ULUSLARARASI MEVZUATA GÖRE PATENTLENEBİLİR BULUŞLAR, KORUMA KAPSAMININ BELİRLENMESİ VE TREND PATENTLER
Cansu ŞAHİNOĞLU
Uzman Yardımcısı, AR-GE ve Fikri Mülkiyet
ÖZET
Makalemizde, 10 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’yla beraber Avrupa mevzuatıyla uyumlu hale gelmeye başlayan ve ulusal mevzuatımızda da yer verilen patentlenebilirlik şartlarına ve patentlenebilirliğin istisnalarına değinilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Patentlenebilirlik Şartları, Patentlenebilir Buluşlar, Patentlenebilirliğin İstisnaları, Ulusal Mevzuat, Uluslararası Mevzuat, Koruma Kapsamı, Trend Patentler.
GİRİŞ
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “Patentlenebilir Buluşlar ve Patentlenebilirliğin İstisnaları” başlıklı 82. maddesinde[1] hangi buluşlara patent verildiği ve nelerin buluş niteliği taşımadığı belirtilmektedir.
Bu makalemizde 82. maddenin birinci ve ikinci fıkrasının detaylarına inilecek ve bu bağlamda Avrupa mevzuatına uyumlu haldeki ulusal mevzuatımızdaki patentlenebilirlik şartları ve patentlenebilirliğin istisnaları incelenecektir:
I. PATENTLENEBİLİR BULUŞLAR
Maddenin birinci fıkrasında, bir buluşun patentlenebilirliğinden konuşulabilmesi için teknik bir problemi çözüyor olmasının gerektiğini ifade eden “Teknolojinin her alanındaki buluşlara…” şeklinde bir giriş yapılmaktadır. Bir başka ifadeyle, ortaya çıkan faydanın kişiden kişiye değişebilen görece bir kavram olmaması, ölçümlenebilir olması beklenmektedir. Örneğin, “Çok konforlu bir sürüş sağlayan süspansiyon sistemi tasarladım.” argümanıyla patent alınması mümkün değildir. Teknik problemi çözme şartını sağlamak üzere, “çok konforlu sürüş sağlayan süspansiyon sistemi” ifadesinin “daha geniş frekans aralığında sönümleme olanağı sağlayan süspansiyon sistemi” şeklindeki (çıkan faydanın ölçümlenebildiği) bir ifadeye dönüştürülmesi gerekmektedir.
Birinci fıkrada da belirtildiği gibi, teknik problemi çözen buluşunuzun patent alması için üç temel kriteri sağlaması beklenmektedir: Yeni olması, buluş basamağı içermesi, sanayiye uygulanabilir olması.
İlk kriter olan “yenilik” kriteri, ortaya konulan çözümün patent başvuru tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde yazılı, sözlü ya da kullanım yollarından herhangi biriyle kamuya açılmamış olmasını gerektirmektedir. Bu bağlamda tecrübeli bir patent vekilinin veritabanları üzerinde yaptığı kapsamlı bir patent araştırması, buluşunuzun hangi özelliklerinin tekniğin bilinen durumunda (önceki teknik) daha önce yer almadığının belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır.
İkinci kriter olan “buluş basamağı” kriteri, o teknikte alanında uzman bir kişi için aşikâr olmayan yani tekniğin bilinen durumunu aşan anlamına gelmektedir.
Üçüncü ve son kriter olan “sanayiye uygulanabilirlik” kriteri ise patent dokümanındaki teknik verilerin, alanında uzman kişinin buluşu uygulayabileceği kadar detaylı (gerekiyorsa teknik çizimlerden faydalanarak) bir şekilde verilmesi anlamına gelmektedir. Teknik bir probleme çözüm getirirken aynı zamanda tüm bu kriterleri karşılayan buluşlar patent tescili almaya hak kazanarak 20 yıllık bir koruma sürecine girmektedir.
II. PATENTLENEBİLİRLİĞİN İSTİSNALARI
Yeni 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’yla beraber genişleyen patentlenebilirliğin istisnaları listesi 82. maddenin ikinci fıkrasında beş kategori altında verilmektedir:
1. Keşifler, Bilimsel Teoriler ve Matematiksel Yöntemler
Keşifler ve bilimsel teoriler daha önce de doğada var olan ancak varlığı o zamana kadar bilinmeyen maddelerin veya olayların ortaya çıkarılmasıdır. Karbon atomlarının farklı dizilişleri sonucu elde edilen grafen (bir karbon allotropu, şu ana kadar bilinen en iletken malzeme) bir keşiftir ve patentlenemez. Ancak içerisinde grafen kullanılması sonucu elektriği depolama kapasitesi arttırılmış olan pil bir buluştur ve patentlenebilmektedir.
Matematiksel yöntemler ise soyut bir kavram olduğu için tek başına patentlenemezken bu yöntemin uygulanmasıyla sonuç sağlayan bir cihaz patentlenebilmektedir.
2. Zihni Faaliyetler, İş Faliyetleri veya Oyunlara İlişkin Plan, Kural ve Yöntemler
Zihni faaliyetler, iş faaliyetleri veya oyunlara ilişkin plan, kural ve yöntemlerin teknik bir problemin çözümünde teknik bir etki yaratması mümkün değildir, bu sebeple patentlenemez. En başta da dile getirildiği gibi bir buluşun patentlenebilirliğinden konuşabilmek için teknik bir problemi çözüyor olması gerekmektedir.
3. Bilgisayar Programları
Bilgisayar programları yüklendikleri bilgisayarın işlemcisinde ve belleğinde fiziksel değişimlere sebep olmakta ancak bu fiziksel değişiklikler sıradan teknik etkinin ötesine geçememektedir. Oysa bir buluşun patentle korunabilmesi için ileri bir teknik etki göstermesi ve böylece teknik bir problemi çözmesi beklenmektedir. Her ne kadar bilgisayar programları tek başlarına sıradan teknik etkinin ötesinde bir etki gösteremedikleri için patent yerine telif hakkı adı altında (Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu) koruma altına alınabilseler de bilgisayar programı teknik bir problemi çözerek patent koruması hak eden bir cihazın çalışmasıyla ilgiliyse talep edildiği taktirde cihazla birlikte patentle korunabilmektedir.
4. Estetik Niteliği Bulunan Mahsuller, Edebiyat ve Sanat Eserleri ile Bilim Eserleri
Estetik niteliği olan mahsuller, edebiyat ve sanat eserleri ile bilim eserleri teknik özellik taşımamanın yanı sıra ortaya çıkardıkları etki/yarar kişiden kişiye değişebilen görece bir kavramdır, ölçümlenebilir değildir, patent verilemez. Bu tarz estetik niteliği olan ürünlerin endüstriyel tasarım tescili ile korunabilmesi mümkündür.
5. Bilginin Sunumu
Teknik yönü olmadığı için bilginin sunumuna (derlenmesi, düzenlenmesi, sunulması ve iletilmesi) patent verilemez.
Ancak yukarıda bahsedilen patentlenebilirliğin istisnalarından herhangi biri patent korumasına hak kazanan bir cihazın çalışması için gerekli olduğu takdirde cihaz ile birlikte patent koruması kapsamına girebilmektedir.
III. KORUMA KAPSAMININ BELİRLENMESİ
Patent dünyasının içerisinde olan ve bu dünyayı yakından takip eden herkesin bildiği gibi patent başvurusundan sonraki tescil süreci uzun ve çetin bir yolculuktur. Her ne kadar tescil süreci mücadele gerektiren ve verilen mücadelenin büyük oranda sonucu belirlediği bir süreç olsa da bir patent başvuru dosyasının tescil alıp alamayacağı dosyanın istem yapısının analiziyle daha en başında tahmin edilebilir.
Bir patent dosyası, buluşun en ince detayına kadar anlatıldığı bir ‘tarifname’, buluşun koruma kapsamının belirlendiği bir ‘istemler’ yapısı, buluşun ne olduğunu kısaca anlatan bir ‘özet’ ve tarifnamede atıfta bunulan görselleri ihtiva eden resimlerden oluşmaktadır. Buluşun tarifnamede olabildiğince detayına inilerek tarif edilmesi hem buluşu değerlendirenin buluşu daha iyi anlayabilmesi açısından hem de patent tescil süreci boyunca tarifnamenin dışına çıkmayacak şekilde istem değişikliği yapmak mümkün olduğu için daha sonraki süreçleri kolaylaştırması açısından çok önemlidir. Ancak tarifname içerisinde her ne kadar buluşa dair çok ayrıntılı bilgilere yer verilmiş olsa dahi ‘istemler’ kısmında belirtilmedikleri sürece bu bilgiler dosyanın koruma kapsamının belirlenmesinde etkili olamazlar. Ayrıca tüm istemlerin tarifnameye dayanıyor olması ve istem yapısında geçen bilgilerin tamamının tarifnamede de geçiyor olması gerekmektedir.
İstemler sadece tescil alma sürecinde buluşun tescil almasının belirlenmesinde değil, tescil aldıktan sonraki süreçte rakiplerin dosyanın açıklarından faydalanarak buluşun etrafında dolaşan üretimler veya patent başvuruları yapmalarının önüne geçmek üzere de değerlendirildiği için istem yapısı hazırlarken kullanılan her bir kelimenin özenle seçilmesini gerektirmektedir. Patent dosyalarının koruma kapsamını ve tescil sürecindeki mücadelenin kalitesini belirleyecek olan istem yapılarının, rakiplerin dosyanın açıklarından yararlanarak buluşun etrafında dolaşmasını engelleyecek kadar geniş ancak başka patent dosyalarının sınırlarına müdahil olmayacak kadar da dar bir kapsam içerisinde belirlenmesi gerekmektedir.
İstem yapıları gereği her biri benzersiz olan patent dosyalarının tek bir ortak özelliği vardır. Teknolojiye yön vermek. Patent dosyalarında korunan teknik gelişmelerin her biri kendi çapında teknolojiye küçük bir katkı sağladıkları için tek başlarına çok fazla anlam ifade etmeseler dahi bir araya geldiklerinde geleceği gösteren sihirli bir küreye dönüşebilmektedirler. Şimdi gelin, son birkaç yılda haberleri medyada dolaşarak insanların ilgi odağı haline gelmiş olan en trend patent dosyalarının bize yakın geleceğin teknolojisi hakkında neler gösterdiğine hep beraber bakalım:
IV. TREND BULUŞLAR
1. Daha İyi Görüş İçin Görünmezlik
Bilim kurgunun vazgeçilmezlerinden olan içince görünmez yapan iksir, sırtına taktığında görünmez yapan pelerin, taktığında görünmez yapan yüzük hepimizin renkli çocukluk hayallerini süsleyen ama büyüdükçe imkansızlığını anladığımız ütopik hayaller olarak zihnimizin en karanlık köşelerinde yerini almıştır. Ama Japon otomobil üreticisi Toyota’da hala çocukluk hayallerinin peşinden giderek onları gerçeğe çevirmeye çalışan birileri görünmezliği mümkün hale getirmiş ve bu konu hakkında Amerikan Patent Ofisine yaptıkları patent başvurusu geçtiğimiz Ağustos ayında “Nesneyi Şeffaflaştıran Araçlar ve Yöntemler” (Apparatuses and Methods for Making an Object Appear Transparent - US2017227781) adı altında bültende yayınlanmıştır. Herkesin aklına görünür olmanın bu kadar önemli olduğu bir alanda neden bir otomobil üreticisinin görünmezlikle ilgilendiği sorusu gelse de Japon bilim insanlarının tam da bu sebeple görünmezlik üzerine çalıştığını görüyoruz. Patent dosyasının içeriğinde, aracın ön sağ ve sol kolonlarını görünmez daha doğrusu şeffaf yapan bir cihaz tarif edilmektedir. Kolonların çevresindeki görünür ışığı bükerek araç içindeki kişiye kolonlar yerine kolonlar arkasındaki görüntüyü sağlayan aynalar kullanılarak 180 derecelik kesintisiz görüş imkanı sağlanmaktadır.
2. Roket Teknolojisinden Asansör Teknolojisine Doğru Geri Sayım
Çok eski zamanlardan beri dünya dışı yaşam ve farklı gezegenler, insanlığın ilgi odağı olmaya devam etmekte, evrende yalnız olup olmadığımız veya insanoğlunun yaşamını sürdürebileceği başka gezegenlerin olup olmadığı sorularına cevap aranmaktadır. Bu işin öncülüğünü yapan NASA (Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi) bu sorulara cevap ararken yaptığı araştırma ve işlemler için her yıl çok büyük miktarlarda paralar harcamaktadır.
Kanada merkezli ‘Troth Technology’ isimli firma ise uzay yolculuklarını (bir başka çocukluk hayalimiz) kolaylaştıracak ve roket kullanımını azaltacak bir yöntem üzerinde uzun yıllardır çalışmaktadır. 2008 yılında “Uzay Asansörü” (Space Elevator) adı altında patent başvurusunda bulundukları yöntem ve buna ilişkin sistem 2015 yılının Temmuz ayında tescil (tescil no: US9085897 B2) alarak nihai hedefe ulaşmıştır. Uzay asansörü için aldıkları ilk tescil ardından “Uzay Asansörü Araç Monte Yöntemi” (Space Elevator Car Mounting Method) adı altında yaptıkları yeni patent başvurusu 2015 yılı bülteninde yayımlanmış ve 2016 yılının Temmuz ayında tescil (tescil no: US9403607 B2) almaya hak kazanmıştır. Uzay taşımacılığında yeni bir dönem başlatacak olan bu projelerini hayata geçirmeye çalışan firma 20 km uzunluğundaki asansör yardımıyla astronotların kulenin tepesine çıkacağını burada bekleyen uzay araçları ile kısa sürede yörüngeye ulaştırılacaklarını belirtiyor. Uçuşlarını tamamlayan uzay araçları kulenin üstündeki piste dönerek yakıt ikmali yapabilecekler. Ayrıca uzay araçlarının okyanus üzerindeki platformda beklemeleri yerine 20 km yükseklikteki bir alanda beklemeleri ve yakıt ikmallerini burada sağlayabilmeleri sayesinde harcanan yakıt miktarı rokete kıyasla yüzde 30 civarında az olacak. 2050’de hayata geçirilmesi hedeflenen uzay asansörünün kablosunun hammaddesi olarak bilinen, en sert çelikten 13 kat daha sağlam olan karbon nanotüp zincirleri kullanılacaktır. Çinli araştırmacıların 2013 yılında 50 cm uzunluğunda karbon nanotüp üretmeyi başardığı düşünülünce uzay asansörü için gereken kablonun 2030lara kadar üretilmesinin hedeflenmesini çok da garip karşılamamalısınız. Henüz karbon nanotüpler kadar yaygın olarak üretilmese de uzay asansörü kablosu için karbon nanotüpten daha dayanıklı bir başka alternatif malzeme ise 200 bin atmosfer basınç altında piramidal hale gelerek süper güçlü bir elmas zinciri oluşturan benzen molekülüdür.
3. Gerçek ve Sanal Dünyanın Pürüzsüz Birleşimi
Bilim kurgu filmlerinde kamera bir an robotun bakış açısından dış dünyayı gösterir. Robotun dış dünyada odaklandığı her şeyin bilgisi, anında kamera ekranında robotun anlayabileceği yeşil kodlarla belirir. Şimdiye kadar ancak filmlerde gördüğümüz arttırılmış gerçeklik sahneleri Samsung’un öncelikle anavatanı olan Kore’de ardından da Çin ve Amerika’da birer patent başvurusu yaptığı buluşunun hayata geçmesiyle beraber hayatımızın bir parçası haline gelecek. Yolda yürürken gördüğümüz kişilerin, yapıların, yolların, bitki ve hayvanların sanal dünya bağlantılarındaki bilgilere anında erişebilmek, restoranlardan içeriye girmeden menüleri inceleyebilmek buluşun sağlayacağı muhtelif kolaylıklar arasında yer almaktadır. Temel amacı gerçek ve sanal dünyaları pürüzsüz bir biçimde birleştirmek olan arttırılmış gerçeklik konsepti hali hazırda arttırılmış gerçeklik başlığına ihtiyaç duyarken Samsung bu deneyimi daha da ileri taşıyacak kontak lens ekranı üzerinde çalışmaktadır. Bu konu ile ilgili olarak 2014 yılında yaptıkları patent başvurusu 2016 yılında “Arttırılmış Gerçeklik için Akıllı Kontak Lensler ve Bunları Üretmek ve İşletmek İçin Yöntemler” (Smart Contact Lenses for Augmented Reality and Methods of Manufacturing and Operating the Same – US2016091737) adı altında bültende yayınlanmıştır. Patent dosyasına bakıldığında ekran işlevi görecek olan kontak lenslerde kullanıcının görüşünü etkilemeyecek küçük bir kamera, hareket sensörleri ve verici bulunduğu anlaşılmaktadır. Hareket sensörü ve kamera sayesinde kullanıcının sadece göz kırpmasıyla fotoğraf çekmesi, çektiği fotoğrafları anında görüntüleyebilmesi, kaydedilen fotoğraf ve videolara kontak lensteki verici sayesinde akıllı telefon üzerinden de erişebilmesi mümkün hale gelecektir.
4. Sanal Kıyafet Deneme Kabinleri
İş ve ev arasında koşuşturmayla geçen yoğun çalışma temposu insanları herhangi bir alışveriş yerine gitmeden her türlü ev eşyası, hediyelik, mutfak ve kıyafet alışverişlerini yapabilecekleri online alışveriş sitelerine yönlendirmektedir. Bu ihtiyacın gereği olarak online alışveriş siteleri de kendilerini sürekli olarak geliştirmek böylece müşterilerinin ihtiyaçlarına daha pratik ve hızlı çözümler sunmak üzere teknolojinin sağladığı imkanlardan sonuna kadar yararlanmaya çalışmaktadırlar. Bu bağlamda, alışverişte en yaygın kullanılan online alışveriş sitelerinden biri olan Amazon’un, internet sitesi üzerinden kıyafet almanın en büyük zorluğu olan kıyafetin üzerinizde nasıl duracağı veya olup olmayacağı problemlerine çözüm getiren bir buluş için 2015 yılında Amerikan Patent Ofisine yaptıkları patent başvurusu “Harmanlanmış Gerçeklik Sistemleri ve Metotları” (Blended Reality System and Methods – US2016292917) adı altında bültende yayımlanmış ve 2018 yılının Ocak ayında tescil (tescil no: US9858719 B2) almaya hak kazanarak taçlandırılmıştır. Patent dosyasının içeriğinde kısmen yansıtıcı kısmen aktarıcı olarak tanımlanan bir aynadan bahsedilmektedir. Bahsedilen yarı sanal ayna, öncelikle ortamı tarayarak sanal bir modelini, üreteceği objenin gözlerini ve yüzünü tespit etmekte sonrasında da oluşturduğu modelin bir yansıma olarak ayna üzerinde görülmesini sağlamaktadır. Ardından ayna aracılığıyla aktarılan sanal kıyafetler ve sahne oluşturulan model ile birleşerek karma gerçeklik görüntüsü oluşturulmaktadır. Ekranlar, kameralar ve projektörlerin bir karışımı kullanılarak karma görüntünün ortaya çıkması sağlanmaktadır.
SONUÇ
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’yla beraber genişleyen patentlenebilirliğin istisnaları listesi ile Avrupa mevzuatına uyumlu hale gelen mevzuatımızda patentlenebilirliğin sınırları daha da belirgin hale getirilmiştir. Mevzuat konusunda Avrupa ile uyumu yakalayan Ülkemizin yakın zamanda buluş sayısı ve niteliği (ticarileştirilebilirlik) bakımından da Avrupa’yla uyumu yakalamasını temenni etmekteyiz.
[1] MADDE 82- (1) Teknolojinin her alanındaki buluşlara yeni olması, buluş basamağı içermesi ve sanayiye uygulanabilir olması şartıyla patent verilir.
(2) Aşağıda belirtilenler buluş niteliğinde sayılmaz. Patent başvurusu veya patentin aşağıda belirtilen konu veya faaliyetlerle ilgili olması hâlinde, sadece bu konu veya faaliyetlerin kendisi patentlenebilirliğin dışında kalır: a) Keşifler, bilimsel teoriler ve matematiksel yöntemler. b) Zihni faaliyetler, iş faaliyetleri veya oyunlara ilişkin plan, kural ve yöntemler. c) Bilgisayar programları. ç) Estetik niteliği bulunan mahsuller, edebiyat ve sanat eserleri ile bilim eserleri. d) Bilginin sunumu.
(3) Aşağıda belirtilen buluşlara patent verilmez: a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı olan buluşlar. b) Mikrobiyolojik işlemler veya bu işlemler sonucu elde edilen ürünler hariç olmak üzere, bitki çeşitleri veya hayvan ırkları ile bitki veya hayvan üretimine yönelik esas olarak biyolojik işlemler. c) İnsan veya hayvan vücuduna uygulanacak teşhis yöntemleri ile cerrahi yöntemler dâhil tüm tedavi yöntemleri. ç) Oluşumunun ve gelişiminin çeşitli aşamalarında insan bedeni ve bir gen dizisi veya kısmi gen dizisi de dâhil olmak üzere insan bedeninin öğelerinden birinin sadece keşfi. d) İnsan klonlama işlemleri, insan eşey hattının genetik kimliğini değiştirme işlemleri, insan embriyosunun sınai ya da ticari amaçlarla kullanılması, insan ya da hayvanlara önemli bir tıbbi fayda sağlamaksızın hayvanlara acı çektirebilecek genetik kimlik değiştirme işlemleri ve bu işlemler sonucu elde edilen hayvanlar.
(4) Üçüncü fıkranın (a) bendi kapsamında buluşun ticari kullanımının sadece mevzuatla yasaklanmış olması, bu kullanımın kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı olduğu anlamına gelmez.
(5) Üçüncü fıkranın (b) bendinde belirtilen mikrobiyolojik işlem, mikrobiyolojik materyal içeren, mikrobiyolojik bir materyalle gerçekleştirilen veya sonucunda mikrobiyolojik materyal oluşan herhangi bir işlemi; esas olarak biyolojik işlem, melezleme ya da seleksiyon gibi tamamen doğal bir olaydan oluşan bitki veya hayvan üretim usulünü ifade eder.
(6) Üçüncü fıkranın (c) bendinde yer alan hüküm, aynı bentte sayılan yöntemlerin herhangi birinde kullanılan ürünler, özellikle madde ve terkipler hakkında uygulanmaz.