Ajanda

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR 85 NO’LU CUMHURBAŞKANLIĞI KARARI HAKKINDA KISA BİR DEĞERLENDİRME

14.09.2018

13 Eylül 2018 tarih ve 30534 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair 85 no’lu Cumhurbaşkanlığı Kararı’na (“Karar”) göre “Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarındaki sözleşme ilişkilerinde ve belirtilen sözleşme türlerinde  sözleşme bedeli ile cezai şart, faiz, yan giderler ve sair hususlardaki sözleşmede yer verilen hiçbir ödeme yükümlülüğü ‘döviz cinsinden’ veya ‘dövize endeksli’ olarak kararlaştırılamayacaktır”.

Bu sözleşmeler; (i) menkul ve gayrimenkul satış sözleşmeleri, (ii) finansal kiralama ve taşıt kiralama sözleşmeleri, (iii) her türlü menkul ve gayrimenkul kira sözleşmeleri, (iv) leasing sözleşmeleri, (v) iş sözleşmeleri, (vi) hizmet sözleşmeleri ve (vii) eser sözleşmeleridir.

Ayrıca, anılan Karar’ın yürürlük tarihinden itibaren 30 gün içerisinde, taraflar arasında önceden akdedilmiş mevcut sözleşmelerde bedel “döviz cinsinden” yahut “dövize endeksli’ olarak kararlaştırılmışsa, taraflarca bu bedellerin Türk Lirası üzerinden yeniden belirlenmesi gerekecektir.

Burada da, Karar’da açık bir düzenleme olmamasından bahisle farklı görüşler ortaya çıkabilecek olmakla beraber, anılan Karar’ın yayım tarihindeki döviz kurunun esas alınarak hareket edilmesinin sözleşme adaleti ve hukuk güvenliği ilkesine daha uygun düşeceği kanaatindeyiz. Bununla birlikte sözleşmelerin özel hükümlerine aykırı bir işlem gerçekleştirilmemesi adına her sözleşme özelinde somut durumun değerlendirilmesi, sözleşmede yer alan bedellerin yeniden belirlenmesine ilişkin müzakerelerin de buna göre sürdürülmesi ve taraflar arasında bir ek protokol akdedilerek sözleşmelerin tadil edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, sözleşme bedeline ilişkin olarak taraflar arasında yeniden müzakerelerin gerçekleştirilmesi ve taraflar arasında bu hususta bir anlaşma sağlanamaması halinde sözleşmenin geçerliliği noktasında ciddi sorunlar ortaya çıkacak ve hakimin sözleşmeye müdahale etmesi gündeme gelebilecektir.

Sonuç olarak; üzerinde önemle durulması gereken hususlar şunlardır,

  • Karar’ın yalnızca iki tarafı da Türkiye’de ikamet eden kişiler arasındaki sözleşme ilişkilerini etkileyeceği (dolayısıyla sözleşmenin bir tarafı yurt dışında yerleşik ise ilgili sözleşme ilişkisi bakımından bu karar uygulama alanı bulmayacaktır),
  • Yalnızca Karar’da belirtilen sözleşme türleri bakımından anılan Karar’ın uygulama alanı bulacağı (dolayısıyla sözleşmenin hukuki niteliği üzerinde dikkatli bir inceleme yapılması ve konunun atipik sözleşmeler bakımından özellikle değerlendirilmesi gerekmektedir),
  • Yalnızca sözleşme bedelinin değil, sözleşmede yer alan hiçbir ödeme yükümlülüğünün ‘döviz cinsinden’ yahut ‘dövize endeksli’ olarak kararlaştırılamayacağı,
  • Karar’da açık bir düzenleme olmaması sebebiyle farklı görüşler ortaya çıkabilecek olmakla beraber, mevcut sözleşmelerde döviz cinsinden kararlaştırılmış bedellerin, Karar’ın yayım tarihinde geçerli olan döviz kurunun esas alınarak Türk Lirasına çevrilmesinin (-velev ki öncesinde taraflar aralarındaki sözleşme ilişkisinde kur sabitlemesi hususunda anlaşmamışlar ise-) sözleşme adaleti ve hukuk güvenliği ilkesine daha uygun düşeceğidir.

İşbu yazı hakkında ek bilgi gerektiğinde aşağıdaki kişilerle irtibata geçmenizi rica ederiz.

İlgili görsele BURADAN ulaşabilirsiniz.

Ersin Nazalı

Yönetici Ortak, Avukat, YMM

enazali@nazali.av.tr

Hatice Zümbül

Direktör, Dava ve Uyuşmazlık Çözümü

hzumbul@nazali.av.tr

Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, hukuki görüş ve tavsiye niteliğinde olmayıp, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir; bu sebeple belirtilen konularda bir aksiyon almadan önce, bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. NAZALI’ ya işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.