Ajanda

YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ’NİN FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİNE İLİŞKİN BAZI TESPİTLER İÇEREN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

16.03.2021

 

Duyurumuz, 16/03/2021 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan ve fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil edilmesine dair değerlendirmeler içeren Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 13/01/2021 tarihli, E.2020/1906 ve K.2021/156 sayılı kanun yararına bozma kararına ilişkindir.

 

I. Kanun Yararına Temyize Konu Edilen Karar

Mahkeme, davacı işverenlik nezdinde çalışan bazı personellerin fazla sürelerle çalışma ücretlerine hak kazandıkları halde ödenmediğinin tespit edilmesi, eski çalışan D.Ö.’nün 2012/11-2013/8 dönemleri  arasına ilişkin olarak ek aylık prim ve hizmet belgelerinin düzenlenmesi ve tahakkuk eden primlerin ödenmesini istemenin üzerine, yapılan itirazın reddine dair kurum işleminin iptali ve ihtirazı kayıtla ödenen 1996,76 TL primin iadesi istemli açılan davada, idari yargı kararlarında yıllık 270 saatlik fazla çalışma sınırının tespitinde aylık 22,5 saat dikkate alınarak yapılan uygulamanın yerleşik Yargıtay kararları karşısında yerinde olmadığı, banka personeline fazla mesai yaptırıldığının herkes tarafından belli olan maruf ve meşhur bir vakıa olduğu bu nedenle ayrıca kanıtlanmasının gerekmediği, iş sözleşmesi sunulmadığı, personele hak ettiği fazla mesai ücretinin ödenmemesinin davaya konu prim borcu için bildirim yapılmamasının gerekçesini oluşturamayacağı, iş müfettişlerinin yerinde yaptıkları tespitin aksini kanıtlar delil olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine kesin olarak karar vermiştir.

 

II. Kanun Yararına Temyiz Başvurusu

Adalet Bakanlığı’nın gösterdiği lüzum üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 6100 sayılı HMK (“HMK”) m.363/1 uyarınca temyiz edilmeden kesinleşen işbu mahkeme kararına karşı 08/04/2020 tarihli ve 2020/38879 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz isteminde bulunmuştur.

 

III. Karar

Daire tarafından, HMK m.124 uyarınca mahkemenin dava dışı D.Ö.’ye husumet yöneltilerek göstereceği tüm deliller değerlendirildikten sonra hüküm kurulması gerektiğini belirttikten sonra, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişi tarafından yapılan teftiş sonrası;

  • İşçilerin yılda 270 saate kadar fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde bir hüküm bulunmasına rağmen iş sözleşmelerinde temel ücretin belirlenmemesi,
  • Çalışma süresinin ve fazla çalışma sürelerinin belgelendirilmemesi,
  • İşçilere fazla çalışma ücreti ve serbest zaman arasında bir seçimlik hak tanınmaması,
  • İş sözleşmeleri sona eren işçilerin ihbar ve kıdem tazminatı hesaplamalarında temel ücret yerine sözleşmede yer alan ücret tutarının tamamının dikkate alınması,

nedenleriyle, haftalık bazda 45 saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücretine hak kazanmaları gerektiğine dair belirleme karşısında, fazla mesai yaptırılmadığının da iddia edildiği bu davada mahkemece,

  • Dava konusu dönemde bildirimi bulunan bordrolu çalışanların beyanlarına başvurulması,
  • Fazla mesai alacaklarına ilişkin herhangi bir dava açılıp açılmadığının araştırılması, açılmış ise sonuçlarının değerlendirilmesi,
  • İşyeri defter-kayıt-belgeleri incelenerek ve gerektiğinde bilirkişi bilgisine başvurularak söz konusu dönemde fazla mesai yapılıp yapılmadığının araştırılması

suretiyle uyuşmazlık konusu husus hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde çözümlenip deliller birlikte değerlendirilerek karara çıkılması gerektiğine hükmedilmiş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına temyiz başvurusunun kabulüne ve Karşıyaka 4. İş Mahkemesi’nin anılan kararının sonuca etkili olmamak üzere HMK m.363/1 uyarınca kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Söz konusu Karar’a aşağıdaki link aracılığıyla ulaşabilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/03/20210316-11.pdf

NAZALI VERGI & HUKUK

info@nazali.com

Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, hukuki görüş ve tavsiye niteliğinde olmayıp, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir; bu sebeple belirtilen konularda bir aksiyon almadan önce, bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. NAZALI’ya işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz