational Research
[3] OSHA (2019); https://www.osha.gov/shpguidelines/hazard-Identification.html (Erişim Tarihi:01.11.2019)
[4] INDG163 (2014); Risk assessment; A brief guide to controlling risks in the workplace,
https://www.hse.gov.uk/pubns/indg163.htm (Erişim Tarihi:01.11.2019)
[5] Yılmaz Fatih, Risk Değerlendirmesi’nde Yöntem Tartışması,
http://dosya.toprakisveren.org.tr/makale/2010-86-fatihyilmaz.pdf (Erişim tarihi:12.11.2019)