Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen Tasarı’da yer alan vergi ile igili olarak yapılacak düzenlemelere ilişkin ana başlıklar kanun bazında aşağıda özetlenmiştir.
GELİR VERGİSİ KANUNU
Gelir Vergisi Kanunu’nun “Vergiden muaf esnaf” başlıklı 9. maddesine bir bent eklenmesi suretiyle, sahibi oldukları veya kiraladıkları meskenlerde (eklentileri dahil) kurdukları çatı ve cephe uygulamalı yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerinden ürettikleri elektrik enerjisini son kaynak tedarik şirketlerine satanlar gelir vergisinden muaf esnaf kapsamına alınmaktadır.
Gelir Vergisi Kanunu’nun “Ücretlerde istisna” başlıklı 23. maddesine eklenecek yeni bir bende göre, işverenlerce kadın hizmet erbabına kreş ve gündüz bakımevi hizmeti verilmek suretiyle sağlanan menfaatler belirli şartlar dahilinde gelir vergisinden istisna olacaktır.
Gelir Vergisi Kanunu’nun “Ücretin tarifi” başlıklı 61. maddesine yeni bir bent eklenerek, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımların ücret kapsamında olduğu hususu açıklığa kavuşturulmaktadır.
193 sayılı Kanun’un 32’nci maddesine dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesi suretiyle asgari ücretin vergi diliminden kaynaklanan düşüşünün telafisi uygulamasına devam edilecektir.
“Net ücretleri, bu Kanunun 103’üncü maddesinde yazılı tarife nedeniyle bu maddedeki esaslara göre sadece kendisi için asgarî geçim indirimi hesaplanan asgarî ücretlilere, içinde bulunulan yılın Ocak ayına ilişkin ödenen net ücretin (ilgili yılda geçerli asgari ücretin dönemsel olarak farklı tutarlarda belirlenmiş olması halinde, yeni asgari ücretin geçerli olduğu aylar için artışın uygulandığı ilk aydaki ücret üzerinden Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan tarifenin ilk dilimindeki oran baz alınarak hesaplanan net ücretin) altında kalanlara, bu tutar ile bu tutarın altında kalındığı aylara ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark tutar, ücretlinin asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilir. Bu fıkrada geçen net ücret, yasal kesintiler sonrası ücret tutarına asgarî geçim indiriminin ilavesi sonucu oluşan ücreti ifade eder.”
VERGİ USUL KANUNU
Vergi Usul Kanunu’nun 5’inci maddesine beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Kamu kurum ve kuruluşları tarafından ilgili kanunları uyarınca mükelleflerden talep edilebilen, kurum ve kuruluşların görevleriyle doğrudan ilgili ve görevlerinin ifası için zorunluluk ve süreklilik arz eden bilgilerin, bu kurum ve kuruluşlara verilmesi vergi mahremiyetinin ihlali sayılmaz. Bu durumda, kendilerine bilgi verilenler, bu maddede yazılı yasaklara uymak zorunda olup, bu bilgilerin muhafazasını sağlamaya yönelik tedbirleri almakla yükümlüdürler. Maliye Bakanlığı, bu fıkra uyarınca verilecek bilgilerin kapsamı ile bilgi paylaşımına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
213 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi, müteselsilen sorumlu olmak üzere, tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılır. Limited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olurlar. Şu kadar ki bu fıkra uyarınca tasfiye memurlarının sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tutarla sınırlıdır.
Beşinci fıkra kapsamına girmeyen tüzel kişilerin tüzel kişiliklerinin veya tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin sona ermesi halinde, sona erme tarihinden önceki dönemlere ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi, müteselsilen sorumlu olmak üzere, tüzel kişiliği olanların kanuni temsilcilerinden, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler (adi ortaklıklarda ortaklardan herhangi biri) ve varsa bunların temsilcilerinden herhangi biri adına yapılır.”
Vergi Usul Kanunu’nun “Kıymeti düşen mallar” başlıklı 278. maddesinden sonra gelmek üzere, imha edilmesi gereken malların değerlemesine yönelik yeni düzenlemeler içeren 278/A maddesinin eklenmesi öngörülmektedir.
Buna göre, bozulma, çürüme veya son kullanma tarihi geçmesi nedeniyle emtia imha işlemleri süreklilik arz eden mükellefler, takdir komisyonu kararına gerek olmaksızın Maliye Bakanlığı tarafından belirlenecek usul ve tayin olunacak imha oranına göre değerleme yapabileceklerdir.
Yapılan başvurular, Maliye Bakanlığınca, mükellefin geçmiş yıllardaki işlemleri, fiili üretimi, satış ve imha süreçleri ile sektördeki diğer mükelleflerin durumu, yetkili idare, oda ve kuruluşların görüşleri de dikkate alınmak suretiyle değerlendirilir. Bu değerlendirme neticesinde, Maliye Bakanlığınca karşılıklı anlaşmak suretiyle, tayin olunan imha oranını aşmamak kaydıyla imha edilen emtianın emsal bedeli sıfır olarak kabul edilir.
Mükellefler, imha işlemine ilişkin her türlü kayıt, belge ve evrakı bu Kanunun ilgili hükümleri uyarınca muhafaza ve gerektiğinde ibraz etmek zorundadır.
213 sayılı Kanun’a 280’inci maddesinden sonra gelmek üzere “Yurtdışından getirilerek sermaye olarak konulan yabancı paralar” başlıklı 280/A maddesi eklenecektir.
Buna göre, yatırım teşvik belgesi kapsamında yatırım yapacak tam mükellef sermaye şirketlerine, işe başladıkları hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar yurtdışından getirilerek sermaye olarak konulan yabancı paraların, söz konusu dönem zarfında yatırım teşvik belgesi kapsamında sarf olunan kısmı nedeniyle oluşan kur farkları pasifte özel bir fon hesabına alınabilir. Bu durumda olumlu kur farkları bu hesabın alacağına, olumsuz kur farkları ise bu hesabın borcuna kaydedilir.
Sermaye olarak konulan bu yabancı paraların, işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar herhangi bir suretle sarf edilmeyen kısmı; bu hesap dönemlerine ait vergilendirme dönemlerinin sonuna kadar mukayyet değeriyle, işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap döneminin sonu itibarıyla bu Vergi Usul Kanunu’nun 280’inci maddesine göre değerlenir.
Oluşan fon hesabı, sermayeye ilave edilme dışında, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulur. Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan devir ve bölünme işlemleri hariç, şirketin tasfiyesi halinde de bu hüküm uygulanır.
Mükelleflerin, bu madde hükmünden yararlanabilmeleri için ticaret siciline tescil tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar yatırım teşvik belgesi almak için başvuruda bulunmuş ve işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar bu belgeyi almış olması gerekir. Söz konusu yabancı paralar; başvurunun süresi içinde yapılmaması halinde müteakip ilk vergilendirme dönemi, yatırım teşvik belgesinin alınamaması halinde ise işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonu itibarıyla Vergi Usul Kanunu’nun 280’inci maddesine göre değerlenir.
Elektronik olarak düzenlenmesi gereken fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması, düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi fiilleri Vergi Usul Kanunu’nun 353’üncü maddesinde tanımlanan özel usulsüzlük cezası kapsamına alınmaktadır. Söz konusu belgelerin elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken kâğıt olarak düzenlenmesi (zorunlu haller hariç) ya da hiç düzenlenmemiş sayılması (VUK md. 227 ve 231) durumunda da özel usulsüzlük cezası kesilecektir.
Elektronik tebligat sistemi ile getirilen yükümlülüklere uymayanlar için kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezaları belirlenmiştir.
213 sayılı Kanun’un ek 11’inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan ibare değiikliği ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamından çıkarılmaktadır.
213 sayılı Kanun’a aşağıdaki geçici madde eklenecektir.
“GEÇİCİ MADDE 30- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra, 17/4/1957 tarihli ve 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununa göre sanayi sicil belgesini haiz mükelleflerce münhasıran imalat sanayiinde veya 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu, 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ve 3/7/2014 tarihli ve 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamında faaliyette bulunan mükelleflerce münhasıran Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde kullanılmak üzere, 2019 takvim yılı sonuna kadar iktisap edilen yeni makina ve teçhizat ile aynı tarihe kadar yatırım teşvik belgesi kapsamında iktisap edilen makina ve teçhizat için uygulanacak amortisman oran ve süreleri, Maliye Bakanlığınca bu Kanunun 315 inci maddesine göre tespit ve ilan edilen faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle hesaplanabilir. Bu şekilde yapılacak hesaplamada faydalı ömür süresinin küsuratlı çıkması halinde, çıkan rakam bir üst tam sayıya tamamlanmak suretiyle ilgili kıymetlere uygulanacak amortisman oran ve süreleri belirlenir. Bu şekilde belirlenen oran ve süreler izleyen yıllarda değiştirilemez. Imalat sanayiinde kullanılmak üzere iktisap edilen ve madde hükmünden yararlanılabilecek makina ve teçhizatı tespite Bakanlar Kurulu, uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
Vergi Usul Kanunu’nun 376’ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “üçte biri” ibaresi “yarısı” şeklinde değiştirilmiştir.
Buna göre, uzlaşma kapsamından çıkarılmış olan söz konusu cezalar için uygulanan indirim oranının üçte birden %50’ye çıkarılması öngörülmektedir.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına istisna hükmü olarak aşağıdaki bent eklenmiştir.
“j) Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin su, kanalizasyon, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme tesisleri ile yol yapımına ve küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları,”
KDV Kanunu’nun 17. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (d) bendine, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda kantin olarak belirlenen alanların okul aile birlikleri tarafından kiraya verme işlemlerinin KDV’den istisna olduğuna dair hüküm eklenecektir.
- Makine ve Teçhizat Alımlarında KDV İstisnası (Tasarı Md. 31)
Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’na eklenmesi planlanan geçici madde ile aşağıda belirtilen makine ve teçhizat teslimlerine KDV istisnası getirilmesi öngörülmektedir. Buna göre,
- 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanunu’na göre sanayi sicil belgesini haiz KDV mükelleflerine münhasıran imalat sanayiinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizat teslimleri,
- 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamındaki teknoloji geliştirme bölgesi ile ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde, 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamındaki araştırma laboratuvarlarında Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunanlara, münhasıran bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizat teslimleri,
31 Aralık 2019 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesna olacaktır.
6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN (TASARI MD. 2)
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a 74’üncü maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 74/A maddesine göre,
Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince haczedilen mal üzerindeki hacizler aşağıdaki şartların sağlanması halinde kaldırılır.
1. Mahcuz malın bu Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan mallardan olması.
2. Mahcuz mala biçilen değer ile %10 fazlasının, ilk sırada haciz tatbik eden tahsil dairesine ödenmesi (Şu kadar ki, madde kapsamında ödenecek tutar, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan ödeme zamanı gelmiş, tecil edilmiş veya muacceliyet kesbetmiş borçların toplamından fazla olamaz.).
3. Mahcuz mala ilişkin takip masraflarının ayrıca ödenmesi. 4. Hacze karşı dava açılmaması veya açılmış davalardan vazgeçilmesi.
ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNU (TASARI MD. 56-62)
MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ KANUNU (TASARI MD. 17-21)
Motor gücü: Taşıtların elektrik motorlarını imal eden fabrikalarca uluslararası normlara göre tespit edilen ve kilovat (kW) olarak ifade olunan azami güçtür.
Elektrik motorlu otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri ile panelvanların ve motosikletlerin, diğer taşıtlar için yaşı itibarıyla uygulanmakta olan motorlu taşıtlar vergisi tutarlarının % 25’i oranında vergilendirilmesi öngörülmektedir.
HARÇLAR KANUNU (TASARI MD. 22)
Açılmış davalarda uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözümlenmesi halinde, arabuluculuk son tutanağına dayalı olarak verilen kararlarda 35,90 TL harç alınacaktır.
İşbu yazı hakkında ek bilgi gerektiğinde aşağıdaki kişilerle irtibata irtibata geçmenizi rica ederiz.
Ersin Nazalı Yönetici Ortak, Avukat, YMM |
Mükerrem Yanar Ortak, YMM |