Duyurumuz, sigortalı işçinin, geçirdiği iş kazasının bildiriminin yasal sürede yapılmadığı gerekçesiyle işveren için tahakkuk ettirilen cezanın iptali istemiyle Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na karşı açılan davanın adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin 29.04.2019 tarihli., 2019/218 E. ve 2019/309 K. sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kararı’na ilişkindir.
Davacı şirkete, bu şirkette çalışan işçinin yaralanması ile ilgili bildirimin geç yapılması nedeniyle T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Borç Bildirim Belgesi ile idari para cezası kesilmiştir. Davacı şirket, bildirimin süresinde yapıldığı ve bütün edim ve yükümlülüklerin yerine getirildiği, verilen idari para cezasının hukuka aykırı olduğu ve bu nedenlerle idari para cezasının iptaline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde (Sulh Ceza Hakimliğinde) dava açmıştır.
Sulh Ceza Hakimliği, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27/8 maddesindeki; “İdarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görülür.” hükmüne atıf yaparak, uygulanan para cezasında görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Bu karar kesinleşmiştir.
Davacı aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.
İdare Mahkemesi kararında, dava konusu uyuşmazlığın davacı şirkete ait işyerinde meydana gelen iş kazasında işverenin %70 kusurlu olması nedeniyle kendisine tahakkuk ettirilen borcun borç bildirim belgesinden kaynaklandığını ve söz konusu borç bildirim belgesinin iş kazalarını düzenleyen 5510 sayılı Sosyal Güvenlik ve Genel Sigorta Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca tesis edildiğini açıklamıştır. Mahkeme açıkladığı sebeplerle, bahse konu uyuşmazlığın 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesi uyarınca adli yargı yerinin görev alanında olduğu iddiasıyla dosyanın, yargı yerinin belirlenmesi amacıyla Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin uyuşmazlık mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.
İdare Mahkemesinin atıfta bulunduğu 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Kanunu’nun “Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlıklı 101. maddesinde “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” düzenlemesi yer almaktadır.
Mevzuat hükmü ve somut olay birlikte değerlendirilmiş, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce davacı şirkette çalışan sigortalının geçirdiği iş kazasının bildirilmesine ilişkin olarak, işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu kapsamında tahakkuk ettirilen borçtan kaynaklanan düzenlemelerin 5510 sayılı Kanun’da yer aldığı; davacı şirket ve adli yargı yerince bu işlemin idari para cezası olarak değerlendirilmesine karşın, tahakkuk ettirilen borcun idari para cezası olmadığı, dolayısıyla 5510 sayılı Kanun’dan doğan uyuşmazlığın, aynı Kanun’un 101. maddesi uyarınca adli yargı yerinde (İş Mahkemesi) çözülmesi gerektiği sonucuna varmıştır.
Söz konusu Uyuşmazlık Mahkemesi kararına aşağıdaki link aracılığıyla ulaşabilirsiniz.
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/05/20190523-23.pdf
İşbu yazı hakkında ek bilgi gerektiğinde bizlerle irtibata geçmenizi rica ederiz.
NAZALI HUKUK |